ANKARA BAROSU SEÇİME GİDİYOR, MEVCUT BAŞKAN SAĞKAN: "HUKUKSUZLUKLARIN TAM DA KARŞISINDA OLMAYA DEVAM"

ANKARA BAROSU SEÇİME GİDİYOR, MEVCUT BAŞKAN SAĞKAN: "HUKUKSUZLUKLARIN TAM DA KARŞISINDA OLMAYA DEVAM"

Ankara Baro Başkanlığına yeniden aday olan mevcut Başkan Erinç Sağkan, seçilirse yeni döneme teminat olarak 3 yıllık görev süresinde yaptıklarını gösterdi. Sağkan, “Mesleğin ve meslektaşının...

Haber: TAMER ARDA ERŞİN- Kamera: ÜNAL AYDIN

Ankara Baro Başkanlığına yeniden aday olan mevcut Başkan Erinç Sağkan, seçilirse yeni döneme teminat olarak 3 yıllık görev süresinde yaptıklarını gösterdi. Sağkan, “Mesleğin ve meslektaşının yanında olan, haksızlık ve hukuksuzlukların tam da karşısında yer alan bir Ankara Barosu olacaktır” diye konuştu. Sağkan, tepki çeken “çoklu baronun” Ankara’da hayata geçemediğini aktararak, “1,5 yıldır üye sayısı 21 bin olan Ankara’da ikinci bir baro kurulamadı. Bu yapılan yasal düzenlemenin ne kadar yanlış, avukatın ihtiyacıyla ilgisi olmadığını ortaya koydu” dedi.

Pandemi gerekçesiyle yaklaşık 1 yıl ertelenen Ankara Barosu 66. Olağan Genel Kurulu 18-19 Eylül 2021 tarihinde Bilkent Odeon Gösteri Merkezi’nde yapılacak. Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan da önümüzdeki dönemin baro başkanının seçileceği genel kurul için adaylığını açıkladı. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Sağkan, şimdiye kadar yaptıklarını ve gelecekte yapacaklarını anlatırken, avukatların sorunlarına değindi. Pandemi gerekçe gösterilerek Anayasa ve yasaya rağmen genel kurullarının yaklaşık bir yıl ertelendiğine dikkat çeken Sağkan, “2 yıllık görev süremiz 3 yıla uzamış durumda. 18-19 Eylül’de yapacağımız genel kurulun ardından kalan süre bir yıl olarak ortaya çıkmış durumda” diye bilgi verdi.

Sağkan ilk aday olduğunda genç ve işçi avukatların sorunlarınıçözmeye yönelik çalışmalar yapacağı sözünü verdiğini hatırlatarak, avukatlık mesleğinin bilinçli olarak itibarsızlaştırılmaya çalışılmasının sonucunun “işçi avukat” sorununu doğurduğunu ifade etti. Sağkan bilinçsiz şekilde birçok hukuk fakültesinin açıldığını ve avukat sayısının arttığını kaydederek, şunları söyledi:

“Öngörülemeyecek şekilde avukat sayısında artış yaşadık. Bu da yanında bilinçli olarak avukatların ekonomik kaosun içerisine girmesini getirdi. Haliyle o eskiden usta çırak ilişkisi olarak şekillenen ücretli çalışan avukat, işveren avukat ilişkisinin artık işçi avukat, işveren avukat ilişkisine evrildiği süreci hep beraber yaşıyoruz. Son 10 senede net olarak işçi ve işveren avukat ilişkisine evrildi. Hatta biz buna dikkat çekmek için Ankara Barosu’nun ücretli çalışan avukatlar merkezinin ismini işçi avukatlar olarak değiştirdik. Artık kimsenin işçi avukatların sorunlarına sırt çevirme, ‘İşçi avukatlar yoktur’ diyerek bu alanda çalışan meslektaşlarımızın sorunlarını görmeme ve üstünü örteme şansı bulunmamaktadır.

“1 MAYIS’TA PRENSİP BELGESİ YAYIMLADIK”

‘İşçi ve işveren avukat’, bu mesleğin en temel özelliği ile örtüşmediği gerçek ancak bu husus işçi avukatların özlük haklarını savunmak için çaba göstermeyi engellemez ve ortadan kaldırmaz. Avukatlık Kanunu’nun 12’nci maddesinde düzenlenen, bir avukatın yanında ücretli çalışan avukatların özlük hakları ve aynı zamanda bir ofisin içerisinde kendisini bağımsız bir avukat olarak hissedebilmesi için ücretli çalışan avukat, işveren avukat prensip belgesini geçtiğimiz 1 Mayıs’ta yayımladık. Tavsiye niteliğinde belge olmakla birlikte Ankara’da çok sayıda meslektaşımız tarafından kabul gördü. İmzalandı ve taahhüt altına alındı. Aslında biz Ankara’dan mesleki dayanışma hareketini başlatarak, ücretli çalışan meslektaşlarımızın sorunlarına bir nebze olsun kendi içimizde çözüm bulmaya çalışıyoruz.

“BAKANLIĞA TEKLİFİİLETİYORUZ”

Asıl çözümünün Avukatlık Kanunu içinde yapılacak düzenlemelerle işçi avukatların her türlük özlük haklarının güvence altına alınmasıyla olduğunu biliyoruz. Bu yönde de durmaksızın (Adalet) bakanlığa tekliflerimizi iletiyoruz. Ancak şu husus da bir gerçek; sorun yaşayan tek grup ücretli çalışan avukatlar grubu değil. Bağımsız çalışan, 0-5 yaş grubu olarak tarif ettiğimiz meslektaşlarımızın da ciddi problemleri var. Buna ilişkin de çözüm yöntemleri sunuyoruz. Yurt dışından gördüğümüz önleyici avukatlık hizmetlerinin geliştirilmesi, bazı sözleşmelerin avukatlar tarafından imzalanmasının zorunlu olması, tapu ve gayrimenkul işlemlerinde her iki tarafın da avukat ile temsilinin zorunlu olması, arabuluculukta taraf vekilliği uygulamasını getirilmesi gibi çok sayıda önerimizi Ankara Barosu olarak bu dönem bakanlığa, Meclis’te grubu olan partilere ilettik.

“EN ÇOK TEMSİL EDİLEN MESLEK, AMA SORUNLARI ÇÖZÜLMÜYOR”

Şu bir gerçek meslek gruplarına baktığınız zaman milletvekilleri arasında en çok temsil edilen meslek grubu olmamıza rağmen bugüne kadar kangren haline gelen avukatların sorunlarının çözümü noktasında üzülerek söylemek istiyorum ki istisnaları bir tarafa ayırmak gerekir, somut bir adım atılmıyor ve avukatlık mesleği gün geçtikçe daha da büyük bir ekonomik kaosun içerisine sürükleniyor.”

“KAMU ZARARI VAR”

Ankara’da tek bir adliye binasının olmamasını“Adaletin bölünmesi” diye yorumlayan Sağkan, sorunun vatandaşları da ilgilendirdiğine dikkat çekerek, Başkent’te 8 ayrı binada ilk derece mahkemelerinin faaliyet gösterdiğini bildirdi. Sağkan yüksek meblağlar verilerek adliye binalarının kiralandığını vurgulayarak, “Burada ciddi anlamda kamu zararı söz konusu” dedi.  

“SAMİMİYETİ SORGULATIR HALE GELDİ”

Sağkan, sorunun çözümü için 2019 yılında Adalet Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında protokol imzalandığını, Yenimahalle’deki MİT yerleşkesi arazisinin Adalet Bakanlığı’na devredildiğini fakat halen tek çivinin çakılmadığını söyleyerek, “Sayın Adalet Bakanı tarafından ifade edilen husus ‘2023 yılına Ankara’da tek bir adliyenin hayata geçirileceği’ söylemiydi. Ancak geldiğimiz noktada bahse konu arazide hiçbir inşaat faaliyeti başlamadığı gibi son olarak Sıhhiye Adliyesi’ndeki aile mahkemelerinin de parçalanmasıyla yeni bir ek hizmet binasının hayata geçirilmesi, bu aşamada baronun görüşünün alınmaması, baroya bilgi dahi verilmemiş olması, bu anlamada atılan adımların samimiyetini maalesef ki sorgulatır hale geldi” diye konuştu.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni adli yıl açılışında Ankara’ya tek adliye sözü verdiğini aktaran Sağkan, bu sözün takipçisi olacaklarını kaydetti.

Kamuoyunda “Çoklu Baro Yasası” olarak bilinen düzenlemenin ardından Ankara’da ikinci bir baro kurulamadığını anlatan Sağkan, Ankara Barosu’nu yukarıdan müdahalelerle bölünemeyeceğini kaydederek, “Ankara Barosu’nun kurulduğu günden itibaren misyonu bu ülkede hak ve özgürlüklerin teminatı olmak olmuştur. Geçtiğimiz yıl çıkarılan yasanın üzerinden 1,5 yıla yakın bir zaman geçti. 80 baronun tamamının istisnasız olarak karşıçıktığı yasayı, Meclis’te derdimizi anlatmaya çalışmamıza rağmen tahakküm ile yasalaştırdılar” diye konuştu.

“İKİNCİ BARO KURULAMADI”

Baro başkanlarının Ankara’ya yasaya tepki için yürüyüş yaptığında Başkent’in girişinde “27 saat boyunca zulüm uygulandığını” belirten Sağkan, şunları söyledi:

“Tüm dünyanın gözü önünde bu zulüm uygulandı. Geldiğimiz noktada bu kadar tepkiye, her kesimin karşıçıkmasına rağmen bu yasayı dayattılar. Maalesef Meclis’ten, bütün milletvekillerinin de içten içe istemediğini bildiğimiz bir yasayı, bir dayatmayla çıkardılar. Aslına bakarsanız intihar süsü verilmiş, bir cinayet kurgusudur bu. Ankara’da çok net olarak meslektaşlarımızın tepkisiyle karşılaştı. 1,5 yıldır, üye sayısı 21 bin olan Ankara’da ikinci bir baro kurulamadığı gibi, bu noktada kamu avukatlarına yapılan ciddi mobbing ve baskı, aynı zamanda kamu ile sözleşmeli çalışan serbest avukatlara çok ciddi bir baskı yapılmasına ve sözleşmeleri iptal edilmeye başlamasına rağmen halen ikinci bir baronun kurulmamış olması aslında Ankara Barosu’nun duruşunu gösterdiği gibi, bu yapılan yasal düzenlemenin ne kadar yanlış, ne kadar avukatın ihtiyacıyla ilgisi olmadığını ortaya koydu. Bu sebeple bu yasama dönemindeki talebimiz, ivedilikle hiçbir kimseye ve kesime faydası olmayan, avukatları bağımsız savunmayı daha da kutuplaştırarak, bağımsızlığını yitirmesine neden olacak bu düzenlemenin tekrar değiştirilmesi. İllerdeki bu çoklu baro garabetine son verilmesi.”

Sağkan seçilmesi halinde önümüzdeki dönemde yapacakları için, görevde olduğu 3 yılda sorun yaşayan hiçbir avukatın “yalnız kalmamasını” teminat göstererek, “Meslektaşımızın bizzat yanı başında yer aldık. Mücadeleyi onunla birlikte yürüttük. Meslektaşımızın ne önünde ne arkasında değil tam da yanı başında yer aldık. Bu 3 yıllık süreç için bu konunun çok önemli olduğunu düşündüğüm için gurur ile söyleyebiliyorum” dedi.

“İŞKUR İLE GÖRÜŞTÜK”

Sağkan avukatların kökleşmiş ve yasa ile çözülecek sorunlarını sadece Meclis ve Adalet Bakanlığı’na baskı unsuru olarak çözmeye çalışmadıklarını aynı zamanda kendilerinin de somut adımlar attığını bildirdi. Sağkan, “Stajyer avukat arkadaşlarımızın ücret alamama problemi var. İŞKUR ile görüştük ve ücret almasının yöntemlerini araştırarak, projelendirdik. Bakanlığa ve Meclis’e sunduk” diyerek bu durumu örneklendirdi.

“HAKSIZLIĞIN KARŞISINDA OLACAKTIR”

Sağkan seçilirse meslektaşlarının 3 yıllık dönemde gördüğü baro anlayışını devam ettireceklerini kaydederek, “Sorunu tespit etmekle kalmadık, çözüm yöntemlerini sunduk ve baskı unsuru olmaya gayret ettik. Bundan sonra meslektaşlarımız teveccüh eder de devam edersek, nasıl bir 3 yıllık baro gördülerse aynı baro üzerine 3 yıllık tecrübe ile devam edecektir. Yine mesleğin ve meslektaşının yanında olan, haksızlık ve hukuksuzlukların tam da karşısında yer alan bir Ankara Barosu olacaktır” diye konuştu.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.