Haber: GAYE ŞEYMA CAN - Kamera: ANIL VEREL 

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Sakarya Hendek’te 7 işçinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'ndaki patlamaya ilişkin dava ile ilgili olarak, "Kalkınma işçilerin canı üzerinden oluyorsa böyle bir kalkınmayı reddediyoruz… Burada yargılananlar MÜSİAD'a güveniyorlar. Arkalarında böyle bir güç var. Paranın gücüne güveniyorlar” dedi.

Sakarya Hendek’te, 3 Temmuz 2020 tarihinde 7 işçinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'ndaki patlamaya ilişkin davaya bugün Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor.

Ferizli ilçesindeki cezaevi kampüsüne kurulan duruşma salonunda yapılan duruşmayı takip eden EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, ANKA Haber Ajansı'na konuştu. "Bu Hendek'te yaşanan, Türkiye'nin en büyük toplu iş cinayetlerinden bir tanesi. Dolayısıyla sadece Sakarya'yı ilgilendirmiyor" diyen Akdeniz, şunları söyledi:

KALKINMA İŞÇİLERİN CANI ÜZERİNDEN OLUYORSA BÖYLE BİR KALKINMAYI REDDEDİYORUZ: “Soma'dan, Ermenek'e ve Sakarya'ya uzanan iş cinayetleri ülkesi haline geldi ülke. AKP'li yıllarda 20 bine yakın insan iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Biz, burada özellikle kalkınma ve adalet kavramlarını sorgulamak zorundayız. Kalkınma işçilerin canı üzerinden oluyorsa böyle bir kalkınmayı reddediyoruz. Buradan patronlar kazanıyorsa böyle bir kalkınmayı reddediyoruz. Adalet de bütün bu iş cinayetlerinin, göz göre göre gelen bu iş cinayetlerinin üzerinin kapatılmasıysa böyle bir adalet anlayışını da biz kabul etmiyoruz.

BU PATLAMA GÖZ GÖRE GÖRE GELMİŞ: Bu olayda aileleri de bir kez daha dinledik. Çok açık bir biçimde bu patlama, bu facia göz göre gelmiş. Aileler bunu söylemişler, işçiler bunu söylemişler, ‘Burada bir patlama olacak’ diye. Açıkçası önlemler alınmamış. Bu durumda suç sabit. Bu suçun karşılığı, en azından ‘olası kasıtla ölüme sebebiyet vermek" şeklinde ağır bir cezalandırmayla neticelendirilmeli. Ama bunun yerine daha hafif bir ceza olursa caydırıcı bir ceza olmaz.

BURADA YARGILANANLAR MÜSİAD’A GÜVENİYORLAR: Buradan patronlar, yani vahşi çalışma koşullarını, vahşi kapitalist yöntemleri kullanan patronlar cesaret kazanırlar ve bu gecekondulardan devşirilen ve insanı yok sayan fabrikalar daha da çoğalmaya başlar. Mantar gibi artar. Dolayısıyla burada mutlaka bir caydırıcı cezanın çıkması gerekiyor. Burada yargılananlar da MÜSİAD'a güveniyorlar. Arkalarında böyle bir güç var. Paranın gücüne güveniyorlar. Bununla, özellikle yandaş basını da yanlarına alarak mahkeme heyeti üzerinde bir baskı kurmaya çalışıyorlar. Ben de Emek Partisi Genel Başkanı olarak çağrı yaptım, bütün dost partilere. Bugün de katılım gayet iyiydi. CHP'den, HDP'den TİP’e kadar, Emek Partisi'ne kadar geniş bir yelpazeyle geldik. Barolarımız sahip çıktılar. Eğer onlar paranın gücüne güveniyorlarsa işçi aileleri de örgütlerin ve partilerin, sendikaların gücüne güvenecekler. Bu çerçevede bugün ne karar çıkarsa çıksın, biz adalet talebinin peşini bırakmayacağız.”