AKŞENER: ERKEK İLE KADIN DAVRANIŞININ SEBEP VE SONUÇLARINI ANLAYABİLİRSEK PARTİMİZİN ÜLKEYİ TEK BAŞINA YÖNETMESİNİN ÖNÜNDE ENGEL YOKTUR
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Eğer biz, erkek davranışı ile kadın davranışının sebeplerini, sonuçlarını ve atılan adımlar noktasını doğru anlayabilirsek bizim partimizin...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Eğer biz, erkek davranışı ile kadın davranışının sebeplerini, sonuçlarını ve atılan adımlar noktasını doğru anlayabilirsek bizim partimizin bu ülkeyi tek başına yönetmesinin önünde hiçbir engel yoktur" dedi.
İYİ Parti Siyaset Akademisi Başkanlığı, eğitimlerini tamamlayan 245 partiliye sertifikalarını törenle verdi. Parti genel merkezinde bugün düzenlenen törende, eğitimlere tam katılım gösteren 19 kişinin sertifikasını, Meral Akşener takdim etti.
Siyaset Akademisi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akalın’ın açılış konuşmasını yaptığı törene, İYİ Parti’nin genel başkan yardımcılarıŞenol Sunat, Ümit Dikbayır, Bahadır Erdem ve Ümit Özlale de katıldı.
Akşener, yaptığı konuşmada, ilimi de bilimi de bünyesinde barındıran bir siyasi parti olacaklarını belirtti. Akşener, şunları söyledi:
HEM DEMOKRASİ HEM MELEZ BİR SİYASET: “Biz, "her kafadan bir ses çıkıyor" diye tanımlanan bir siyasi yapıyız. Evet, demokrasi bu. Bilimsel bir kavram tartışılıyor, bize çok uygun melez siyaset. Dünya bunu tartışıyor şu anda. Ben bir kadın genel başkanım, reflekslerim farklı. İlim deniliyor da ben "bilim" diyorum. Çünkü ilim demek, Müslümanlığın bilimin içerisine konulması demektir. Cumhuriyetin kurulduğu andan itibaren yapılan kavramlar üzerinden, Cumhuriyeti kuranlarla ona itiraz edenler arasında bir kavgadır. Bilim denilince pozitivizm anlaşılır. Ben "bilim" deyince hocam "ilim" diyecek. Sonuç itibarı ile biz her ikisini de bünyesinde barındıran bir siyasi parti olacağız. Dediğim şey hem demokrasi hem melez siyaset.
Bu kadın davranışı ile -ister siyaset ister başka bir şey- erkek davranışı arasındaki farkı incelemeye çalışıyorum. Bu konuda bilimsel ve felsefi bazıçalışmalara rastladım, şimdilik bir yere gelmiş değilim. Eğer biz, erkek davranışı ile kadın davranışının sebeplerini, sonuçlarını ve atılan adımlar noktasını doğru anlayabilirsek bizim partimizin bu ülkeyi tek başına yönetmesinin önünde hiçbir engel yoktur. Kadınların hem en büyük gücü hem de erkekler karşısındaki en problemli alanı empatisi; yer değiştirme, aynı zamanda büyük bir güç. Bunu bir güç haline getirdiğinizde, erkeğin o gerekirse bilek bükerek çözümüyle yan yana geldiğinde, bu ikisi gerçekten inanılmaz bir güç haline geliyor.
TALİMAT OLARAK VERİYORUM: Ben bunu öğrencilerle özelikle paylaşmak istedim. Öncelik sıralamalarını doğru belirlemek lazım. Kavramsal karmaşa dünyada var Türkiye’de var, onlara çok fazla takılmadan ortak noktalarımızla, bizi biz yapan önceliklerimizle parti aidiyetini böyle yaparak, başka siyasi görüşteki arkadaşlarımıza saygı duyuyorum. Onların da belki bilmesi, belki bu konuda başka bir şeylere bakması açısından söylüyorum. Daha büyük alanda baktığınız zaman Türkiye’nin bu kutuplaştırılmış, birbiri ile ters düşmüş, yani ortak noktalarımızdan ziyade farklılıklarımızın ortaya çıktığı bu dil, bu yeni Türkiye, yani bugünün yeni Türkiye’si bu. Bunu da aşmanın yolu, hangi siyasi görüşte olursa olsun bu dediğim farklılıkların enerji olabileceğini, bizi bir yapabileceğini anlayabileceğimiz bir bakış açısını biz büyükler darmaduman ettik, belki siz gençler bunu oluşturabilirsiniz. Ben bizim partimizin mensuplarına bunu bir talimat olarak veriyorum. Yani fikirlerinizden vazgeçmek anlamını taşımıyor.
İLTİFAT ETMEKTEN VAZGEÇTİK: Bir şeyi daha söyleyeyim, uzun zamandır düşünüyorum. Eren Bülbül -Allah rahmet eylesin ama- şehit olduğu zaman fark ettik. Eren, 14 yaşında bir çocuk ne yazmış, hiç kimse de iyi ki varsın denilmemesi. Algıda seçicilik, utanıyoruz da ondan, şuur altımızda utanıyoruz. Nasıl bir toplum 14 yaşında bir çocuğa şunu yazdırır, ‘Hiç kimse de çıkıp demiyor ki ‘iyi ki varsın Eren.’ Şimdi bu kutuplaştırmanın insanlarıözensizleştirdiği bir alan bu. İltifat etmekten vazgeçtik, güzel söz söylemekten vazgeçtik, övmekten vazgeçtik. Bana bir arkadaşım güzel bir şey söylemeye çalıştığında bir paragraf yağcılık yapmadığını anlatıyor. Yahu niye yağcılık olsun, zaten gagalanıp duruyorum ben, bir güzel kelime, bir güzel cümle sarf etmek niye yağcılık olsun. Bunların hepsi bu kutuplaşmanın getirdiği tırnak çıkarıp kirpi gibi olmanın sonucu. Benim size söyleyeceğim şey, hayatınızda başarılar diliyorum ama asla vazgeçmeyeceğiniz bir şey olsun, planla, uygula, kontrol et, önlem al.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.