GEÇİM DERDİ VATANDAŞI İSYAN ETTİRDİ: "BEDDUA EDİYORUZ BOLCA. BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN, TORUNLARIMIZIN SUÇU NE?"

GEÇİM DERDİ VATANDAŞI İSYAN ETTİRDİ: "BEDDUA EDİYORUZ BOLCA. BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN, TORUNLARIMIZIN SUÇU NE?"

Turizmin durma noktasına geldiği Antalya’da binlerce kişinin daha işsizlik ordusuna katılması geçim derdine düşen vatandaşın tepkisine yol açtı. Akşam pazarında dökülen çürük domatesleri...

EDDA SÖNMEZ 

Turizmin durma noktasına geldiği Antalya’da binlerce kişinin daha işsizlik ordusuna katılması geçim derdine düşen vatandaşın tepkisine yol açtı. Akşam pazarında dökülen çürük domatesleri toplayıp evde torunlarına menemen yapma hesabını anlatan emekli bir vatandaş, “Yemiyoruz ki yedirelim. Yok ki. Sözün bittiği yer artık. Beddua ediyoruz bolca. Peki bizim çocuklarımızın, torunlarımızın suçu ne?" dedi.

"Turizmin Başkenti" Antalya'da, pandemi sürecinde yeterli desteği göremeyen esnaf; işsiz kalan, çalıştığı halde ücreti, emekli olduğu halde emekli aylığı ihtiyaçlarına yetişmeyen vatandaşlara destek olabilmek için "askıda simit" gibi sosyal dayanışma örnekleri uygulanmaya başlandı.

Nüfus yoğunluğunun fazla, işsizliğin yüksek olduğu kentlerdeki gibi burada da vatandaşlar, gizli gizli akşam pazarına giderek daha ucuza alışveriş yaptıklarını; dökülen çürük, meyve ve sebzeleri topladıklarını anlattı.

ANKA Haber Ajansı’na konuşan ve bir kısmının isminin açıklanmasını istemediği vatandaşlar, şunları söyledi:

"AÇ İNSAN ÇOKTUR, ADAM "AÇIM" DİYOR, "KARNIM AÇ" DİYOR"

Serdal Başar (simitçi): “Askıda olmasa bile yine ihtiyacı var, adam "Açım" diyor. "Karnım aç" diyor. Bir tane simit, 3 tane poğaça verebiliyoruz. Aç insan çoktur. Gelsin bir bakalım, sokağa insin, halkın sesini dinlesin. Görsün bakalım, ne diyorlar ne konuşuyorlar? Onları bir dinlesin. Oturmakla hiçbir şey olmuyor. Oturduğun yerde ahkam kesmek kolaydır. Herkese güzeldir. Ama halkın içerisine inip de halkın dertlerini, sorunlarını dinlemesi daha güzel bir şeydir. Vallahi, hükümetten beklentilerimiz, herkese elini uzatmasıydı ama olmadı. Yeterince destek göremedik. Hatta biz, seyyar esnafların kapatılması; 18 gün, 20 gün, ayda 2 defa, 3 defa kapatılması. Cumartesi, pazarın kapalı olması bizleri etkiliyor tabii. Günlük kazanımdan, günlük yiyim yaptığımız için biz çok etkilendik. Ödemeleri ona göre ayarlıyorsun. Ödemeler aksıyor. İster istemez aksattık. Ama bizlere de destek çıkmasını isterdik yani. Esnaf kadar biz de çalışıyoruz. Biz de burada 3 lira, 5 lira, 10 kuruştan, 20 kuruştan simit karıyla iş yapıyoruz."

HERKES AYNI DURUMDA. BEDDUA EDİYORUZ BOLCA”

Fatma Yular (emekli): “İyi bir ev geçindirmemiz için, iyi bir ev hanımı olmamız için, çocuklarımıza iyi bakmamız için, hiçbir şey yok ki elde avuçta. Yemiyoruz ki yedirelim. Yok ki. Sözün bittiği yer artık. Hiçbir şey demiyoruz. Şöyle bir caddeyi gez, sokakları gez; herkes aynısını söyleyecek. Herkes aynı durumda. Beddua ediyoruz bolca. İnanın ki vallahi beddua ediyoruz çünkü zengini zaten zengin, almış başını gidiyor. Peki bizim çocuklarımızın, torunlarımızın suçu ne? Bak bir devlet memurluğundan emekliyim, faturalarıma yetiştiremiyorum. Suya, elektriğe yetiştiremiyorum. Pazara gitmek için diyorum ki; bu pazar da idare etsem iki tane domates, bir salatalık var. Çocuklara salata yaparım, diyorum. En ucuzunda da başka bir şey demiyorum. Etinden, kökünden, sucuğunu demiyoruz yani. Bunları biz çoktan unuttuk. Kurban Bayramı geliyor. Kurban bayramlarında diyorlar ki "Eskiden bir kurban keserdik, kurban da kesemiyoruz, et de alamıyoruz." Tavuk aldığımız zaman da çok az bir şeyler alıyoruz, çocukları tatmin etmek için. Yani, ne anlatalım ki?

"PAZARIN SONUNA GİDİYORUZ, "ŞUNLARI TOPLAYIP GÖTÜRSEK MENEMEN YAPARIZ" DİYORUZ"

Mutfak zaten mutfağımız gelin dolabı açın ne var. Küçük bir şey zeytin var o da kurumuşçoktandır kalmış. 3-4 tane yumurta. Ev yakın olsa da götürsem bir baksan. Şöyle gezip tozmamıza bakmayın. Ancak öyle kendimizi deşarj ediyoruz. Televizyon kanalını açıyoruz, kanallara bakıyoruz; nefret ediyoruz hırsızından ipsizinden ne biliyim yani devletin malı o kadar çarçur olmuş ki kimseyi düşünen yok. İnsanları düşünen yok. Zaten fakir bitmiş. Fakir zor durumda. İnanır mısınız? Bizim çok samimi arkadaşlarımız "ramazanda bize fitre toplayın" dedi. Ev kirasını veremiyorlar. Çocukları okulda, çocuklarına belli etmek istemiyorlar. Ne anlatalım ki bunu herkes de biliyor. Hepimiz de biliyoruz, hepiniz de biliyorsunuz. Artık hayatın, sözün bittiği yer diyorum. Başka bir şey demiyorum. Allah yardımcımız olsun. Allah kolaylık versin. Allah kötüleri de bildiği gibi yapsın. Toklar açın halinden anlamaz ki, çünkü toklar yani açın halinden anlamazlar. Açlar zaten, pazarın en sonuna gidilir mi? Pazarın sonuna gidiyoruz, inan ki tanıdıklar falan olmasın da şöyle, şunları toplayıp götürsek menemen yaparız, diyoruz. Çoğu arkadaşları hep böyle görüyorum. Ben de beraber ben de olmak üzere. Ya tanıdıklar falan olmasa da çocuklara şunları sabah kahvaltısına veya akşam menemen yapsam. Dökmüşler. Kasanın dibini dökmüşler. Onları seçiyoruz, onları seçiyorlar. Allah bunu görüyor. Allah bildiği gibi yapsın. Hiçbir şey demiyorum.”

"VATANDAŞ OLARAK HİÇBİR BEKLENTİM YOK, SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA"

Vatandaş Yüksel (emekli): “Şimdi vatandaş olarak öncelikle şunu söyleyeyim, Kemal Sunal’ın filmini çok iyi izlesinler. Orada yeri gelen her şeyi 30-40 yıl öncesinden gösterilmiş. Ben yeni bir emekli vatandaş olarak hiçbir beklentim yok. Saldım çayıra mevlam kayıra.”

"BUNLAR TÜRKİYE’NİN BAŞINA BELA OLMUŞLAR, YAPIŞMIŞLAR SÜLÜK GİBİ ORAYA"

İsim vermeden konuşan vatandaş (emekli): “Ya bu hükümetten ne bekleyeceksin? Hiçbir şey beklemiyoruz hükümetten. Bu gitse öteki gelse yine ondan da hiçbir şey beklentim yok. O gitse öteki gelse ondan da beklentim yok. Bunlar Türkiye’nin başına bela olmuşlar. Yapışmışlar sülük gibi oraya anlaşmıyorlar. Sülük gibi yapışmışlar. Çobanı getir çoban onlardan iyi yapar. Bunlar hiçbir şey yapamaz. Orada maaşlarını alırlar. Sülük gibi beklerler. Olan fakire olur. Zengin zaten zengin olmuş, zengin oluyor.”

"HER ŞEY ATEŞ PAHASI, HİÇBİR ŞEYE YETİŞEMİYORUZ"

Emekli vatandaş:“Ucuzluk bekliyoruz, ferah bekliyoruz, huzur bekliyoruz. Sakinlik bekliyoruz. Ayrıştırılmamak bekliyoruz. Onları bekliyoruz. Her şey ateş pahası. Hiçbir şeye yetişemiyoruz. Emekli insanız. İşte bu kadar. Özü bu.”

"HÜKÜMETTEN DE BEN HİÇBİR ŞEY BEKLEMİYORUM GENÇLER NE BEKLEYECEK ONLAR ÖNEMLİ"

Emekli vatandaş:“Hükümetten de ben hiçbir şey beklemiyorum. Gençler ne bekleyecek onlar önemli. İşsizlik var ülkede. Ekmek de 2 lira olmuş. Biz çiftçiyi desteklemezsek bundan sonra 5 liraya yeriz ekmeği. Çiftçiyi desteklesinler ki lezzetli kendi ürünümüzü yiyelim biz. Bizim topraklarda yetişen buğdaylar çok lezzetli. Şu anda biz başkasının buğdayındaki ekmeği yemeye muhtaç kalıyoruz. Bizim çiftçimizi desteklesinler lezzetli ekmeği kendi ülkemizden yiyelim. Hem çiftçi faydalansın hem insanımız.”

“EMEKLİ ADAMIM MAAŞLARIMIZIN DÜZELTİLMESİNİ BEKLİYORUZ”

Emekli vatandaş:“Hükümetten ne bekliyorsunuz? Öyle bir soru sordunuz ki? Ne beklemiyoruz ki? Her şeyi bekliyoruz. Ben emekli adamım maaşlarımızın düzeltilmesini bekliyoruz. Başka ne bekleyim?”

"TURİZMDE ÇALIŞIYORDUM, ŞİMDİ MECBUR KALDIM SİMİT SATMAYA"

Ümit Pişirgen (simitçi): “İşlerimiz kötü. Ben kendi açımdan söylüyorum. Benim kötü. İyi olan arkadaşlar var. Onlar da uç noktalar oluyor, ama benim kötü. Bundan başka herhangi bir gelirim de yok. 13 sene turizmde çalıştım. Fakat bu pandemiden dolayı turizme de giremedik. Mecbur kaldım simit satmaya.”

"HUZURLU YAŞAM ADALET İSTİYORUZ"

Şevki Tahtakır (emekli): Bir huzurlu yaşam istiyoruz yani. Adalet istiyoruz. Ne bileyim, haksızlıklar olmasın istiyoruz, ama maalesef oluyor. Her yerde var.

"DAHA KİLİDİNİ, KAPISINI AÇAMAYAN ESNAFLAR VAR"

Ali Diyar (esnaf): “İşler şu an durgun. Piyasa daha tam açılmamış. Kısıtlama var. Turist yok. Özellikle Rusya’nın kapılarının kapanması bizi bayağı etkiledi bütün esnafları etkiledi. Zaten burası 1 seneye yakındır kapalı. İş veren çok zor durumda. İşin açılmaması bayağı etkiliyor onları. Gider çok. Kiralar yüksek burada. Hükümetten en çok iş veren beklentisi, kira desteklemesi. Kira desteklenmesi maalesef yapılmadı. Sadece biz işte ciro kaybına göre veriyoruz. O da karşılamıyor. Mümkün değil. Bunun yüzde 2'sini karşılamıyor, yüzde 3'ünü karşılamıyor. Mutlaka kira desteklemesi, geçmişe dönük kira desteklemesi olması lazım ki esnaf kendine gelsin. Bu bütün esnaflar için geçerli. Sadece burası için geçerli değil. Burası yiyecek içecek sektörü belki iş az çok da olsa dönüyor. Daha kilidini, kapısını açamayan esnaflar var. Saat 10'dan sonra iş yapan yerler var. İş yapamıyor. 10’dan sonra 9’dan sonra kapanıyor. Ama şu an saat 01.00'e kadar her tarafın açık olması lazım. Yani sıkıntı bu.

“HÜKÜMET HEPİMİZDEN VERGİ ALIYORSA, İNSANLARA YARDIM ETMEK ZORUNDA”

İsim vermeyen vatandaş:İnsanların ekonomisinin düzelmesi lazım ki herkesin ekonomisi düzelsin. Biraz zor gibi görüyorum şu sıralar. Ama ilerleyen dönemi bilmiyoruz. Yasakları bıraksınlar önce. İlk beklentimiz o. vatandaşa biraz daha yardımcı olsunlar. Bunu bekliyoruz. Çok zorda insanlar var. Herkes birbirine yardımcı olacak ki o zordaki insanlara da yardımcı olabilelim. Burada da var öyle şeyler. Herkes elinden geldiğince yardımcı oluyor. Kendi elinden geleni yapıyor ama bu bir çözüm değil. Siz doyurun demek ne demek! Hükümet hepimizden vergi alıyorsa, insanlara yardım etmek zorunda. Avrupa’da bugün bütün ülkeler vatandaşına, çalışmaya insana bile yardımcı olabiliyor. Biz hükümetten en başta bunu bekleriz. Vatandaşına yardımcı olsun.”

 

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.