AKBAŞOĞLU EYT'LİLERİN GÜNDEMLERİNDEKİ YERİNİ AÇIKLADI
AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda çelişkili açıklamalar söz konusu olmadığını savunarak, "Asgari...
AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda çelişkili açıklamalar söz konusu olmadığını savunarak, "Asgari ücret ve 3600 ek gösterge sonrasında, bunlar teklife dönüştürülerek Meclis’e geldikten sonra da inşallah sözleşmeli personelin durumu, emeklilerin durumu ve emeklilerin durumu kapsamında EYT’lilerin durumu üzerinde bu yapılan çalışmaların nihayetlenmesi süreci sonrasında, bu hususları da Cumhur İttifakı olarak kendi aramızda istişare ile Meclis’in gündemine taşıma ve inşallah diğer partilerle de görüşüp kamuoyuna bu çalışmaların neticesini de açıklama durumu söz konusu olacaktır" dedi.
Muhammet Emin Akbaşoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, güncel siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Akbaşoğlu, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın bir şehit yakınına küfretmesine ilişkin şunları söyledi:
NE DİSİPLİN KURULUNA SEVK EDİLDİ NE DE İSTİFASI İSTENDİ: “Topluma ‘Ben sizin bacınızım’ diyen bir parti genel başkanının, kendi vekili tarafından bir şehidin bacısına küfredilmesiyle ilgili toplumu sükût-u hayale uğrattığı ve yol yürümeye devam kararı aldığı kararı görülmekte. Ne disiplin kurulana sevk edildi ne de istifası istendi. Dolayısıyla bir an için düşünüldüğünde, İYİ Parti’nin bir vekili sıfatıyla böyle bir hadsizlik söz konusu olsaydı, acaba İYİ Parti’nin disiplin kurulları yine işlemeyecek miydi, istifası istenmeyecek miydi? Bu noktada mahşeri vicdan, değerlendirmesini yapacak ve kararını verecektir. Gereken yapılmamıştır. Siyasi ahlak dersinden İP yönetimi sınıfta kalmıştır. Bu, apaçık bir hakikat olarak toplumun huzurunda cereyan etmiştir. Gerçekten CHP ve HDP’nin bu konudaki tutum ve davranışı da kendi aralarındaki İYİ Parti ile yamalı bohça ittifakının devamı yönünde hakaret ve küfür üzerine ittifaklarına devam ettikleri görülmüştür. Bu, net durum olarak kamuoyunun takdirindedir.
CHP'NİN ALTI OKUNA BİR OK DAHA İLAVE ETMİŞ OLDU, "MANDA VE HİMAYE KABUL EDİLEBİLİR': CHP’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Manda ve himaye kabul edilemez. İstiklali tam, tam bağımsız Türkiye’ ilkeleri ve ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ yaklaşımına taban tabana zıt bir şekilde 10 büyük elçinin içişlerimize karışarak yargımıza doğrudan talimat verme cüretini gösterdiği ve Sayın Cumhurbaşkanı’mızın şahsiyetli duruşu ve gereğinin yapılması talimatı karşısında bu büyük elçilerin u dönüşü yaparak geri adım atmalarının üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen, bu büyükelçilerin cesaretini kimden aldıklarının anlaşılacağı üzere CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu bütün büyükelçilere Türkiye’nin en önemli, en stratejik projesi ve yatırımı olan bir yatırımla ilgili yabancı devletlerden yardım dilenerek, ‘Türkiye’yi durdurun, bu yatırımı yaptırmayın’ çağrısında bulunduğu apaçık bir şekilde ortaya çıktı. Bu utanç mektubunu yazarak aslında CHP’nin altı okuna bir ok daha ilave etmiş oldu. O okta ‘manda ve himaye kabul edilebilir’ okudur.
CHP YÖNETİMİNE YAZIKLAR OLSUN: Terör elebaşısının açıklamalarına şahit olduk. O da terörle mücadele tezkeresine ‘hayır’ diyen CHP’nin bu konuda terör örgütünün elebaşısının övgüsüne mazhar olması. Tırnak içerisinde ifade ediyorum ki bu övgü, size onur olarak yeter. Nasıl bir tablo ile karşı karşıya bulunduğumuzu milletimizin takdirine arz ediyorum. CHP yönetimine yazıklar olsun diyorum.”
Muhalefetin Meclis’teki tutumunu da eleştiren Akbaşoğlu, şöyle devam etti:
YAMALI BOHÇA İTTİFAKI DİKİŞ PATLATMIŞTIR: Mantık şu; ‘Siz ne yaparsanız yapın, AK Parti olarak ne kadar iyi şeyler de yapsanız, biz kötü diyeceğiz’ diyorlar. ‘Ne kadar güzel iş yaparsanız yapın, biz kara çalacağız size’ diyorlar. Muhalefet anlayışları bu, maalesef. Bu durum muhalefetin şizofrenik bir muhalefet anlayışı içerisinde hareket ettiğinin, kendi ifadeleriyle en büyük ispatı ve delilidir. Dolayısıyla bu yaklaşımların milletimize, devletimize, ülkemize hiçbir fayda getirmediği ve getirmeyeceği milletimiz tarafından görülmektedir. İşte bu gerçeğin ortaya çıkması münasebetiyledir ki yamalı bohça ittifakı dikiş patlatmıştır. Hırçınlaşarak millet değerlerine aykırı tutum ve davranışlarını aleni bir şekilde fütursuzca ortaya koymaktan çekinmemektedirler. Mutlaka kamuoyunun, milletimizin de bu yaklaşımlara cevabı Haziran 2023’te net bir şekilde ortaya konacaktır.”
Akbaşoğlu, EYT konusunda yapılan çelişkili açıklamalara ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:
EYT’NİN GÜNDEMDEKİ YERİ: "Ortada herhangi farklı bir açıklama söz konusu değil. Bu konuda Sayın Fuat Oktay’ın Plan Bütçe’de gündeme getirdiği husus, bugün yürürlükte olan mevzuata dair bir açıklamadır. Sayın Bakanımız Vedat Bilgin Bey, bu konuyla ilgili kamuoyunda farklı platformlarda da gündeme ilişkin bazı açıklama ve değerlendirmeleri olmuştu. Şu anda bir sıralama olarak ve bir süreç yönetimi olarak ifade etmek isterim ki asgari ücretle ilgili ve 3600 ek gösterge ilgili çalışmalar yoğun bir şekilde yapılmakta. Yılbaşından sonra bu konular TBMM’nin gündemine, Cumhur İttifakı olarak getirilmek üzere çalışılmaktadır. Dolayısıyla öncelikli olarak Cumhur İttifakı’yla beraber, paydaşlarımızla istişare yaparak asgari ücret ve 3600 ek gösterge ile ilgili çalışmalarımızı nihayetlendirip, bunu yılbaşından sonra bir kanun teklifiyle gündeme getirip, diğer partilerle de istişare edip kamuoyuna açıklayacağımızı ifade edebilirim. Ayrıca sözleşmeli personelin durumu, emeklilerin durumu, bütün bunlar bir sıralama ve bir süreç yönetimi çerçevesinde ele aldığımız konular arasındadır. Çalışma Bakanlığı’mız da bu konularla ilgili kendi görev alanına giren her konuya ilişkin çalışma yapmaktadır. Ve dolayısıyla asgari ücret ve 3600 ek gösterge sonrasında, bunlar teklife dönüştürülerek Meclis’e geldikten sonra da inşallah sözleşmeli personelin durumu, emeklilerin durumu ve emeklilerin durumu kapsamında EYT’lilerin durumu üzerinde bu yapılan çalışmaların nihayetlenmesi süreci sonrasında, bu hususları da Cumhur İttifakı olarak kendi aramızda istişare ile Meclis’in gündemine taşıma ve inşallah diğer partilerle de görüşüp kamuoyuna bu çalışmaların neticesini de açıklama durumu söz konusu olacaktır."
Akbaşoğlu, Lütfü Türkkan hakkında hazırlanan fezlekeye ilişkin bir soruya, "Anayasa ve ilgili mevzuat çerçevesinde nasıl bir sürecin takip edilebileceği, nasıl bir usulün söz konusu olduğu hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde net ve belli. Dolayısıyla milletvekiliyle ilgili bir yargılama yapılabilmesi, dokunulmazlığın kaldırılmasına bağlı. Dolayısıyla bu süreç başlatılmış vaziyette" açıklamasını yaptı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde kendisine "50+1’in mahsurlu" olduğunu aktardığını ifade etmesiyle ilgili bir soruya yanıt vermeyen Akbaşoğlu, ekonomiye ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
CANHIRAŞ ŞEKİLDE MÜCADELE EDİYORUZ: "Ekonomik anlamda gerçekten uluslararası tedarik zincirlerinin zorluğu, yaşanılan enerji krizi ve dünyada yaşanılan enflasyon gerçekliği, mutlaka bütün dünyanın içinde bulunduğu bu ekonomik sosyal şartlar ve sağlıkla ilgili salgın şartları, bileşik kaplar prensibi çerçevesinde Türkiye’yi de etkilemekte. Biz, bu konuda bütün tedbirleri vatandaşlarımızın lehine almak suretiyle sosyal devletin bütün ilke ve uygulamalarını vatandaşlarımıza yansıtma çerçevesinde iki yıldır canhıraş bir şekilde mücadele ediyoruz. Son bir iki yıldır yaşadığımız, özellikle dünya şartlarının Türkiye’ye etkileri bakımından da hissettiğimiz bu tür zorluklara dair de bunları aşacak, toplumumuzun a’dan z’ye bütün kesimlerinin alım gücünü arttıracak politikaları hayata geçirme hususunda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bakanlarımıza talimatları söz konusudur. Biz, bütün partilerle görüşmelerimizi bu manada her türlü diyaloğa açık bir şekilde devam ettiregeliyoruz. Biz AK parti olarak, gerçekten demokratikleşme diyalog ve bu manada Türkiye’nin bütün sorunlarının çözümü hususunda net bir duruş sergilemek ve özellikle Cumhur İttifakı olarak hep birlikte bütün topluma ve bütün partilere, ‘Gelin demokratik yepyeni bir sivil anayasayı ülkemize kazandıralım, demokrasimize kazandıralım, millet iradesiyle sivil bir anayasa yapalım’ çağrısını yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Dolayısıyla bizim özümüz sözümüz bir."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.