KAPATILAN EMNİYET-SEN'İN ESKİ GENEL BAŞKANI SEZER: "KİM DERSE Kİ ‘EMNİYETTE YÖNETİCİ BASKISI YOK’, YALAN SÖYLÜYORDUR"
Kapatılan Emniyet-Sen’in eski genel başkanı Faruk Sezer, polislerin en büyük sorunun mobbing olduğunu söyleyerek, “Kim derse ki ‘Emniyet teşkilatında amir...
TAMER ARDA ERŞİN
Kapatılan Emniyet-Sen’in eski genel başkanı Faruk Sezer, polislerin en büyük sorunun mobbing olduğunu söyleyerek, “Kim derse ki ‘Emniyet teşkilatında amir ya da yönetici baskısı yoktur’, bu kişi ya yalan söylüyordur ya da art niyetlidir” dedi. Sezer, polislerin uzun süre baskı altında çalıştığını ve intihara yöneldiğini belirterek, “Geçtiğimiz yıl ne yazık ki 106 gibi bir rakam... Bu bilinen, çünkü bazı olaylar duyulmuyor. En yüksek canına kıyma oranı oldu emniyet teşkilatında” diye konuştu.
2012 yılında kurulan Emniyet-Sen, İçişleri Bakanlığı’nın açtığı kapatma davası kapsamında Yargıtay tarafından kapatılmıştı. Kapatılmadan önce Emniyet-Sen’in genel başkanlığını yapan Faruk Sezer, karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu ve halen sonuçlanmasını bekliyor.
Sezer, polislerin yaşadığı sorunlarla ilgili ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Kim derse ki ‘Emniyet teşkilatında amir ya da yönetici baskısı yoktur’, bu kişi ya yalan söylüyordur ya da art niyetlidir. Emniyet teşkilatında sistematik bir baskı var. Bununda sebebini şöyle söylüyoruz, yönetemeyen baskılıyor. Bu kadar açık” diye konuştu.
Gençlerin amir yapılmasını eleştiren Sezer, genç amirlerin yaşlı polislere market alışverişi bile yaptırdığını belirterek şöyle konuştu:
“Benden meslek, hayat tecrübesi zayıf birini bana amir olarak atarsanız o kişi, bana fikrini sadece baskıyla empoze eder. Yani yıllardır söylediğim; yükselme liyakat ile olacak. Herkes memur olarak başlayacak. Hiçbir çağdaş ülkede 22 yaşında bir gencin 55 yaşındaki bir adama emrettiğini göremezsiniz. Türk milletinin töresinde de olmayan baskılama, tahakküm altına alma ve özel işlerini yaptırma emniyet teşkilatında vardır. Çok fazla ve artarak da devam ediyor.
“MARKET ALIŞVERİŞİNİ YAPTIRIYOR”
22 yaşında hasbelkader komiser yardımcısı olarak mesleğe girmiş kişi, 50 yaşındaki kişiye market alışverişini yaptırıyor. ‘Ben yapmıyorum arkadaşım’ diyebilir o aslında. İşte dedikten sonra o şey geliyor. Bir örnek vereceğim. Meslektaşımızdan özel iş isteniyor. Özel işi yapmadıktan sonra il merkezinden sürgün ediliyor. Meslektaşımız dava açıyor. O sırada sürgün olduğu ilçeye süren kişiler, ‘Biz bunu sürdük, burnunu sürt’ diyor. Burada devam eden baskılama, mobbing gittiği yerde de devam ediyor. Arkadaşımız davayı kazanıyor, bu defa döndüğü zaman il dışı tayini çıkıyor. İl dışı tayinde arkadaşımızı tekrar, ‘Uyumsuz memur, sürtün burnunu’… Orada da aynı baskılar devam ediyor. Arkadaşımız ‘Yeter, ne istiyorsunuz benden’ diyor. İntihara teşebbüs ederken ne yazık ki mesleği bitti, emekli olmak zorunda kaldı, ama neredeyse hayatını kaybedecekti.”
“BİR GENCİN 10 AYDA NASIL TIMARHANEYE DÜŞÜRÜLDÜĞÜNÜ GÖRDÜK”
Sezer, genç bir polisin de intiharın eşiğine geldiğini kaydederek, “Gencecik çocuk, 10 ayda nasıl tımarhaneye düşürüldüğünü gördük geçtiğimiz hafta. 10 ay içinde sistematik baskılarla gencecik polis memuru, Erenköy’deki ruh hastanesinde tedavi görüyor. Bu çocuğu o safhaya gelinceye kadarki yaşadığı birçok yazışma bende mevcut. Okudukça gözlerim doldu, gözlerim fal taşı gibi açıldı” diye konuştu.
“GEÇTİĞİMİZ YIL İNTİHARDA EN YÜKSEK SAYI”
Sezer, 2021 yılında emniyet teşkilatındaki intiharlarda en yüksek oranın yaşandığını aktararak, “Geçtiğimiz yıl ne yazık ki 106 gibi bir rakam... Bu bilinen, çünkü bazı olaylar duyulmuyor. En yüksek canına kıyma oranı oldu emniyet teşkilatında” dedi.
“TÜRKİYE ORTALAMASININ 5 KATI İNTİHAR VAR”
Sezer, “Bir teşkilatta eğer ki yüz binde 25 civarında, Türkiye ortalamasının beş katı intihar oluşuyorsa bu sadece ve sadece ekonomik sorunla, gönül ilişkisiyle, ailevi problemle anlatılamaz. Orada kurumsal bir problem vardır” dedi.
“TORPİL VAR”
Sezer, polislerin yaşadığı sorunları şöyle anlattı:
“Emniyet teşkilatının, çok çalışma, adil çalıştırılmama, çalıştığının karşılığını alamama, torpil sorunu var. Sürgün cezası var. Yani sistemin dışına çıktığınız zaman sürgünle cezalandırılabiliyorsunuz, en basitiyle. Emniyet teşkilatı, neresinden tutarsanız elinizde kalacak durumda. Genç, yeni mesleğe girenler ne yazık ki tam eğitim alamıyorlar. Birden toplumsal olayların karşısına çıkarılıyor.
“İLKOKUL ÖĞRENCİSİ GİBİ DAVRANILIYOR”
Çevik kuvvet, mezun olanların ilk alındığı yerdir. Her polis, en azından bir yıl karakollarda çalıştırılmalı. Çevik kuvvette öğrenci gibi davranılıyor. Ortaokul, lise öğrencisi gibi değil, bildiğin ilkokul öğrencisi gibi davranılıyor. Baskıya açık şekilde görev yapıyor arkadaşlarımız.
“MESAİLER ARASINDA SADECE 4 SAAT VAR”
İnsanlar, ‘İki mesai arası dört saat istirahat yaptım’ diyor. İstanbul gibi yerlerde 1-1,5 saatlik yollardan bahsediliyor. Git, gel zaten 4 saat istirahate yetmiyor. Birçok arkadaşımız, arabasının içinde, karakolda, mescitte uyuduğunu söylüyor.
Özellikle cuma ve pazartesi günleri 12 saate göre, 12 saat istirahat şeklinde çalışırken 12 saatlik görevin 18 saatte çıktığını, gece 12’de, 1’de mesailerinin bittiğini, sabah 6’da tekrar göreve çağrıldığını söylüyorlar. Bu durumda 4-5 saat istirahat kendilerine yetmeyeceği gibi git, gel ile geçecek. Hem fazla çalıştırıldığını hem de sağlıklı düşünme yetisini kaybedecek duruma geldiğini söylüyorlar.
3600 ek gösterge, emniyet teşkilatının emeklilerinin en büyük sorunu. Çalışanların bir sorunu değil. Çalışırken maaşınız 70-80 lira civarında da düşebilir. Fakat 3600 ek göstergenin emeklinin en büyük sorunu olmasının sebebi de maaşlarımızın yüzde 50-60 civarında düşmesi. Çalışırken aldığımız maaşın yarısı kadar emekli maaşı alıyoruz.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.