CHP, TURİZMİ TEŞVİK KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİ AYM'YE TAŞIDI
CHP, Turizmi Teşvik Kanunu'nda yapılan değişiklikleri Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıdı. CHP TBMM Grubu adına AYM’ye iptal başvurusunda bulunan CHP Grup Başkanvekili...
CHP, Turizmi Teşvik Kanunu'nda yapılan değişiklikleri Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıdı. CHP TBMM Grubu adına AYM’ye iptal başvurusunda bulunan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Şunu herkes bilsin; yanan ormanlara bir kazma dahi vurdurtursanız gök kubbeyi başınıza yıkacağız. Size o alanı dar edeceğiz. Ormanları kendi haline bırakın, doğa kendini yenileyecektir. Siz uzak durun yeter" dedi.
AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu’nun verdiği teklif, 17 Temmuz'da 24 saat 26 dakikalık görüşmenin ardından yasalaşmıştı. Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un oylamasında AKP, MHP ve İYİ Parti ‘kabul’ oyu vermiş; 284 ‘kabul’ oyuna karşı CHP ve HDP’nin toplam 50 ‘ret’ oyu yetersiz kalmıştı. Turizmi Teşvik Kanunu’nda yapılan değişikle Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile turizm merkezleri içinde yer alan korunan alanlarda her ölçekteki plan tekliflerinin, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sunulması yönünde düzenleme yapılmıştı.
26 maddelik kanunun 15 maddesinin iptali için partisi adına AYM’ye başvuran Engin Altay, başvurunun ardından açıklamalarda bulundu. CHP'li Altay, özetle şunları söyledi:
GÖK KUBBEYİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ:“Bugün benim AYM önünde sizle buluşma nedenimiz, ormanlarımız ve ormanlardaki bütün bitki örtüsü ve hayvanlar. Kıyılarımız ve bu kıyılarımızdan yararlanma hakkına sahip 84 milyon, meralarımız ve bundan yararlanma hakkı olan köyüler, çiftçiler, hayvanlar. Temmuz, ağustos ayında Türkiye büyük bir felaket yaşadı. Yangın ve sellerle uğraştık. AK Parti de ikinci felaketi, halkın ve turizmcilerin sorunlarını bir kenara bırakarak talan ve rant uygulamasına devam ederek gösterdi. Sayın Genel Başkanımızın bana söylediğini size söylemek istiyorum. Şunu herkes bilsin; yanan ormanlara bir kazma dahi vurdurtursanız gök kubbeyi başınıza yıkacağız. Size o alanı dar edeceğiz. Ormanları kendi haline bırakın, doğa kendini yenileyecektir. Siz uzak durun yeter.
VATANDAŞTAN ALDIĞIMIZ GÖREV: Temmuz’un 18’inde orman, mera ve kıyıların yağmalanmasına yasal zemin hazırlayan bir kanun teklifi TBMM’de yasalaştı. Teklifin adı ama bu teklifle turizmin teşvik edilmesi şöyle dursun, orman kıyı ve meralar tek adamın insafına ve inisiyatifine terk edildi. CHP olarak her zaman halkın, devletin, ülkenin menfaatine ayrı bulduğumuz her kanunu, kararnameyi bu yüce mahkemeye taşımak bizim vatandaştan aldığımız görevdir.
BURAYA SIK GELME NEDENİMİZ AKP'NİN HUKUKU KÜÇÜMSEYEN TAVRI: Buraya sık gelmemiz, her konuda şikayet eden bir mantık değildir. Buraya sık gelme sebebimiz, AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın hukuku küçümseyen, yerle yeksan eden tavrıdır. 7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu 26 madde. Biz bunun 15’ini bugün Yüksek Mahkeme’ye teslim ettik. Bu kanunda turizmi teşvik yok. Yerel yönetimlerin kıyı ve turizm alanlarındaki yetkilerini Saray’a devretme var. Biz bunun için buradayız. Turizm merkezi tanımına, orman vakfına sahip araziler eklendi. Bütün ormanları turizm merkezi gören bir yaklaşım var. Kültür ve Turizm Geliştirme Bölgeleri’nin Cumhurbaşkanı tarafından tek başına ilan edilmesi kabul edilemez. Merkezi idare, işi gücü bıraktı kıyıdaki şezlongla çadırla uğraşacak.
KABOTAJ KANUNU RAFA KALDIRILIYOR: Kıyılar herkesindir. Cumhurbaşkanı diyecek ki bir sahilde, ‘5’li çeteden bir turizmci burayı işletebilir’. Meraları turizme açacak ve ormanları doğal hayattan koparacak. Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgeleri’nin planlarını yapma, tadil etme yetkisi de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veriliyor. Kıyı bandındaki bütün belediyelerimizin bu bölgelerde plan yapma, tadil etme yetkisi de Cumhurbaşkanı’nın şahsına devrediliyor. Böylece Sayın Cumhurbaşkanı, eşine, dostuna, 5’li çeteye, oraya giremeyen daha alt kategorideki müteahhitlere kıyıları peşkeşçekecek. Böylece turizm bölgelerinin kim tarafından ne kadar işletileceğine Cumhurbaşkanı karar verecek. Orman vasfına sahip arazilerde, mera ve kıyılarda, günübirlik geçici tesislerde ÇED raporu aranıp aranmaması da Beyefendi’nin iki dudağının arasında. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Yabancı bayraklı yatlara Türk karasularında ticaret imtiyazı veriyoruz. Yani 815 sayılı Kabotaj Kanunu’nu rafa kaldırıyoruz. Kabotaj Kanunu, Türkiye’de rafa kaldırılacak bir kanun değildir. Bu kuruluşa ve kurtuluşa ihanettir.
ORMAN, KIYI VE MERALAR HEPİMİZİN: TBMM’de temmuz ayında yasalaşan kanun teklifinin Anayasa'ya aykırılığı sebebiyle başvurumuzu yaptık. Yüksek Mahkeme’nin iş yükü yoğunluğunu bilmekle beraber bu çok hassas konuda erken bir karar almasını da talep ediyoruz. Orman, kıyı ve meralar hepimizindir. Sadece insanlar değil hayvanlarındır, bitkilerindir. Dünyayı tek başımıza kullanmıyoruz. Tüm canlılarla ortaklaşmayı bilmek zorundayız."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.