ERDOĞAN: TEK GAYEMİZ, ÜLKEMİZE VE MİLLETİMİZE RUHU DA BEDENİ DE DİPDİRİ NESİLLER KAZANDIRMAKTIR

ERDOĞAN: TEK GAYEMİZ, ÜLKEMİZE VE MİLLETİMİZE RUHU DA BEDENİ DE DİPDİRİ NESİLLER KAZANDIRMAKTIR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her işimiz gibi bağımlılıkla mücadeleyi de insan merkezli yürütüyoruz. Yeşilay’ımızla birlikte yürüttüğümüz...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her işimiz gibi bağımlılıkla mücadeleyi de insan merkezli yürütüyoruz. Yeşilay’ımızla birlikte yürüttüğümüz mücadeledeki tek gayemiz, ülkemize ve milletimize ruhu da bedeni de dipdiri nesiller kazandırmaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sepetçiler Kasrı'nda düzenlenen Yeşilay Danışmanlık Merkezleri Ortak Açılış Töreni'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla eskiden bilinen bağımlılıklara yenilerinin eklendiğini söyledi. Erdoğan, "Biz herkese ‘sigara kötüdür’, ‘alkol zararlıdır’, ‘kumar felakettir’ diye telkin verirken, internette veya televizyonda sürekli aynı ürünleri kullanan insanlarla karşılaşan körpe dimağlara bu mesajları nasıl ulaştırabiliriz?" diye konuştu. 

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“HER İŞİMİZ GİBİ BAĞIMLILIKLA MÜCADELEYİ DE İNSAN MERKEZLİ YÜRÜTÜYORUZ: Tütün, alkol, madde, kumar, teknoloji gibi bağımlılık sorunlarının çözümü yolunda gayret gösteren Yeşilay’ımızın tüm yönetimine, uzman kadrolarına, gönüllülerine teşekkür ediyorum. Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinin, ülkemizin dört bir yanındaki ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki toplam 104 noktada verdikleri hizmetlerle, her yaştan pek çok vatandaşımızın hayatın renklerini yeniden kazanmalarına katkıda bulunacaklarına inanıyorum. Bu merkezlerde ücretsiz olarak sunulan hizmetler, bağımlılarla sınırlı kalmayıp, onların ailelerini ve sosyal çevrelerini de içine alan geniş bir mücadele stratejisine dayanıyor. Bağımlılıktan kurtarılan insanlara, sağlık güvencesinden istihdama, boş zamanlarını değerlendirmeden meslek edindirmeye kadar geniş bir alanda destekler sağlanıyor. Böylece, bu iradeyi gösteren insanların önlerinde adeta yepyeni bir dönemin kapıları açılıyor. Psikologlardan sosyal hizmet uzmanlarına kadar geniş bir ekibin içinde yer aldığı zahmetli ve uzun mücadele sürecinin amacı, bağımlılıktan kurtarılan insanların yeniden aynı yanlışa düşmelerinin önüne geçmektir. Her işimiz gibi bağımlılıkla mücadeleyi de insan merkezli yürütüyoruz. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı, bir sivil toplum kuruluşu olarak bu çatı altındaki faaliyetlerin de temel felsefesidir. Ailelere, yetişkinlere, çocuk ve gençlere yönelik farklı programlarla yürütülen çalışmalar, Yeşilay’ın bir asrı aşan misyonuna ne derece sıkı sıkıya bağlı olduğuna da işaret ediyor. Tüm hayatını, zararlı alışkanlıklar ve maddelerle mücadeleye adamış birisi olarak, daima Yeşilay’ın yanında oldum, olmayı sürdüreceğim.

TEK GAYEMİZ, ÜLKEMİZE RUHU DA BEDENİ DE DİPDİRİ NESİLLER KAZANDIRMAKTIR: Her zaman altını çizerek ifade ettiğim gibi: İçki, madde ve kumar bağımlılığı tüm kötülüklerin anasıdır. Tütün kullanımı hem kendimize hem çevremize zarardır. Teknoloji bağımlılığı, bizi insan yapan vasıflarımızdan uzaklaştırıp gerçek olmayan bir dünyaya hapseder. Zararlı ve kötü olan her şey, her yerde ve her şart altında öyledir. Bu tür alışkanlıkların hiçbirinin de ideolojiyle veya inançla ilgisi yoktur.  Her kim içkiye, maddeye, kumara, sigaraya güzelleme diziyorsa, emin olun tek gayesi kendi sapkın hayat biçimini, zaaflarını, komplekslerini örtmektir. Bizim, Yeşilay’ımızla birlikte yürüttüğümüz mücadeledeki tek gayemiz, ülkemize ve milletimize ruhu da bedeni de dipdiri nesiller kazandırmaktır. İnşallah bu mücadeleyi ülkemizde tek bir bağımlı bırakmama azim ve kararlılığıyla son nefesimize kadar da sürdüreceğiz.

BAĞIMLILIKLARA YENİSİ EKLENDİ: Günümüzde, internete erişimin kolaylaşması ve sosyal medya platformlarının kontrolsüz şekilde yaygınlaşmasıyla eskiden bilinen bağımlılıklara yenilerinin eklendi. Bilgisayardan cep telefonuna, oyun konsollarından televizyona kadar uzanan teknoloji tabanlı bu yeni bağımlılık türleriyle de mücadele Yeşilay’ımızın sorumluluk alanına girmektedir. Tabii bu konuda, devletin ilgili birimleri ve Yeşilay gibi sivil toplum kuruluşları yanında, asıl olarak ailelere çok büyük görevler düşmektedir. Öyle bir dönemdeyiz ki, artık bir yaşından itibaren tüm çocukların cep telefonu, tablet, bilgisayar veya televizyon ekranı gibi elektronik cihazlar karşısında, saatlerce hipnotize olmuş gibi kaldığını görebiliyoruz. Anne babalar, kendilerine vakit ayırmak uğruna kolaycılığa kaçarak ve çoğu defa da farkında olmadan, çocuklarını bu tür elektronik cihazların ve oralarda muhatap oldukları içeriklerin bağımlısı yapabiliyor. Üstelik internet bağlantısı bulunan cihazlarda, çocuklarımızın her türlü zararlı içeriğe muhatap olmasını kontrol edebilme imkânına da çoğunlukla sahip değiliz. İnternette çocuklarımızın karşısına çıkabilecek alkol, sigara ve madde kullanımını, şiddeti, cinselliği ve her türlü sapkın görüntüyü, fikri, telkini engelleyebilmemiz gerçekten çok zor. Üstelik bu tür içerikler, çocukların zihinlerinde, bizim insanlarımızı uzak tutmak için gece gündüz çalıştığımız zararlı ürünlere meşruiyet de sağlıyor. Biz herkese ‘sigara kötüdür’, ‘alkol zararlıdır’, ‘kumar felakettir’ diye telkin verirken, internette veya televizyonda sürekli aynı ürünleri kullanan insanlarla karşılaşan körpe dimağlara bu mesajları nasıl ulaştırabiliriz? Daha kötüsü, bu mecraların bir kısmı, internet üzerinden çocuklarımıza ulaşıp onları her türlü istismara açık hâle getiren kötü niyetli kişilere de fırsat veriyor.

ÇOCUKLARINDAKİ DEĞİŞİMİ FARK ETMEYEN ANNE BABALAR FELAKETİN ORTAĞI: Tabii iğneyi karşımızdakine batırırken, çuvaldızı da kendimizden esirgememiz gerekiyor. Kişilik kazandırmamız, şahsiyet vermemiz, onları yaşadıkları toplumda ve dünyada ihtiyaçları olan bilinç, bilgi, beceri ve değerlerle donatmamız gereken çocuklarımızla rolleri değişiyoruz. Anne babalar çocuklarını değil, çocuklar ebeveynlerini yönlendiriyor. Evde iyi örnek olamadığımız, okuldaki gelişimini yakından takip etmediğimiz, kimlerle oturup kalktığını bilmediğimiz çocuklarımızı özgür kılmış olmayız; sadece başıboş bırakmış, ihmal etmiş oluruz. İnsanların hayatlarını karartan kötü alışkanlıkların izini sürdüğümüzde, hemen tamamının ucunun çocukluk ve gençlik dönemlerine çıktığını görürüz. Çocuklara değer vermek, onların görüşlerini önemsemek, aile içinde alınan kararlara katılımını sağlamak mutlaka gerekli ve önemlidir. Ama bu durum çocukları kendi değerlerimizle donatarak sağlıklı ve bilinçli bireyler olarak hayata hazırlama sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz. Çocuklarındaki değişimi fark etmeyen veya fark ettiği hâlde müdahalede bulunmayan anne babalar, onların yaşadıkları felaketlerin ortağıdır. Mesela alkol ve madde kullananların, bu kötü alışkanlıklara kapılmalarında da kurtulmalarında da en çok anne babaların etkili olduğu bilinmektedir. Çocuklarımıza elbette güveneceğiz; ama sözümüzle, yaşantımızla, telkinlerimizle, duruşumuzla onlara rehberlik etmeyi, örnek olmayı, manevi değerlerimizle teçhiz etmeyi de ihmal etmeyeceğiz. Bunu sağladığımızda, Yeşilay’ımızın işini de fevkalade azaltmış ve kolaylaştırmış oluruz. Aile kurumuna daha çok önem verme kararımızın gerisindeki sebeplerden biri de işte budur. İnşallah önümüzdeki dönemde hep birlikte bunu başaracağız.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.