KILIÇDAROĞLU: “EVET’ DERSEK, CUMHURİYET’E İHANET ETMİŞ OLURUZ, BU ÜLKENİN TOPRAKLARINA YABANCI POSTALLARIN BASMASINI İSTEMEM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla’da; “Son zamanlarda bana yönelik tehditler var. Hiç ama hiç umurumda değil. Terörle mücadele edilecekse, bu...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla’da; “Son zamanlarda bana yönelik tehditler var. Hiç ama hiç umurumda değil. Terörle mücadele edilecekse, bu ülkenin saygı değer polisleri, şanlı şerefli askerler yapar. Yabancı askerler gelecek Türkiye’de terörle mücadele edecek. Bana da diyorlar ki buna ‘evet’ de. ‘Evet’ dersek Cumhuriyet’e ihanet etmiş oluruz. Bu ülkenin topraklarına yabancı postalların basmasını istemem” dedi.
Muğla Büyükşehir Belediyesi, merkez Menteşe ilçesinde inşaatı tamamlanan Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde; toplu açılış töreni yaptı.
Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi ile Bodrum Turgut Reis Yaşam Merkezi, Bodrum Otogarı, Kavaklıdere Altyapı Projesi, Ula kanalizasyon projesi ile içme suyu hatları, Menteşe Yağ Hali, Fethiye Down Kafe, Fethiye 100 Yaş Evi ve Marmaris, Fethiye, Menteşe’de yapılan kısa mola merkezleri gibi toplam 200 milyon TL’nin üzerindeki yatırımların açılışının yapıldığı törene, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.
Kılıçdaroğlu burada, özetle şunları söyledi:
“DAHA FAZLASINI TÜM TÜRKİYE’DE YAPACAĞIZ: Birinci ilkemiz şuydu, harcadığınız para sizin paranız değil, vatandaşın parası. Vatandaşlar arasında ayrım yapmayacaksınız. Eşit hizmet götüreceksiniz. Yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Yerel yönetimlerde yaptıklarımızın daha fazlasını tüm Türkiye’de yapacağız.
SANIYORLAR Kİ HER ŞEY KENDİLERİNİN YAŞADIĞI GİBİ: Muğla Türkiye’nin gözbebeği bir ilimiz. Bu kentte yaşamak, aslında bir ayrıcalık. Yerel yönetimlerde yaptıklarımızın daha fazlasını yapacağız. Kimsenin şüphesi olmasın. Bu kış, çok zor geçecek. Allah fakir fukaraya yardım etsin. Tepedekiler bunun emin olun farkında değiller. Sanıyorlar ki her şey kendilerinin yaşadığı gibi. Tam tersine sarayın yaşam tarzı ile Türkiye’nin yaşam tarzı arasında büyük fark var. Asgari ücret ile 2 bin 825 lira ile doğal gaza, elektriğe, tüp gaza gelen zam, daha yiyecek yok, bir de kira ödediğini, iki çocuğu olduğunu ve okula gittiğini düşünün. Bir kara kış hepimizi bekliyor.
OYUNUZ ARTABİLİR AMA UMURUMDA DEĞİL: Kara kış için hükümete bir çağrıda bulundum. Vatandaş elektriğini ödeyemeyecek, doğal gaz faturasını ödeyemeyecek. Bugün bile 1.5 milyonu aşkın elektriği kesilen hane var. Hadi şimdi yaz, geçinebiliyor, elektriği yakmayabiliyor. Ya kışın ne olacak? Hükümete çağrı yaptım, kara kış fonu kurun, bir fon kurun, bir de vatandaş için bir fon kurun. Dünya kadar fonunuz var bir de vatandaş için kurun dedim. Beni dinlerseniz oyunuz artabilir ama umurumda değil. ‘Batsınlar, daha fazla mağdur olsun, belki vatandaş oy vermekten vazgeçebilir’ demedim. İstediğim, hangi partiye oy verirse versin, her vatandaşın evinde huzurla yaşaması. Kaynak da var.
EN AZINDAN KIŞ AYLARINDA VERGİYİ KALDIRIN: Elektrik faturalarında en azından kış aylarında vergiyi kaldırın dedim. TRT payını kaldırmak demek elektrik faturalarının yüzde 20 düşmesi demek. TRT ne yapıyor Allah aşkına? TRT payını kış aylarında kaldırın. ‘Kademeli, tarifeli sisteme geçin’ dedim. Ne kadar iyi niyetlerle yol gösteriyoruz. Çünkü artık Türkiye’yi yönetemiyorlar. Her geçen gün vatandaşın sırtındaki yük ağırlaşıyor. Buradan çekip, çıkarmamız lazım.
İKİNCİ YÜZ YILA HUZUR İÇİNDE GEÇMEK İSTİYORUZ: Cumhuriyet’in 98. yılı, kutluyoruz. İkinci yüz yıla hazırlanacağız. Geçen yüz yılda darbeler oldu, siyasiler, gencecik fidanlarımız, başbakanlar idam edildi. İkinci yüz yıla huzur içinde geçmek istiyoruz. İkinci yüz yılda çift diplomalı binlerce öğrencimiz var. Bunlar olmasın diyoruz. İkinci yüz yılda hiçbir ülkenin devlet başkanı bu ülkenin devlet başkanına ‘aptal olma’ dememeli, diyememeli.
YÖNETMEK İSTİYORUZ: Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında olmak demektir. Biz ‘kara kış fonu kurun’ derken sosyal devlete vurgu yapıyoruz. Sayın Başkan siz de elinizden geleni yapın. Düşük gelirli ve geliri olmayan ailelerin sorunlarının çözümü için çaba harcayın. Onlar bunları görmüyorlar, biz göreceğiz. Onlar bu acıları bilmiyoruz, biz bileceğiz. Kendi vatandaşlarını sevmiyorlar ama biz hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşımızı kucaklayacağız. Onlar acılara karşı kalkan olmuyorlar, biz olacağız. Biz yönetmek, güzel, doğru yönetmek istiyoruz. Yönetimin her aşamasında hesap vermek istiyoruz. Biz büyün acılara karşı kalkan olacağız. Çünkü biz yönetmek istiyoruz. Güzel yönetmek istiyoruz. Biz vatandaşa hesap vermek istiyoruz.
EVET DERSEK CUMHURİYET’E İHANET ETMİŞ OLURUZ: Son zamanlarda siyasette sertleşme var, bana yönelik tehditler var. Hiç ama hiç umurumda değil. Benim en büyük güvencem bu ülkenin saygıdeğer insanları. Çünkü ben insanlara hizmet etmek istiyorum. Kendi ülkeme hizmet etmek istiyorum. Ülkemin itibarını artırmak istiyorum. Terörle mücadele edilecekse, bu ülkenin saygı değer polisleri, şanlı şerefli askerler yapar. Yabancı askerler gelecek Türkiye’de terörle mücadele edecek. Bana da diyorlar ki buna ‘evet’ de. ‘Evet’ dersek Cumhuriyet’e ihanet etmiş oluruz. Bu ülkenin topraklarına yabancı postalların basmasını istemem. Mustafa Kemal’in temel felsefesi budur. ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterindir’ der. Der ki, ‘Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça, bağımsızlığınız sürekli olmaz.’ Bağımsızlığı sürekli kılmanın yolu ekonomik açıdan güçlü olmaktan geçer. Bu ülkenin 83 milyon insanı Londra’daki bir avuç tefeciye faiz ödemeye mahkûm edilmişse Mustafa Kemal’in felsefesinden uzaklaştığımız görülür. Bu felsefeyi birlikte yakalayacağız. Dostlarımızla beraber, hep beraber.
FERİŞTAHLARI GELSE DÖNDÜREMEZLER: Soruyorlar sizin dostlarınız kim. Bizim dostlarımız esnaflar, kasaplar, kadınlar, çocuklar, fidan gibi gençler, çiftçiler, manavlar. Bütün bu dostlarıma söylüyorum ki yarın sandık gelecek, sandığa gideceğiz ve ikinci yüz yılımızda cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Gözdağı… Ne yaparlarsa yapsınlar. Feriştahları gelse beni inandığım yoldan döndüremezler. Bugün Sarayda oturan şahıs demiş ki ‘çok büyük sıkıntılar var, biliyorum, az kaldı.’ Çok doğru söylüyor az kaldı. İnşallah yakında hep beraber yolcu edeceğiz.
BAŞKAN GÜRÜN: 8 AY OLDU CUMHURBAŞKANI’NIN ONAYINI BEKLİYORUZ
Törende konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün de şunları söyledi:
“Ormanlarımızın yüzde 8’ini kaybettik. Nüfus yazın 5 milyonu buluyor Muğla’ya altyapı yatırımlarını nüfusumuz olan 1 milyona göre değil, bu 5 milyona göre yapmak zorundayız. Muğla ödediği verginin yüzde 6,85’ini ancak yatırım olarak alabiliyoruz. Bizim su ile ilgili büyük bir projemiz var ve bu proje Fransız Kalkınma Ajansı’nda kabul edilmiş durumda ama Sayın Cumhurbaşkanımızın onay vermesi lazım. 8 ay oldu bekliyoruz. Proje ile amacımız su kayıp kaçağını minimize etmek. Bizim su temini için kullandığımız dinamoları yenilenebilir enerji ile karşılamak. Muğla önemli bir turizm kenti. Özellikle Covid’den sonra herkesin gözünün olduğu bir kent. Kıyılarımız tehlike altında. Orada gözü olanlar, oradaki ranta göz koyanlar büyük bir risk yaratıyor. Çünkü kıyılarda planlama yetkisi bakanlığa ait. Bunun süratle değişerek planlama yetkisi belediyelere verilerek kıyıların korunması sağlanmalı. Şu anda devletin kredisinden daha yüksek bir notumuz var ama bu krediye izin verilmiyor. İller bankası krediyi versin, o da yok, para yok diyorlar.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.