ESKİ DANIŞTAY HAKİMİ TÜİK’İN ENFLASYON VERİLERİNİN İPTALİ İSTEMİYLE DANIŞTAY'DA DAVA AÇTI

ESKİ DANIŞTAY HAKİMİ TÜİK’İN ENFLASYON VERİLERİNİN İPTALİ İSTEMİYLE DANIŞTAY'DA DAVA AÇTI

Eski Danıştay hakimi Önder Tekin, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ve düzenleyici idari işlem olan son altı aylık tüketici fiyat endeksi...

TAMER ARDA ERŞİN

Eski Danıştay hakimi Önder Tekin, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ve düzenleyici idari işlem olan son altı aylık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) artış oranlarının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. TÜİK verilerinin bilirkişilerce incelenmesini isteyen Tekin, “TÜİK ve diğer kuruluşlardan elde edilecek enflasyonla ilgili tüm verilerin konularında uzman bilirkişilere tevdii (verilmesi) ile uyuşmazlığın çözümlenmesi isteminde bulundum” dedi.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin güvenirliği tartışılırken 2021 yılının son altı ayına ilişkin açıklanan verilerin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açıldı. Eski Danıştay hakimi Önder Tekin’in açtığı davanın dilekçesinde, bu verilerin düzenleyici idari işlem olduğuna dikkat çekilerek, “Temmuz ayından başlamak üzere açıklanan son altı aylık enflasyon oranı, yetkili kamu sendikaları konfederasyonu ile hükümet arasında imzalanan toplu sözleşmede yer alan memur aylıkları için belirlenen artış oranlarını aşan kısmı emekli aylığına artış olarak yansıtıldığından, işlemden hukuki menfaati doğrudan etkilenmektedir” denildi.

Dilekçede, TÜİK’in 2021 yılı için yüzde 36,08 olarak açıkladığı tüketici fiyat endeksi ile yüzde 79,89 olarak açıkladığı üretici fiyat endeksi arasında uçurum olduğu belirtilerek şunlar belirtildi:

“Bu uçurum, gittikçe kapanacağına derinleşmektedir. Üretim girdilerindeki artışlar ne hikmetse tüketiciye yansıtılmamaktadır. Üretici, aylardır fedakarlık yapmaktadır. Tüm memurlar ile memur ve işçi emeklilerinin aylıklarının artışında baz alınan ve TÜİK tarafından belirlenen bu sayılar, yıllardır eriyen aylıkların alım gücünü iyice düşürmektedir.

“ÖRTÜLÜ VERGİ NİTELİĞİNE BÜRÜNDÜ”

Gerçek enflasyon oranından düşük gösterilen enflasyon oranları, yoksul halk üzerinde ‘örtülü bir vergi’ niteliğine büründürülmüştür. Kanunsuz vergi aktarımı söz konusudur. Enflasyon, bu yönüyle devletin bütçesini artırırken halkın bütçesini de cebindeki parayı da azaltmaktadır.

“EŞİTLİK İLKESİ ZEDELENDİ”

Gerçek enflasyon oranları, reel ücretleri azaltmakta, sabit gelirlerin gayri safi yurtiçi hasıladan aldığı payı da yıllar itibariyle azaltmaktadır. Öte yandan, TÜİK tarafından açıklanan tüketici fiyat endeksi artış oranı sonrası memur ve emeklilerin aylıklarının ocak ayı artış oranları belli olduktan sonra, emeklileri dışlayarak memurlara ek bir zam verilmesi de eşitlik ilkesini zedelemiştir.”

“GÜVENİRLİĞİNİ YİTİRDİ”

“TÜİK, resmi enflasyon istatistiklerini hazırlarken yukarıda sıralanan ilkelere uygun hareket etmemektedir. Güvenilirliğini, tutarlılığını, tarafsızlığını ve şeffaflığını yitirmiştir” denilen dilekçede, TÜİK’in verilerinin sendikaların ve Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı verilerle çeliştiği kaydedilerek, son gelen zamlar hatırlatıldı. Dilekçede bu durum şöyle açıklandı:

“Madem enflasyon yüzde 36'dır, neden elektrik fiyatı yüzde 130 oranında artırılmıştır. Enflasyon oranının dört katına varan artış, gerçek enflasyon oranından bağımsız olarak yapıldı ise bu fahiş artış yoksul insanların elektrik faturalarını kabartmaktan başka bir anlamı olabilir mi? Benzinin litresi 13,07 TL, bir litre motorin 12,76 TL. Motorin, tarım başta olmak üzere üretim maliyetlerini doğrudan etkilemektedir. Üretilen malların diğer coğrafi bölgelere taşınmasında maliyetleri artırmaktadır. Akaryakıt fiyatlarında yıllık yüzde 100" ü aşan artışın TÜİK" in hesapladığı enflasyon oranını etkilememesinin mantıklı bir açıklaması bulunmamaktadır.”

Dilekçede, TÜİK’in 2021 yılının son altı aylık enflasyon verilerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istenerek şunlar kaydedildi:

“Yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeden önce dosyanın alanında uzman öğretim üyesi kişilere verilerek (ekonomi, finansal analist, finansal ekonomi, istatistik gibi) dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını istiyoruz. Bilirkişi incelemesi yapılmadan önce, resmi ya da özel enflasyon oranlarına ilişkin her türlü istatistiki veriyi elinde bulunduran her kuruluştan bu veriler istenilmeli ve bilirkişi incelemesinde dikkate alınmalıdır (Enflasyon Araştırma Grubu, İstanbul Ticaret Odası, DİSK, TÜRK-İŞ, KESK, İstanbul Planlama Ajansı gibi).

“GERÇEK ENFLASYON RAPORA YANSIYACAKTIR”

Bilirkişilerce bu kurumlardan elde edilen verilerin TÜİK'ten elde edilen veriler ile kıyaslanması sonucu gerçek enflasyon oranı bilirkişi raporuna yansıyacaktır. Bilirkişilerin yansız incelemeleri sonucunda düzenleyecekleri rapor doğrultusunda yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmelidir.”

Önder Tekin, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, “TÜİK’in enflasyon verilerine tepkiler dile getirilse de suç duyuruları dışında hak arama yollarına başvurulmadı. Başvurulmayacak gibi de görünüyor. TÜİK’in TÜFE artış oranlarına ilişkin düzenleyici idari işlemleri ise halen yürürlükte. Derin yoksullaşma sürüyor. Ben, bugün avukatım aracılığıyla TÜİK’in açıkladığı son altı aylık TÜFE artış oranlarının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’da iptal davası açtım” diye konuştu.

“BİLİRKİŞİLER İNCELESİN”

Tekin, davanın memur ve emekli başta olmak üzere herkesin hakkını korumak için açıldığını kaydederek, “İdari yargı yerlerinin re’sen inceleme ve araştırma yetkisi kullanılarak, TÜİK ve diğer kuruluşlardan elde edilecek enflasyonla ilgili tüm verilerin konularında uzman bilirkişilere tevdii (verilmesi) ile uyuşmazlığın çözümlenmesi isteminde bulundum. Dilerim, enflasyon verileri ile ilgili TÜİK üzerinden uzun süredir devam eden tartışmalar adil bir yargı kararı ile son bulur” dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.