BTP GENEL BAŞKANI BAŞ: ASIL AMACIN, "TERÖRİZE KABİLİYETİ FAZLA İNSANLARI BURAYA YERLEŞTİRELİM" OLMADIĞI NE MALUM?

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Afgan mülteci tartışmaları hakkında, "Asıl amacın ‘Belli bölgelerde savaşmış, terörize kabiliyeti fazla insanları buraya yerleştirelim" olmadığı ne malum. Çocuk 20 yaşında, doğduğu günden bu yana savaşın, çatışmanın içinde" dedi.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, geçtiğimiz cuma akşamı katıldığı bir televizyon programında ülke gündemine dair açıklamalar yaptı.

Türkiye'yi, bulunduğu coğrafyada "çölde açan bir gül" olarak nitelendiren Baş, Türkiye'nin bunu Mustafa Kemal Atatürk'e borçlu olduğunu belirtti. 

Baş, şöyle konuştu:

"TÜRKİYE'DE 11 MİLYON SURİYELİ VAR"

"Türkiye'de 11 milyon Suriyeli var. Şimdi biz, "PKK’lı teröristler, bu ülkede hain olan kim varsa sana geliyor ve sen bunları alıyorsun" diye Almanya'ya kızıyoruz, haklı olarak. Bugün Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bir kısmının durumu bu şekilde. Şimdi biz bir empati kuralım. Adamın oradaki fiili belli ve biz bunu alıyoruz. Bu, Suriye tarafından bakılınca görülen tablo. Bir de bizim tarafımızdan bakalım.

"BULUNDUĞUMUZ COĞRAFYADA ÇÖLDE AÇAN BİR GÜL GİBİYİZ"

Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bulunduğumuz coğrafyada adeta çölde açan bir gül gibiyiz. Bunu da Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz. Bugün Suriye'ye, Irak'a, İran'a, Libya'ya etrafımıza bakalım. Bizim farkımızın tek sebebi Atatürk’tür. Ben buna Atatürk farkı diyorum. Bizim kültürel seviyemiz, yaşam alışkanlıklarımız bu insanlardan farklı olabilir. Bu durum bu insanları aşağılık yapmaz, biz asla bu düşüncede olan insanlar değiliz. Biz bunlara sahip de çıkabiliriz. Afganistan'dan gelenlerin hukuki bir karşılıkları yok. Bunlar ne mülteci, ne sığınmacı. Dalga mı geçiliyor bizimle. Adam evinin balkonundan video çekiyor, Afganlar akın akın Türkiye'ye giriyor. Bunu çeken vatandaş "Benim gördüğümü devlet görmüyor mu, konum atayım devlete gelsin" diyor.

Ermeni soykırım iddialarıyla ilgili Joe Biden, 24 Nisan’da "soykırım" ifadesini kullandı. Sayın Cumhurbaşkanı da "Sen kim oluyorsun da böyle söylüyorsun" dedi. Sayın Cumhurbaşkanı böyle konuşunca ben çok mutlu oldum. Yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra da Joe Biden ile görüşecek orada da yüzüne karşı, "hayırdır kardeşim" diye sorar diye bekliyorduk. Sonra Brüksel'de, NATO zirvesinde buluştular ve görüşmeden sonra "Hamdolsun Ermeni meselesi gündeme gelmedi" dedi. Bu görüşmeden sonra bir de Kabil Havalimanı'nı koruma meselesi ortaya çıktı. O zaman bana "Bu konuda ne diyorsun" diye sordular. Dedim ki, "Kalabalıkta artistliğin, tenhada özrü olmaz." Kalabalıkta atar tutarsan Kabil Havalimanı'nı sana kilitlerler.

"ABD GÜCÜ TANKLARININ SINIRIMIZDAN İÇERİ SOKULMASI MÜMKÜN"

ABD, Yunanistan'daki Dedeağaç Üssü'ne 400 tane tank gönderdi. Bu tanklar Bulgaristan ve Romanya'ya dağıldı ve namluları Türkiye'ye dönmüş vaziyette bekliyorlar. Sorsan, ‘NATO güçleri tatbikat için orada bekliyorlar’ derler ama bakın bu gemi değil, uçak değil. Tank nedir ya? Ne zaman, tam da bu Afgan göçlerinden hemen önce. Şu anda asıl amacın "Sayıca çok fazla, belli bölgelerde savaşmış, terörize kabiliyeti fazla insanları buraya yerleştirelim" olmadığı ne malum. Çocuk 20 yaşında, doğduğu günden bu yana savaşın, çatışmanın içinde. Şimdi bunlar üzerinden oluşturulabilecek bir karmaşadan sonra o NATO gücü, o ABD gücü tanklarının sınırımızdan içeri sokulması mümkün mü, mümkün. Belki de plan bu, niye bunu konuşmuyoruz. Siyaset bunu dillendirmiyor, niye buna karşıçıkmıyoruz? Asıl problem burada.”