Hasan Efe Uyar: Erdoğan'ın Müjdesi 5,8 Milyon Emekliyi Yok Saymak Oldu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın emeklilere 5 bin TL ikramiye açıklamalarına tepki gösterdi. Müjde olarak sunulan ikramiyenin övülecek bir yanının olmadığını belirten Uyar, müjdeyle 5.8 milyon emeklinin yok sayıldığını belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İşçi Sendikaları, STK ve Meslek Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında konuştu.
Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden 8 yıl geçtiğini anımsatan Uyar, katliamda yaşamını yitirenleri anarak, emek ve çalışma yaşamı gündeminde öne çıkan başlıkları değerlendirdi.
‘İKRAMİYE DİYE VERİLEN 5 BİN TL’LİK KOMEDİ İKRAMİYESİNİN ZATEN ÖVÜLECEK BİR YANI YOK’
Hafta başında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın emeklilere verilecek ikramiye ile ilgili açıklamalarına değinen Uyar, “Erdoğan, emeklilerimize bir müjde de bulundu. Neydi bu müjde? Emeklilerimize bir defaya mahsus 5 bin TL tutarında ikramiye verilmesi. Gerçi açıklaması, müjde miydi yoksa emeklilerimiz ile alay mı edildi? Ne biz anladık ne de milyonlarca emekli anladı. Erdoğan'ın müjdesinden her zamanki gibi hem ayrımcılık hem de sefalet müjdesi çıktı. Erdoğan, bir defaya mahsus 5 bin TL’yi yani asgari ücretin yarısına bile denk gelmeyen ikramiyeyi müjde diye sundu. Bununla da yetinmeyip bu sefalet ikramiyesinden çalışmak zorunda bırakılan emeklileri de mahrum bıraktı. İkramiye adı altında verilen 5 bin TL’lik komedi ikramiyesinin zaten övülecek bir yanı yok” ifadelerini kullandı.
‘HER İKİ EMEKLİMİZDEN BİRİ İKRAMİYE HAKKINDAN MAHRUM BIRAKILIYOR’
Erdoğan tarafından açıklanan ikramiyeden çalışmak zorunda kalan emekçilerin yararlanamayacağını anımsatan Uyar, “SGK’nın son verilerine göre, bu ülkede toplam 10 milyon 983 bin yaşlılık yani emekli aylığı alan vatandaşımız var. Yine TÜİK çeyreklik iş gücü verilerine göre, ülkemizde emekli olduğu için iş gücüne katılmak istemediğini belirten 5 milyon 182 bin vatandaşımız var. Geriye kalan 5 milyon 801 bin emeklimiz iş gücüne dahil olmak istiyor. Yani emekli aylığı evinin kirasına, faturasına, sofrasındaki bir dilim ekmeğine yetmediği için çalışmak istiyor. Çünkü Eylül ayında ortalama açlık sınırı, en düşük emekli aylığının tam 5 bin 449 TL fazlası. Ve şimdi siz, 5 bin TL ikramiye veriyorum diye müjde vereceksiniz ama 5 milyon 801 bin emeklimizi yani her iki emeklimizden birini ikramiye hakkından mahrum bırakacaksınız. Sizin adalet anlayışınız tıpkı partinizin ismin de yazan adalet ismi gibi sadece kâğıt üstünde kalan bir kavram. Erdoğan, açıkça 5,8 milyon emeklimizi bu ülkenin birer vatandaşı olarak görmüyor” şeklinde konuştu.
9 AYDA 406 EMEKLİ İŞ CİNAYETİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ
Yılın ilk 9 ayında emekli aylığı yetmediği için çalışmak zorunda kalan 406 emeklinin iş cinayetinde yaşamını yitirdiğini aktaran Uyar, “Emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalan ve iş cinayetlerine kurban giden değil onlarca, yüzlerce, binlerce emeklimiz var. Siz kalkıp üstüne bir de emekli olan ama çalışan emeklilerimiz arasında bir ayrımcılık yapıyorsunuz. Bir kere dahi kendinize sordunuz mu acaba; ülkemizde her iki emekliden birinin çalışıyor olması ya da çalışmak için bir iş arıyor olmasının sebebi nedir diye? Emekli olduğu halde çalışırken binlerce emeklimiz neden iş cinayetlerine kurban gidiyor diye, hiç kendinize sordunuz mu? Biz size cevabını verelim; bunun tek sebebi sizsiniz, sizin iktidarınızdır” dedi.
BAKAN ŞİMŞEK’E TEPKİ: ŞİMŞEK EMEKÇİLERİN ÜCRETLERİNE KAFAYI TAKMIŞ
Uyar, açıklamasının devamında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Yüksek ücret artışları yüksek enflasyona sebep oluyor” sözlerine değinerek, “Şimşek, emekçilerin aldığı ücretlere kafayı takmış. Asgari ücretlilerin, kamu emekçilerinin, kamu işçilerinin ve emeklilerimizin aldığı ücretler, Mehmet Şimşek’i rahatsız ediyor. Merkez Bankası yönetimi de 4 aylık faiz artışında her defasında enflasyonun sebebi olarak ücretleri gösteriyor. Dört aydır devam eden politika faizleri artışının gerekçelerinden biri olarak her seferinde ücret artışı vurgusu yapılmaktadır. Merkez Bankası da çok iyi biliyor ki bu ifadeler ‘minareyi çalıp kılıfını uydurmaktır.’ Emeği ucuzlaştırmanın, emeği değersizleştirmenin köşe taşlarını döşemektir. Şimşek, Merkez Bankası’ndan sonra kendisi de en nihayetinde ağzındaki baklayı çıkarmış durumda. Yani Şimşek, ‘önümüzde yerel seçim var, ocak ayında da seçim öncesinde emekçilere, emeklilere son kez bir zam yapacağız’ demek istiyor. ‘2028 yılına kadar size zam falan yok’ diyor. ‘Gerekirse sıfır zamla çalışacaksanız, çalışmaya razı olacaksınız’ diyor. Mehmet Şimşek, iktidarın bile isteye hortlattığı enflasyonun farkında olmasına, bu yüksek enflasyon ortamında karına kar katan bir avuç yandaşın olduğunu bilmesine rağmen enflasyonun sebebi olarak emekçileri gösteriyor. Pişkinliğin bu kadarına da pes doğrusu” diye konuştu.
Bakan Şimşek’in açıklamalarına tepki gösteren Uyar, “Bakan Şimşek, ay içerisinde enflasyonla mücadele dâhiyane bir çözüm bulmuştu. Şimşek’e göre vatandaşlar ne kadar aç kalırsa, evine ne kadar az ekmek, peynir, domates götürürse, eti, tavuğu, balığı sofrasına artık koymayı bırakıp market raflarına uzaktan bakmayı denerse ve çocuğunun isteklerini olabildiğince azaltırsa, enflasyonun düşeceğini düşünüyor. Kendisi ne demişti; ‘kredi kartı limitleri düşecek, taksit sayıları azalacak. Krediyle, kartla zenginlik olmaz.’ Sayın Şimşek ücretli emekçiler, emekliler; emin olun bu vatandaşlarımızın krediyle, kredi kartıyla zengin olmak diye bir dertleri yok. Asgari ücretliler, kamu emekçileri, emekliler krediye ve kredi kartına neden ihtiyaç duyuyor biliyor musunuz? Çünkü ücretleri artık beslenmelerine, barınmalarına, çocuğunun okul ihtiyaçlarını karşılamasına yetmiyor. Yetmedikçe vatandaşlar, artık günlük giderlerini karşılamak için kredi kartlarına sarılıyor. Şimşek’e göre, kredi kartı ve kredilerle zengin olunuyor. Allah aşkına bir ülkede ücretli emekçilerin, emeklilerin borcu zengin olsunlar diye mi artıyor? Yoksa aldıkları ücretler artık temel ihtiyaçlarını dahi karşılamak için kredilere, kredi kartlarına sarıldığı için mi artıyor? Aslında Şimşek de cevabı çok iyi biliyor. Kısacası, Şimşek kafasındaki ekonomi modelini çoktan belirlemiş. Ücretleri baskıla, emeği güvencesizleştir, işçinin kıdem tazminatına göz dik. Özetle, IMF’yi ülkemize tekrar getirmenin yolunu bulmaya çalış” değerlendirmelerinde bulundu.
‘İKTİDAR, HER 100 İŞSİZİMİZDEN EN AZ 87’SİNE NE HALİN VARSA GÖR DİYOR’
Geçtiğimiz Eylül ayında Sigorta Fonu’ndan önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte 377 bin 581 kişiye ödeme yapıldığı bilgisini paylaşan Uyar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz yılın aynı ayı ile kıyasladığımızda fondan yararlanan işsiz sayısında 30 bin kişilik gerileme var. TÜİK verilerine göre, dar tanımlı işsiz sayısının şu an 3 milyon 223 bin kişi olduğunu düşündüğümüzde işsizlerin yüzde 87’si işsizlik ödeneğinden yararlanamamakta ve gelir desteğinden mahrum kalmaktadır. Yani iktidar, her 100 işsizimizden en az 87’sine ne halin varsa gör demektedir. Sosyal devlet olmanın gerekliliği işsizleri gelir desteğinden mahrum bırakarak açlığa terk etmek değildir. İşsizlerimizi bu süreçte desteklemektir. Bakın Ocak-Eylül ayları arasında işsizlere ödenen toplam destek, 15 milyar 7 milyon 973 bin TL. İşverenlere verilen aktif iş gücü ve iş başı eğitim programlarını da dahil ettiğiniz de yaklaşık 65 milyar TL. İşverenlere verilen desteğe rağmen istihdamda kayda değer bir artış da söz konusu değil. Ayrıca fonun toplam maddi varlığı, Eylül ayı itibariyle 163 milyar 185 milyon 165 bin TL. Şimdi soralım; 163 milyar 185 milyon 165 bin TL’den işsizlerin payına düşe düşe 15 milyar neden düşüyor? Fondaki paralar kime, nasıl peşkeş çekiliyor? Yandaşların karına kar katması için milyonlarca işsiz kendi ücreti ile desteklediği işsizlik sigorta fonundan yararlanamıyor. İşsizlik sigorta fonu, yandaşı destekleme fonuna dönüşmüş durumdadır.”
Uyar, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
BAKAN IŞIKHAN’IN AÇIKLAMALARINA TEPKİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın gençlere istihdama katılmaları yönündeki çağrısı yöneltilen Uyar, “İŞKUR’dan elde ettiğimiz verilere göre, 310 bin üniversite mezunu bulunuyor. Yaklaşık 14 bin yüksek lisans mezunu ve 675 doktora mezunu yani toplamda en az 324 bin 675 gencimiz bir yıl ve bir yıldan fazla süredir iş bekliyor. Bunlar reel rakamlar değil, İŞKUR’u iş bulma yeri olarak bulmayan gençlerimiz de var. Ocak ayından Eylül ayına kadar işsizlik sigorta fonuna başvuru sayısı 1,2 milyondan daha fazla. Rakamlar bu kadar ortadayken, Çalışma Bakanı neye güvenerek, insanları iş yaşamına davet etmeye çalışıyor. Velev ki insanlar bir şekilde istihdama dahil oldu. Oradaki durum ne olacak? Kurduğunuz asgari ücret masalarındaki emekleriyle, alınterleriyle enflasyonun karşısında ezilmesi mi olacak? Sigorta girişiniz başlasın 30 yılı bekleyin emekliliği elde edin. 30 yılı bu ülkede emeğiyle çalışan yurttaşların nasıl geçireceğine dair bir çözümünüz var mı? O da yok. Ne acıdır ki iktidar yurttaşları boş vaatlerle oyalamaya devam ediyor” yanıtını verdi.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.