KILIÇDAROĞLU: İTTİFAK KABUL EDERSE ADAYLIK KONUSUNDA ONUR DUYARIM

KILIÇDAROĞLU: İTTİFAK KABUL EDERSE ADAYLIK KONUSUNDA ONUR DUYARIM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya “İttifakın liderleri bu konuyu hiç konuşmadık. İttifak kabul ederse...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya “İttifakın liderleri bu konuyu hiç konuşmadık. İttifak kabul ederse adaylık konusunda onur duyarım. Bireysel olarak karar vermem doğru değil" yanıtını verdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, "Ben Başbakan adayıyım" sözleri için ise Kılıçdaroğlu, "Sayın Akşener, Başbakanlığa yakışır. Devlet deneyimi vardır. Bakanlık da yapmıştır. Yaptığı açıklama, hepimizin dikkatinde olan bir açıklama" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Haber Global'de Candaş Tolga Işık'ın Az Önce Konuştum programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, Işık'ın ve yurttaşların sorunlarını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

'BİZ KAPIYI AÇAMAYIZ" DEDİLER: (TÜİK'e gitmesi) Vatandaşın canına tak etti. TÜİK ne yapacak? Enflasyon rakamları veriliyor. Saraydan talimat geliyor. Enflasyonu düşük gösteriyorsun. Enflasyonu düşük gösterdiğiniz zaman işçinin, emeklinin, memurun aylığına da az zam yapılacak. Sıkıntı oradan. Ben siyaset yapıyorsam, işçinin, emeklinin, asgari ücretlinin hakkını, hukukunu korumak zorundayım. Bu insanlar diyor bir taraftan ekonomi uçuyor, ekonomi şaha kalktı, öbür taraftan da talimat veriyorlar rakamları düşük gösterin diye. Düşük gösterildiği için de az verecekler. Siz siyasetçi olsanız buna göz yumabilir misiniz? Hayır. TÜİK'e gittik. Arkadaşlarımla beraber gittik. Gittik, kapıyı kapatmışlar, ben geleceğim diye. Demir kapı var zaten ve "Biz burayı açamayız" dediler.

BEN GİTTİĞİM İÇİN KAPIYI KAPATTILAR: İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde seçimle gelen milletvekiline resmi devlet dairesi kapatıldı. Bu Türkiye'de demokrasinin olmadığını gösterir. Dünya kamuoyu buna tanık oldu. Benim oraya gidişim, bilgi almaktır. Kendi internet sitelerine koyuyorlar, randevu almadan herhangi bir şekilde gidebilirsiniz. Ben gittiğim ve saraydan talimat geldiği için kapatıldı. 

TALİMATLA YANGIN MI SÖNDÜRÜLÜR?: Marmaris'te yangın çıkmış, siz oraya gitmişsiniz bakan olarak, demeç veriyorsunuz, "Sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangınları söndürmeye başladık.’ Yangını söndürmek için Cumhurbaşkanından talimat mı beklenir? Böyle bir mantık olabilir mi?

GERÇEĞİ HALK GÖRÜYOR: Kıl payı kazanıldı. Arada büyük bir fark yok. O dönem geldiler, Meclis daha güçlü olacak dediler, daha mı güçlü? Daha hızlı işleri yapılacak dendi, daha mı hızlı? Parlamentonun iradesi daha güçlü olacak dediler, parlamentoda irade mi kaldı? Halkı kandırdılar, kendi medyalarıyla bütün bunları anlattılar. Şimdi gerçeği halk görüyor zaten. Vatandaşlar görüyor. Bu sistemin ülkenin başına felaket getirdiğini görüyor ve yaşıyor zaten.

84 MİLYON BİR AVUÇ İNSAN İÇİN ÇALIŞIYOR: (TÜİK’e neden daha önce gitmediği üzerine sorulan soruya) Türkiye bu kadar derin bir ekonomik buhranı yaşamamıştı. İlk kez Cumhuriyet tarihinde, 84 milyon bir avuç insan için çalışıyor. Bu kadar derin bir ekonomik buhranı bizim demokrasi tarihimizde hiç yaşamadık. Türk lirasının bu kadar pul edildiği bir dönemi yaşamadık. Bugüne kadar Merkez Banka'ları bağımsızdı. Merkez Bankası Başkanı, fiyat istikrarını korumakla sorumluydu, yasa görevi de buydu. Bu görevden uzaklaştığını, Merkez Bankası’na müdahale edildiğini, Merkez Bankası’nın başkanlarının sık sık değiştirildiğini ve Merkez Bankası’nın itibarının yerle bir edildiğini gördüm. 

BU ENFLASYON ORANLARINI NEYE GÖRE HESAPLADIKLARINI SORACAKTIM: Bizim ölçümümüz yok. Bağımsız kurullar var. Onlar bir çalışma yaptılar, 50’ye yakın rakam var. TÜİK’e gitseydim, bu enflasyon oranlarını neye göre hesapladıklarını soracaktım. Sizde vicdan yok mu ya. Bu rakamları esas alarak emekliye, memure, asgari ücrete zam yapacaklar. Verdiğiniz rakam doğru bir rakam değil. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız diye soracaktık, soramadık. TÜİK Başkanı Meclis’e giremedi, sokmadık içeri. Seçimle gelmiş birini TÜİK’e almayan birinin TBMM’de ne işi var? 

KURUMA DIŞARIDAN SICAK SİYASETİN MÜDAHALE ETMEMESİ LAZIM: (Merkez Bankası ziyareti ile ilgili soruya) Merkez Bankası’nın bağımsız olması gerektiğini söyledim. Kapıda sayın Başkan karşıladı. Şunu ifade ettim, Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır. Bu Cumhuriyetin önemli bir kurumudur. Bu kuruma herkesin saygı duyması lazım. Bu kurumun yasasında düzenlemeler vardır. Merkez Bankası, fiyat istikrarından sorumludur. Kuruma dışarıdan sıcak siyasetin müdahale etmemesi lazım. Müdahale edildiği takdirde Merkez Bankası'na olan güven hem Türkiye'de hem uluslararası finans çevrelerinde kaybolur. Görevimiz Merkez Bankası’nın itibarını sağlamak, korumaktır. Başlarında liyakatli kişilerin olması lazım.

MERKEZ BANKASI’NIN M’SİNİ BİLMEYEN KİŞİYİ BAŞINA GETİRİYORSUNUZ: Merkez Bankası'nın kültürü farklıdır, o kültürden gelen birisi değil. Siz dışarıdan herhangi birisini getirip gazeteci yapabilir misiniz? Siz dışarıdan Merkez Bankası’nın M’sini bilmeyen kişiyi başına getiriyorsunuz. Ya da Merkez Bankası'nın kurullarından birine bir üye getiriyorsunuz, adam arkeolog. Devlet böyle mi yönetilir. İşi ehline verin, inancımız da bilim de bunu söylüyor. Merkez Bankası’nın kapısından girmemiş kişiyi Merkez Bankası Başkanı yapıyorsunuz.

EKONOMİK SOSYAL KONSEY'İ TOPLARIM: (Erdoğan’ın yerinde siz olsaydınız ilk ne yapardınız?) İlk adımım şu olur, Ekonomik Sosyal Konsey'i toplarım. Rahmetli Bülent Ecevit bir kararname ile kurdu. Sonra yasası çıktı. Bir Anayasal kurum haline geldi. En son 5 Şubat 2009’da toplandı. Üyeleri, TOBB, işçi, işveren, çiftçiler... Yani bir ekonomik toplumsal tarafların liderleri. Bunu toplardım. Karşıya da bakanları toplardım. Anlatın sorunlarınızı derdim. Bakanlar dinleyecekti. Bu sorunlarını nasıl çözeceğiz diye. Niye Ekonomik Sosyal Konsey toplanmaz? Eskiden 3 ayda bir toplanıyordu. Kanun kalktı. Merkez Bankası fiyat istikrarından sorumlu, Erdoğan çıkardığı bir kararname ile Fiyat İstikrarı Komitesi kurdu. Paralel devlet, işlem kurdu. Kimden alıyor örnek bunu? O da toplanmadı. Devlet yönetilmiyor.

SEÇİME KADAR NE GÖTÜRSEN KARDIR, ŞU ANDA O MANTIK ÇALIŞIYOR: (AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un ‘Devletin verdiği parayı dolara yatırmak ahlaksızdır’ sözleri üzerine) 128 milyar doları satarken ahlak mı vardı? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını satarken ahlak mı vardı? Onun hesabını verdiniz mi siz? Söylediğiniz bir şeyi kulağınız duyuyor mu ya. Bunlar devleti yönetemiyorlar. Seçime kadar ne götürsen kardır, şu anda o mantık çalışıyor. Onların bürokratları dahil olmak üzere, onun için dedim o bürokratların burnundan getireceğim diye, ne götürürsek kardır diyorlar. Tam bir soygun düzeni var.

İŞÇİYE BUGÜN 384 DOLARI TESLİM EDİN: (Asgari ücret) 1 Ocak 2021, bu yılın başında net 2 bin 825 liraydı asgari ücret. O büyük kalkınma hamleleri onların olsun. İşçiye bugün 384 doları teslim edin. Şimdi bu parayı verirlerse bu yılın kayıpları önemli ölçüde telafi edilecek. 5 bin 376 TL işçiye vermek zorundalar. Aksi takdirde iktidarın eli işçinin cebinde. Sanayicinin korunması lazım. Asgari ücretin gelir vergisinden muaf olması lazım. Bu piyasanın canlanması için de çok önemli. Yoksa insanları açlığa mahkûm edeceksiniz. 31 Aralık'ta dolar kuru neyse 384 dolar ile çarpıp tam karşılığını vereceksiniz. Bu parayı verirlerse bu yılın kayıpları en azından telafi edilecek. 5 bin 376 TL işçiye vermek zorundadır. İktidarın eli, işçinin cebinde. Asgari ücretin vergiden muaf olması lazım. Sanayi de itiraz etmeyecektir.

ÜLKEYİ BİR KİŞİYE VERİYORSUNUZ: (Türkiye’nin en büyük sorunu) Var olan sistem. Bir an önce süratle değişmesi lazım. Devlet, bir kişinin iki dudağa teslim edemezsiniz. Dünyada örneği yok. Bir kişi her şeyi bilmez. Biliyorum derse o devlet felaketle karşılaşır. Küçük ayrıntılarda iş bölümüne giden ülke gelişmiş ülke diyoruz. Her bir alan giderek ayrışıyor ve o insanlar uzmanlaşıyorlar. Bu ayrıntılarda insanlar iş bölümüne gidiyor. Siz bunları bir tarafa atıyorsunuz, ülkeyi bir kişiye veriyorsunuz.

İTTİFAK KABUL EDERSE ADAYLIK KONUSUNDA ONUR DUYARIM: (Cumhurbaşkanı adayı olmayı istiyor musunuz?) İttifak kabul ederse bir sorun yok. Bir ittifakımız var. İttifakın liderleri bu konuda hiç bir araya gelmedi ve bu konuyu hiç konuşmadık. Dolasıyla benim ittifak adına konuşma gibi bir şeyim olamaz. İttifak kabul ederse adaylık konusunda, bundan onur duyarım. Hiç konuşulmadı.Bireysel olarak karar vermem doğru değil. Bir araya gelip, oturup konuşmamız gerekiyor. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Cumhur İttifakı’nda demokrasi yok otoriter anlayış var. Otoriter anlayış ile demokrasi arasında temel farklılık da bu zaten. Öbür tarafta bir araya gelmeye gerek yok, bir kişi diyor, herkes ona biat ediyor. Oranın hava ile bizim atmosferimiz çok farklı. 

SAYIN AKŞENER, BAŞBAKANLIĞA YAKIŞIR: (Akşener’in, Başbakan adayı olacağını söylemesi üzerine) Bu konularda yorum yapmak doğru değil. İttifakın kendi içindeki özel görüşmelerini kamuoyuyla paylaşmak doğru değil. Sayın Akşener, Başbakanlığa yakışır. Devlet deneyimi vardır. Bakanlık da yapmıştır. Yaptığı açıklama da hepimizin dikkatinde olan bir açıklama. 

BİZ KOSKOCA BİR DEVLETİ BİR KİŞİYE TESLİM ETTİK: Yetkilerin bir kişide toplanması asla ve asla doğru değil. Evde bile bir karar alırken eşimizle, çocuğumuzla konuşuruz. Köyde muhtar bir de ihtiyar meclisi var. Köyle ilgili bir karar alınırken, oturur konuşurlar. Biz koskoca bir devleti bir kişiye teslim ettik. Devlet yönetilmiyor şu anda. Devletin bütün kurumlarında ciddi çürümeler var. Parlamenter sistemin güçlenmesi lazım. Milletvekillerinin, parlamentoda iradelerinin olması lazım. Siz bir soru önergesi veriyorsunuz, bu nedir diyorsunuz. Bakan siz soru sordunuz diye mahkemeye veriyor veya hiç cevap vermiyor. Ama Anayasa diyor ki 15 gün içinde cevap verilir. Vermiyorum diyor. Meclis Başkanı, ‘yukarıdan talimat gelmeden ben de konuşmam’ diyor. Hangi milli iradeden bahsediyoruz? 600 vekilin olduğunu bir parlamento, sesi çıkmayan bir parlamento, iradesi ipotek altında olan bir parlamento, vesayet altında bir parlamento.

ONLARA BİR ŞEY KAZANDIRMAZ: (Teşkilat dizisindeki ‘geliyor gelmekte olan’ sözü) Süreci takip etmedim. Sadece Gürsel Bey (Gürsel Tekin) suç duyurusunda bulundu. İlhan Bey var RTÜK üyesi, İlhan Bey de bazı dilekçeler verdi. Burada bir kasıt var tabi ki. Onlar bunu yaparak saraya yaranmak istiyorlar. Bu tür hareketler onlara bir şey kazandırmaz. 

BAŞÖRTÜLÜ KIZLARLA HELALLEŞMEK İSTERİM: En çok toplumla helalleşmek istiyorum. Başörtülü kızlarla helalleşmek isteriz. En sıcak olaydır. Helalleşmeyi kabul etmeyenleri bilmiyorum. Erdoğan helalleşmek istemiyormuş. Kendisi bilir. Ben düzgün, ahlaklı insanlarla helalleşmek isterim. Ben kusurları tartışan değil, varsa kusurları uyaran, iyi niyetle uyaranlarla helalleşmek isterim. Benim yanlışımı, hatalarımı söyleyenlerle helalleşmek isterim. Yoksa bir dayatma içinde, illa geleceksin biz oturacağız, helalleşeceğiz, böyle bir şey yok zaten. Bu tamamen gönülden gelen bir şeydir. Temelinde ahlak ve adalet yatar. Ahlakı ve adaleti temel edinmişsiniz ve bir kusurunuz varsa sizin helalleşme talebinizin karşı taraftan reddedilip reddedilmemesi o ayrı bir şeydir. 

İTİRAZ ETMEDİK: Hata yaptık. Başörtülü kızlar, üniversiteye gittiği zaman alınmadıklarında itiraz etmedik. Ben Genel Başkan olduktan sonra, o dönem YÖK Başkanı ile konuşup başörtülü kızların üniversiteye alınmalarını istedim. O dönemin YÖK Başkanı sayın Yusuf Ziya Özcan hayattadır. Ayrıca bu işi pek çok çevre de bilir, bu konularda ne kadar duyarlı olduğumu. Başörtüsü olayını getirip de siyasetin malzemesi yapmanın da doğru olmadığını kabul edenlerden birisiyim. O nedenle kurumsal olarak bir eksiğimiz var. 

KUL HAKKI YEMİŞSENİZ BEN NASIL HELALLEŞECEĞİM: Hesaplaşmak ayrıdır, helalleşmek ayrı. Eğer yolsuzluk yapmışsanız, kul hakkı yemişseniz ben nasıl helalleşeceğim. Allah’ın affetmediği bir günahı ben onunla helalleşmem nasıl mümkün olacak? Yüce yaratan, ‘benim önüme kul hakkı yiyerek gelmeyin’ diyor. Kişi yasalara aykırı davranmış, yolsuzluk yapmışsa, haksız kazanç elde etmişse onun kuralları yargıda verilir. Ona biz karışamayız.”

 

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.