KILIÇDAROĞLU: “BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ, ÖNLERİNE KOYULAN ENGELLERİ ŞİKÂYET KONUSU YAPMADAN AŞABİLİYOR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, karşılarına engeller çıkarıldığını söylediğini...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, karşılarına engeller çıkarıldığını söylediğini aktarırken, "Tabi gönül şunu ister, siyasal iktidarın bizim anlayışımızda belediye başkanları arasında ayrım yapmadan kente hizmet eden belediye başkanının önündeki engelleri kaldırmak ister. Bu anlayışla yola çıkarken emin olun çok şey değişir. Engeller konuyor ama ben şunu da gururla görüyorum, belediye başkanlarımızın önüne koyulan engelleri belediye başkanlarımız şikâyet konusu yapmadan onları aşabiliyorlar. Halkla kucaklaşıyorlar" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte Kadıköy Belediyesi'nin Toplu Açılış Töreni'ne katıldı. Törene ayrıca eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek Kaya İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu katıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaş'ın sunumunu dinleyen Kılıçdaroğlu, çalışmalarından dolayı kendisine teşekkür etti.
Kılıçdaroğlu’nun toplu açılış törenindeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
HİZMETİN SÜREKLİLİĞİ İÇİN BU SON DERECE ÖNEMLİ: Kadıköy Belediye Başkanımızı dinledik, yaptıklarını anlattı. Ama beni asıl mutlu eden, daha önde Kadıköy Belediye Başkanlığı yapan yol arkadaşlarına da atıf yapması. Hizmetin sürekliliği için bu son derece önemli.
BU GELENEĞİ DE SÜRDÜRMEYE KARARLIYIZ: Ekrem Bey, gerçekten de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak belli bir sorumluluğu üstlendiğini hepimiz biliyoruz. Zor bir görev üstlendiğini de hepimiz biliyoruz. Kadıköy’ün ve CHP’li belediyelerin ihmal edildiğini de biliyoruz. Önemli olan şu, yeni anlayışın, belediyeler arasında ayrım yapmaksızın, bütün İstanbullulara hizmet eden bir anlayışın egemen olmasıdır. Aramızda bizim genel başkanımız da var, Hikmet Çetin. Biz feyzi onlardan, eski genel başkanlarımızdan aldık. Vatandaşlar arasında ayrım yapmamayı, kişinin inancı, kimliği, yaşam tarzını siyasete malzeme etmemeyi onlardan öğrendik. Bu geleneği de sürdürmeye kararlıyız.
İSTANBUL’UN DEVASA SORUNLARINI ÇÖZECEK. BUNA İNANIYORUM: Kadıköy Belediye Başkanımız, o kadar güzel şeyler anlattı ki acaba gelip Kadıköy’e mi yerleşsek diye. Kadıköy’de 12 yıl kaldım. İsteriz ki İstanbul’un 39 ilçesi de Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer, Beylikdüzü gibi olabilsin. Beylikdüzü’nde Ekrem Başkanımız orada hizmet verirken doğanın nasıl değiştiğini, vatandaş ile doğanın nasıl kucaklaştığını, yeşilin, parkların ne kadar değerli olduğunu aslında bir beton ormanı değil, beton ile yeşilin bir arada olduğunu ama barışık olduğunu bize gösterdi. Daha büyük sorumluluk aldı. İstanbul’un devasa sorunlarını çözecek. Buna inanıyorum.
BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ ŞİKÂYET KONUSU YAPMADAN ONLARI AŞABİLİYORLAR: Engeller var, sayın Başkan engellerden söz etti. Tabii gönül şunu ister, siyasal iktidarın bizim anlayışımızda belediye başkanları arasında ayrım yapmadan kente hizmet eden belediye başkanının önündeki engelleri kaldırmak ister. Bu anlayışla yola çıkarken emin olun çok şey değişir. Engeller konuyor, ama ben şunu da gururla görüyorum, belediye başkanlarımızın önüne koyulan engelleri belediye başkanlarımız şikâyet konusu yapmadan onları aşabiliyorlar. Halkla kucaklaşıyorlar.
BARIŞTIRMAK BELEDİYE BAŞKANLARIMIZIN GÖREVİ: Rahmetli Çetin Altan der ki ‘Kentli olmak için bir kişinin üç kuşağın kentte yaşaması lazım.’ Kırsaldan kente gelirsiniz, kente yerleşirsiniz ama kırsalla ilişkileriniz devam eder. İkinci kuşak yine devam ettirir ama üçüncü kuşak kırsaldan tamamen kopar. Kentli olur. Sadece İstanbul değil, büyük metropoller, kırsaldan büyük ölçüde göç aldılar. Kırsal kültürle, kent kültürü arasında barışık bir dönem yaratmamız lazım. O kültürü alıp, kent kültürü ile harmanlamak ve kentli kültürünü, kırsal kültürü ile kavga etmeden barıştırmak belediye başkanlarımızın görevi. Bunu yapacaklar.
KENTLİ OLMAK, BİR KÜLTÜREL DERİNLİK DE İSTER: Kent kültürünün kendine özgü kuralları var. Kentli, sinemaya, tiyatroya gitmek ister, bir beton ormanı arasında değil parkları, yeşillikleri içinde yaşamak ister. Spor yapmak ister. Sabah kahvaltı yaparken gazete okumak, haberleri izlemek ister. Aynı zamanda kentli olmak, bir kültürel derinlik de ister. Bu da zamanla olur.
SİYASAL İKTİDAR BUNUN NE KADAR FARKINDA, EMİN OL HİÇ FARKINDA BİLE DEĞİL: Kentli olmak aynı zaman yumuşak gücün ne olduğunun da farkında olmaktır. Artık dünya yumuşak güçle yani sanatla, kültürle dünyaya egemen olmak istiyor. Kendi sanatını, kültürünü dünyanın her tarafına taşımak istiyor. Düşünün, çok önemli bir ressamınızın resmi dünyanın her tarafından konuşuluyorsa konuşulan artık bir Türk ressamının yaptığı resimdir. Eğer onun bir romanı yayınlanıyor veya bir sineması dünyanın herhangi bir yerinde yayınlanıyor ve gösteriyorlar veya binlerce kişi gidip onu izleyebiliyorsa aslında o Türkiye’nin gücünü gösterir. Siyasal iktidar bunun ne kadar farkında, emin ol hiç farkında bile değil. Yumuşak gücün, sinemanın, tiyatronun, öykünün, karikatürün ne olduğunu bile aslında yeteri kadar kavramış değil. Ama bunları hep birlikte aşacağız. Asla umutsuz olmadım, olmayacağım. Sunucu arkadaşım dedi ki ‘450 kilometre hak, hukuk, adalet için yürüdü.’ Daha o bitmedi, onu sürdüreceğiz. Hakkı, hukuku, adaleti gerçekten de 7’den 70’e içimize sindirdiğimiz zaman, o zaman kendi içinde barışık olan bir Türkiye’yi ayağa kaldıracağız.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.