CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, koronavirüs aşısını geliştiren Türk bilim insanları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’e Türkiye’nin devlet madalyası vermesini önerdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek yetkili olmasına rağmen iki bilim insanına bu madalyayı vermemesini eleştiren Toprak, “Kadınları eve kapatıp okumayı yasaklayan, bilimi reddeden, okulları kapatan Taliban’ı bile davet edip resmî törenle ağırlayan iktidarın Şahin ve Türeci’ye sergilediği bu duyarsızlık kabul edilemez” dedi.

Tüm dünya koronavirüs pandemisiyle baş etmeye çalışırken Almanya’da Türk bilim insanları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin insanlığa umut olan bir adım atarak, koronavirüs aşısını geliştirdi. Almanya iki Türk bilim insanına devlet nişanı verdi. CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak da Türkiye’de devlet madalyası ve nişanı verme yetkisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olduğunu anımsatarak, Erdoğan’ın Türeci ve Şahin’e devlet madalyası vermek konusunda duyarsız kaldığını belirtti. Erdoğan’a çağrıda bulunan Toprak’ın konuyla ilgili yazılı açıklaması şöyle:

“Türkiye-Almanya işgücü anlaşmasının 60’ıncı yılında bu ülkeye çalışmaya giden yurttaşlarımızın ikinci, üçüncü nesil çocukları bilimden, teknolojiye, girişimcilikten, sanata, siyasete kadar pek çok alanda sergiledikleri çalışmalarıyla, uluslararası başarılarıyla ailelerinin, bulundukları ülkelerin ve ülkemizin onuru, gururu oldular. Almanya Federal Parlamentosu’nda ilk kez Türk kökenli sosyal demokrat kadın siyasetçi Aydan Özoğuz, Meclis Başkanvekili seçildi.

“ATATÜRK’E MİNNETLERİNİ İLETİLER”

Yüzyılın en büyük tehditlerinden biri olan, iki yıldır tüm dünyayı, insanlığı etkisi altına alan Korona salgınında; Almanya’da BioNTECH’in kurucusu, Türk kökenli bilim insanları Özlem Türeci ve Uğur Şahin, buldukları aşıyla insanlığın yaşam umudu oldu. Türeci ve Şahin’in tıp ve sağlık alanındaki mucizevi beyin emeğiyle aşıyı keşfederek insanlığın hizmetine sunması, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier tarafından ülkenin en üst düzey devlet madalyası olan liyakat nişanıyla ödüllendirildi. İspanya’nın Nobel’i sayılan, dünyanın en prestijli ödüllerinden olan Prenses Asturias ödülü İspanya Kralı Felipe tarafından Türeci ve Şahin’e verildi. Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, ‘İmparatoriçe Theophano’ ödülünü kendilerine verdikten sonra Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret eden Türeci ve Şahin, Atatürk’e, Cumhuriyete minnet ve şükranlarını ilettiler.

“İLK ÖDÜLLENDİRMESİ GEREKEN TÜRKİYE İDİ”

Oysa Şahin ve Türeci’yi ilk davet ederek kutlaması, devlet madalyası veya liyakat nişanıyla ödüllendirerek taltif etmesi gereken Türkiye idi. Devlet Madalyaları ve Nişanları yasasında ‘Tek Kişi’ yönetimine geçiş sonrası yürürlüğe konulan 2 Temmuz 2018 tarihli, 698 sayılı KHK’nın 38’inci maddesindeki değişiklikle madalya ve nişan verilecek kişilerle ilgili tüm karar ve yetki Cumhurbaşkanına geçti. Cumhurbaşkanının bugüne kadar bu yetkiyi Özlem Türeci ve Uğur Şahin için kullanmaması, tüm dünyanın gıpta ettiği insanlarımıza madalya ya da üstün liyakat nişanı için adım atmaması, ülkeye davet etmemesi üzücü olduğu kadar büyük bir aymazlıktır.

“ONURLANDIRMAK BU KADAR ZOR MU?”

Kadınları eve kapatıp okumayı yasaklayan, bilimi reddeden, okulları kapatan Taliban’ı bile davet edip resmi törenle ağırlayan iktidarın Şahin ve Türeci’ye sergilediği bu duyarsızlık kabul edilemez. AIDS ve kansere karşı aşı geliştirme çalışmalarında da insanlığa yeni bir müjdenin ışıklarını yakan bilim insanlarımızı ödüllendirmek, onurlandırmak bu kadar zor mu?

ERDOĞAN ADIM ATMIYORSA TBMM YASA ÇIKARMALI

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrım; en kısa sürede Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’e Türkiye Cumhuriyeti’nin en üstün madalya ve liyakat nişanının verilmesi kararını alarak, kendilerini Türkiye’ye davet etmesidir. İktidar bu adımı atmıyorsa o takdirde TBMM; Millet adına tek maddelik bir Özlem Türeci-Uğur Şahin Yasası’nı gündemine alıp kabul ederek Türeci ve Şahin’i ödüllendirip, onurlandırmalıdır. Bu topraklarda yaşayan herkesin onlarla gurur duyduğunu, yüreğine aldığını, ulus adına tüm dünyaya duyurmalıdır.”