CHP’Lİ ARI: “YARGIYI YÜRÜTMENİN TAHAKKÜMÜNDEN KURTARABİLDİNİZ Mİ? HAYIR”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün “Hukuk devletinde yargının yegâne ideolojisi vardır, o da adalettir; emir alacağı tek...
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün “Hukuk devletinde yargının yegâne ideolojisi vardır, o da adalettir; emir alacağı tek yer vardır, Anayasa’dır, hukuktur, kanundur” sözünü anımsattı. Arı, “Ne kadar doğru ve güzel bir ifade; iyi de bu söylenenleri yapabildiniz mi? Hayır. Yargıyı yürütmenin tahakkümünden kurtarabildiniz mi? Hayır” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı 2022 bütçeleri ve 2020 kesin hesapları görüşülüyor.
CHP Grubu adına genel değerlendirme yapan CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ne ilişkin “İnsanlar arasında renk, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmayan herkesin haklarını eşit olarak kullanabildikleri bir dünya dileğiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum. İnsan haklarının korunduğu; vatandaşın hakkını aradığı, mağduriyetini gidermek için son çare olarak kapısını çaldığı yer yargıdır” dedi. Arı, “Bu nedenle bağımsız ve tarafsız bir yargı; hukukun üstünlüğünün, demokrasinin, insan haklarının önemli şartıdır” dedi.
Arı, konuşmasında; Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, “Hukuk devletinde yargının yegâne ideolojisi vardır, o da adalettir; emir alacağı tek yer vardır, anayasadır, hukuktur, kanundur. Yargı, ele geçirilebilecek bir mevzi değil, asla el değmeyecek bir mercidir. Bu konu temel hassasiyetimizdir. Bu hassasiyetle, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına büyük önem veriyoruz çünkü ancak bağımsız ve tarafsız bir yargı millet adına karar verebilir” açıklamasını anımsattı.
Arı, “Ne kadar doğru ve güzel bir ifade; iyi de bu söylenenleri yapabildiniz mi? Hayır. Yargıyı yürütmenin tahakkümünden kurtarabildiniz mi? Hayır. Bir toplum için en büyük tehlike yasama, yürütme, yargı erklerinin tek elde toplanmasıdır. Bugün yaşadığımız işte tamda budur. Kuvvetler ayrılığının olmadığı bir sistem var maalesef” diye konuştu.
Arı, şunları söyledi:
“SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ YARGIÇ ATADIĞI YERDE ADALET OLUR MU?: Bir siyasi parti genel başkanının mahkemeye yargıç atadığı bir yerde adalet olur mu veya adalet bağımsız ve tarafsız olabilir mi? ‘Yargı paketleri, yargı paketleri’ deniyor; mesleğin pratikte icrası ile ve teknolojinin de gelişmesi ile UYAP ve bazı uygulamayı kolaylaştırıcı düzenlemeler yapıldı. Ancak bunlar yargının tarafsız ve bağımsız olmasını sağlar mı? Buna yeter mi? Tabi ki de hayır.
SAVCILARIN BİLE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KALDIRDINIZ: Siz Cumhuriyet Savcılarının bile özgürlüğünü ortadan kaldırdınız, elinden aldınız; kanun değişikliği yaptınız, bugün binlerce cumhuriyet savcısı vesayet altında, özgürce kamu davası açamıyorlar artık, açamazlar çünkü başsavcı ‘uygun’ derse açabilir yani bir soruşturma dosyasını sonuçlandırabilmesi tamamen başsavcının uygunluk denetimine tabi tutuldu. Başsavcılarda iktidarın bir anlamda iki dudağı arasında olunca ne olacak. Açılmasın denen dava açılmayarak. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını yok ettiniz maalesef.
REFERANS SİYASETE DAYALI: Halen AKP kadrolarında il başkanı, ilçe başkanı, milletvekili adayı olmuş, yaşı 45’e kadar dayanmış, siyasi kimliği olan avukatlar; hakim savcı olarak görev yaptığı sürece sağlanamaz. Yazılı sınavda 80'in üzerinde puan alan birçok isim elenirken, 55-60 puan alan torpil yarışlarının yapıldığı referanslarının siyasete dayandığı hakim savcı ile sağlanamaz.
İRFAN FİDAN’IN YÜKSELİŞİ: Sezgin Baran Korkmaz'ın mal varlıkları üzerindeki tedbirleri kaldıran, yurt dışına çıkış yasağını kaldıran, bu olaylarda ismi geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın HSK tarafından önce Yargıtay’a, bir gün dahi çalışmadan, bir dosyanın dahi kapağını açmadan Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa Mahkemesi’ne atanmasıyla ve yine bu kararlara imza atan Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Hasan Yılmaz'ın da yine Adalet Bakanı Yardımcısı olmasıyla bunu hiç sağlayamazsınız.
“80 YAŞINDAKİ VATANDAŞIN 20 SENE BORÇ ALTINA SOKULMASI NE DEMEKTİR?”
Arı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaz aylarında Türkiye’nin birçok noktasında gerçekleşen yangınlara müdahalede yetersiz kaldığını da ifade ederek, yangınlardan sonra yaşananlara ilişkin şunları söyledi:
VATANDAŞA BOŞ SÖZLEŞME: Evleri yanan kişilerin evlerinin ne şekilde yapılacağına, kaça yapılacağına dair vatandaşın kesinlikle bilgisi yok. Ancak buna rağmen vatandaşlara boş sözleşmeler imzalattırılarak kaç para ödeyeceği belli olmayan rakamların altına taahhüt imzası attırıldı. Vatandaşımızın evi zaten yanmış, o evdeki anıları yanmış, geçmişi yanmış, eşyaları yanmış, tüm hatıraları yanmış. Şimdi ne denmekte? Yapılacak evin yüzde 50'sine yirmi yıl süreyle kredi borçlandırması yapılmakta. Ya, zaten 60 yaşına, 70 yaşına, 80 yaşına gelmiş bu vatandaşın yirmi sene borç altına sokulması ne demektir? İnşaatın müteahhide verildiği gün koşullarındaki fiyatlara göre para istenilmelidir. Bu süreçte inşaat maliyetlerine gelen artıştan vatandaş etkilenmemelidir.
“YANGIN SONRASI AĞAÇLAR UCUZA MI SATILDI?”
“Manavgat orman yangını sonrası alelacele yangın bölgesindeki ağaçlar satılmıştır” diyen Arı, şu iddiaları aktardı:
“İhale partileri büyük tutulmuş, küçük firmaların ihalelere girme fırsatı önlenmiş. İhalelerin büyük kısmını adresi teslim olmuştur. Hızlı satış için ağaçlar damgalanmadan (hacimlenmeden, çap ölçümü yapılmadan) ihale edilmiş. Kurum tarafından birim fiyat tespitleri düşük tutulmuş. Teknik tabirle verim yüzdesi düşük tutulmuş. Yangın sonrası hasarlı olan ağaç satışı fiyatı 250-300 TL/m3 olması gerekirken, 60-70-110-150 TL/metreküpten ihaleler yapılmış. Devlet zarara uğratılmıştır. Zarara uğratılmaya devam edilmektedir. Görevini kötüye kullananlardan bunun hesabı sorulmalıdır. Yangından zarar gören vatandaştan para istenilmesin orman dan satılan elde edilen paradan karşılanmalıdır.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.