Derelerin Kardeşliği Platformu, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) hidroelektrik santrallerin (HES) taşkınları engelleme işlevinin de bulunduğu yönündeki açıklamasına, "İçi işlevsel olmayan kafalara anlatamadık. H, E ve S, tek başına bunu yapmıyor elbette. Bu 3 harfi birbirine eklemlerken yapılan geri dönüşümsüz tahribat, dinamitleme, suya vurulan kelepçe, su döngüsünün kesilmesi, topoğrafik yapının bozulması. Kısacası akıl ve ilimsizliklerin sonucu ortada” denilerek tepki gösterildi.

Karadeniz’de etkili olan sağanak yağış, özellikle Sinop ve Kastamonu’nun bazı ilçelerinde sele neden oldu. Sel nedeniyle dereler taştı, kent merkezleri sular altında kaldı. Derelerin Kardeşliği Platformu, DSİ'nin yurttaşların HES eleştirileri üzerine yaptığı açıklamaya karşılık yanıt verdi.

Hidroelektrik santrallerin (HES) dereleri, yaylaları, ovaları, doğayı tahrip ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “HES'lere, taşocaklarına, dere ıslahlarına, yayla yollarına, deniz dolgusuna, maden arama- çıkarmalarına; ormanların, meraların, ovaların, göllerin, sahillerin yağmalanmasına, termiğe, nükleere hayır” denildi.

Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan sel felaketine ilişkin "Sudan bir açıklama" başlıklı yapılan açıklama şöyle:

ANLATAMADIK: DSİ, yaşanan sel, taşkın ve heyelanlarda HES'lerin suçu olmadığına dair "aklama" açıklaması yapmış. İçi işlevsel olmayan kafalara anlatamadık. H, E ve S, tek başına bunu yapmıyor elbette. Bu 3 harfi birbirine eklemlerken yapılan geri dönüşümsüz tahribat, dinamitleme, suya vurulan kelepçe, su döngüsünün kesilmesi, topoğrafik yapının bozulması. Kısacası akıl ve ilimsizliklerin sonucu ortada.

DOĞA İNTİKAM ALMAZ: Olay, sadece HES bendi, su tutması değil. Dereleri, suyu, doğayı, yaylaları, ovaları para kazanma, rant aracı görüp, mülkiyet hırsıyla saldıranların, sınırsız tüketim çılgınlığıyla yarattığı geri dönüşümsüz zararları görmeli. Akıl, bilim ve ekosistemin gerçekliği; doğanın yüzyıllardır süregelen kendini yenileyip iyileştirme çabası görmezden gelinemez. Onun içindir ki, doğa intikam almaz. HES'lerle doğaya, derelere, vadilere saldırılırken, açılan gelişigüzel yollar, suyun hapsedildiği tüneller, patlatılan dinamitler, taşocakları, dere ıslahları... Ve bunlara izin verenler.

DOĞAYA MÜDAHALEDEN VAZGEÇİN: Yüzlerce yıldır, bu alanlarıüreterek var eden yöre halkları onlarca yıldır, ekosistemin bütün canlıları adına "erken uyarı" yapıyor, direniyor; yargı durduruyor, bilim uyarıyor. Nitekim, ille de tüketim, daha çok para hırsı ile ortaya çıkan küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucunda bir yanımız alevlerde yanıyor, bir yanımız sellerde boğuluyor. Görün. Ne yangın ne kuraklık ne sel ne heyelanlar... "Doğal" değil, insani, siyasi felakettir. Ve yeter artık, bu katliamlara dur deme vakti geçiyor. İnsan hırsıyla yok edilen ekosistemin tepkisini, iklim değişikliğini durdurmak için doğaya müdahaleden vazgeçin.

HAYIR: HES'lere, taşocaklarına, dere ıslahlarına, yayla yollarına, deniz dolgusuna, maden arama- çıkarmalarına; ormanların, meraların, ovaların, göllerin, sahillerin yağmalanmasına, termiğe, nükleere hayır.

DSİ: "TAŞKINLARI ENGELLEME İŞLEVLERİ BULUNMAKTADIR"  

Platform’un eleştirdiği DSİ’nin HES açıklaması ise şöyle:

"Kastamonu ili Bozkurt ilçesinde faaliyet gösteren Ebru HES ve Aybige HES, Bozkurt ilçesinin merkezinden geçen Ezine Çayı’nın menbasında yer almaktadır. Bu tesisler, barajlı/depolamalı HES değildir, kanal tipi projelerdir. Söz konusu tesislerde, 10 Ağustos gecesi saat 11.00’dan itibaren elektrik üretimi durdurulmuştur.

Regülatörlerde taşkına sebep olabilecek bir depolama bulunmamaktadır. Dolayısıyla anılan tesislerin patlayarak ya da kapakların açılması suretiyle taşkına sebep olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Bu tür afetlerde, taşkın olayının yaşandığı mahalde bir HES bulunması durumunda, HES ile taşkın olayının ilişkilendirilmesi yönünde bir eğilim bulunmaktadır.

Esasen barajlı HES’lerin, taşkın akımlarını rezervuarında depolayarak, nehir tipi HES’lerin ise regülatör yapıları vasıtasıyla taşkın suyunun getirdiği iri rusubi malzemeyi (ağaç gövdesi, kaya gibi) tutarak taşkınları engelleme ya da etkilerini azaltma yönünde işlevleri bulunmaktadır."