20 yaş üstü her 7 kişiden biri diyabet hastası!

20 yaş üstü her 7 kişiden biri diyabet hastası!

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı her geçen gün artıyor.

DÜNYA DİYABET GÜNÜ’NDE ÇOK ÖNEMLİ UYARI

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı her geçen gün artıyor. Maltepe Belediyesi Tıp Merkezi’nde görevli Uzm. Dyt. Tuğba Kahvecioğlu, “20 yaş ve üzeri her 7 kişiden birinde diyabet görülüyor” açıklamasını yaptı.

Halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan diyabet hastalığı Türkiye’de ve dünyada giderek artıyor.  14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle açıklamalarda bulunan Maltepe Belediyesi Tıp Merkezi’nden Uzman Diyetisyen Tuğba Kahvecioğlu, Türkiye’de 20 yaş ve üzerindeki her yedi kişiden birinde diyabete rastlandığına dikkat çekti. 

OBEZİTENİN ÖNLENMESİ ÖNEMLİ

Obezitenin önlenmesi konusunun diyabet konusunda çok önemli rol oynadığını vurgulayan Kahvecioğlu “Genel yaşam tarzı değişiklikleri üzerinden ilerlemek gerekiyor. Kişi kendi sağlığını ne kadar iyi yönetirse kan şekeri yönetimi o kadar iyi oluyor. Uzun dönemli kan şekeri yüksekliğinin yarattığı sonuçlardan korunmada o kadar başarı sağlıyoruz. Uzun dönemli komplikasyonlarda özellikle böbrek hasarı, sinir hasarı görebiliyoruz. Diyabette doğru beslenmeyi öğrenmenin yanı sıra uygun medikal tedaviyi eksiksiz şekilde götürmek gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

EN ÖNEMLİ BELİRTİLER

Çok acıkma, çok susama ve sık idrara çıkmanın diyabetin en dikkat çeken belirtileri olduğuna işaret eden Kahvecioğlu, “Diyabette beslenme konusuna odaklanarak yapılacak en önemli öneriyse kişilerin şekerle ilgili kullandığı ilacına güvenerek her şeyi yiyebilirim, istediğim kadar yiyebilirim şeklinde yanlış algıya düşmemesidir. En fazla yapılan hatalardan biri bu.  Kişilerin bir noktadan sonra değiştiremeyeceği duruma adapte olmaları ilaç ve beslenme tedavisi bir arada etkili sonuçlar çıkıyor” diye konuştu. 

HANGİ GIDALARDAN UZAK DURULMALI?

Şeker içeriği çok yoğun meyve ve kuru meyvelerde kısıtlamalar önerdiklerine değinen Kahvecioğlu, “Şekerli yiyecekler, tatlılar, bal, pekmez gibi şekeri ani yükseltecek gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Yenilen şeylerin zamanı, gün içinde öğünlerin nasıl konumlanması gerektiği şeklinde bütüncül bir anlayış gerekiyor.” diye konuştu. Kan şekerini düzenlemek için şeker yerine tatlandırıcı kullanılabileceğine değinen Kahvecioğlu, “Örneğin diyabetik reçel, baklava gibi ürünler kullanabiliriz. Genel yaşam tarzı değişikliği, yürüyüş, spor ya da bir egzersizin dahil edilmesi gerekiyor. Daha sürdürülebilir, uzun soluklu hedeflerle ileri dönemdeki sağlık problemlerinden kişinin korunması gerekiyor. “ dedi. 

ŞEKERLİ GIDA ÖDÜL OLARAK SUNULMAMALI

Tek bir besini genelde halk arasında popülerleştirme, mucizeleştirme gibi bir algı oluştuğuna vurgu yapan Kahvecioğlu, “Beslenme konusu istismarlara çok açık bir alan.  Daha ileri çalışma yapılması gerekli konuları altın standart olarak kişilere öneremiyoruz.” şeklinde sözlerine devam etti. Çocukluk çağında paketli ürünlerin ve şekerli yiyeceklerin yoğun kullanımıyla, ebeveynlerin bunu  ödül aracı olarak çocuklarına sunmasının yanlış bir davranış şekli olduğunu belirten Kahvecioğlu “Ödül mekanizmasıyla, duygusal mekanizmayla herhangi bir yiyeceğin, tatlının ilişkilendirilmemesini istiyoruz çünkü bu serotonin, dopamin sisteminin yiyecek  dışındaki koşullarda yerine getirdiği bir durum. İçerden hormon kaynaklarını dengeleyen bir durum. Bunları besinlerle yan yana getirip ilişkilendirdiğimiz zaman bunun yanına o çocuğun ileri dönemde yaşadığı zorluklarda, sıkıntılarda ya da ödüllendirilmek istediği noktada o besinle kendini ilişkilendirip elinin direk ona gitmesi gibi davranış kalıplarına  gidebiliyor. Çocukluk döneminde güçlü bir ilişkilendirme  ve bağ yeteneği var. Bunu daha olumlu,  genel sağlığı koruyucu, besleyici, büyüme ve gelişimine sağlıklı şekilde yaparsak daha sağlıklı olacak. dedi. 

ÇOCUKLAR İÇİN ÖNEMLİ UYARI

Çocukların vaktinden önce tanıştıkları tatlı ve şekerli yiyeceklerin özellikle  sebze tüketimi konusunda ilerleyen dönemlerde sorun yaşanmasına yol açtığına vurgu yapan Kahvecioğlu “Halk arasında temel olarak dört temel tat duyusu varken bilimsel olarak beş temel besin tat duyusu var. Beşinci tat duyusu umami nötr tat duyusu. Başı çeken sebzelerde görüyoruz. Sebzelerin reddi, direkt tatlıyla tanışan bebeklerde, çocuklarda daha fazla meydana geliyor.  Her şeyi zamanında ve olması gereken şekilde tanıması gerekiyor. Ebeveynlerin çocuklarına örnek olacak seçimler yapması gerekiyor.” diye konuştu. 

2dsrwuoo8gywcbdhulfvpia3.jpg

lubaxmeh2pkcy0mcirzwqake.jpg

xwmcnxuzwj4al6erbjqm5t7l.jpg

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.