CHP'LİÖZEL: ORMAN BAKANLIĞI KURULSUN, MESELENİN SAHİBİ BELLİ OLSUN
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, günlerdir söndürülemeyen orman yangınlarıyla ilgili olarak, "Gelin, Tarım ve Orman Bakanlığı'nı da ayırın. Asli işi orman varlığımızı koruma, yenileme...
Haber: EDDA SÖNMEZ - Kamera: ADEM KARABAYIR
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, günlerdir söndürülemeyen orman yangınlarıyla ilgili olarak, "Gelin, Tarım ve Orman Bakanlığı'nı da ayırın. Asli işi orman varlığımızı koruma, yenileme ve güçlendirme olan Orman Bakanlığı kurulsun. Meselenin esas sahibi belli olsun. Paris İklim Sözleşmesi'nin de Meclis'te derhal görüşülmesinin onaylanmasının altını bir kez daha çiziyoruz. Türkiye’nin iyi bir orman yangınıyla mücadele edebilmesi için başta uçak ve helikopter olmak üzere hava kara araçları filosu yenilenmeli ve her koşulda hazır tutulmalıdır” dedi.
CHP'li Özgür Özel; CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi.
Özel, Türkiye'nin bugüne kadar gördüğü en geniş alana yayılmış orman yangınlarının halen Antalya Manavgat ve Gündoğmuş, Muğla Marmaris, Köyceğiz, Milas, Kavaklıdere, Yılanlı ve Seydikemer, Aydın'da Karacasu, Isparta'da Sütçüler ve Eğirdir, Denizli'de ise Tavas ve Güney'de sürdüğünü anımsattı.
Yangınlarda şimdiye kadar yedisi Manavgat, biri Marmaris'te olmak üzere 8 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Özel, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı, yaralılara ise şifa diledi.
Özel, "Aydın’ımızın, Muğla’mızın, Antalya'mızın, Isparta'mızın, Denizli'mizin üzerindeki kara bulutların dağılmasını ve ülkemizin üzerine çöken bu karabasanın bir an önce ülkemizin üzerinden uzaklaşmasınıümit ediyoruz. Bu süreçte yürekleriyle, emekleriyle, canlarıyla, mallarıyla bu faciaya mani olmak için, yangının etkilerini azaltmak için, durmasını sağlamak için katkı sağlayan herkese de yürekten teşekkür ediyoruz" dedi.
2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda mücadele veren Türk sporcuları tebrik eden Özel, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu'na da sporculara verdiği destekten dolayı teşekkür etti. Koronavirüs ile mücadele çalışmalarına da değinen Özel, bir kez daha vatandaşlara aşı olmalarıçağrısında bulundu.
Özgür Özel'in açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:
“BİRİLERİNİN BUNUN HESABINI VERMESİ LAZIM: Bugün ormanlar yanıyorsa ve bu yangın durdurulamıyorsa, 8 gün boyunca engel olunmadıysa birilerinin bunun hesabını vermesi lazım. Bu ülkenin vatandaşları size ormanlar yansın, göller kurusun, dereler kurusun, ağaçlar kesilsin ve siz bu konuda üstünüze düşeni yapmayın diye oy vermedi. Bize de bu durum karşısında susalım diye oy vermedi. Bu ülkenin ormanları yanarken, gölleri, dereleri kururken, ağaçları kesilirken yetersiz kaldığınız noktada eleştiri göğüslemek iktidar olarak sizin göreviniz. CHP, Millet İttifakı, bu iktidarı ve bu iktidarı yaratan haksız düzeni değiştirene kadar, bu iktidarın yaptığı hataları söylemeye ve bunlara karşı alınması gereken önlemleri teker teker sıralamaya devam edecek. Bu bizim bu ülkeye karşı borcumuz.
YANGINLAR 2019'A GÖRE YÜZDE 26 ARTTI: 2020 yılında Türkiye'de 3 bin 399 orman yangını meydana geldi. 21 bin hektar orman zarar gördü. Bunu, 2019 yılı ile karşılaştıranlar, yangınların yüzde 26 arttığını, zarar gören ormanlık alanın yüzde 85 arttığını ve 2021’e çok ciddi önlemler almaları gerektiğini görmeliydiler. Bugün gerçekleşen yangınlar ve ortaya çıkan acı bilanço, 2019-2020 arasındaki artıştan kendisine vazife çıkarmayanların bugünkü durumdan sorumlu olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.
BELEDİYE BAŞKANIMIZI KAPIDAN SOKMUYORSUNUZ: 20 yılın bilançosuna baktığımızdaAK Parti iktidarıormanlara da iyi gelmedi. Sorumlu bakanların, bu işten belediyeleri sorumlu tutmaya çalıştıklarını da acıyan ifadelerle takip etmekteyiz. Bir iktidarın afet yönetme kapasitesiyse düştüyse ülkeyi yönetme kapasitesi de kalmamıştır.‘Belediyelerin de ağır sorumluluğu var’ diyen Tarım Bakanı’na soruyoruz, ‘şu belediyeden şu istendi, imkanı olduğu halde yapmadı’ diye somut bir örnek söyleyin. Milas’ta toplantı yapıyorsunuz. Ama Milas Belediye Başkanı bunu televizyonlardan izliyor. Marmaris’te yangınlarla ilgili büyük bir koordinasyon toplantısı yapıyorsunuz, belediye başkanımızı kapıdan sokmuyorsunuz.
YETKİİSTİYORUZ: Yardıma gelen İspanya uçaklarıyla, THK’nın atıl, yerde duran uçakları aynı uçaklardır. THK uçakları için, ‘demode’, ‘eski’, ‘yangın söndürme kabiliyeti yok’ diyorlar. Bugün İspanya aynısını yolladı. Bugün harıl harıl çalışıyorlar. Yangının kontrol edilmesinde çok önemli katkı sunuyorlar. ‘Muhalefet yapıcı muhalefet yapsın.’ Yapıcı muhalefet yapıyoruz. Orman yangınlarını söndürmek için yetki istiyoruz. Belediyelerin önünü açmanızı istiyoruz. Çünkü siz bu işi beceremiyorsunuz.
GELİN GEÇİCİ ORMAN İŞÇİLERİNE KADRO VERİN: Eleştiren herkes ağzındı açtığında rahatsız oldukları için, görevi başındaki ormancıların moralini bozduğumuzu iddia eden iktidar sahibi temsilcilerine sesleniyoruz. O görevi başındaki orman işçileri yıllardır bakanlığınızdan kadro istiyor. Moral mi vermek istiyorsunuz? Gelin geçici orman işçilerine kadro verin. O zaman görün siz morali.
NEREYE BAKSA RANT GÖREN KAFA...: Tabii bir yandan "Yangında siyaset yapmayın" diyenlerin bir yandan ormanlar yanarken TOKİ’ye ev planları hazırlattığını, ödeme planlarını belirlediklerini hepimiz ibretle ve gerçekten dehşetle takip ettik. Daha yanmamış evlerin, yanma riski olan evlerin, yangınlar söndürülerek kurtarılması gerekirken, "Yanınca onlara şu evlerden veririz. Şu kadarını onlar verir, şu kadarınışuradan karşılarız" diye ödeme planları açıklayanlar gerçekten hepimizi dehşete düşürdüler. Tabii o kafadaki Gündoğmuş Belediye Başkanı da "Evi yanmayanlar, keşke benim evim de yansa da bugün bu güzel evden bana da yapılsaydı diyecekler" diyerek tarihe ibretlik bir not düştü. İşte bu kafa o kafadır. Nereye baksa beton gören, nereye baksa inşaat gören nereye baksa rant gören kafa, yangına da bakınca arkasında yeni inşaatları yeni rantları görmektedir. Bu hepimize şu meşhur hikâyeyi hatırlatıyor: Evliya çelebi rüyasında Hz. Muhammed'i görür, "Şefaat ya Resulullah" diyecekken bir anda ağzından "Seyahat ya Resulullah" çıkar. Çünkü dervişin fikri neyse zikri de odur. Bugün gelinen noktada iktidar partisinin "İnşaat ya Rasullah" deme noktasına geldiğini ve gerçek fikrinin zikrine dönüştüğünü ve böyle bir durumda esas niyetlerinin dillerinden döküldüğünü, hatta projeye de dönüştüğünü hep birlikte takip ediyoruz.
THK, AK PARTİ ARASINDA TARİHSEL HUSUMET VARDIR: 2020 yılında İstanbul Milletvekilimiz Ali Şeker, yangın artışlarına dikkat çekerek soru önergesi verdi. "Araç parkınız nasıl? Uçağınız nasıl? Helikopteriniz nasıl? Yangına hazırlığınız var mı?" diye. Tarım Bakanı buna verdiği cevapta, "Bakanlığımızca yangın söndürmede kullanılan hava aracı sayısı yeterlidir. Ekipmanımız yeterlidir. Herhangi bir arttırmaya gerek yoktur" diye cevap verdi. Meclis'in kayıtlarında duruyor. Yarın bunu manşet yapmak isteyen gazete varsa TBMM’de Ali Şeker’in sorusuna Pakdemirli’nin cevabını açık kaynaktan görebilir. Oysa yangın başladığında kendi ağzından öğreniyoruz ki Pakdemirli’nin Envanterde uçak yok, envanterde de helikopter yok. Kiralama anlaşmaları var. Ortalıkta uçak, helikopter yok. 2010 yılında civar ülkelerdeki orman yangınlarında Türkiye’nin koyduğu katkıİsrail’e, Lübnan’a 2010’da, 2016’da yine İsrail’e, Makedonya’ya, Gürcistan’a, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine söndürme uçaklarımızı yolladık. O uçakların su atan görüntülerini hem THK hem de ülkenin siyasetçileri övünerek paylaştılar. Ama şu anda o uçaklar yok. Çünkü o uçakların pilotlarını emekli ettiler. Düşük bakım maliyetlerine rağmen o uçakları uçurmak istemediler. O uçaklar şu anda THK'nın parkında atıl olarak yatıyor ve biz o uçaklara ihtiyaç duyuyoruz. Açıkça söyleyelim hiç lafı kıvırmayalım, kimse kıvırmasın. THK ile AK Parti arasında tarihsel husumet vardır. Mahallelerde kavga ederler. Kurban derilerini kendi vakıflarına, kendi derneklerine legal, illegal yapılarına toplamak için AK Parti'nin ideolojik akrabaları, öncülleri, Fetullahçı cemaat ve diğer cemaatlerin THK ile ideolojik husumeti vardır. Tarihsel husumeti vardır.
BİZ GENSORUYU MİLLETİMİZİN VİCDANINA VERİYORUZ: Hani Meclis'in elinden yetki alınmasa, şu an gensoru yetkisi olsa, yangın söndükten sonra yapılacak ilk iş bu Tarım Bakanı'na gensoruyu verip bakanlıktan düşürmektir. Biz gensoruyu milletimizin vicdanına veriyoruz. Meclis'te gensoru verme yetkimiz yok. Bakanı tek adam atıyor tek adam alıyor. Ama milletin vicdanındaki gensoru bir kenarda dursun. Bizim uçağa ihtiyacımız yok, diyenlerin bugün bütün dünyadan uçak temini için uğraşıp sonra da mutlulukla duyurduklarını asla ve asla unutmayacağız unutturmayacağız. Ve buradaki temel yaklaşımımız şudur: THK'yı yeniden ayağa kaldıracağız. Önümüzdeki dönem iktidar olup dünyanın en modern, orman yangılarına müdahale filosunu THK'ya kazandırana kadar, bugün yerdeki uçakların bakımına, onarımına hazır halde tutulmasına CHP’li belediyeler olarak talibiz. Sadece ve sadece bu konuda mevzuat değişikliğine ihtiyaç var. Ülkesini seven bu imzayı atar. Belediyelerimize THK uçaklarının isterseniz mülkiyetini alalım, tekrardan THK'nın kullanımına sunalım. Ama ülkeyi buradan kurtaralım. Diyorsunuz ya "Pozitif bir şeyler yapalım, muhalefet yapıcı muhalefet yapsın." İşte yapıcı muhalefet yapıyoruz. Orman yangınları söndürmek için yetki istiyoruz. Orman yangılarını söndürmek için sizin belediyelerin önünü açmanızı istiyoruz. Çünkü siz bu işi beceremiyorsunuz.
HADİ UTANDIRIN BİZİ: Diğer bir konu ise YAŞ toplantısı. Cübbeli amiral YAŞ tarafından emekli edilecek. Geçtiğimiz gün ‘Görevden alındı’ dediler. Ama bütün özlük hakları duruyor. Bugün emekli maaşı bağlayacaklar. Emekli edip bütün orduevlerini emrine açacaklar. Makam aracı, koruma verecekler. Üniformasının üzerine cübbe giyenlerin yaptığı işin yanına kaldığını gösterecekler. Biz Hulusi Akar’ı kazıdık, altında bir siyasal İslamcıçıktı. İşte o siyasal İslamcı, üniformanın üstüne cübbe giyeni koruyan, kollayan, emekli eden bir tutum sergilemektedir. Hadi utandırın bizi. Yarın, ‘Ben yanılmışım’ diyeceğim.
HAVA VE KARA ARAÇLARI FİLOSU YENİLENSİN: Tarım ve Orman Bakanlığı'nı birleştirerek hata yaptınız. Tarım ayrı bir iş, orman ayrı bir iş. Nasıl Aile ve Çalışma Bakanlığı'nı ayırdınız, gelin Tarım ve Orman Bakanlığı'nı ayırın ve aslı işi orman varlığımızı korumak, yenilemek ve güçlendirmek Orman Bakanlığı kurulsun. Meselenin esas sahibi belli olsun. O, Orman Bakanlığı'na bu işlerden anlayan liyakatli bir bakan atayalım. Tüm akademisyenlerin uzmanların üzerinde birleştiği orman yangınlarının büyümesinin kontrol altına alınamamasının, çıkmasının en önemli sebebi olarak görülen küresel iklim kriziyle mücadele etmeye artık Türkiye’de başlasın. Bu konudaki en önemli hükümlülükten yana olan Paris İklim Sözleşmesi'nin de Meclis'te derhal görüşülmesinin onaylanmasının altını bir kez daha çiziyoruz. Türkiye’nin iyi bir orman yangınıyla mücadele edebilmesi için başta uçak ve helikopter olmak üzere hava kara araçları filosu yenilenmeli ve her koşulda hazır tutulmalıdır.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.