BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ: “SOSYAL MEDYA YASASI’NA GAZETECİLİK FAALİYETİ DAHİL EDİLMESİN”
Beş basın meslek örgütü, ekim ayında TBMM’ye gelmesi beklenen Sosyal Medya Yasası teklifine ilişkin önerilerini açıkladı. Meslek örgütleri, Sosyal Medya...
Beş basın meslek örgütü, ekim ayında TBMM’ye gelmesi beklenen Sosyal Medya Yasası teklifine ilişkin önerilerini açıkladı. Meslek örgütleri, Sosyal Medya Yasası teklifinin kamuoyuna açıklanmasını, haberleşme ve bilgilenme özgürlüğünün sınırlandırılmamasını, gazetecilik faaliyetinin bu yasaya dahil edilmemesini ve yeni düşünce suçları yaratılmamasını istedi.
Meslek örgütlerinden ve sivil toplum kuruluşlarından (STK) görüş almadığı bilinen Sosyal Medya Yasası teklifinin, 1 Ekim’de açılacak olan TBMM’nin gündemine gelmesi bekleniyor. Yasa teklifinin içeriği ise henüz açıklanmadı.
Gazetecilik meslek örgütleri, teklifle ilgili önerilerini ortaya koymak için İstanbul’da bir toplantı düzenledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti binasında düzenlenen toplantıya, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Başkanı Adnan Özyalçıner, PEN Yazarlar Derneği İkinci Başkanı Halil İbrahim Özcan, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Temsilcisi Uğur Güç katıldı.
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, toplantıda, beş meslek örgütünün hazırladığı ortak açıklamayı okudu. Açıklamada, internete erişimin bir insan hakkı olduğuna dikkat çekilerek hazırlanacak Sosyal Medya Yasası’nın tarafların bilgisine açılıp tartışılması, haberleşme ve bilgilenme özgürlüğünün sınırlandırılmaması istendi.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE BİR ENGEL DE SOSYAL AĞ SAĞLAYICILAR OLMASIN”
Gazetecilik faaliyetinin yasaya dahil edilmemesi ve yeni düşünce suçları yaratılmaması istenen açıklamada, sosyal ağ sağlayıcıların yetki alanlarının gözden geçirilmesi, ifade özgürlüğünün önündeki engellerden birinin sosyal ağ işletmecileri olmasının önünün açılmaması talep edildi.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Gazeteciliğimizin geldiği durum konusunda bir şey söylememe gerek yok, hepiniz görüyorsunuz, hepimiz görüyoruz. Bu ortamda diyorlar ki ‘yalan haberleri önleyeceğiz manipülasyonu önleyeceğiz’. Nasıl önleyeceksiniz? En çok haberleri manipüle eden, haber gizleyen, iktidar yanlısı medya. Hemen hemen bir-iki istisna dışında tümü, haber görmemekte ısrarlı. Kürtlerin, solcuların, sosyalistlerin haberlerini görmüyorlar. Kadınlara yönelik şiddeti görmüyorlar. Birçok gazeteci Youtube’da yayıncılık yapıyor. Şimdi seçim öncesi sosyal medya alanını da tıkamak istiyorlar. Bizler beş meslek örgütü olarak bu konudaki itirazlarımızı dile getirmeye, mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.
Açıklamada, beşörgütün yasa teklifi ile ilgili önerileri ise şöyle sıralandı:
TASLAK TÜM KAMUOYUYLA PAYLAŞILMALI: “Böylesine önemli bir konuda yapılacak düzenlemenin tüm kamuoyuyla paylaşılmaması, ilk sorun olarak karşımızda durmaktadır. Düzenleme kanunlaşmadan önce taslak metin tüm kamuoyuyla paylaşılmalı ve tartışılmalıdır.
SOSYAL AĞ YERİNE İNTERNET PLATFORMLARI DENİLMELİ: 5651 sayılı Kanun’daki sosyal ağ tanımı değiştirilmelidir. Alman Sosyal Medya Yasası’nda olduğu gibi ‘kâr amacı gütmek hedefiyle kullanıcıların herhangi bir içeriği diğer kullanıcılarla paylaşmasını veya bu içeriği herkese açık hale getirmesini sağlamak için tasarlanmış internet platformları’ tanımının daha uygun olduğu düşüncesindeyiz.
TCK’DA YALAN HABERLE DÜZENLEME YAPILIP YAPILMAYACAĞI BELİRLENMELİDİR: Dezenformasyon kavramının nasıl tanımlanacağı, Türk Ceza Kanunu’nda yalan haberle ilgili bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı belirlenmelidir.
RESMİ KURUM KONUSUNDA KAMUOYU AYDINLATILMALIDIR: Resmi bir kurum ihdas edilip edilmeyeceği, bunun bir sansür kurulu gibi işlemesinin önüne geçmek için hangi önlemlerin alınacağı konusunda kamuoyu acilen aydınlatılmalıdır. Fransa örneğinde olduğu gibi, yalan haberlerle mücadele için Yüksek Yayıncılık Kurulu’na verilen yetkinin Fransız Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği de göz önüne alınmalıdır.
GAZETECİLİK FAALİYETİ KANUN KAPSAMI DIŞINDA TUTULMALIDIR: Gazetecilik ve editöryal içeriğe sahip sağlayıcılar kanun kapsamının dışında tutulmalıdır.
YENİ DÜŞÜNCE SUÇLARI YARATILMAMALIDIR: Yapılacak düzenleme ile yeni düşünce suçları kategorisi yaratılmamalıdır.
SOSYAL AĞİŞLETMECİLERİNİN YETKİLERİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR: Sosyal ağ işletmelerine (Twitter, Facebook, Youtube, Instagram gibi) tanınan/tanınacak yetkiler ve sorumluluklar yeniden gözden geçirilmeli ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerden birinin sosyal ağ işletmecileri olmasının önü açılmamalıdır.
İÇERİĞİ KİMİN SİLECEĞİ BELİRLENMELİDİR: Sosyal ağ işletmeleri yüksek para cezaları tehdidi altındadır. Tartışmalı olarak kabul edilebilecek herhangi bir içerik karşısında, içeriğin silinmesi ya da engellenmesinin hangi kriterlere göre, kimin tarafından yapacağı belirlenmelidir.
HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLANDIRILMAMALIDIR: Sosyal medyanın ülkemizdeki yaygınlığı hesaba katılırsa yapılacak değişikliklerin toplumun haberleşme ve bilgilenme özgürlüğünü sınırlayıcı nitelikte olmamasına dikkat edilmelidir.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.