ERDOĞAN TOPRAK: İKTİDAR PROTESTO ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KRİMİNAL BİR KILIFA BÜRÜNDÜRÜYOR

ERDOĞAN TOPRAK: İKTİDAR PROTESTO ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KRİMİNAL BİR KILIFA BÜRÜNDÜRÜYOR

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “İktidar; Anayasa’mızın 34’üncü maddesinde teminat altına alınan toplantı, gösteri, protesto...

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “İktidar; Anayasa’mızın 34’üncü maddesinde teminat altına alınan toplantı, gösteri, protesto özgürlüğünü kriminal bir kılıfa büründürerek toplumsal sorunların dile getirilmesini önlemek istiyor” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili, Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayımladı. Toprak, iç politikadan ekonomiye Türkiye gündeminde yer alan başlıkları değerlendirdi. Toprak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonla görüştüğünü hatırlatarak, “Telefon görüşmesinin hemen akabinde Rus savaş uçaklarının İdlib’i bombalaması Suriye ve Libya konusunda izlenen politikalarda ciddi değişikliklerin habercisi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Halife Hafter ile görüşmeyi gündeme getirmesi yanında iktidar medyasına sızdırılan Esad ile resmi temaslar ve iş birliği arayışları bu açıdan ciddi U dönüşlerinin sinyali” dedi.

“En baştan itibaren gerek Suriye gerekse Libya bataklığından uzak durulması, buralarda yürütülen iç savaşta taraf olunmaması, İhvancı-Cihatçı örgütlerle temas edilmemesi ve destek verilmemesi yönünde iktidara çağrılarda bulunduk” diyen Toprak, Suriye ve Libya konusunda şu tespitte bulundu:

“Şimdi anlaşıldığı kadarıyla Libya ve Suriye’de oldukça keskin bir geri dönüşün, U dönüşünün altyapısı hazırlanıyor. Muhtemelen Putin’in talebi ve telkinleriyle gerek Kuzey Suriye’de gerekse İdlib’te Rusya ve Suriye ordusunun yaklaşan operasyonlarına sessiz kalınacak ve aşamalı bir çekilme başlatılacak.”

Toprak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sokak” açıklamasına işaret ederek, toplantı ve gösteri yürüyüşünün anayasal bir hak olduğunu şöyle anlattı:

“İktidar; Anayasa’mızın 34’üncü maddesinde teminat altına alınan toplantı, gösteri, protesto özgürlüğünü kriminal bir kılıfa büründürerek toplumsal sorunların dile getirilmesini önlemek istiyor. Anayasal-demokratik-hukuk temelindeki demokrasi mücadelesini; sopayla, silip süpürmekle ve yurttaşları korkutarak engelleme peşindedir. Türkiye’yi Suriyeleştirme senaryoları, anayasa, yasalar, hukuk ve demokratik uzlaşı içinde halkın özgür iradesi ve oylarıyla bozulacaktır.

“YURTTAŞLARI BİRBİRİYLE KARŞI KARŞIYA GETİRME GİBİ TEHLİKELİ NİYET”

İktidarın ve ittifak ortağının ekonomik ve siyasi çöküşle birlikte her alanda tıkandığı, duvara dayandığı apaçık ortada ve anketlerde oy oranları hızla geriliyor. İktidar, demokratik hakların kullanımını engellemek için yurttaşları birbiriyle karşı karşıya getirme gibi çok tehlikeli bir niyeti sergilemekten kaçınmıyor.

Toprak’ın raporundan satır başları şöyle:

  • Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nden Kazakistan’da yaşanan şiddet olayları sonrasında Rus askerlerinin barış gücü olarak ülkeye davet edilmesi, Rusya’nın bu ülkede kalıcı olup olmayacağı sorularını beraberinde getirdi. Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ savaşı sonrası Güney Kafkasya’ya yerleşen ve 20 yıl sonra birliklerini buraya yerleştirerek üsler kuran Rusya, Kazakistan’daki askeri varlığını da uzun süre devam ettirecek, muhtemelen kalıcı hale getirecektir.
  • Kazakistan’daki gelişmeler Türkiye açısından ciddi önem taşımaktadır. Öncelikle bu ülkedeki 5 milyar doları aşan Türk şirketlerinin yatırımları yanında siyasi ilişkilere de yansıması olacaktır. Türkiye’nin öncülüğünde geçtiğimiz kasım ayında kurulan ve Rusya ile Çin’in rahatsızlık duyduğu Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Kazakistan’daki olaylarda etkisiz kaldı. Kazakistan’ın TDT’den değil Rusya ve Belarus’tan destek istemesi dikkat çekici.
  • Ukrayna’da sıcak savaş ve Rusya birliklerinin Donbas-Donetsk-Luhansk’ı ilhakı ihtimali yükseliyor. Putin’in ABD Başkanı Biden’dan Ukrayna’nın NATO üyesi yapılmayacağına ve silahlandırılmayacağına yönelik yazılı teminat isteyerek topu Batının kucağına atması bu ihtimali daha da güçlendirdi. Muhtemelen Erdoğan-Putin görüşmesinde Rusya lideri Türkiye’den Ukrayna sorunundan uzak durmasını ve Ukrayna’nın NATO üyeliği için veto hakkını kullanmasını istedi.
  • ABD’nin S-400’lerden ötürü Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar savunma sanayii ihracatını ve silah anlaşmalarını olumsuz etkilemeye başladı. Son olarak Pakistan Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye ile imzalanan 1,5 milyar dolarlık ATAK helikopter alımı anlaşmasının iptal edildiğini, helikopterlerin Çin’den satın alınacağını duyurdu.

SADECE TWİTTER’DAN YANIT VERİYOR

  • Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin hak iddia ettiği, ihtilaflı alanda doğalgaz sondajına başlayan Katar karşısında iktidarın suskunluğu, Yunanistan’ı cesaretlendirdi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, Ege’de karasularını 12 mile çıkartmaya hazırlandıklarını ve TBMM’nin almış olduğu ‘savaş nedeni’ kararının geri çekilmesini istedi. İktidarın son dönemde Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden gelen adımlara, sadece yazılı dışişleri açıklamalarıyla Twitter üzerinden yanıt vermesi dikkat çekiyor.

“YAN YOL ARAYIŞLARI HIZLANACAK”

  • Kur Korumalı Vadeli TL Mevduata ilgi olmadığını gören İktidar, ihracatçıların dövizinin yüzde 25’ine el koymaya yöneldi. Girdilerinin büyük bölümü ithal olan ihracatçıları döviz bozdurup Merkez Bankası’na satmaya zorlayan bu karar, ihracatçıyı ağır kur kayıplarına uğratacağı gibi, ihracatı yavaşlatacak, ihraç dövizinin yurda getirilmesinden kaçınmak için arka kapı veya yan yol arayışlarını hızlandıracaktır. 

“CARİ FAZLA VERME İHTİMALİ ZORLANIYOR” 

  • 2022 yılı ilk çeyreğine yönelik Dış Ticaret Beklenti Anketi bu yılın ilk üç ayında ihracatın gerileyeceği, ithalatın artacağı beklentisini öne çıkarttı. İktidarın söyleminin aksine; ihracat beklenti endeksinin bir önceki çeyreğe kıyasla 15,5 puan birden düşmesi, ithalat beklenti endeksinin 10 puanın üzerinde artması, dış ticaret açığının yükseleceği ve cari fazla verme iddiasının zorlaşacağını, gösteriyor.
  • TBMM’ye getirilen 18 maddelik torba yasada Merkez Bankası (MB) nezdindeki yabancı ülkelere ait döviz ve altın varlıklarının haczedilemeyeceği güvencesinin getirilmesi, Türkiye’nin saygınlığının yok edilmesi yanında MB’nin kurumsal varlığının ve uluslararası algısının itibarsızlaştırılmasıdır. Örneği olmayan böyle bir düzenlemeyi meclisin önüne getiren iktidar; söz konusu maddeyi geri çekmeli, kimlere ve hangi ülkelere kapalı kapılar ardında güvence verildiğini millete açıklamalıdır.

“SEYYANEN ZAM YAPILMALI”

  • Emekli maaşlarına resmi enflasyon rakamının da altında zam yapan iktidar, sayıları 14 milyona yaklaşan emeklileri enflasyon ve zamlara ezdiriyor. Memur, SSK, BAĞ-KUR emeklileri arasında ayrımcılık yapıyor. En düşük emekli aylığının 2500 TL olarak açıklanması, milyonlarca emekli, dul ve yetim açısından tam bir aldatmacadır. Acilen uygulanması gereken çözüm tüm emeklilere yılda bir kez seyyanen zam yapılmasıdır.”

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.