DOÇ. DR. ELBEK: "YOKSULLAR HAYATA 3-0 YENİK BAŞLIYORLAR VE GELECEKTE DE KOAH OLUYORLAR"

DOÇ. DR. ELBEK: "YOKSULLAR HAYATA 3-0 YENİK BAŞLIYORLAR VE GELECEKTE DE KOAH OLUYORLAR"

Göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek, 17 Kasım Dünya KOAH Günü'nde, KOAH ile yoksulluk arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Elbek, "Ne kadar yoksulsanız,...

CEM HAYAT

Göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek, 17 Kasım Dünya KOAH Günü'nde, KOAH ile yoksulluk arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Elbek, "Ne kadar yoksulsanız, ne kadar yoksunsanız, toplumda gerek kimlik gerek gelir açısından ne kadar öteki sınıfındaysanız akciğerleriniz çocuklukta o kadar az gelişiyor ve az gelişen akciğerler de gelecekte KOAH oluyor. Yani bu dünyada yoksullar hayata 3-0 yenik başlıyorlar ve gelecekte de KOAH oluyorlar" dedi.

Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek, bu yıl 17 Kasım olarak belirlenen Dünya KOAH Günü’nde hastalıkla ilgili ANKA Haber Ajansı'na bilgiler verdi. KOAH'ın Covid-19'a bağlı ölümleri beş kat artırdığını belirten Elbek, "KOAH hastalığı, Covid hastalığına hem yakalanmayı hem ağırlığını artırdığı için üç faktöre ihtiyacımız var: Grip aşısı, zatürre aşısı ve Covid aşısı. Covid aşısını seçerken de akciğer hastalığı olduğu için ve genellikle 40 yaşın üstündeki kişiler KOAH olduğu için BionTech aşısını seçmek gerekir" dedi.

Elbek'in açıklaması şöyle:

"KOAH'IN İLK BULGULARINI ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ EŞİTSİZLİKLERE BAĞLAYABİLİRİZ"

"KOAH, akciğerdeki hava yollarının daralmasıyla seyreden, tıkayıcı bir akciğer hastalığıdır. İlerleyici bir karakterdedir, tedaviye kısmi yanıtlar verir. Akciğerlerin, etraftaki zararlı gaz ve partiküllere karşı verdiği bir yanıttır. KOAH’ın, uygarlığın bir hastalığı olduğunu söylememiz lazım. Çünkü KOAH, son 200 yılın hastalığıdır. KOAH’ın son 200 yılda gelişmesinin iki tane temel nedeni vardır. KOAH olabilmek için akciğer kapasitesinin yeterince iyi gelişmemiş olması lazım. Dünyadaki araştırmalar gösteriyor ki özellikle 12 yaşına kadar akciğerlerin ulaştığı kapasite çok önemli. Bu da gelir dağılımı eşitsizliğinden çok çabuk etkileniyor. Yani ne kadar yoksulsanız, ne kadar yoksunsanız, toplumda gerek kimlik gerek gelir açısından ne kadar öteki sınıfındaysanız akciğerleriniz çocuklukta o kadar az gelişiyor ve az gelişen akciğerler de gelecekte KOAH oluyor. O yüzden KOAH’ın ilk bulgularını, çocukluk dönemindeki eşitsizliklere bağlayabiliriz. Örneğin yoksulların yaşadığı mahallelerde hava kirliliği daha fazladır; gelir düşük olduğu için iç ortam tozuna bağlı, soba yakımına bağlı olan tozlar daha fazladır ve yoksulların savunma sistemleri daha düşüktür.

"YOKSULLAR HAYATA 3-0 YENİK BAŞLIYORLAR VE GELECEKTE DE KOAH OLUYORLAR"

Çocukluk döneminde akciğerler yeterince sağlıklı ve iyi gelişmezse gelecekte ekonomik geliriniz artsa dahi handikabınız azalmıyor. Yani bu dünyada yoksullar hayata 3-0 yenik başlıyorlar ve gelecekte de KOAH oluyorlar. ‘Yetişkin dönemde ne oldu da KOAH gelişti’ sorusunun yanıtını ise iki temel faktörde bulabiliriz. Biri tütün kullanımı. Bunu sadece sigara kullanımı olarak indirgemeyelim. Sigara, pipo, puro ve son dönemde özellikle elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin dahil olması, özellikle Avrupa’da ve Amerika’da etkili tütün kontrol politikaları nedeniyle tütün tüketiminin ikinci dünya, üçüncü dünya gibi bizim ülkelere sarkması KOAH gelişiminde önemli bir faktördür. Yine KOAH gelişiminde önemli bir faktör de iç ve dış ortam hava kirliliğidir. Özellikle ev içi kirlilik. Ev içi kirlilik dediğimizde tandırlar akla gelebilir. Kömür yakan sobalardan etrafa yayılan, özellikle kadınları ve çocukları etkileyen iç ortam kirliliği yoksullukla doğrudan ilişkili. Zenginler kalorifer, doğal gaz gibi ortamlarda ısınırlarken yoksullar iç ortamlarda partikül maddesi yüksek sobalar, tezeklerle, tandırlarla hayatlarını sağlarlar. Bu yüzden KOAH hastaları daha çok yoksullardır.

"80 KÜSUR MİLYONUN HEPSİ KİRLİ HAVA SOLUYOR"

Dış ortam hava kirliliği ise KOAH’a bağlı alevlenmeleri ve ölümleri artırır. Dış ortam hava kirliliğinin de nedeni sanayileşmenin kışkırtılması, agresif bir sanayileşme, yeşilin yok edilmesi, her tarafın betona dönmesi ve hava kirliliğinin oluşmasıdır. Örneğin 2020 yılında Türkiye’deki tüm iller, Dünya Sağlık Örgütü’nün izin verdiği partikül madde sınırlarının üstünde. Yani 80 küsur milyonun hepsi kirli hava soluyor. Halbuki temiz hava solumak bir insan hakkıdır, bu insan hakkı ihlal edilmektedir. Bu yüzden hava kirliliğine maruz kalmak, KOAH hastalığının alevlenmesine ve ölümlerine neden oluyor.

"KOAH, COVİD'E BAĞLI ÖLÜMLERİ BEŞ KAT ARTIRIYOR"

Pandemi, şüphesiz bu mevcut eşitsizlikleri, mevcut kirlilik ortamını daha da bozdu. Çünkü pandemiye yakalananlar da işe gitmek zorunda olanlar. Toplu taşıma kullanan, evden iş yapamayan kişiler. Yani yine yoksullar, yine yoksunlar. Zaten onların akciğer sağlığı çocukluk döneminden iyi değildi. Üstüne yoksullar daha fazla tütün kullanırlar, daha fazla hava kirliliği ortamında bulunurlar, yoksullar daha fazla Covid olurlar, sonuçta da Covid’e bağlı artan ölümler gördük. KOAH olmak, Covid’e bağlı yakalanmayı artırdığı gibi Covid’e bağlı ölümleri de beş kat artırıyor.

"KİŞİ OLARAK YAPABİLECEKLERİMİZ SINIRLI AMA KAMU POLİTİKASI OLARAK YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR"

Bunun karşısında kişi olarak yapabilecekleriniz sınırlı. Ama kamu politikası olarak yapılacak çok şey var. Birincisi toplumunuzu eşitlikçi hale getireceksiniz. Gelir dağılım dengesini düzelteceksiniz ki OECD ülkeleri arasında en kötü gelir dağılımına sahip ikinci ülkeyiz, bir tek Meksika bizden kötü. Hava kirliliğine kişisel olarak hiçbir şey yapamazsınız. Temiz hava solumayı bir insan hakkı haline getirmeniz lazım. Yani doğal gaz da dahil olmak üzere kömür yakıtlarını, fosil yakıtlarını az kullanmak; çok yeşil bir hayatı tariflemek, az beton yaşamını sağlamak… Yani bugün ne yapıyorsak onun tersini yapmak lazım. Kişisel olarak yapılabilecekler içerisinde en önemlisi tütün kullanımını sonlandırmak. Tabii bu da kişisel temele indirgenemez. Dikkat ederseniz bugünlerde tütün endüstrisi, şirketler Türkiye’ye elektronik sigara ve ısıtılmış yeni tütün ürünlerini sokmaya çalışıyorlar. Şiddetle bunun karşısında durmak ve etkili tütün kontrol politikası uygulamak lazım. Yani KOAH’ı önlemek istiyorsanız sağlıklı kamu politikasına ihtiyacımız var. Türkiye’de de bunun karşılığını ne yazık ki bugün göremiyoruz.

"KOAH'IN GETİRDİĞİ YÜKÜN ÜSTÜNE BİR DE COVİD YÜKÜ GETİRİLDİĞİNDE ÖLÜMCÜL SONUÇLAR OLUYOR"

Hem Covid’e karşı hem grip virüsüne karşı hem de zatürre hastalığına karşı aşılanmak KOAH hastaları için çok değerli. Çünkü KOAH hastalarının akciğer kapasiteleri yetersizdir, savunma mekanizmaları düşüktür. Ya tütüne bağlı ya iç ortam dış, ortam hava kirliliğine bağlı akciğerde yük fazladır. KOAH’ın getirdiği yükün üstüne bir de Covid’in virüs yükü getirildiği zaman gerçekten ölümcül sonuçlar oluyor. KOAH hastalığı, Covid hastalığına hem yakalanmayı hem ağırlığını artırdığı için üç faktöre de ihtiyacımız var: Grip aşısı, zatürre aşısı ve Covid aşısı. Covid aşısını seçerken de akciğer hastalığı olduğu için ve genellikle 40 yaşın üstündeki kişiler KOAH olduğu için BionTech aşısını seçmek gerekir. İnaktif virüs aşıları ister gelecekte kullanılacak olan Turkovac ister şimdi kullanılan Coronavac, özellikle Koah gibi kronik akciğer hastalığı zeminindeki kişilere öncelikle tercih edilmemesi gereken aşılardır."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.