CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, 1915 Çanakkale Köprüsü’ne ilişkin; “45 bin araç garantisi demek şirkete günlük 675 bin Euro + KDV ödemeyi garanti etmek demektir. 3 bin 912 günlük işletme süresi için euro bazında 2 milyar 640 milyon 600 bin + KDV sözü verilmiş. Bu ise 29 milyar 46 milyon 600 bin+ KDV Türk lirası yapmaktadır. Eski parayla yaklaşık 29 katrilyon ile kaç tane 1915 Çanakkale Köprüsü yapılır?” açıklamasını yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, 1915 Çanakkale köprüsüne ilişkin bir yazılı açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

“ÇALIYOR AMA YAPIYOR’ ANLAYIŞINA KARŞIYIZ”

“İktidarın yaptığı siyasetin en temel ve önemli noktası, halktan topladığı vergileri nereye, nasıl harcadığıdır. Çünkü bu durum iktidarın tercihini gösterir. Bizlerin temel bir inancı vardır: Siyaset tercih işidir. Ya tercihlerinizi halktan yana kullanırsınız ya da bir avuç Saray çevresindeki isimlerin lehine.

Yol, köprü, hastane yapılması bir iktidarın ana görevlerindendir. Bu yatırımlar yapılmalıdır. Bizlere düşen ise halkın lehine yapılıyorsa o yatırımı desteklemektir. Bilinmesi gerekir ki ‘çalıyor ama yapıyor, yandaşını zengin etse de yol yapıyor’ anlayışlarına kesinlikle karşıyız. Tüm yatırımlar halkın verdiği vergilerle halk için yapılmaktadır. Kimse cebindeki şahsi parayı harcama rahatlığıyla hareket edemez. Bu anlayışımız 1915 Çanakkale Köprüsü için de geçerlidir.

Bütün noktaları ayrıntılı analiz edilerek, konunun uzmanlarının fikirleri alınarak, dünya örnekleri incelenerek, fayda-maliyet değerlendirmesi öne çıkarılarak ve daha önemlisi bölge halkının da görüşlerine başvurularak yapılan yatırımlar daha doğrudur. 1915 Çanakkale Köprüsü için bu ölçütlerden geçmiştir denebilir mi? Elbette hayır.

Bildiğiniz gibi AK Parti iktidarının temel özelliği ise ‘ben yaptım oldu’ anlayışıdır. Bu gibi devasa büyüklükteki yatırımlar için danışma mekanizmaları bu iktidar tarafından yok edilmiştir. ‘Belli başlı isimlere, Saray avanelerine kâr sağlıyorsa ve tek adam istiyorsa o yatırım doğrudur’ anlayışı ülkemize onulmaz yaralar açmaktadır. Üstelik ‘ticari sır’ diyerek de halkın cebinden çıkan paralarla yapılan yatırımlara ödenen paralar saklanmaktadır. “

“KÖPRÜDEN GEÇMEYEN MİLYONLARCA YURTTAŞIN VERGİLERİ BİRİLERİNE AKTARILACAK”

1915 Çanakkale Köprüsü için Hazine’nin günlük 45 bin araç geçişi garanti ettiğinin belirtildiği açıklamada, “Yani gün içinde 45 bin araçtan az sayıda araç geçerse devlet bunun üstünü halkın ödediği vergilerle tamamlayacaktır. Ülkemizin dört bir yanında, hiç bu köprüden geçmeyen milyonlarca yurttaşımızın ödediği vergiler birilerine aktarılacaktır. Bunun bedeli nedir?” değerlendirmesi yapıldı.

“1 YILDA 2 MİLYAR 710 MİLYON 125 LİRA + KDV, ŞİRKETLERE AKTARILACAK”

Açıklamada, köprü için verilen hazine garantisinin hesabı ise şöyle yapıldı:

“Geçiş ücreti 15 euro + KDV’DİR. Ayrıca iktidarın beceriksiz ekonomi politikaları nedeniyle 1 Euro 11 lirayı geçmiştir. Küçük bir hesap yapalım: 45 bin araç garantisi demek şirkete günlük 675 bin Euro + KDV ödemeyi garanti etmek demektir. Türk lirası ile bu rakam 7 milyon 425 bin + KDV’dir. Peki, bu oran 1 yılda ne kadar yapmaktadır? Euro olarak 246 milyon 375 bin + KDV yapan bu rakam, 2 milyar 710 milyon 125 lira + KDV’ye denk gelmektedir. Eski parayla yaklaşık 3 katrilyon para halkın cebinden alınarak şirkete aktarılacak durumda söz verilmiş. Garanti süresi ne kadar? Tam 10 yıl 8 ay 12 gün! Bir hesap daha yapalım: 3 bin 912 günlük işletme süresi için euro bazında 2 milyar 640 milyon 600 bin + KDV sözü verilmiş. Bu ise 29 milyar 46 milyon 600 bin+ KDV Türk lirası yapmaktadır. Eski parayla yaklaşık 29 katrilyon ile kaç tane 1915 Çanakkale Köprüsü yapılır? Temel sorumuz bu. İktidar temsilcileri yanıt verirse hepimiz aydınlanmış oluruz.”

Açıklama, şöyle devam etti:

“Bizlere seslenen iktidardakiler şunu soruyor: ‘Köprüden geçerken gözlerinizi kapatacak mısınız?’ Halkın milyarlarca lira parası yandaşlara peşkeş çekilirken yüzü kızarmayanların sorduğu bu soruya vereceğimiz yanıt basit: halk soyulurken gözlerimizi kapatmayız, kapatamayız”