KAYI İNŞAAT İŞÇİLERİ 3 YILDIR ALAMADIKLARI MAAŞLARININ PEŞİNDE: "İŞÇİ ALACAKLARI ÖNCELİKLE ÖDENSİN"
Türkiye'den Cezayir'e götürerek orada çalıştırdığı işçilere o dönemde hak ettiği maaşları yaklaşık 3 yıldır ödemeyen Kayı İnşaat'ın iflasına...
GAYE ŞEYMA CAN
Türkiye'den Cezayir'e götürerek orada çalıştırdığı işçilere o dönemde hak ettiği maaşları yaklaşık 3 yıldır ödemeyen Kayı İnşaat'ın iflasına ilişkin davaya Kartal Adliyesi'nde devam edildi. Adliye önünde açıklama yapan mağdur işçiler, işçi alacaklarının öncelikle ödenmesini istedi.
Türkiye’den götürerek Cezayir'de çalıştırdığı işçilerin ücretlerini 3 yıldır ödemeyen Kayı İnşaat’ın iflasına yönelik dava, şirketin konkordato süresinin 6 ay daha uzatılması kararı verilerek bugüne ertelenmişti. Davaya, Anadolu Adliyesi 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edildi.
"BUGÜNLERDE DAHA FAZLA BATAN ŞİRKET GÖRECEĞİZ"
Kayı İnşaat'ın mağdur ettiği işçiler, dava öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, işçiler adına İnşaat-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Nurseli Gözüaçık okudu. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Devletin, bu ekonomik krizin ortasında şirketler batarken işçi alacaklarını değil, bankaların alacaklarını koruyan yasalar çıkardığını gördük. Sürekli olarak İcra ve İflas Kanunu'nda değişiklikler yapılıyor. Bu değişikliklerin her birinde bankaların ve finans şirketlerinin konkordato, iflas süreçlerinde şirketler için yeni maddeler çıkartılıyor. Biz, buradan bir kez daha soruyoruz. Adalet bunun neresinde? Hukuk bunun neresinde? Patronlardan yana işleyen bir hukuku biz kabul etmiyoruz. Mahkemeler, yasalar, bunların her biri işçilerin yanında olmak zorundadır. Çünkü biz biliyoruz ki Kayı İnşaat işçilerinin bugün canla başla yürüttüğü bu mücadele, işçi sınıfı adına yürütülen bir mücadele tüm işçi sınıfına örnek oldu. Ekonomik krizin ortasındayız. Dolar almış başını gidiyor. Şirketler birer birer batmaya devam ediyor. İşçilerin ceplerindeki maaş her gün eriyor. Bugünlerde daha fazla batan şirket göreceğiz."
“İŞÇİLER İÇİN FON OLUŞTURULSUN”
Yurt dışında çalışan işçiler için fon oluşturulması gerektiğini belirten Gözüaçık, “Burada Kayı İnşaat işçileriyle omuz omuza mücadele ederken diğer taraftan çok yakın bir örnek olarak Tanzim Market işçilerinin de aynı durumda olduğunu gördük. Kol kola girdik, hep birlikte mücadele ettik. Yani diyeceğimiz şudur: Kriz derinleşirken bu şirketler batmaya devam edecek. ‘Devlet nerede’ sorusunu soracağız. İşçileri patronlarla baş başa bırakamazsınız. Yurt dışında çalışan bütün inşaat işçileri için bir fon oluşturulması gerekiyor. Bu fon, Çalışma Bakanlığı'nın, Dışişleri Bakanlığı'nın ve sendikaların kontrolünde olacak. Bu fona patronlar, işçi maaşlarını önden teminat olarak yatıracak. Devlet, yurt dışında çalışmaya mahkûm ettiği her bir işçisine sahip çıkacak. İkinci olarak atılması gereken adım, aylardır anlattığımız gibi konkordato ve iflasta işçilerin öncelikli olması için yasa çıkartılmalıdır. Bunun aksine çıkarılan bütün yasalar derhal geri çekilmelidir. Batık şirketlerin karşısında işçileri korumak tüm bakanlıkların görevidir. Bunun ardından atılacak adım şudur: Çalışma Bakanlığı, bu ülkede konkordato ilan eden bütün şirketlerin süreçlerini adım adım takip etmek ve işçilerin haklarını korumak zorundadır. İşçilerin patronlarla baş başa bırakıldığı bir ülkede ne adaletten bahsedilebilir ne hukuktan ne de yasadan.”
“İŞİ BIRAKTIM, ÇİFTÇİLİK YAPACAĞIM AMA ONU DA YAPAMIYORUM”
Kayı İnşaat işçilerinden Saffet Dağlı da yaptığı açıklamada, Cezayir deneyiminde yaşadığı haksızlığa bir kez daha maruz kalmaktan korktuğu için mesleğini bıraktığını ve çiftçilik yapmaya çalıştığını söyledi. Ancak yine mağduriyet yaşadığını belirten Dağlı, şunları söyledi:
“Hatay'dan geliyorum. 12 saat yol yaptım. Yaklaşık bir seneden beri alacaklarımız için uğraşıyoruz. Ben, mesleği bıraktım. Çünkü artık çalışmaktan korkuyorum. Çalıştığım yerde yine aynı durumu yaşayacağım. Köye gittim, çiftçilik yapıyorum ama onu da yapamıyorum. Çünkü gübre, mazot aldı başını gidiyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Burada haklarımız almaya çalışıyoruz. 2918 yılı aralık ayından beri ödenmeyen maaşlarımızı almaya çalışıyoruz. Biz bu inşaatları dikiyoruz. Şu bankalara yapılanların üçte birini işçiler için yapsa devlet... Aha koskoca binalar, işçiler yapıyor, dikiyor, ediyor ama paraya gelince... Ondan sonra "Türkiye'de işsizlik var" diyorlar. Adamlar çalışmaya korkuyor ki zaten. Çalıştık, karşılığını alamadıktan sonra ne anlamı var ki çalışmanın?”
Türkiye'den Cezayir'e götürerek orada çalıştırdığı işçilere o dönemde hak ettiği maaşları yaklaşık 3 yıldır ödemeyen Kayı İnşaat'ın iflasına ilişkin davaya Kartal Adliyesi'nde devam edildi. Adliye önünde açıklama yapan mağdur işçiler, işçi alacaklarının öncelikle ödenmesini istedi.
Türkiye’den götürerek Cezayir'de çalıştırdığı işçilerin ücretlerini 3 yıldır ödemeyen Kayı İnşaat’ın iflasına yönelik dava, şirketin konkordato süresinin 6 ay daha uzatılması kararı verilerek bugüne ertelenmişti. Davaya, Anadolu Adliyesi 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edildi.
"BUGÜNLERDE DAHA FAZLA BATAN ŞİRKET GÖRECEĞİZ"
Kayı İnşaat'ın mağdur ettiği işçiler, dava öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, işçiler adına İnşaat-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Nurseli Gözüaçık okudu. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Devletin, bu ekonomik krizin ortasında şirketler batarken işçi alacaklarını değil, bankaların alacaklarını koruyan yasalar çıkardığını gördük. Sürekli olarak İcra ve İflas Kanunu'nda değişiklikler yapılıyor. Bu değişikliklerin her birinde bankaların ve finans şirketlerinin konkordato, iflas süreçlerinde şirketler için yeni maddeler çıkartılıyor. Biz, buradan bir kez daha soruyoruz. Adalet bunun neresinde? Hukuk bunun neresinde? Patronlardan yana işleyen bir hukuku biz kabul etmiyoruz. Mahkemeler, yasalar, bunların her biri işçilerin yanında olmak zorundadır. Çünkü biz biliyoruz ki Kayı İnşaat işçilerinin bugün canla başla yürüttüğü bu mücadele, işçi sınıfı adına yürütülen bir mücadele tüm işçi sınıfına örnek oldu. Ekonomik krizin ortasındayız. Dolar almış başını gidiyor. Şirketler birer birer batmaya devam ediyor. İşçilerin ceplerindeki maaş her gün eriyor. Bugünlerde daha fazla batan şirket göreceğiz."
“İŞÇİLER İÇİN FON OLUŞTURULSUN”
Yurt dışında çalışan işçiler için fon oluşturulması gerektiğini belirten Gözüaçık, “Burada Kayı İnşaat işçileriyle omuz omuza mücadele ederken diğer taraftan çok yakın bir örnek olarak Tanzim Market işçilerinin de aynı durumda olduğunu gördük. Kol kola girdik, hep birlikte mücadele ettik. Yani diyeceğimiz şudur: Kriz derinleşirken bu şirketler batmaya devam edecek. ‘Devlet nerede’ sorusunu soracağız. İşçileri patronlarla baş başa bırakamazsınız. Yurt dışında çalışan bütün inşaat işçileri için bir fon oluşturulması gerekiyor. Bu fon, Çalışma Bakanlığı'nın, Dışişleri Bakanlığı'nın ve sendikaların kontrolünde olacak. Bu fona patronlar, işçi maaşlarını önden teminat olarak yatıracak. Devlet, yurt dışında çalışmaya mahkûm ettiği her bir işçisine sahip çıkacak. İkinci olarak atılması gereken adım, aylardır anlattığımız gibi konkordato ve iflasta işçilerin öncelikli olması için yasa çıkartılmalıdır. Bunun aksine çıkarılan bütün yasalar derhal geri çekilmelidir. Batık şirketlerin karşısında işçileri korumak tüm bakanlıkların görevidir. Bunun ardından atılacak adım şudur: Çalışma Bakanlığı, bu ülkede konkordato ilan eden bütün şirketlerin süreçlerini adım adım takip etmek ve işçilerin haklarını korumak zorundadır. İşçilerin patronlarla baş başa bırakıldığı bir ülkede ne adaletten bahsedilebilir ne hukuktan ne de yasadan.”
“İŞİ BIRAKTIM, ÇİFTÇİLİK YAPACAĞIM AMA ONU DA YAPAMIYORUM”
Kayı İnşaat işçilerinden Saffet Dağlı da yaptığı açıklamada, Cezayir deneyiminde yaşadığı haksızlığa bir kez daha maruz kalmaktan korktuğu için mesleğini bıraktığını ve çiftçilik yapmaya çalıştığını söyledi. Ancak yine mağduriyet yaşadığını belirten Dağlı, şunları söyledi:
“Hatay'dan geliyorum. 12 saat yol yaptım. Yaklaşık bir seneden beri alacaklarımız için uğraşıyoruz. Ben, mesleği bıraktım. Çünkü artık çalışmaktan korkuyorum. Çalıştığım yerde yine aynı durumu yaşayacağım. Köye gittim, çiftçilik yapıyorum ama onu da yapamıyorum. Çünkü gübre, mazot aldı başını gidiyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Burada haklarımız almaya çalışıyoruz. 2918 yılı aralık ayından beri ödenmeyen maaşlarımızı almaya çalışıyoruz. Biz bu inşaatları dikiyoruz. Şu bankalara yapılanların üçte birini işçiler için yapsa devlet... Aha koskoca binalar, işçiler yapıyor, dikiyor, ediyor ama paraya gelince... Ondan sonra "Türkiye'de işsizlik var" diyorlar. Adamlar çalışmaya korkuyor ki zaten. Çalıştık, karşılığını alamadıktan sonra ne anlamı var ki çalışmanın?”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.