BODRUM'DAKİ BENSUCAN NARLI CİNAYETİ DAVASINDA KARAR
Muğla’nın Milas ilçesinde arkadaşlık teklifini reddeden Bensucan Narlı’yıöldürmekle suçlanan Serhat Kantaş hakkında tutuklu olarak yargılandığı davada...
MELİS ANTER
Muğla’nın Milas ilçesinde arkadaşlık teklifini reddeden Bensucan Narlı’yıöldürmekle suçlanan Serhat Kantaş hakkında tutuklu olarak yargılandığı davada müebbet hapis cezası kararı verildi.
Milas'ın Aydınlıkevler Mahallesi’nde yaşayan 23 yaşındaki Bensucan Narlı, 12 Mart 2021 tarihinde arkadaşlık teklifini reddettiği Serhat Kantaş tarafından öldürülmüştü. Serhat Kantaş, hakkında Bodrum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, tutuklu olarak yargılanıyordu.
Mahkeme, bugün yapılan duruşmada karar verdi. Kantaş, müebbet hapis; Emircan Duman hakkında ise Kantaş’a yardım ettiği gerekçesi ile 11 yıl hapis cezası kararı verildi.
Duruşmaya, Bensucan Narlı’nın ailesi, taraf avukatları, siyasi partilerin kadın kollarıüyeleri, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri katıldı. Duruşma sonrası açıklama yapan Narlı ailesinin avukatı Müge Kızılırmak, şunları söyledi:
“BU YARGILAMA GAYRİ CİDDİ VE CİNSİYETÇİDİR”
“Bugün Bensucan Narlı dosyasının karar celsesinden çıktık. Ne yazık ki, bugüne kadar devam eden cinsiyetçi yargılama bugün bu kararda kendisini gösterdi. Bu beyanlarımızı duruşmada dile getirmemize rağmen, duruşma zaptına geçmesini istememize rağmen hiçbir zaptımız duruşma beyanına geçirilmedi. Tasarlama çok net olmasına rağmen, bugün tasarlayarak değil sadece kasten öldürmeden TCK 81/1 hükmünden cezalandırma yapıldı. Şu an için istinaf yolumuz var. İstinafa başvuracağız. Doğrudan bir karar bekliyoruz. Bu kararı kabul etmek kesinlikle mümkün değil. Dosyadaki somut delillerle her hukukçunun yapabileceği değerlendirme bugün bir heyet tarafından ne yazık ki, yapılmadı. Ama bekliyoruz. Duruşmanın ne kadar gayri ciddi ve cinsiyetçi yürütüldüğünün daha iyi anlaşılması için bu bilgiyi de paylaşmakta fayda görüyorum.
Mütalaa geçtiğimiz celse savcı tarafından cebinden çıkarttığı bir kâğıttan okundu ve belli ki bu kâğıt yazıldığında dosyadaki deliller henüz toplanmamıştı. Geçtiğimiz celse dinlenmesi gereken dosya için önem arz eden tanıkların beyanları alınmadan ve bunlar değerlendirilmeden mütalaa hazırlandı. Bu da aslında dosyadaki somut delillerin ve biz taraf vekillerinin dosyaya yapacağı katkı, ortaya koyacağıçelişkiler göz ardı edilerek en baştan önemsiz azledilerek hazırlanmış bir mütalaadır. Bugün de duruşma, adeta bizi susturmak istercesine, savcının mütalaasını değiştirmediği şeklinde bir uyarı ile başladı. Biz tabi ki buna rağmen, bütün savunmalarımızı, bütün beyanlarımızı dile getirdik. Bunları duruşma zaptına geçirmek istediğimizde mahkeme tarafından yerimize oturtulmak ile sadece uyarıldık. Hiçbir beyanımız yazılmadı, hiçbir sözümüz orada zapta geçirilmedi. Karşı taraf vekilinin bize yönelik kişisel haklarımızı zedeleyecek beyanlarını da ne yazık ki zapta geçirmeyi sayın başkan reddetti. Bu yüzden büyük bir açıklıkla bu yargılamanın gayri ciddi ve cinsiyetçi olduğunu söyleyebiliriz.”
"BU KARAR KADINLARIN KENDİLERİNİ DAHA İYİ KORUMALARINA YÖNELİK BİR UYARI NİTELİĞİNDEDİR"
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği avukatlarından ve katılan vekili yetkisiyle duruşmada yer alan Avukat Evrim İnan'da şöyle konuştu:
“Bugün yine bir cinsiyetçi yargılama sonucu buradayız. Davanın kamuoyuna taşınmış olması sanık vekili tarafından ağır şekilde bizlere yönelikte doğruyu yansıtmayacak şekilde beyanlarla birlikte eleştirildi duruşma salonunda. Sanığın kişilik haklarının ağır şekilde ihlal edildiğine dair beyanda bulunuldu. Oysa burada, hak ihlalinden bahsedilecek olunur ise cinsiyetçi bir yargılama da hak ihlalidir, bir kadının istemediği bir ilişki nedeniyle veya istemediği bir durum nedeniyle hayır dediği için, itiraz ettiği için öldürülmesi daha büyük bir hak ihlalidir. Bugün heyetin tasarlayarak eylemde bulunan sanıklar hakkında, tasarlama ile ilgili bir unsurları, öyle bir kanaate varamadık demeleri de büyük bir hak ihlalidir. Burada iki sanığın aslında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması gerekirken ödül niteliğinde bir ceza ile çıkmasıçok büyük, daha büyük bir hak ihlalidir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıçok büyük hak ihlalidir. Bütün kadınlara aslında kendilerine daha iyi korumalarına yönelikte bir uyarı niteliğindedir. Çünkü eline tüfeği alıp kadınları doğrudan vurmak çok da aslında büyük bir suç olmadığına, kanaat getirilmiştir bugün mahkeme tarafından. Bugün herhangi bir cinsiyetçi söylem ile bir kadının vurulmasının meşru olduğunu deklare etmiş oldu mahkeme heyeti. Son derece kızgın ve öfkeliyiz. Ama mücadelemiz burada son bulmayacak. Biz sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Hak yerini bulana kadar, gerçek adalet sağlanana kadar buradayız ve mücadelemizi sürdüreceğiz.”
* Müge Kızılırmak
* Avukat Evrim İnan
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.