CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'e "Kamu iktisadi teşekküllerinde binlerce işçi hâlen taşeron firma çalışanıdır, tümüne derhal kadro hakkı verilmelidir. Milli park çalışanı dahi taşeron çalışanda kaldı. Bu emekçilerin kadro dışı kalmasını vicdan kabul eder mi?" diye sordu.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, dün; bakanlığın 2022 yılı bütçesiyle ilgili sunum yaptığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında konuştu.

Gürer, “Kamu iktisadi teşekküllerinde binlerce işçi hâlen taşeron firma çalışanıdır, tümüne derhal kadro hakkı verilmelidir. Karayollarında 14 bin, PTT'de 17 bin işçi taşeronda kaldı. Milli park çalışanı dahi taşeron çalışanda kaldı. Bu emekçilerin kadro dışı kalmasını vicdan kabul eder mi?" sözleriyle kamuda taşeron işçi sorununun bitmediğine dikkat çekti. Gürer'in konuşması şöyle:

"YÜZDE 70 HİZMET ALIM SÖZLEŞMESİ, TAŞERON İŞÇİLERİ İÇİN AYRIM VE CEZA GİBİ UYGULANDI"

“Belediyelerle iş yapan taşeron işçiler de belediye şirketine alındı, özlük hakları sınırlı tutuldu, belediye kadrosuna alınmadı. Kamu iktisadi teşekküllerinde binlerce işçi hâlen taşeron firma çalışanıdır, tümüne derhal kadro hakkı verilmelidir. Karayollarında 14 bin, PTT'de 17 bin işçi taşeronda kaldı. Yemekhanede taşeron firma, "Kaşık, çatal, tencere, fırın aldı" diye işçinin kadro dışı bırakılmasına nasıl göz yumulabilir? Karayollarında; kış, yaz, en zor şartlarda görev yapan emekçilere kamyon, kepçe alımıyla nasıl kadro verilmez? Milli park çalışanı dahi taşeron çalışanda kaldı. Bu emekçilerin kadro dışı kalmasını vicdan kabul eder mi? Hava yolları, demir yolları, tarım, orman, milli eğitimde nasıl taşeron işçi devamı görmezden gelinir? Yüzde 70 hizmet alım sözleşmesi taşeron işçiler için ayrım ve ceza gibi uygulandı. Karayolları taşeron işçileri sürekli iki veya üç ay maaşlarını geç almaktadır. KİT'ler için Cumhurbaşkanı kararname yayımlıyor. Ancak KİT'lerde taşeron işçilere hâlen kadro verilmedi. Daimi değil, tüm çalışanlar sürekli kadroya alınmalıdır. "Toplum yararı projesi" adıyla proje çalışanı olarak görevlendirilenlere, çalıştığı kurumda mutlaka kadrolu iş verilmelidir. Milli Eğitim'de on ay çalıştırılıp iki ay işsiz kalan 32 bin çalışan sürekli işçi kadrosuna alınmalıdır.

"MUTLAK İNTİBAK DÜZENLEMESİ YAPILMALI"

Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti ise mutlaka giderilmelidir, gasp edilen hakları geri verilmelidir. EYT'liler, gün ve prim tamam olsa da yaş nedeniyle emekli olamadığından karı koca işsiz ise aile açlığa mahkûm olmaktadır. İşsiz kalan, emeklilikte yaşa takılan sosyal güvenlikten dahi yararlanamamaktadır. Suriyelilere tanınan hak ülkemizde sigortasını, primini ödemiş EYT'lilere bu anlamda tanınmamaktadır. Emeklilerin intibak düzenlemesiyle ilgili vermiş olduğum kanun teklifi AKP oylarıyla Meclis'te reddedildi ancak emekliler açlık sınırının altında ücret almaktadır, mutlaka intibak düzenlemesi yapılmalı ve emeklilerin maaşları artırılmalıdır."

"ENGELLİLERİN YÜZDE 3 OLAN KOTASI YÜZDE 6'YA ÇIKARILMALIDIR"

Kadınların sosyal güvenlik öncesi annelik sürecinin erkeklerin askerlik borçlanmasındaki gibi emekliliğe sayılma hakkı tanınması gerektiğini belirten Gürer, “Geçici işçilik bitirilmeli, belediye ve il özel idarede altı ay çalışıp altı ay işsiz bırakılanlar sürekli kadrolara alınmalıdır ki bunlar yıllardır bu kurumlarda çalışıyorlar, altı ay işe alınıp altı ay işten çıkarılıyorlar, bunlara amirinin izniyle üç aylık uzatma dahi tanınmıyor. Engellilerin yüzde 3 olan kotası yüzde 6'ya çıkarılmalı, engellilerin çalışma yaşamındaki süreleri kendilerine tanınmalıdır" diye konuştu.

"EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET VERİLMİYOR"

Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Asgari ücret açlık sınırının altında kalmış durumda, vergi dışı bırakılması, ayrıca asgari ücret tutarındaki tüm ücretlerde aynı uygulamanın sağlanması gerekiyor. Çalışma yaşamında ayrım verimi düşürüyor, rekabetçi bir ortam oluşmuyor çünkü eşit işe eşit ücret verilmiyor, kamuda tüm çalışanlardan daimi, geçici kapsamı içinde olanların sürekli çalışan kadrosuna alınması şart.

"İŞ CİNAYETLERİNDE AVRUPA BİRİNCİSİ DURUMUNDAYIZ"

Türkiye'de kayıt dışı çalışan sayısı artıyor. İş cinayetlerinde Avrupa birincisi durumundayız, bu sürecin çalışanların iş güvenliği adına da değerlendirilmesi gerekiyor. Meslek hastalığı tanımıyla ilgili ülkemizin içinde bulunduğu o çalışma koşullarında yeni düzenlemeler ihtiyaç. Çalışanların her konuda uğradığı mağduriyeti gidermek tüm milletvekilleri için bir görev olduğunu düşünüyor, bütçenizin hayırlı olmasını temenni ediyorum."