KOCAELİ EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU: “KUZEY AFRİKA GELİR DÜZEYİNDEN ORTA AFRİKA’YA SÜRÜKLENİYORUZ”
Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu, “AKP iktidarının 2015-2020 aralığında emekçiler Kuzey Afrika gelir düzeyine doğru düşerken, şimdi artık Orta Afrika’ya...
Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu, “AKP iktidarının 2015-2020 aralığında emekçiler Kuzey Afrika gelir düzeyine doğru düşerken, şimdi artık Orta Afrika’ya doğru sürükleniyor” açıklamasını yaptı.
Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu, ‘Geçinemiyoruz, İnsanca Yaşam İstiyoruz’ sloganı ile İzmit Yahya Kaptan Mahallesi’nde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına KESK Dönem Sözcüsü Ethem Kartal, TMOBB İKK İl Sekreteri Murat Kürekçi, SES Kocaeli Şube Başkanı Murat Harata, EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, Sol Parti İl Temsilcisi Ömer Budak, Haber Sen İl Temsilcisi Emre Toptaş ve platform üyeleri katıldı.
“EKONOMİK DARBE YAPILIYOR”
Açıklamayı katılımcılar adına Haber-Sen İl Temsilcisi Emre Toptaş okudu. Toptaş’ın okuduğu açıklama şöyle:
"Olağanüstü günlerden geçiyoruz. İktidar emeğe, emekçilere, çiftçilere, esnafa, kadınlara, gençlere, halka karşı adeta ekonomik darbe yapıyor. Göz göre göre ve sonucunu bildiği ekonomik politikalarla emeği ucuzlatıyor, işsizliği, güvencesizliği artırıyor, yaşam koşullarını dayanılmaz hale getiriyor. Bugün ortalama gelire sahip bir emekçinin yaşamı boyunca kendine ait ev ve araba alması, çocuğunun il dışında üniversite eğitimi alması teoride ve pratikte imkansız hale gelmiştir. Emekçi ve burjuvazi arasındaki sınıf farkı Türkiye’de artık yaşamı idame ettirme hakkını dahi vermeyecek zalimliğe ulaşmıştır.”
“ORTA AFRİKA’YA SÜRÜKLENİYORUZ”
"AKP iktidarının 2015-2020 aralığında emekçiler Kuzey Afrika gelir düzeyine doğru düşerken, şimdi artık Orta Afrika’ya doğru sürükleniyoruz. Bunun nasıl bir toplumsal yıkıma ve çöküşe yol açacağını gördüğümüz için sesimizi yükseltiyoruz. İktidar çevresi ve bir avuç vurguncu, fırsatçı, rantçı kapitalist dışında hepimiz kaybediyoruz. Her güne yeni zamlarla uyanıyoruz. Enflasyon, TÜİK’e göre yüzde 19,89, bağımsız araştırmacılara göre yüzde 50 civarındadır. Ücretlerimiz enflasyonun altında ezildi. Emekçilerin maaşları ve alım gücü eridikçe eriyor. TL dolar karşısında Ağustos ayından bu yana yüzde 49,6 değer kaybetmiştir. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk. Üretim, ham madde enerji maliyetleri ve ithal ürünler dövize bağlı maliyetleri arttığı için temel besin maddelerine ulaşım dahi problem haline dönüşmüştür. Covid-19 pandemisinde oldukça büyük darbe yiyen esnaf dalga dalga gelen zamları fiyatlarına yansıtmak zorunda kaldığı için iş yapamamakta ve dolayısıyla ya iflas etmekte ya da iflasın eşiğindedir."
“YAĞ LÜKS HALİNE GELDİ”
Artık ayçiçeği yağı almanın bile lüks hale geldiğini belirten Toptaş şöyle konuştu:
“Ekmeğin, süt ve süt ürünlerinin, bebek bezinin, şekerin, unun, kahvenin, çikolatanın, mendilin ani fiyat artışı karşısında vatandaşlar kara kara düşünmektedir. Ev kiralayamaz, kiraladığımızı da ödeyemez olduk. Bin bir emekle büyüttüğümüz üniversite öğrencileri barınacak yurt bulamıyor. Tüm bunlar bize AKP'nin 19 yıllık iktidarının beceriksiz politikaları sebebiyle barınamayan ve beslenemeyen bir toplumla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.”
"BİZE VERİLMEYEN KAYNAKLAR VAKIFLARA, CEMAATLERE GİDİYOR"
"İşsizlik aldı başını gidiyor. İşsizlerin sayısı 10 milyona yaklaştı. Gençler ve kadınlarda işsizlik oranı daha fazla. İşsiz kaldığımızda ise İşsizlik Sigortası Fonundan işsizlik parası alamıyoruz çünkü fondaki paralar sürekli patronlara aktarılıyor. 2017-2021 yılları arasında Fon’dan işverenlere doğrudan aktarılan destek ve teşvikler, yine işverenlere eğitim programları için ayrılan 10 milyar TL eklendiğinde 62 milyar TL’yi geçiyor. Diğer yandan Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2020 yılında kayıtlı işçilerin yüzde 42’si asgari ücretle çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde asgari ücret komisyonu üçüncü kez toplandı. Ancak hala emekçilere onurlu bir yaşam sürdürecek rakamlar telaffuz edilmemekte ve emekçiler adeta işveren temsilcilerinin iki dudağı arasından çıkacak rakamlara mahkum edilmeye çalışılmaktadır. Mesele kaynak olmaması değil, iktidarın ve sermayenin tercihleridir. Bize olmayan kaynaklar hazine garantili projeler aracılığıyla yandaş müteahhitlere gidiyor. Bize olmayan kaynaklar TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıflara ve cemaatlere gidiyor."
“ZENGİNLİKLERİNE ZENGİNLİK KATIYORLAR”
"Kaynaklar birkaç maaş birden alan iktidarın bürokratlarına, eşe-dosta gidiyor! Biz fakirleşirken onlar zenginliklerine zenginlik katıyor. Bir avuç azınlık dışında artık kimsenin dayanacak gücü kalmadı. Nefes alamaz hale geldik. Bıçak kemiğe dayandı. Ne zaman iktidarı kaybetme korkusu yaşasalar hemen baskıya, algı operasyonlarına, gündem saptırmalarına, kutuplaşma yaratacak politikalara başvuruyorlar. Krize karşı yapılmak istenen birçok eylem ve etkinlik ya yasaklanıyor ya da kitleselleşmesinin önüne geçmek için her türlü yola başvuruyorlar. Buradan bu vesileyle bir kez daha söyleyelim, baskılara boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Krizi biz yaratmadık, faturasını ödemeyeceğiz.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.