CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU VE İBB BAŞKANI İMAMOĞLU TEMEL ATMA TÖRENİNDE KONUŞTU
EYÜPSULTAN / İSTANBUL
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında siyasi yasak ve hapis cezası verilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Eyüpsultan Ağaçlı’da “Dr.Mustafa Kemal Gavuzoğlu ve Bedriye Gavuzoğlu Vakfı Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi”nin temel atma törenine katıldı. Törene; CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’li büyükşehir belediye başkanları, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri ve bağışçı Bedriye Gavuzoģlu katıldı. Törende, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.
KILIÇDAROĞLU: “HALA İSTANBUL’U KAYBETMENİN ACISINI YAŞIYORLAR”
Konuşmasına, “Biz, çok güzel bir aileyiz” sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Her ortamda demokrasiyi, adaleti savunuruz. Varsa bir eksiğimiz, dayanışma içinde gidermeye çalışırız. Vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmayız Kentin rant yarattığını hepimiz biliriz. Kentte yaşıyorsanız, o kentin bir rantı vardır. Ama bizim ailemizin temel hedefi; o rant, o kentte yaşayanlarındır. Birilerinin değildir. Bir grubun değildir. Bir çıkar odağının değildir. O kentte yaşayan bütün insanlarındır. İstanbul'u da böyle düşündüğümüzde, diyorlardı ki; ‘İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.’ Hala içlerine sindirememişler. Hala ‘Nasıl İstanbul'u kaybettik’; bunun acısını yaşıyorlar. Ve intikam almaya çalışıyorlar. Ön sırada otururken, bir tarafımda İl Başkanımız, bir tarafımızda Büyükşehir Belediye Başkanımız var. İkisine de siyasi yasak getirmek istiyorlar. Ekrem Başkan konuşurken, düşündüm. Niçin? Hangi gerekçeyle? Bana akıllı bir gerekçe söylesinler. Akıllı bir gerekçe. Yalova Belediye Başkanımız burada. Aylardır görevine başlatılmıyor. Bütün bu haksızlıkları biliyoruz. Belki bizim bir eksiğimiz, haksızlıkları geniş kitlelere aktarma konusunda biraz nazlıyız. Oysa bunu anlatmalıyız. Her yerde anlatmalıyız. Her ortamda anlatmalıyız.”
“BU KADAR HARAMA TAMAH EDEN BİR ANLAYIŞ NASIL OLUR DA İKTİDAR OLABİLİR”
“Bir ülkenin yöneticileri, o ülkeyi yaşanamaz hale getirirlerse, bize düşen büyük bir sorumluluk var: Halkı aydınlatmak” diyen Kılıçdaroğlu, “Ama siz yargıyı etkiliyorsanız, bize düşen görev, demokrasiyi yeniden inşa etmek. Milletin seçtiği milletvekillerimiz, hapse atıldı. Biz, bunun mücadelesini verdik, hepsi beraat etti. Ama bugün hala başka düşünen insanların cezalandırılmak istendiği bir ortam var. Hala İstanbul'u nasıl kaybettiklerinin acısını yaşıyorlar. İstanbul'u kaybetmenin acısını, hala yüreklerinde hissediyorlar. İstanbul'un rantına doymadılar. Bu kadar harama tamah eden bir anlayış nasıl olur da iktidar olabilir, aklım almıyor. Bizler hep birlikte bunun mücadelesini yapacağız” ifadelerini kullandı.
“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE VE VİCDANA GÖRE KARAR VERMEYEN HİÇ KİMSE, YARGIÇ VE SAVCI DEĞİLDİR”
“Bazıları yargı cübbesi giyebilirler” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Hiçbir önemi yok. Hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermeyen hiç kimse yargıç ve savcı değildir. Onlar göstermeliktir. Tarih onlarla da ilgili hükmünü verecektir. Birilerinin sofrasına oturan yargıcın verdiği karar hükümsüzdür. Vicdani kanaat nedir? Yaradan’ın yüreğimizdeki sesidir. Vicdani kanaati yoksa bir yargıcın, o, yargıç değildir. Bizim Allah'tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bütün baskılara rağmen, 11 büyükşehir ve diğer belediyelerimizle destanı büyütmeye çalışıyoruz. 24 saat dinlediklerini, denetlediklerini biliyoruz. Denetlemezseniz, dinlemezseniz namertsiniz. CHP sıradan bir parti değildir. Biz, avukat bürolarında kurulan bir parti değiliz. Biz, Milli Kurtuluş Savaşı sırasında, Sivas Kongresi'nden başlayarak kurulan bir partiyiz. Bizim genlerimizde, yurtseverlik yatar. Halka hesap vermeyi onurlu bir görev kabul ederiz. Elbette ki eleştiriler gelecektir. Elbette ki eleştiri geldiği zaman eksiğimizi tamamlarız. Önemli olan ön yargısız yaklaşmak. Her birimizin tarihe karşı yüklediği bir sorumluluk var. Bizim mücadelemiz hak, hukuk mücadelesidir. Azim ve kararlılık yolumuza devam edeceğiz. Bütün baskılara rağmen, tüm belediyelerimizle destan yazmaya ve destanı büyütmeye devam edeceğiz. Bizim genlerimizde yurtseverlik yatar. Biz, halka hesap vermeyi onurlu bir görev kabul ederiz. Biz her kuruş verginin hesabını mutlaka veririz.”
KILIÇDAROĞLU’NDAN GAVUZOĞLU’NA TEŞEKKÜR
Törene katılan bağışçı Bedriye Gavuzoğlu’na teşekkürlerini ileten Kılıçdaroğlu, “Verdiğiniz katkı için selamlarımı, hürmetlerimi sunarım. Burada yaş almış İstanbullular kalacaklar. Bu çerçevede yaptığınız bağış, atacağımız temel, Ekrem Bey'in verdiği katkı, son derece değerlidir” diye konuştu. Tarihe karşı yüklendikleri bir sorumluluk olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “Her birimiz, bu mücadelenin bir parçası olmak zorundayız. Bu adalet mücadelesini, ne yaparlarsa yapsınlar, azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. İlk kez sandığa gidip oy kullanacak gençler, dünya siyaset tarihine çok güzel bir not bırakacaklar” dedi.
İMAMOĞLU: “BAKMAYIN ÖYLE DÜN OLAN BİTENE…”
Sözlerine, “Bakmayın öyle dün olan bitene, biz, bugün çok daha hayırlı iş için bir araya gelmiş olduk” şeklinde başlayan İmamoğlu ise, “Bugün, Bedriye Hanım'ın o güzel yüreğinin bize açtığı bu fırsatı, İstanbul adına çok güzel bir hizmete dönüştürmek ve burada geleceğe dair İstanbul'un yaş almış büyüklerine, büyüklerimize güzel hizmetler sunacağımız bir merkezin hep birlikte temelini atıyoruz. 200 milyon lirayı aşkın bir yatırımla, önümüzdeki yıl inşallah bu zamanlara kadar tamamlanıp hizmete açacağımız bir temel atma töreni. Onun için şimdiden hayırlı olsun, şimdiden bu güzel hizmet, o sizin güzel kalbinizle Bedriye Hanım, sonucuna ersin diyorum. Çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “150 Günde 150 Proje” kampanyasının sonuna yaklaştıklarını hatırlatan İmamoğlu, “Bu kampanyamız esnasında, 168 noktada 199 projeye eriştiğimizi belirtmek isterim. Her ne kadar ‘150 Günde 150 Proje’ kavramıyla, tanımıyla yolculuğa çıksak da bugün bunun çok daha üzerinde bir sayıya eriştik. Daha da sevindirici bir hususu paylaşmak isterim. Önümüzdeki Şubat, Mart, Nisan ayları içerisinde, İstanbul'umuzda en az bir 150 projenin daha açılışını ve temel atmasını yapacağımızın da şimdiden müjdesini halkımızla paylaşmak istiyorum” bilgilerini aktardı.
“İSTANBULLULARIN TALEPLERİNİ CAN KULAĞIYLA DİNLİYORUZ”
Projeleri hazırlarken ve hizmetleri sunarken, İstanbulluların taleplerini can kulağıyla dinlediklerini belirten İmamoğlu, “Biz, şuna inanıyoruz: Bir şehri yönetmenin, bir millete hizmet etmenin, bir topluma hizmet etmenin, onları dinlemeden, onlarla birlikte karar almadan asla bir başarıya ulaşması mümkün değil. Dolayısıyla demokrasinin en temel prensipleri olan hem katılımcılığı hem ortak akıl sürecini hem de şeffaflığı İBB çatısı altında her anımızda hissettirdik ve en üst seviyede temsil etme gayretinde olduk” dedi. İBB Başkan adaylığının yolunu açan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkürlerini sunan İmamoğlu, “Ben, bu yolculuğa çıktığımda, bana sorulan sorulara, ‘Nasıl anılmak istersiniz? Hedefiniz ne’ dediklerinde, ‘Ben, bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olmak isterim’ demiştim. Çünkü zaten en demokrat belediye başkanı olmak demek, kayıtsız şartsız bu şehrin aynı zamanda en başarılı belediye başkanı olmak demektir. O bakımdan kendimize çizdiğimiz bu demokrasi ideali üzerindeki yolculuk, hiçbir zaman şaşmadı” diye konuştu.
“BANA VERİLEN BU ANLAMSIZ VE HUKUKSUZ CEZAYI, BAŞARIMIN ÖDÜLÜ OLARAK GÖRÜYORUM”
Eyüpsultan ilçesinde de kentin her ilçesinde olduğu gibi önemli hizmetler gerçekleştirdiklerini kaydeden İmamoğlu, “Her ilçemize, burayı hangi parti yönetiyor diye bakmaksızın eşitlikçi hizmet götürmeyi çok önemsedim. Şunu söyleyebilirim gurur tablosu olarak: İstanbul'un 39 ilçesine de eşit bakan bir Belediye Başkanı ve her ilçe belediyesiyle irtibat kuran, onlarla konuşan bir Belediye Başkanı olmayı başardığımızı şimdiden görüyorum” şeklinde konuştu. “Bizim ülkemizde bazen hiçbir başarı cezasız kalmaz; böyle bir bakış açısı da var” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Ben de bana verilen bu anlamsız ve hukuksuz cezayı, başarımın ödülü olarak görüyorum. İsraf düzenlerine son vermenin, onları çok kızdırdığını biliyorum. Aynı zamanda İstanbul'un itibar görmemesi gereken, tam aksine tedbirli olmanız gereken bazı kurumlarına itibarlı davranan dönemin bittiğine de çok üzüldüklerini biliyorum. İşte o kurumlar, bir hafta on gündür konuştuğumuz o ayıpları, bize yaşatan kurum ve kuruluşlar. Yani bir çocuğumuzun yaşadığı istismardan tutun da farklı, edepsiz, ahlaksız birtakım işlemlerin paydaşı olan bazı kurum, kuruluşları çevremizden uzak tuttuk. İyileri tenzih ediyorum. Sosyal yardım ve destekleri inanılmaz ölçüde artırmış olmamız ve plansızlıktan, bir avuç insanı kayırma duygusundan, iş yapma duygusunu unuttukları bir dönemden böylesi bir döneme dönüşmek, tabii ki onları çok kızdırdı ve bizi cezalandırmak istiyorlar.”
“BU AKILDAN BAŞKA BİR MAHARET BEKLEYEMEZSİNİZ”
“Aslında o kötü akıllarını ve kötü zihinlerini kötülük dolu kalplerini, ‘Binali Bey'e mi oy vereceksiniz, Sisi'ye mi oy vereceksiniz’ diye meydanlarda bağırdıklarında anlamak gerekiyordu” diyen İmamoğlu, “Ben, bu memleketin bir evladıyım. Allah'ını seversen, Sisi'ne biz ne? Yani bunu diline dolayan bir akıl, memleketin bir köyünde doğmuş ve bu güzel Cumhuriyet onu eğitmiş, İstanbul'a Belediye Başkanı yapmış bir memleket evladına, Karadeniz'in Trabzon ilinin Akçaabat ilçesinin, eski adı Zanane, yeni adı Cevizli Köyü'nde doğmuş bir adama bunu diyen akıldan, başka bir maharet bekleyemezsiniz. Çok net ifade ediyorum. Birkaç kelime önemli. Bir tanesi, ‘Hak yememek ve hakkını yedirmemek.’ İlk gündeki gibi, burada başta Genel Başkanımız ve bütün konukların huzurunda, bütün vatandaşlarımızın huzurunda ve bizi izleyen 16 milyon İstanbullunun ve 86 milyon vatandaşımızın huzurunda ifade edeyim ki: Hiç kimsenin hakkını yemedim, hakkımı da yedirmeyeceğim. Bunun altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“DÜNYAYA KAFA TUTMAK YARGIÇ GÖMLEĞİ GİYMEKLE DEĞİL, AKIL VE BİLİMLE OLUR”
“Dünyaya kafa tutmak, yargıcın gömleğini giyerek ya da elbisesini giyerek, insanları alt etmeye çalışmakla olmaz” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Dünyaya kafa tutmak, akılla ve bilimle olur. Bu şehirden tekrar ifade ediyorum: Bu millet hakkını yedirmeyeceği gibi, namertle mertliğin ne olduğunu da önümüzdeki süreçte hep beraber, ülkemizde milletimize, Genel Başkanımız ve altılı masada bulunan diğer siyasi liderlerle beraber, hep birlikte tekrar ispatını göstereceğiz ve mertlerin kazandığı namertlerin kaybettiği, 86 milyon insanımızın da kazandığı bir dönemi yaşatacağız. Allah, kimseye itibar kaybı yaşatmasın. Allah, herkese yaptığı işlerle, güzel duygularla, alnı açık, başı dik, milletinin arasında gezmeyi nasip etsin. Ben, görevimi yaparken, ‘Allah'ım beni ne olur aileme mahcup etme, milletimize mahcup etme’ diye dua ederim. Çünkü insan, başını öne eğdirecek bir iş yaptığı zaman, cümleler boğazına düğümlenir. Allah'ıma şükür, Genel Başkanımızın huzurunda, ilk günkü gibi, bugün de başım dik, alnım açık, göğsümü gere gere söylüyorum. Şunu ifade ediyorum hepinizin huzurunda: 2023 yılı çok güzel olacak. Çok çalışacağız. İstanbul'dan işimizi yapmaya devam edeceğiz. İşimizin başındayız. Ve göreceksiniz, memleketimiz adına 2023, bayram gibi bir yıl olacak.”
Konuşmaların ardından butonlara basıldı ve “Dr.Mustafa Kemal Gavuzoğlu ve Bedriye Gavuzoğlu Vakfı Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi”nin temel atıldı.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.