GAZETECİLER CEMİYETİ BAŞKANI BİLGİN: “GAZETECİLİK YAPMAK İÇİN KART ŞART DEĞİL' DENİYOR AMA MESLEKTAŞLARIMIZ 'KARTIN YOK' DENİLEREK ENGELLENİYOR”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, "Basın kartı almak için gazeteci olmak şart değildir’ diyen İletişim Başkanlığı, ‘Gazetecilik yapmak için...
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, "Basın kartı almak için gazeteci olmak şart değildir’ diyen İletişim Başkanlığı, ‘Gazetecilik yapmak için de kart şart değildir’ diyor. Ama meslektaşlarımız görev sırasında "kartın yok" diyerek engelleniyor. O halde sormak gerekir basın kartı uygulaması neden var?" açıklamasını yaptı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin; Gazeteciler Cemiyeti’nin, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) ile birlikte yeni Basın Kartı Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da açtığı davada Cumhurbaşkanlığıİletişim Başkanlığı’nın verdiği savunmayı“cehalet belgesi” olarak tanımladı.
Bilgin, gazetecilik için basın kartının şart olmadığını ancak meslek ilke ve etik kurallarına uyumun yaşamsal önemde olduğunu vurguladı. Bilgin'in yazılı açıklaması açıklamasışöyle:
"BASIN KARTI UYGULAMASI NEDEN VAR?"
"Biz örneğin RTÜK çalışanlarının da aralarında olduğu, gazeteci olmayan devlet memurlarına basın kartı dağıtılmasına karşıçıktık. İletişim Başkanlığı ise televizyon yayınları konusunda uzman kamu çalışanlarının gazeteci sayılabileceğini söylüyor. Buna dayanak olarak da foto muhabiri, kameraman, editör, redaktör gibi meslektaşlarımızın da ‘gazetecilikle ilişkili oldukları’ gerekçesiyle gazeteci kategorisinde sayılmasını gösteriyor. İletişim Başkanlığı bilmelidir ki gazetecilik sadece haber yazmak değildir. Haber üretim aşamasındaki tüm meslektaşlarımız zaten gazetecidir. İletişim Başkanlığı, bu savunmasıyla gazeteciliği hiç bilmediğini hukuki bir metne işleyerek maalesef tarihe geçmiştir. Özetle ‘Basın kartı almak için gazeteci olmak şart değildir’ diyen İletişim Başkanlığı, ‘Gazetecilik yapmak için de kart şart değildir’ diyor. Ama meslektaşlarımız görev sırasında "kartın yok" diyerek engelleniyor. O halde sormak gerekir basın kartı uygulaması neden var?
Yaşanan tüm bu çarpıklıklar idarenin keyfiliğini göstermesi bakımından ibretliktir. Bu belirsizliği ortadan kaldıracak olan yüksek yargıdır. Danıştay 10. Dairesi’nde görülen davamızda Basın Kartı Yönetmeliği’nde yer alan ve keyfi uygulamalara yol açan hükümlerin iptal edilmesini bekliyoruz.
"HÜKÜMETLE ORGANİK İLİŞKİDE BULUNANLARIN YER ALDIĞI KOMİSYONUN DEMOKRATİK OLDUĞUNU KİM SAVUNABİLİR?"
İletişim Başkanlığı savunmasında, ‘Bir basın mensubu hakkındaki mesleki değerlendirmenin, çoğunluğu basın meslek kuruluşu temsilcilerinden oluşan Komisyon tarafından yapılmasışeffaf, demokratik ve katılımcı bir anlayış ortaya koymaktadır’ ifadesini kullanıyor. Bu büyük bir çarpıtmadır. Şeffaf olduğu söyleyen komisyonun kimlerden oluştuğu, üyelerinin kimler olduğu, hangi kararları aldığı kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. İletişim Başkanlığışeffaf dediği komisyonun yapısına ilişkin de tek bir açıklama yapmamış, internet sitesinde ilan etmemiş ve milletvekili önergelerine bile yanıt verilmesini sağlamamıştır. Hangi şeffaflıktan söz edilmektedir? Komisyon üyelerini Başkanlık belirlemektedir, katılımcılık ve demokrasi nerededir? Medya-İş sendikasını temsilen komisyonda yer aldığı belirtilen kişinin seçilmiş bir yönetici değil sadece üye olduğu ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda çalıştığı belirtilmektedir. Anadolu medyasını temsil ettiği söylenen kişi, Anadolu yayıncılarını temsil etmediği bilindiği gibi son olarak İletişim Başkanı Altun’a ödül vermesiyle gündeme gelmiştir. Ayrıca iki komisyon üyesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın akrabasının sahibi olduğu Turkuvaz Grubu'nda yönetici olması hep eleştirilen konular arasındadır. Yaptıkları ve yapmadıkları haberlerde ortaklaşan, tek sesli yayın yapan kuruluşlarda yönetici olanların ve hükümetle organik ilişkide bulunanların yer aldığı bir komisyonun katılımcı ve demokratik olduğunu kim savunabilir?”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.