DERVİŞOĞLU'NDAN BAHÇELİ'YE 'İMAMOĞLU' YANITI: "BUNLAR, GÜVENİLMEYEN DEVLET ADAMLARININ ŞEKİLLENDİRDİĞİ ALGI YÖNETİMİ OPERASYONU"

DERVİŞOĞLU'NDAN BAHÇELİ'YE 'İMAMOĞLU' YANITI: "BUNLAR, GÜVENİLMEYEN DEVLET ADAMLARININ ŞEKİLLENDİRDİĞİ ALGI YÖNETİMİ OPERASYONU"

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için “Suçluysa...

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için “Suçluysa görevden alınsın” sözlerine, "Bunlar, güvenilmeyen devlet adamlarının istismarcı bakış açılarıyla şekillendirdiği bir algı yönetimi operasyonudur. Suçlular şayet makamlarda bulunuyorlarsa görevlerinden de alınmalıdır. Ama buradaki keyfiliğe izin verilmemeli" karşılığını verdi.

Müsavat Dervişoğlu, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Dervişoğlu, Devlet Bahçeli'nin "Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayını açıklayacak hazırlığı yoktur" sözlerine ilişkin, "Sayın Devlet Bahçeli, kendi partisinden bir cumhurbaşkanı adayı çıkmayınca görünen ve anlaşılan o dur ki başka partilerin adaylarını belirleme gayreti içindedir. Bunu iktidar partisine yapabilir ama Millet İttifakı’na yapamaz" değerlendirmesini yaptı.

Dervişoğlu, özetle şunları söyledi:

İNŞALLAH YENİ YIL TÜRKİYE’NİN BU BECERİKSİZ İKTİDARDAN KURTULDUĞU BİR YIL OLACAKTIR: “İnşallah yeni yıl, Türkiye’nin bu beceriksiz iktidardan kurtulduğu ve liyakatli kadroların iş başına geldiği bir yıl olacaktır. Devleti yönetenler her şeyden önce güven vermelidirler. Bugünkü iktidarın ve ülkemizin en önemli sorunu, zaten tam da bu güvensizliktir. Aziz milletimizin güvenerek yetki verdiği Adalet ve Kalkınma Partisi, maalesef bu güveni suistimal etmiş, zaman içinde de aziz milletimize sırtını dönme gafletine düşmüştür. İktidar, milletimize sadece sırtını dönmemiş, aynı zamanda da millete olan güvenini yitirmiştir. Oysa bu iktidara oy veren seçmen kitlesi, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy vermekte ne kadar haklıydıysa bugün oy vermekten vazgeçmekten de aynı derece de haklıdır. Asıl olan, iktidarın millete olan güveni değil milletin bu iktidara olan güveninin yok olmasıdır. Bunun demokratik sonuçlarını hazmetmek ise iktidarın görevleri arasındadır.

SİZİN GÖZLERİNİZ IŞILDAMASIN DA BİZİM GÖZLERİMİZ Mİ PARLASIN: Bu iktidar, milletimize hem yalan söylüyor hem de milletimizin aklıyla alay ediyor. 20 Aralık akşamı, Merkez Bankası rezervlerinden, kamu bankaları üzerinden yüklü miktarda döviz satarak bir kez daha millet hazinesine yani beytülmale el uzatılmıştır. Üstelik ‘Böyle bir satış yapıldı mı’ diye soranlara ‘Kesinlikle yapılmadı’ diye de cevap verilmiştir. Yalandan bir hafta sonra bile bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı, televizyon ekranlarından ‘Asla müdahale etmedik’ diyerek bu yalanda ısrar etmiştir. Liyakatsizlik öyle bir boyutta ki dövizle, faizle, ekonomiyle ilgili gelen her soruya ekonomi bilgisi ile değil ancak ‘Gözlerimdeki ışıltı’ diyebilen bir Hazine ve Maliye Bakanı’mız var. Doğrudur sayın Bakan, gözleriniz ışıldıyor. Türkiye, Merkez Bankası’nın faizleri 100 baz puan indireceğini bir gün önceden kardeşinizden duydu. Bu sızıntıyla kim bilir kimler ne paralar kazandı? Sizin gözleriniz ışıldamasın da bizim gözlerimiz mi parlasın? 20 Aralık akşamına kadar doların yükselişini izleyip, o akşam devletin tüm imkanlarıyla müdahale edip, faturayı da milletin üzerine yıkıp kim bilir kimlere ne milyarlar kazandırdınız. Sizin gözleriniz ışıldamasın da benim gözlerim mi ışıldasın? ‘Büyük yatırımcı değil, küçük yatırımcı çarpıldı’ diyebilecek kadar kendini kaybetmiş bir ekonomi yönetimi var, ama maalesef gözleri ışıl ışıl. Bu işte sizce bir gariplik yok mu? Vatandaşın çarpılmış olma ihtimalini bir bakanın gözlerinin pırıltısından mı anlamanız lazım, yoksa nemlenmesinden mi?

GEÇİLMEYEN KÖPRÜ, GİDİLMEYEN YOL GÖRDÜK DE BANKAYA YATIRMADIĞIMIZ PARANIN FAİZİNİ ÖDEMEYİ YENİ GÖRÜYORUZ: Buradan açık açık soruyorum; doları 18’den sattırıp kar ettirdiğiniz odaklara şimdi de faiz üzerinden mi kazandırıyorsunuz? Dünya üzerinde sözüm ona faizi indirerek yükselten başka bir ülke ya da iktidar var mıdır? ‘Faizi indiriyorum’ diyerek milletimize ağır bir fatura çıkardınız ama gerçek ortada. Faizler, iktidarınızın hiçbir döneminde olmadığı kadar yükselmiştir. Geçilmeyen köprü, gidilmeyen yol, yatılmayan hastane, uçulamayan havalimanları gördük de bankaya yatırmadığımız paranın faizini ödemeyi yeni görüyoruz. Parası olan faize yatıracak, döviz daha çok yükselirse milletin hazinesi ödeyecek. Ve siz de bunu Türk parası için, millet için, ülke için atılmış bir adım olarak pazarlayacaksınız. Öyle yağma yok. Daha yılbaşı gelmeden foyanız ortaya çıktı. Aziz milletimize, garanti ödemeli saçmalıklarda olduğu gibi bu gizli faizi de ödeme sorumluluğu yüklediniz. İtiraz edene de ‘hain’ diyorsunuz. Yazıklar olsun.

HAZİNE VE MALİYE BAKANI ÜLKENİN GERÇEĞİYLE KUMAR OYNAMAKTADIR: Milletin hazinesi adeta yağmalanmaktadır. TÜİK’in enflasyonu yerinde sayarken milletin enflasyonu yüzde 50’yi çoktan aşmıştır. Millet fakru zaruret içindeyken Hazine ve Maliye Bakanı, pişkin pişkin gülerek, ‘Ya hep birlikte batarız ya hep birlikte çıkarız’ diyerek ülkenin gerçeğiyle adeta kumar oynamaktadır.

EN KISA ZAMANDA TÜRKİYE’Yİ SEÇİME GÖTÜRÜN: Hayat ilkeler, devlet ise kurallar manzumesidir. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, tek adamın ruh haline göre asla ve kata yönetilemez. Bu noktada sorunun temeli güvendir, güvenilir devlet adamı yokluğudur. Eğer bir ülkenin vatandaşları kendisini yöneten siyasi otoriteye güven duymuyorsa artık o iktidarın miadı dolmuş demektir. Mademki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı bu aziz milletin güvenini kaybetmiştir, o halde bu iktidarın memlekete yapabileceği son bir hizmet kalmıştır. En kısa zamanda Türkiye’yi seçime götürün, milletimizin iradesine ve merhametine teslim olun.”

"BU HÜKÜMET MİLLETİ JURNALLEMEYE BAŞLAMIŞTIR"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ‘Döviz gidiyor diyene dava açın’ sözleri sorulan Dervişoğlu, şöyle yanıt verdi:

"Önce kardeşini şikayet etsin. Kardeşi daha henüz faizin düşürüleceği belli değilken bir gün öncesinden açıklama yapmış ve bu bilgiyi dışarı sızdırmak suretiyle kim bilir kimlerin milyarlar kazanmasına sebep olmuştur. Bu büyük, kapsamlı bir suçtur. O konuyla ilgili henüz atılmış bir adım olmadığını görüyoruz. Bu hükümet, milleti jurnallemeye başlamıştır. Bu jurnalciliğin sonu, bunların hepsini yargılamaya götürür. Ama herkes emin olsun ki Türk milletinin hem iradesi hem de merhameti herkesi kucaklayacak kadar büyüktür."

"KEYFİLİĞE İZİN VERİLMEMELİ"

Dervişoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi için başlattığı teftiş sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başkan Ekrem İmamoğlu'nu hedef alarak, "Suçluysa görevinden alınmalı, Büyükşehir Belediye Meclisi de yeni başkanı seçmelidir" açıklaması hakkındaki bir soru üzerine şöyle konuştu: 

"İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde müfettişlerin sürdürdüğü bir tahkikat var. Terörle mücadele, mülkiye müfettişleriyle yapılmaz. Terörle mücadele, savcılıklar tarafından ve savcının emrinde olan asayiş kuvvetleri tarafından yapılır. Bu, çok büyük bir ciddiyetsizliktir. Türkiye yangın yerine dönmüştür. İstanbul Belediyesi üzerinden bir algı oluşturmak ve onu yönetmeye kalkışmaktadırlar. Taşların yerinden oynadığını göstermektedir. Bunlar, oldukça mahsurlu şeylerdir. Vatandaş artık güven arıyor, güvenilir devlet adamı arıyor. Bunlar, güvenilmeyen devlet adamlarının istismarcı bakış açılarıyla şekillendirdiği bir algı yönetimi operasyonudur. Elbette Türkiye’de suç varsa suçlular cezalandırılmalıdır. Suçlular şayet makamlarda bulunuyorlarsa görevlerinden de alınmalıdır. Ama buradaki keyfiliğe izin verilmemeli."

"BAHÇELİ, KENDİ PARTİSİNDEN BİR CUMHURBAŞKANI ADAYI ÇIKMAYINCA BAŞKA PARTİLERİN ADAYLARINI BELİRLEME GAYRETİ İÇİNDE"

Bahçeli'nin "Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayını açıklayacak hazırlığı yoktur. Cesareti yoktur. Kararı yoktur. İşleri güçleri polemik, dedikodu" sözleri anımsatılan Dervişoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sayın Bahçeli, uzun zamandan beri Millet İttifakı’nın adayının belirlenmediği noktasından hareket ederek birtakım eleştiriler serdediyor. Biz de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin cumhurbaşkanı adayının kim olduğunu bilmiyoruz. Sayın Devlet Bahçeli, kendi partisinden bir cumhurbaşkanı adayı çıkmayınca, görünen ve anlaşılan o dur ki başka partilerin adaylarını belirleme gayreti içindedir. Bunu iktidar partisine yapabilir ama Millet İttifakı’na yapamaz. Adaylar arasında, seçim öncesinde aday olması muhtemel kişiler arasında bir rekabet yaratarak buradan siyaseten beslenmeyi düşünüyorlarsa ve atı alan Üsküdar’ı geçecek türünden bir beklentiye sahiplerse unutmasınlar ki artık İYİ Parti vardır. İYİ Parti’ye de artık tüzükte yazan ismiyle hitap etmesini beklemek bir haktır. İYİ Parti, ipini başkasının eline verip sonra da özür dileyen bir siyasi kurum olma özelliğinden ziyade, millete hizmet yolculuğunu sürdüren ve Türkiye’de umut olmuş yegane bir siyasi kurumdur."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.