ÇEVKO YÖNETİM KURULU BAŞKANVEKİLİ SOYKUT: İNSANLIK İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TEHDİDİNİ DOĞRU YÖNETEMİYOR
Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Yönetim Kurulu Başkanvekili Figan Soykut, endüstri devrimi sonrası sadece üretim şekillerinin...
Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Yönetim Kurulu Başkanvekili Figan Soykut, endüstri devrimi sonrası sadece üretim şekillerinin değil, tüketicilerin tüketim alışkanlıklarının değiştiğine dikkat çekerken, “Ancak, doğadaki değişimi öngöremeyen insanlık, iklim değişikliği tehdidini doğru yönetemiyor. Doğadaki dengenin bozulmasının temel nedeni budur” dedi.
ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nun Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı söyleşilerin bu seferki konu başlığı “İklim Değişikliğine Karşı Tüketici Sorumluluğu” oldu.
Çevimiçi olarak yapılan toplantıda EGD Başkanı Celal Toprak, iklim krizi ile mücadelede bireylere ve tüketicilere de sorumluluk düştüğünü vurguladı.
METE İMER: KAYNAKLARIN TÜKENMESİ, DOĞAL AFET VE GÖÇ DALGASI RİSKLERİ SÖZ KONUSU
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer ise Paris İklim Anlaşması’nın önemine değindi. Paris İklim Anlaşması’nın temel hedeflerinin küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi düzeyinin en fazla 2 C üstünde tutulması ve bu artışın 1,5 C ile sınırlanmasına yönelik çabaların sürdürülmesi, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğinin artırılması ve bu amaçlara ulaşılması için tutarlı bir finansman akışı sağlanması olduğunu söyledi. İmer, “Burada asıl önemli olan uygulama ve eylem. Paris İklim Anlaşması’nın sonuç verebilmesi için devletler düzeyinde yapılması gereken yasal altyapı düzenlemeleri var. Öte yandan, bireylerin de bu konuya ayak uydurması önem taşıyor” dedi.
İklim krizinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığı görüşünü dile getiren Mete İmer, “Bu tehdit karşısında önlem almazsak, kaynakların tükenmesi, doğal afetlerin artması, büyük göç dalgaları gibi riskler söz konusu. Yaşanamaz bir dünya ile karşı karşıya kalmamak için, tüm bireylere sorumluluk düşüyor. Bizler bireyler olarak günlük yaşam tarzlarımızda, ulaşım ve seyahat alışkanlıklarımızda, gıda tüketiminde, enerji ve su tasarrufunda daha duyarlı olmalıyız. Öte yandan, atıkların hammadde olarak yeniden değerlendirilmesini sağlamak, yani geri dönüşüm için evlerimizde atıklarımızı ayrı olarak biriktirmek ve geri dönüşümlerini sağlamak da sorumluluklarımız arasında yer alıyor” diye konuştu.
ZELİHA SUNAL: SANATÇILARA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Dünyanın sürdürülebilir geleceği açısından büyük önem taşıyan geri dönüşüm konusunda çalışmaları bulunan sanatçı Zeliha Sunal da “İklim değişikliğinin birincil sorumlusu da sonuçlarına katlanacak olan da biz insanlarız. Çevre duyarlılığının topluma yayılmasında geniş hayran ve takipçi kitlelerine sahip sanatçılara da büyük sorumluluklar düşüyor. Havasız, susuz, aç kalmamak için birlikte hareket etmeliyiz. Hayat tarzlarımızda yapacağımız ufak değişiklikler, büyük etkiler sağlayabilir. Elektrik, su, gıda tüketiminde duyarlı olmak, atıklarımızın geri dönüşümle değerlendirilmesi için üzerimize düşen hepimizin sorumluluğu” dedi.
FİGAN SOYKUT: İNSANLIK İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TEHDİDİNİ DOĞRU YÖNETEMİYOR
ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu Başkanvekili Figan Soykut Endüstri devrimi sonrası sadece üretim şekillerinin değil, tüketicilerin tüketim alışkanlıklarının değiştiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Doğadaki değişimi öngöremeyen insanlık, iklim değişikliği tehdidini doğru yönetemiyor. Doğadaki dengenin bozulmasının temel nedeni budur. Eskilerin güzel bir sözü vardır "Bir lokma, bir hırka" diye. Günümüzde hırkalarımızın sayısı arttıkça artıyor, ama yiyecek lokma bulamama riski de bununla birlikte büyüyor. Hava, su, toprak kirleniyor. Doğal afetlerin sayısı ve yıkıcılığı artıyor. İklim değişikliği geldi, kapımıza dayandı. Daha alınacak çok yol olsa da sanayi, özellikle son 10 senelik süreçte gerek duyarlılığın, gerek regülatif düzenlemelerin, gerekse maliyet kontrolünün gereği olarak kaynak kullanımı ve karbon salımları konusunda aksiyon alıyor. Yeşil Mutabakat gibi oluşumlar, üreticilerin tüm süreçlerini gözden geçirmesini gerektiriyor. Bu konuda biz bireyler ve tüketicilerin ambalaj atıklarının ayrı toplanmasından, tasarruflu tüketime, almamız gereken çok yol var. Gelişme ve buna bağlı tüketim engellenemez, ama kontrol altına alınabilir. Bireyler ve tüketiciler, bu konunun en önemli paydaşları arasında yer almalı ve bu konuların topluma basit ve anlaşılır bir dille anlatılması gerekiyor."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.