GÜRKAN, FİNANS KURULUŞLARINDAN BAKIŞ AÇILARINI GENİŞLETMELERİNİ İSTEDİ
GÜRKAN, FİNANS KURULUŞLARINDAN BAKIŞ AÇILARINI GENİŞLETMELERİNİ İSTEDİ
Kadıköy Belediye Başkanı Av. Şerdil Dara Odabaşı ve ICLEI (Sürdürülebilir Kentler Birliği), küresel ve ulusal aktörleri Kadıköy Sürdürülebilir Kentler Zirvesi’nde bir araya getirdi. Yeşil şehir yatırım finansmanı, iklim krizi ile mücadelede uluslararası girişimler, döngüsel yaşam konularının belediyelere sunduğu fırsatların ele alındığı zirve, “Yeşil Şehir Finansmanı” konulu oturum ile başladı.
Zirvenin açılış konuşmalarını ise Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, , Malmö Belediye Başkanı ve ICLEI Birinci Başkan Yardımcısı Katrin Jammeh, ICLEI Avrupa Bölge Direktörü Wolfgang Teubner, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı.
“Yeşil Şehir Finansmanı” konulu oturumda Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, EBRD Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç, Avrupa Yatırım Bankası (EIB) Türkiye Temsilciliği Başkanı Umberto Del Panta, AFD Türkiye Direkörü Tanguy Denieul, IFC Şehirler Programı Türkiye Lideri Ozan Beşer, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun moderatörlüğünü ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Onur Eryüce yaptı.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, panelde yaptığı konuşmada büyükşehir olmayan belediyelerin yaşadığı finansal zorluklara dikkat çekti.
Belediyeler için finansın çok önemli olduğunu belirten Gürkan, “Finans bizlerin, halkın verdiği görevlerle yönettiğimiz kentlerin ve yönettiğimiz insanları daha sağlıklı daha konforlu bir yaşama ulaştırabilmek için olmazsa olmaz enstrümanlar. Ama uluslararası finans kuruluşlarının odağında Türkiye’deki sadece büyükşehirler var. Öncelikle uluslararası finans kuruluşlarının, bakış açılarını, vizyonlarını, parametrelerini değiştirmesi gerekiyor. Türkiye’de yaklaşık 1400 belediye var ama bunların sadece 30 tanesi büyükşehir belediyesi. Bunun dışında 1370 belediye daha var. Oysa yasal mevzuatlar düzenlenebilse bu belediyeler de finans kuruluşlarının radarlarına girmeli. Böylelikle biz de finansın insan yaşamını daha konforlu hale getirmek için bir enstrüman olmasını kullanabiliriz. Diğer taraftan bizim ülkemizde finans iktidar olmayan, iktidara üye olmayan partiler üzerinde de bir baskı aracı olarak da kullanıyor. Biz uluslararası finans kuruluşları ile bu baskı aracının arkasından ya da yanından dolanma imkanını da yakalayabiliriz. Bu anlamda da ben diğer finans kuruluşlarını da bakış açılarını genişletmelerini ve daha duyarlı olmalarını temenni ediyorum” diye konuştu.
Türkiye’de finansman araçlara, özellikle muhalefet belediyelerin ulaşımında hem görünür, hem de görünür olmayan zorlukların olduğunu belirten Gürkan, “Çok yakınımızda bir savaş var. Dünyanın ürettiği finansal araçlar orada bir taraftan bomba üretmek için kullanılıyor, Rusya’nın Ukrayna halkı üzerinde patlattığı bombaları üretmek için kullanılıyor. Ama diğer taraftan emperyalistlerin de elindeki finansman araçlarla Rus halkını yok etmek için kullandığını görüyoruz. Bu büyük bir çelişki, bu büyük bir kaos. Oysa biz insanlığın ürettiği finansal araçları, insanlığın daha konforlu bir yaşama kavuşmaları için, iklim krizini çözmek için, altyapı sorunlarını çözmek için, ulaşımı çözmek için kullanmalıyız. amabu yok. Bunun karşısında çeşitli mevzuat zorluklarını öne sürüyoruz. Oysa mevzuatları koyan da insan. Mevzuatları düzenleyen de yöneticiler. Ben kendi kentimden örnek vereyim. 2017 yılında ben tüm hazırlıklarımı, tüm projelerimi, tüm ihalelerimi yaparak, şehrin tüm altyapısını yenilemeye karar verdim. Her şeyimi bitirdim. Türkiye’de belediyelere kredi vermek için kurulmuş İller Bankası’ndan 2 yıl krediyi onaylatabilmek için mücadele ettim. Bu böyle olmamalı. Ben buna çok çabuk ulaşabilmeliyim. Ama ulusal anlamda ama uluslararası anlamda” dedi.
“Büyükşehirlerle, diğer belediyelerin farkın nedir?” sorusunu soran Gürkan, “Sadece parametreler değişiyor, ölçekler değişiyor. Onun dışında değişen bir şey yok. Büyükşehrin 100 birim olan ihtiyacı ben de 10 birim olarak var. Büyükşehrin 100 birim olan geliri, ben de 10 birim olarak var. Benim gelirim ile giderim aslında birbirini dengeliyor. Ben uluslararası finans kuruluşlarından radarlarını biraz daha açmalarını, metropol belediyeler dışındaki belediyelere de bir bakış açısı geliştirmelerini, bununla ilgili de ortak çalışmalar yapmalarını bekliyorum. Türkiye’de belediyeler vatandaşa doğrundan ulaşan kurumlar, buna belediye başkanları da dahil. Doğumdan, ölüme kadar. Vatandaşın belediye ile ilişkisi doğumdan itibaren başlıyor. Hamile annenin sokaklarda rahatça gezmesi ile başlıyorsunuz, ölümüyle beraber defin edilmesi ile son buluyor” şeklinde konuştu.
Belediyelerin mali yapısının denetlenebilir ve hesap verebilir anlamında bir adım atılmasını isteyen Gürkan, “ İlk çalışmaya öyle başlayalım. İl, İlçe belediyelere de bununla başlayalım. Uluslararası denetim kuruluşları ile bizi buluşturun, bunları fonlayın. Bizim hem fotoğrafımızı çekin, biz de görelim. Biz de o kurallara uyarak daha rahat bir belediyecilik yapmak isteriz. Ardından da finansman araçların kullanılması ve sigortalanmasını da beraber getirelim. Buna bir yerden başlamak lazım. Büyükşehir belediyelerinin dışındaki belediyelerin finansını konuşacaksak, bugün burada başlamak lazım” dedi.
Zirvenin açılış konuşmalarını ise Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, , Malmö Belediye Başkanı ve ICLEI Birinci Başkan Yardımcısı Katrin Jammeh, ICLEI Avrupa Bölge Direktörü Wolfgang Teubner, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı.
“Yeşil Şehir Finansmanı” konulu oturumda Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, EBRD Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç, Avrupa Yatırım Bankası (EIB) Türkiye Temsilciliği Başkanı Umberto Del Panta, AFD Türkiye Direkörü Tanguy Denieul, IFC Şehirler Programı Türkiye Lideri Ozan Beşer, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun moderatörlüğünü ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Onur Eryüce yaptı.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, panelde yaptığı konuşmada büyükşehir olmayan belediyelerin yaşadığı finansal zorluklara dikkat çekti.
Belediyeler için finansın çok önemli olduğunu belirten Gürkan, “Finans bizlerin, halkın verdiği görevlerle yönettiğimiz kentlerin ve yönettiğimiz insanları daha sağlıklı daha konforlu bir yaşama ulaştırabilmek için olmazsa olmaz enstrümanlar. Ama uluslararası finans kuruluşlarının odağında Türkiye’deki sadece büyükşehirler var. Öncelikle uluslararası finans kuruluşlarının, bakış açılarını, vizyonlarını, parametrelerini değiştirmesi gerekiyor. Türkiye’de yaklaşık 1400 belediye var ama bunların sadece 30 tanesi büyükşehir belediyesi. Bunun dışında 1370 belediye daha var. Oysa yasal mevzuatlar düzenlenebilse bu belediyeler de finans kuruluşlarının radarlarına girmeli. Böylelikle biz de finansın insan yaşamını daha konforlu hale getirmek için bir enstrüman olmasını kullanabiliriz. Diğer taraftan bizim ülkemizde finans iktidar olmayan, iktidara üye olmayan partiler üzerinde de bir baskı aracı olarak da kullanıyor. Biz uluslararası finans kuruluşları ile bu baskı aracının arkasından ya da yanından dolanma imkanını da yakalayabiliriz. Bu anlamda da ben diğer finans kuruluşlarını da bakış açılarını genişletmelerini ve daha duyarlı olmalarını temenni ediyorum” diye konuştu.
Türkiye’de finansman araçlara, özellikle muhalefet belediyelerin ulaşımında hem görünür, hem de görünür olmayan zorlukların olduğunu belirten Gürkan, “Çok yakınımızda bir savaş var. Dünyanın ürettiği finansal araçlar orada bir taraftan bomba üretmek için kullanılıyor, Rusya’nın Ukrayna halkı üzerinde patlattığı bombaları üretmek için kullanılıyor. Ama diğer taraftan emperyalistlerin de elindeki finansman araçlarla Rus halkını yok etmek için kullandığını görüyoruz. Bu büyük bir çelişki, bu büyük bir kaos. Oysa biz insanlığın ürettiği finansal araçları, insanlığın daha konforlu bir yaşama kavuşmaları için, iklim krizini çözmek için, altyapı sorunlarını çözmek için, ulaşımı çözmek için kullanmalıyız. amabu yok. Bunun karşısında çeşitli mevzuat zorluklarını öne sürüyoruz. Oysa mevzuatları koyan da insan. Mevzuatları düzenleyen de yöneticiler. Ben kendi kentimden örnek vereyim. 2017 yılında ben tüm hazırlıklarımı, tüm projelerimi, tüm ihalelerimi yaparak, şehrin tüm altyapısını yenilemeye karar verdim. Her şeyimi bitirdim. Türkiye’de belediyelere kredi vermek için kurulmuş İller Bankası’ndan 2 yıl krediyi onaylatabilmek için mücadele ettim. Bu böyle olmamalı. Ben buna çok çabuk ulaşabilmeliyim. Ama ulusal anlamda ama uluslararası anlamda” dedi.
“Büyükşehirlerle, diğer belediyelerin farkın nedir?” sorusunu soran Gürkan, “Sadece parametreler değişiyor, ölçekler değişiyor. Onun dışında değişen bir şey yok. Büyükşehrin 100 birim olan ihtiyacı ben de 10 birim olarak var. Büyükşehrin 100 birim olan geliri, ben de 10 birim olarak var. Benim gelirim ile giderim aslında birbirini dengeliyor. Ben uluslararası finans kuruluşlarından radarlarını biraz daha açmalarını, metropol belediyeler dışındaki belediyelere de bir bakış açısı geliştirmelerini, bununla ilgili de ortak çalışmalar yapmalarını bekliyorum. Türkiye’de belediyeler vatandaşa doğrundan ulaşan kurumlar, buna belediye başkanları da dahil. Doğumdan, ölüme kadar. Vatandaşın belediye ile ilişkisi doğumdan itibaren başlıyor. Hamile annenin sokaklarda rahatça gezmesi ile başlıyorsunuz, ölümüyle beraber defin edilmesi ile son buluyor” şeklinde konuştu.
Belediyelerin mali yapısının denetlenebilir ve hesap verebilir anlamında bir adım atılmasını isteyen Gürkan, “ İlk çalışmaya öyle başlayalım. İl, İlçe belediyelere de bununla başlayalım. Uluslararası denetim kuruluşları ile bizi buluşturun, bunları fonlayın. Bizim hem fotoğrafımızı çekin, biz de görelim. Biz de o kurallara uyarak daha rahat bir belediyecilik yapmak isteriz. Ardından da finansman araçların kullanılması ve sigortalanmasını da beraber getirelim. Buna bir yerden başlamak lazım. Büyükşehir belediyelerinin dışındaki belediyelerin finansını konuşacaksak, bugün burada başlamak lazım” dedi.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.