ERDOĞAN: "YUNANİSTAN'IN KENDİSİ AMERİKA'NIN BİR ÜSSÜ GİBİ"

ERDOĞAN: "YUNANİSTAN'IN KENDİSİ AMERİKA'NIN BİR ÜSSÜ GİBİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yunanistan'ın kendisi şu anda Amerika'nın bir üssü durumuna gelmiştir. Şu anda Yunanistan'ın içerisinde Amerikan üslerinin...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yunanistan'ın kendisi şu anda Amerika'nın bir üssü durumuna gelmiştir. Şu anda Yunanistan'ın içerisinde Amerikan üslerinin sayısını ben saya saya bitiremedim. O denli Yunanistan'ın içinde Amerika'nın üsleri var. Ortaya öyle bir tablo çıkıyor ki Yunanistan'ın kendisi adeta Amerika'nın bir üssü gibidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan bir gazetecinin sorusuna, “Öncelikle mülteci krizinin Türkiye tarafından kaynaklandığını söylemek, gerçekten nankörlüktür. Zira şu anda Türkiye'de toplam mülteciye baktığımızda, yaklaşık 5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bunun 4 milyona yakını sadece Suriyeli. Irak, Afganistan var vesaire. 5 milyona yakın mülteciyi ülkesinde ağırlayan bir ülkeye ‘Mülteci sorunu Türkiye'den kaynaklanıyor’ demek nankörlüktür. Eğer biz kapıları açacak olursak Yunanistan ne yapar bilemem” yanıtını verdi.

Erdoğan’ın açıklamalarının satır başları şöyle:

"Türk ve Macar girişimcilerin Afrika kıtasındaki yatırımlarını büyük takdirle karşılıyoruz. Ülkelerimiz arasındaki dostluk anlaşmasının yürürlüğe girişinin 100. yıldönümü münasebetiyle 2024 yılını Türkiye-Macaristan Kültür Yılı olarak kutlayacağız.

Konsey toplantımız, 2016 yılında Macaristan'da yakalanan 101 parça tarihi eserin bugün yeniden Türkiye'ye kavuşmasına vesile oldu. Sayın Başbakan’ın karşısında, Macar makamlarına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

“STRATEJİK ORTAĞIMIZ MACARİSTAN”

Yarın İstanbul'da ev sahipliği yapacağım Türk Konseyi zirvesine Sayın Orban da iştirak edecek. Stratejik ortağımız Macaristan'la diğer uluslararası platformlarda yürüttüğümüz iş birliğini daha ileri taşımaya kararlıyız.

Bizim için ‘yaslı ada’ olan, şimdi ise Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak ismini koyduğumuz, A'dan Z'ye yenilediğimiz bu güzel adamızda yarın ilk toplantımızı yapacağız. Yarınki toplantıya çok büyük önem veriyoruz. Bunu bu konsey toplantısıyla başlatmayı iftihar vesilesi olarak görüyoruz.

Türkiye-AB ilişkilerinin önemini bize her an gerekli desteği veren Sayın Orban'a, Macaristan'a, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Üyelik sürecimize verdiği güçlü desteği her zaman anacağım, anmaya devam edeceğim. Sağladıkları katkıların güçlenerek sürmesini diliyorum. Konsey toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum."

Erdoğan'ın konuşması sonrasında sözü alan Macaristan Başbakanı Orban ise şöyle konuştu:

"İlk defa 2000 yılında tecrübe edebildim. Üst düzey iki ülke hükümetinin ilişkilerine dinamik kazandırmak için geldim. Sayın Demirel o zaman cumhurbaşkanıydı. Çalışmaya başladık. Kardeş ilişki sistemi üzerine. 20 yıldır bu süreci görüyorum. 2013'te Sayın Cumhurbaşkanı ilk Budapeşte ziyaretiyle şeref verdi.

Salgın döneminde Macar- Türk hacmi gerilemedi. Belki de yüzde 30'dan daha da arttı. Bizim hesaplarımıza göre 4 milyar dolara yaklaştı. Bu da Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2013'te kazandırdığı ivmeyle sürdürülmektedir. Bu tarihi eserleri iade ettik. Bizim de çok hoşumuza gitti ama maalesef bizim değiller. Kendimize ait olmayan şeyi iade etmek gerekirdi, biz bunu yaptık.

Maske gerekli olduğunda Türk dostlarımız hiç düşünmeden Macaristan'a naklettiler. Yarın da Macaristan önemli miktarda aşıyı Afrika'ya bağışta bulunacaktır. Ekonomik kriz bağlamında Macarlar salgın nedeniyle ancak yatırımlarla bunun üstesinden gelebiliriz diye düşündük.

Bizim yönetimimizde ekonomiyi canlandırmak gerekiyor. Onun için yabancı yatırımlar gerekmektedir. En büyük yatırım, 70 milyar forintlik (2,17 milyar lira) bir fabrika kurularak Türk yatırımı gerçekleşti.

“GÖÇ KONUSUNDA TÜRK DOSTLARIMIZA YARDIMCI OLMALIYIZ”

Akdeniz, Batı Balkan yönünden ve Belarus yönünde göçmen baskısı vardır. Avrupa'nın bu durumda müttefiklere ihtiyacı vardır. Savunma, korunma çemberi oluşturulmazsa Avrupa zor durumda kalacaktır, dağılacaktır. Anlaşmaya vardık ki 40 sınır muhafızı polis görev yapacaktır. Göç konusunda Türk dostlarımıza yardımcı olmalıyız. AB olabildiğince yüksek miktarda Türkiye'ye destek vermelidir.

Bunu parça parça değil doğrudan mali olarak destekleyelim. Güney ve doğu sınırlarının korunma hatları desteklenmelidir. Sadece bizim sınır korumamızı ve çiti finanse etmelidir. Bu AB'nin lehinedir. Enerji kriziyle ilgili olarak iki alanda iş birliği yapıyoruz. Birisi güneyden doğal gaz boru hattı, Macaristan'a gaz taşımaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı’na Türk Akımı'dan gelen doğal gaz için teşekkür ediyoruz. Nükleer enerji alanındaki ortak yatırımlara devam ediyoruz.

Bu yıl yüzde 50 burs veriyoruz Türk öğrencilere. Bin 824 başvuru oldu. Bunu 200 daha arttırıyoruz. Bunun belli miktarını nükleer enerji eğitimine ayıracağız. Askeri iş birliği konusunda yeni perspektifler, yeni adımlar ve Bosna konusunu görüştük. Her iki taraf için Bosna'da barış ve istikrar önemli."

Erdoğan’ın bir gazetecinin sorusuna verdiği yanıt ise şöyle:

“MÜLTECİ KRİZİNİN TÜRKİYE TARAFINDAN KAYNAKLANDIĞINI SÖYLEMEK GERÇEKTEN NANKÖRLÜKTÜR”

"Öncelikle mülteci krizinin Türkiye tarafından kaynaklandığını söylemek gerçekten nankörlüktür. Zira şu anda Türkiye'de toplam mülteciye baktığımızda, yaklaşık 5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bunun 4 milyona yakını sadece Suriyeli. Irak, Afganistan var vesaire. 5 milyona yakın mülteciyi ülkesinde ağırlayan bir ülkeye ‘Mülteci sorunu Türkiye'den kaynaklanıyor’ demek nankörlüktür. Eğer biz kapıları açacak olursak Yunanistan ne yapar bilemem.

Hepsinden öte Ege'de, Akdeniz'de mültecilerin botlarını şişleyerek onları ölüme mahkum eden ülke Yunanistan'dır. Elimizde bütün belgeler var. Çoluk çocuk demeden o botları şişleyerek, bazen kendi kıyı emniyeti oradan süratle geçmek suretiyle o botları devirerek batıran, o insanları ölüme mahkum eden yine Yunanistan.

Neyi konuşuyor bunlar? Ne yazık Miçotakis ve avanesi yalanla gün geçiriyorlar, dürüst davranmadıkları için de bölgede güven telkin etmiyorlar. Şu an itibariyle elimizde bütün belgeler, video kayıtları var. Nasıl, Ege, Akdeniz'de bu düzenli düzensiz göçmenleri, mültecileri o sulara gömdüklerinin belgeleri var elimizde. Bunu dünyaya anlatmak suretiyle dünyayı aldatabilirsiniz ama Türkiye'yi aldatamazsınız.

“YUNANİSTAN'IN KENDİSİ ADETA AMERİKA'NIN BİR ÜSSÜ GİBİDİR”

Maalesef Dedeağaç ile ilgili konuda, aslında sadece Dedeağaç bir üs değil, Yunanistan'ın kendisi şu anda Amerika'nın bir üssü durumuna gelmiştir. Şu anda Yunanistan'ın içerisinde Amerikan üslerinin sayısını ben saya saya bitiremedim. O denli Yunanistan'ın içinde Amerika'nın üsleri var. Ortaya öyle bir tablo çıkıyor ki Yunanistan'ın kendisi adeta Amerika'nın bir üssü gibidir.

Dedeağaç bunların içinde sadece ufak bir bölge. Şu anda bütün bunlar neden yapılıyor? Biz bunu tabii gerek Biden'la gerek ilgililerle Savunma, Dışişleri Bakanı’m yaptıkları görüşmelerde sorduklarında kaçamak cevap veriyorlar, dürüst davranmıyorlar. Kendilerine seçtikleri komşu yanlış bir komşu. Üs olarak Ege'de Yunanistan'la takındıkları tavır doğru değil.

Biz, Amerika, Yunanistan NATO üyesi. Ama NATO üyeleri olarak Amerika en çok destek veren olduğuna göre biz niye birbirimize düşüyoruz. NATO içerisinde asker sayısı, mali destek itibariyle Türkiye, Amerika'dan sonra ilk 7 içerisinde yer alan bir ülke. Yunanistan çok gerilerde. Biz kendimize inanıyoruz. Kendimize güveniyoruz. Bu bölgenin biz sigortasıyız."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.