Cumhuriyet Halk Partisi Heyeti Bartın'da
AKP’YE GÖRE HER ŞEYİ KADER YAPIYOR, BİNLERCE İŞÇİ ÖLDÜĞÜYLE KALIYOR
Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasının ardından CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Gülizar Biçer Karaca, Gamze Akkuş İlgezdi ve 23 milletvekili bölgede incelemelerde bulunmak üzere Bartın’a gitti.
CHP Bartın İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen CHP heyetinin açıklamanın ardından, yaşamını kaybeden 41 madencinin ailelerine taziye ziyaretinde bulunacağı belirtildi.
CHP Bartın İl Başkanı Selim Karakaş ve Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’dan sonra söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kader planına inanan insanlarız” sözlerini eleştirerek şunları söyledi:
Elinizi nereye atsanız ihmal var, vurdumduymazlık var
Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait müessesede grizu patlaması nedeniyle yaşanan maden faciası hepimizi yasa boğdu. 41 vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. İstanbul’da ve Bartın’da tedavi altında olan madencilerimiz var. Temennimiz, ümidimiz daha büyük acıların yaşanmaması, vefat sayılarının daha da yükselmemesi. Öncelikle hayatını kaybeden işçilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Günlerdir konuşuyoruz, Sayıştay raporu ortada. Uyarılar ortada, işçilerin kaza olmadan önce söyledikleri ortada. Sayıştay raporunda; Grizu gaz risklerinin yanı sıra, işçi sayısının tehlikeli boyutta azaltılmış olduğu, yer altı haberleşme sisteminin uzun süre kesildiği, 24 saat takip gerektiren tehlikeli gaz ölçümü sisteminin iyi işlemediği de yazıyor. Elinizi nereye atsanız ihmal var, vurdumduymazlık var.
AKP hükümetleri döneminde madenlerdeki iş cinayetleri sayısı 1.989
Amasra’da Soma’dan bugüne kadar yaşanmış en büyük maden faciası yaşandı. Maden sektöründe yaşananlar bir kader değil sürekli bir cinayet ve katliam haline dönüşmüştür. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin rakamlarına göre 2022’nin yılının ilk 9 ayında madencilik işkolunda meydana gelen kazalarda, 53 madenci yaşamını yitirdi. 13 Mayıs 2014’te Soma ne kadar güvenli ise, 14 Ekim’de Amasra ne kadar güvenli ise şu an Türkiye’deki tüm madenler de o kadar güvenli. Bir arpa boyu yol alınamamıştır. Türkiye’de hala 3 vardiya halinde madenciler ölüme inmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre AKP hükümetleri döneminde madenlerdeki iş cinayetleri bin 989. Maden ve madencilik sektöründe 2021 yılın devletin resmi kayıtlarına geçen toplam 16 bin 995 iş kazası yaşanmıştır. SGK verilerine göre 2021 yılında Türkiye’de her gün maden sektöründe 47 adet iş kazası gerçekleşmiştir.
Madende yaşanan katliamlar sadece bizde kader olarak görülüyor
SGK kayıtlarına göre 2021 yılında maden ve madencilik sektöründe yaşamını yitiren işçi sayısı 75’tir. ILO verilerine göre Avrupa’da 2020-2021 yılları arasında maden sektöründe ölümlü iş kazalarında birinci sıradayız. Türkiye’de 2021 yılında kayıtlara geçen 75 ölümlü iş kazası olmuşken Türkiye’ye en yakın ülke 30 ölümlü iş kazası ile Ukrayna olmuştur. Fransa’da bu sayı 5 iken Almanya’da 3, Çek Cumhuriyeti’nde ise 2, İngiltere’de ise 1 ölümlü vaka tespit edilebilmiştir. 2020-2021 yılları arasında Estonya, Danimarka, Finlandiya, Belçika, Macaristan, Hollanda, Norveç, İsveç gibi ülkelerde maden sektöründe ölümlü iş kazası vakasına rastlanılmamıştır. Nedense maden sektöründe yaşanan katliamlar hep bizim ülke de kader olarak görülmektedir. Bu kurumlarda işçi sayısı azaltılmış, az sayıdaki işçiye çok sayı da üretim yapma zorunluluğu getirtilmiştir. TTK bünyesinde 2001 yılında 18 bin 25 işçi çalışırken, 2021'de işçi sayısı 7 bin 370’ e düşürülmüş. Yani hem kurumların içi boşaltılmış hem de kurumlar denetimsizliğe ve kuralsızlığa terk edilmiş.
İş sağlığı ve güvenliğini hiçe sayanlar hakkında yaptırımlar uygulanmalı
Sayıştay raporları buradaki tüm riskleri tek tek açıklamış. Burada yaşanan katliam adeta yıllar önce geliyorum demiş. Türkiye’de artık bu tür işletmelerin birer şirket mantığı ile yönetilmesine son verilmelidir. Çare özelleştirmelerde veya bugün Amasra’da olduğu gibi kamu kurumlarının da birer şirket mantığı ile yönetilmesinde değildir. Bu katliamların önüne geçilmesi için etkin denetim mekanizmaları kurulmalıdır. Bu tür işletmelerde siyasi iktidar baskısına ve liyakatsizliğine son verilmelidir. Grizu patlamaları önlenebilir ve öngörülebilir olaylardır. Bunun için bilimsel raporlar dikkate alınmalıdır. Tüm madenlerimiz de yaşam odaları zorunlu tutulmalıdır. Çalışma bakanlığı madenlerde ki teftişleri sürekli ve zorunlu hale getirmelidir. İşçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerini hiçe sayan tüm sorumlular ve kuruluşlar hakkında caydırıcı cezai yaptırımlar devreye sokulmalıdır.
Maden faciasında ölen işçilerimiz “kader mahkûmu” değil, ihmal merhumudur.
Bu maden faciasının ardından kamuoyunda çok dile getirilmeyen üç husus var. Birincisi “kader söylemiyle” başlayan din istismarı. İkincisi Liyakatsizlik. Üçüncüsü Özelleştirme. Her şeyi kadere bağlayınca suçlu Allah oluyor. Bunların hiçbir sorumluluğu kalmıyor. Kader bizimle benzer miktarda üretim yapan Japonya’da niye işlemiyor? Almanya’da, Amerika’da, Fransa’da niye “kader planı” devreye girmiyor? Hatırlayın, Süleyman Soylu hakkında birçok iddialar ortaya çıktıktan sonra ne demişti: “Bize Yaptıran Allah'tır” Kader diye insanları kandırıyorlar. Kadere bu kadar inanıyorsan niye üç bin kişilik koruma ordusuyla geziyorsun? Bu kader planı niye hep yoksulda, garibanda, emekçide devreye giriyor da, millet açken sen Saray’da lüks içinde yaşarken, makam arabalarıyla vergileri çarçur ederken devreye girmiyor? Maden faciasında ölen işçilerimiz “kader mahkûmu” değil, ihmalkarlık mağdurudur, ihmal merhumudur.
AKP’ye göre her şeyi kader yapıyor, binlerce işçi öldüğüyle kalıyor
Bunlara göre ekonomik krizi kader yapıyor, uyuşturucu kaçakçılığını kader yapıyor, hırsızlığı kader yaptırıyor, torpil yaparken kader planı devreye giriyor, iş cinayetlerini, ihmalleri kader yapıyor, AKP de bunları izliyor. İhmali yaptıran fıtrat veya keder olunca suçlu olmuyor. Soma’daki maden faciasının da üzerinden 8 yıl geçti. Hakkında soruşturma başlatılan devlet görevlileri doğru dürüst iddianame bile hazırlanmadı. Soma Holding’in sahibi 4 buçuk yıl hapis yattı, iki yıl önce düzenlenen infaz yasasından yararlanarak serbest bırakıldı. Suçlu yok, sorumlu yok. Cezasızlık da denetimsizliği artırıyor, binlerce işçi öldüğüyle kalıyor.
5 bin işçinin yaptığı işi 400 madenci yapıyor
İkincisi liyakatsizlik ve siyasi yakınlık! Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun son 20 yılda kadrolarının içini boşalttılar. Göreve getirilenlerin işi bilmeyen, direktif veremeyen kişiler olduğu sık sık medyada yer aldı. O madenlerde eskiden on binlerce kişi çalışırdı. Şimdi özelleştirmelerle ve tasfiyelerle bu sayı 400-500’lere indi. Patlama olan madende eskiden 5 bin, şimdi ise 400 kişinin çalıştığı söyleniyor. 5 bin işçinin yaptığı işi 400 madenci yapıyor. Bu iş yükünü bu kadar işçi nasıl karşılasın? Bu kadar az sayıda madenci, aşağıya inerek üretim mi yapacak, nakliye mi yapacak, kontrol mü yapacak, malzeme mi taşıyacak, gaz miktarını mı ölçecek?
Göz göre göre gelen iş cinayetlerinin hesabını soracağız
Bu facianın bir diğer sonucu özelleştirme! TTK’nın görev alanını çok ciddi bir şekilde daralttılar. Bu daraltılan bölgelerin de TTK’nın elinden alınarak rödovans, yani başka işletmelere tahsis edileceği gündemdeydi. Bakan maden ocağını günler öncesinden ziyaret ediyor. Sayıştay Enerji Grubu Başkanı ziyaret ediyor. O maden ocağı devlete ait ama yanı başında özel işletmeler mevcut. Eğer patlama olmasaydı, belki de iş güvenliğini “maliyet unsuru” olarak gösterip, kendi, yandaş bürokratlarıyla özelleştirmeyi gündeme getireceklerdi. Amaç her zamanki gibi yandaşı beslemek ve kamuyu tasfiye etmek! Biz, CHP olarak, Soma’nın da, Bartın’ın da, göz göre göre gelen iş cinayetlerinin hesabını soracağız. Suçu kadere atanlar, ne kadar ihmalleri varsa hepsinin hesabını verecekler.
CHP heyetinde Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Gamze Akkuş İlgezdi ve Gülizar Biçer Karaca’yla birlikte Milletvekilleri Aysu Bankoğlu, Burcu Köksal, Levent Gök, Gamze Taşcıer, Hüseyin Yıldız, Uğur Bayraktutan, Özkan Yalım, Tufan Köse, Utku Çakırözer, Sibel Özdemir, Bedri Serter, Sevda Erdan Kılıç, Necati Tığlı, Mehmet Göker, Müzeyyen Şevkin, Jale Nur Süllü, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Ali Haydar Hakverdi, Hasan Baltacı, Ali Şeker de yer aldı.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.