KARAMOLLAOĞLU: CUMHURBAŞKANI KENDİ MENFAATİİÇİN GİRİŞİMLERDE BULUNUR. OĞUZHAN BEY BU KONUDA HERHANGİ BİR TERCİH BELİRTMEDİ
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ülkenin çeşitli yerlerinde çıkan yangınlarla ilgili "Ben bundan sonra bu arkadaşların tedbir alacakları konusunda hiçbir ihtimal görmüyorum....
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ülkenin çeşitli yerlerinde çıkan yangınlarla ilgili "Ben bundan sonra bu arkadaşların tedbir alacakları konusunda hiçbir ihtimal görmüyorum. Bugün Türkiye'de 35 tane değil 135 tane uçağın olması icap ederdi" dedi. Oğuzhan Asiltürk tartışmaları hakkında ise "Şu anda sayın Cumhurbaşkanı elbette kendi menfaati için bazı girişimlerde bulunur. Oğuzhan Bey bu konuda herhangi bir tercihte bulunduğunu bugüne kadar kimseye deklare etmedi" dedi.
SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, bu akşam katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Karamollaoğlu, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı ve "Cumhurbaşkanı her kesime rahatlıkla hitap edecek bir insan olmak mecburiyetinde. Bunu bulmak kolay değil" dedi.
Karamollaoğlu'nun açıklamalarışöyle:
"NEDEN BUGÜNE KADAR TEDBİR ALMADINIZ, BUNU SORMAK MECBURİYETİNDEYİM"
"Nasıl olur da bir devlet Cumhurbaşkanının emrine yirmiye yakın dünyanın en büyük uçaklarını tahsis eder, ama bir orman yangınıçıkarsa ben buraya nasıl müdahale edebilirim diye düşünmez. Bunu anlamaktan acizim. Politik muhalefette bulunan partinin genel başkanı olarak söylemiyorum. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ülkemizde bu yangınlar ilk defa olmuyor. Bu kadar sık ve yaygın olmuyordu. Burada garip olan şey şu; ülkemizi Başkanlık sistemi geldiği zaman bütün problemlerinden kurtaracaktık. Sayın Cumhurbaşkanı "Bana güvenin, ben ekonomistim, bakın ertesi gün problemlerimiz nasıl çözülecek" dedi. Şimdi Türkiye'de sorumluluk taşıyan Cumhurbaşkanından başka kimse yok. Bütün bakanlar "Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik, talimat verdiler, yerine getireceğiz" diyor. Peki sen kimsin? Bakansın, sorumlusun. Neden bugüne kadar tedbir almadınız, bunu sormak mecburiyetindeyim. Her şey bir kişiye bağlandı. O kişi eğer bunları görmüyorsa hiçbir şey yapılmıyor değil, yapılamıyor manasına geliyor.
"BEN BU ARKADAŞLARIN TEDBİR ALACAKLARI KONUSUNDA HİÇBİR İHTİMAL GÖRMÜYORUM"
Ben bundan sonra bu arkadaşların tedbir alacakları konusunda hiçbir ihtimal görmüyorum. Bugün Türkiye'de 35 tane değil 135 tane uçağın olması icap ederdi. Türkiye'nin en az 6-7 bölgeye ayrılması, meydana gelebilecek olan felaketlere hazırlanması icap eder. İşte Rize'de sel felaketiyle karşılaştık. Almanya'da sel felaketinden şehirler darmadağın oldu. Bizim başımıza gelmeyecek diye bir şey yok. Şu anda süratle helikopter ve uçak hemen alınabilir. Yeter ki parayı verin. Bizim bekleyecek zamanımız yok. İktidar süratle yeterli uçağı hemen alsın. Paranız varsa yarın uçaklar hemen Türkiye'ye gelir. Yangın söndürme uçaklarıçok basit uçaklar.
"YANGIN İÇİN IBAN NUMARASI VERECEKSİNİZ. BU SADECE ACZİYETİN İFADESİDİR"
Vatandaş devletten yardım istiyor, geçinemiyorum diyor. Şimdi deniyor ki, "IBAN numarası verelim bize yardım edin'. Bizim milletimiz hakikaten cömerttir. Ama el insaf, devletin çıkıp da "yardıma muhtacız, şu yangınları söndürelim" diyorsa o muktedir değildir. Muktedir olmayan hükümetin hizmet etmesi mümkün değil. Ellerindeki imkanları doğru yerde kullanmıyor. Şu anda Türkiye'nin yeni yola ihtiyacı var mı? Yeni yollar için temeller atılıyor. İstanbul Kanalı'na milyarları tahsis etmekte tereddüt etmeyeceksiniz ama yangın için IBAN numarası vereceksiniz. Bu sadece acziyetin ifadesidir."
“TOPLANTININ BAŞINDA VARDIM, KONUŞMA YAPTIM ÇIKTIM"
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ün geçtiğimiz günlerde bir gazete yazdığı köşe yazısında kullandığı, "Milli Görüş toplumunun hizmetini yüklenme görevi, Erbakan Hoca’mızdan sonra bana, teklif edildiğinde, bu görevi bir şartla kabul edeceğimi söyledim: "Sizden inançlarımıza uygun bir şey yapmanızı istersem, itaat edeceğinize söz veriyor musunuz', dedim. Bu talebime yanıt olarak, o toplantıya katılanların tamamı "Evet, sen bizden zaten yapmak zorunda olduğumuz şeyi istiyorsun, kabul ediyoruz" dediler" sözlerinin hatırlatılmasıüzerine Karamollaoğlu, "Oğuzhan Bey'in o yazısında bahsettiği toplantıda ben bulunmadım. Bulunmadığım için bir şey diyemem. Toplantının başında vardım, konuşma yaptım çıktım" dedi.
Karamollaoğlu şöyle konuştu:
"ONLAR KENDİSİNE İLGİ GÖSTERİYOR, O DA İLGİYİ ELİNİN TERSİYLE İTMİYOR"
"Onlar (Cumhur İttifakı) kendisine ilgi gösteriyor, o da o ilgiyi elinin tersiyle itmiyor. Parti içi meseleleri kamuoyuyla paylaşmam. Oğuzhan Bey kendi düşüncelerini aktardı. Oğuzhan Bey'in o yazısında bahsettiği toplantıda ben bulunmadım. Bulunmadığım için bir şey diyemem. Toplantının başında vardım, konuşma yaptım çıktım. Genel İdare Kurulu toplantısıydı. Biat marufadır, doğru olanadır. Kendisinin zihninden bunlar geçebilir. Biz Oğuzhan Bey'le küs değiliz, kendisiyle konuşuyoruz da. İstişare Kurulu bazı vefatlardan dolayı sayısı azalmıştı. Allah nasip ederse yakında toplantımız olacak. O zaman bu meseleler konuşulur. Daha da fazla bir şey söylemem. Bizim sistemimiz çok rahat belli. Siyasi partilerin başında genel başkan vardır. Danışma kurullarımız vardır. Ama partiyi genel başkan yönetir. Şu anda sayın Cumhurbaşkanı elbette kendi menfaati için bazı girişimlerde bulunur. Oğuzhan Bey bu konuda herhangi bir tercihte bulunduğunu bugüne kadar kimseye deklare etmedi. Bugün de etmedi. Kıbrıs'a davet ettiler gitti. Ben gidemedim, Kıbrıs Cumhurbaşkanı'na bir mektup yazdım. Onun arkasından sayın Cumhurbaşkanı'ndan bir talep geldi. Gidemedim, onun için orada da bir kasıt aranmamalı diye düşünüyorum.
"CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLMAM"
Ben artık Cumhurbaşkanlığına bu sefer aday olamam. Cumhurbaşkanı her kesime rahatlıkla hitap edecek bir insan olmak mecburiyetinde. Bunu bulmak kolay değil. Parlamentoda denge sağlanabilirse cumhurbaşkanının yetkileri sorgulanabilir hale gelebilir."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.