BAHÇELİ: "ALİ ERBAŞ DOĞRU BİR İŞ YAPMIŞTIR VE DESTEĞİMİZ TAMDIR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adli Yıl Açılışı töreninde Diyanet İşleri Ali Erbaş’ın Yargıtay Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile dua etmesini, “Doğru bir iş yapmıştır ve desteğimiz...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adli Yıl Açılışı töreninde Diyanet İşleri Ali Erbaş’ın Yargıtay Başkanı ve Cumhurbaşkanı ile dua etmesini, “Doğru bir iş yapmıştır ve desteğimiz tamdır. Onun hedef alınması, bir bakıma din ve vicdan hürriyetini hedef almaktır” sözleri ile savundu. Bahçeli, “Türkiye Müslüman bir ülkedir” dedi.
Devlet Bahçeli, bugün yaptığı yazılı açıklamasına, İzmir’in 9 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtuluşunu kutlayarak başladı. Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:
BU EMANETE LEKE SÜRÜLEMEYECEK:“9 Eylül 1922’de yalnızca İzmir’in dağlarında çiçekler açmamış, vatanın tamamı feraha ve selamete kavuşarak Türkiye Cumhuriyeti milli ufukta bir bayrak gibi görünmüştür. Yürürlükteki Anayasa’nın ikinci maddesinde de ifade ve ihata edildiği üzere; ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir’. Devletimiz, Kurtuluş Savaşı’nın paha biçilemez mükafatı, hürmet ve rahmetle yad ettiğimiz kutlu ceddimizin ve aziz şehitlerimizin ebediyen muhafaza edilecek emanetidir. Kavlimiz ve kararlılığımız odur ki bu emanete leke sürülmeyecektir.
KURULUŞİLKELERİNİ TARTIŞMAYA AÇMAK DÜŞMAN İŞGALİ KADAR VAHİM: Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilke ve esaslarını tartışmaya açmak, buna heves edenlere göz yummak, en az düşman işgali kadar vahim bir tehlike olarak karşımızdadır. Bir fazilet olan Cumhuriyet maşeri vicdanda kök salmış, cumhurla Cumhuriyet’in kenetlenip kucaklaşması bütün ana hatlarıyla vücuda gelmiş, nitekim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle derinlik kazanmıştır. Hiç kimse bu hususu aklından ve hatırından çıkarmamalıdır.
DEĞERLER ÜZERİNDEN NİFAK CEPHELERİ AÇMAK YAPAY BÖLÜNMELERE NEDEN OLDU: Özellikle değerler üzerinden yeniden nifak cepheleri açmaya, bunu da toplumun geneline teşmil etmeye gayret edenler hem sorumsuz hem de sağduyudan yoksun olan kesimler olarak dikkat çekmektedir. Türkiye’de herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Bununla birlikte hiç kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağı ve suçlanamayacağı açık bir Anayasa kuralıdır. Kaldı ki bunun aksini düşünmek bile mümkün değildir. On yıllar boyunca nice badiresine maruz kaldığımız; laik-anti laik, inanan-inanmayan kamplaşmasıçok ağır sosyal maliyetlere, hatta duygu ve duyarlılık alanında vasat bulan yapay bölünmelere neden olmuştur.
TÜRKİYE MÜSLÜMAN BİR ÜLKEDİR: Adli yılın başlaması münasebetiyle ve aynı zamanda yeni Yargıtay binasının açılışı esnasında bizzat Diyanet İşleri Başkanı tarafından okunan duanın bazıçevrelerde şiddetli tepkiyle karşılanması, kelimenin tam manasıyla ilkelliktir. Türkiye Müslüman bir ülkedir. Bu manevi hakikat değişmeyecektir. Türk milleti Müslüman bir millettir. Bu yalın gerçek ihlal, ihmal ve inkar edilemeyecektir. Kulaklarında çan sesi çınlayan fikri ve siyasi yobazların, son günlerde laiklik elden gidiyor feryadı koparmaları tahammülsüzlük, inanç ve insan haklarına kategorik bir başkaldırı olarak yorumlanmalıdır.
FELAKET TELLALLIĞI VE PROVOKASYON: Günlerdir gazete köşeleriyle manşetlerde, haber ve tartışma programlarında felaket tellallığı ve provokasyon yapılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanı’nın duasına tahammül edemeyenler öyle bir noktaya gelmişlerdir ki Atatürk’e ve laikliğe savaş açıldığını iddia edecek kadar izan ve insaflarını kaybetmişlerdir.
Yapılan duayı karalamak maksadıyla “Şeriat çığlığı, anayasal suç, Talibanla aynışey isteniyor” şeklinde tevil edenler, faşist ve despotik siyasi angajmanlarının kölesi haline gelmişlerdir. Milli ve manevi değerlerimizle bağları koparan, kurulmuş köprüleri bütünüyle havaya uçuran bu bedhahların İslam dinine alerjileri, tedavisi imkansız klinik vaka düzeyindedir.
DEİZM, ATEİZM VE AGNOSTİSİZMİN PENÇESİNE DÜŞENLER: Müslüman bir ülkede, temeli atılan veya yeni yapılan bir binanın duayla değil de başka türlü hangi yolla açılacağını sözde laiklik bekçisi rolüne bürünen kalpazanların açıklamalarında ayrıca yarar görülmektedir. Bu niyet ve zihniyet failleri, aynışekilde laikliğin de karşısında hizalanan, laikliği asıl manasından soyutlayan inanç ve irade muhalifleridir.
Deizmin, ateizmin ve agnostisizmin pençesine düşenlerin, bir başka anlatımla kalbi katılaşıp vicdanı buz tutanların dua ve niyazlarımızdan rahatsızlık duymaları, bir kaşık suda fırtına koparmaları, inancımızın iffetinden hiçbir şey kaybettirmeyecektir.
DEMOKRATİKLEŞME ÇAĞRISI YAPANLARIN ‘ATEİSTLEŞME’ GÜZERGAHINA KAYMALARI TEHDİTTİR: İçi boş demokratikleşme ve özgürleşme çağrısı yapanların alenen ‘ateistleşme’ güzergahına kaymaları ileri düzeyde bir tehdittir. Onlar dayatıyor ya da istiyor diye Müslüman Türk milleti hak yolundan, hidayet çizgisinden asla dönmeyecektir. Merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle, “Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.”
DUA ŞİFADIR, DUA BEREKETTİR: Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Ve desteğimiz tamdır. Onun hedef alınması bir bakıma din ve vicdan hürriyetini hedef almaktır. Laiklik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı, kilit taşıdır. Bunun üzerinden sanal korkular üretmek, toplumsal ve siyasal kutuplaşmayı derinleştirmeye çalışmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir. Dua şifadır, dua huzurdur, dua gönül enginliğidir, dua berekettir, dua Allah’a yaklaşmak ve yakınlaşmaktır.
Duadan korkan manevi değer kaçkınlarının bile hayatlarının son etaplarında duaya ihtiyaçları vardır, bununla birlikte mezarlıklara ve musalla taşlarına bakmaları ibret almaları için yeterlidir. Barzani lobisine dönüşen, PKK’nın arabuluculuğuna soyunan CHP’nin, girdiği zillet tünelinin tesirinden bir nebze de olsa uzaklaşıp milli ve manevi değerlerimize saygı duyması samimi tavsiyemizdir.
KOYNUNDA HAÇ TAŞIYIP DUALARIMIZA KULP TAKMAYA KİMSE HEVES ETMEMELİ: Müslüman mahallesinde misyonerlik yapmaya, koynunda haç taşıyıp dualarımıza kulp takmaya hiç kimse heves etmemelidir. Ne inancımıza ne imanımıza ne duamıza ne de dinimize ve milletimize asla kötü söz söyletmeme irademizi sonuna kadar koruyacağımızı muhataplarının ve müzmin münafıkların bilmeleri kendi hayırlarınadır. Diyanet İşleri Başkanıüzerinden Cumhur İttifakı’nın duruşunu, Türkiye’nin milli ve manevi dengesini sarsmayı planlayanlar elbette başaramayacaklar, kazdıkları kör kuyuya düşmekten de kurtulamayacaklardır.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.