MADDE BAĞIMLISI GENÇLERİN YAKINLARI: “KADIN BAĞIMLILARI AMATEM’LERDE YER YOK DENİLEREK, PSİKİYATRİ BÖLÜMLERİNE YATIRIYORLAR”
Madde bağımlısı gençlerin yakınları, sorunlarını ve çözüm önerilerini Sağlık Bakanlığıönünde dile getirdi. Yapılan açıklamada, “Bağımlı bireylerin...
Madde bağımlısı gençlerin yakınları, sorunlarını ve çözüm önerilerini Sağlık Bakanlığıönünde dile getirdi. Yapılan açıklamada, “Bağımlı bireylerin büyük çoğunluğunun sigortası olmadığı için tedavilerinin çok büyük bölümü ailelerin kendi olanaklarıyla karşılanmaktadır. Kadın bağımlılar, çoğunlukla Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezlerinde (AMATEM) yer yok diyerek psikiyatri bölümlerine yatırıyorlar” denildi.
Madde bağımlısı gençlerin yakınları sorunlarını ve çözüm önerilerini, bugün Sağlık Bakanlığıönünde Cumhuriyet Kadınları Derneği ile birlikte açıkladı. Hazırlanan açıklama metninin her bir bölümünü, bir bağımlı yakını okudu. Üzerinde, “Sesimizi duyan var mı” yazan bir pankart açan ve bunu slogan olarak da dile getiren bağımlı yakınları, açıklamalarında şunları söylediler:
"Bağımlı bireylerin büyük çoğunluğunun sigortası olmadığı için tedavilerinin çok büyük bölümü ailelerin kendi olanaklarıyla karşılanmaktadır. Bu durumun sürdürülebilirliği mümkün değildir. Bağımlılık tedavisi gören bireylerin Genel Sağlık Sigortası borcu var gerekçesiyle tedavi hakkından faydalandırılmaması gibi durumlarla çok sık karşılaşmaktayız.
Kadın bağımlılar, çoğunlukla Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezlerinde (AMATEM) yer yok diyerek psikiyatri bölümlerine yatırıyorlar. Bu durum sorunlarımızı daha da derinleştirmektedir.
Mevcut AMATEM'lerin çocuklarımıza davranışları, yaklaşımları da bağımlı yakınlarımızı tedavi sürecinden tamamen soğutuyor. Hele hele kadın bağımlı yakınınız varsa yaşadığınız sorunlar daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor.
Oldukça zor şartlar altında başarılabilmesi mümkün olan tedavi sürecinin devamına ya da sonlandırılmasına ilişkin karar tek başına bağımlı bireyin isteğine beyanına bırakılıyor, bırakılmamalı. Çok az sayıda var olan Rehabilitasyon Merkezlerine de kadın bağımlılar alınmıyor.
Bağımlı yakınlarımızın tedavi sürecinin başarılı olması için rehabilitasyon şart. Madde bağımlılığı bir beyin hastalığı değil, kriminal bir vaka gibi algılandığı için, satıcılık gibi kriminal bir vaka gibi işlem yapıldığı için bağımlı bireylerin üzerlerinde madde yakalandığında da sicillerine sabıka kaydı işlenmektedir.
Satanla içeni ayırmayan bu toptancı yaklaşım maalesef sürdürülebilir iyileşme tarafına geçmeyi başaran bağımlı bireylerin yeni yaşam yolculuğunda işe girme aşamalarında her zaman önlerine çıkan bir engele dönüşmektedir.
Zorunlu tedavi sürecine ilişkin ise her gün haberlerde kadına, eşe, çocuğa, anneye şiddeti izliyoruz ve bu olaylara karışanların büyük bir çoğunluğu da şartlı tahliyeyle ya da denetimli serbestlikle dışarıçıkmış olanlar maalesef. Aileye şiddet uygulayan bağımlılara yönelik yaptırımların ya da zorunlu tedavi kararlarının çıkarılması tam bir mevzuat işkencesine dönüşmüş durumdadır. Karar yerine nasihat alıp kendi kabusumuzla baş başa bırakılıyoruz."
“BAĞIMLILIKLARLA MÜCADELE MÜSTEŞARLIĞI KURULMALIDIR"
Bağımlı yakınlarının çözüm önerileri ise özetle şöyle:
"AMATEM’lerde sadece detox (arındırma) işleminin yapılmasının yetersiz ve gerçeklikten uzak bir hizmet oluğunun artık görülmesi ve rehabilitasyon sürecini de kapsayan sorunun gerçekliğiyle örtüşen gerçekçi bir hizmet işlevi kazandırılması hayati öneme sahiptir. Bulunduğumuz coğrafi konum itibarıyla uyuşturucu her dönem ülkemizin en önemli sorunu olmaya devam edecektir. Talep ve zarar azaltımına yönelik mücadele ve tedavi zincirinin en etkili halkasının Rehabilitasyon ve Sosyal Entegrasyon Merkezleri olacağını düşünüyoruz. Bağımlılık meselesine ilişkin kalıcı politikaların oluşturulmasıçok kritik bir öneme sahiptir. Bu alandaki bütün faaliyetlerin koordineli bir hale getirilmesi, "Bağımlılıklarla Mücadele Müsteşarlığı" gibi sadece bu soruna odaklanacak uzman bir organizasyonla mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Herhangi bir kriminal suça bulaşmamış sadece madde kullanıcılığından kaynaklı adli siciline sabıkalı kaydı düşülmüş bağımlı bireyin, örneğin üç yıllık temizlik süresini uzman bir heyet tarafından verilen raporla ispatladığında tekrar kullanıma dönmesini engelleyici, temiz kalma motivasyonunu destekleyici olmasına yönelik bir adım olarak sabıka kaydının silinmesini önermekteyiz. Özellikle içicilikten cezaevine giren bağımlı bireylerin kriminal suçlu gibi cezaevine değil, Tutuklu/Hükümlü AMATEM birimlerinde tedaviye alınmalarını mümkün kılan düzenlemelerin yapılmasının da çok önemli bir adım olacağını düşünmekteyiz. Bağımlılıktan kaynaklı sabıka kaydı ya da tedavi kayıtları olan bireylere kredi kullandıran ve kredi kartı veren bankaların bu kendi sorumsuzluğunun bedelini bağımlı yakınlarına yansıtmasını engelleyecek önlemlerin değerlendirilmesini istiyoruz."
Madde bağımlısı yakınları, yetkililerden acil olarak şunları talep ettiler:
"ÖNCELİKLE ÜLKENİN HER BÖLGESİNDE REHABİLİTASYON MERKEZİ AÇILMALIDIR"
"Öncelikle ülkenin her bölgesinde bir tane olacak şekilde Rehabilitasyon ve Sosyal Entegrasyon Merkezi açılmasını talep ediyoruz. Daha fazla risk altında olan kadın bağımlılara yönelik keyfi negatif ayrımcılığın, tedaviye erişim olanaklarında uygulanan saçma sapan kısıtlamaların acilen kaldırılması ve tedaviye ulaşmalarını kolaylaştıran mevzuat düzenlemelerinin acilen yapılması, yatış müracaatlarının öncelikle değerlendirilmeye alınması hayati öneme sahiptir. Devlet hastanelerinde bağımlı bireylere yönelik acil müdahale durumlarında insanlarıçaresizliğe mahkum eden mevzuat engellemelerinin yoruma açık tanımlamalarının hiçbir şekilde görevi ihmal ve suiistimal vakalarını yaşamayacağımız bir sadeliğe kavuşturulması bizim için hayati öneme sahip bir konudur."
"MÜCADELE BAŞLIĞIMIZIN ADINI, "UYUŞTURUCUYA KARŞI ANNELER HAREKETİ" OLARAK BELİRLEDİK"
Açıklamaya destek veren Cumhuriyet Kadınları Derneği'ni temsilen Genel Sekreter Aysan Canver ise şöyle konuştu:
"Uyuşturucu kullanımını kışkırtan iklimi en başta emperyalist ülkeler yaymaktadır. Silahla teslim alamadıkları millet devletleri; halkını, özellikle de gençlerini yozlaşmış bir kültürle zehirleyerek içeriden kuşatmaya ve zayıflatmaya çalışmaktadırlar. Bunun karşısında sevginin, saygının, paylaşmanın, üretmenin, milli değerlerin ilke edinildiği değerler sistemiyle durulabilir. Bu noktada ailenin, özellikle de annelerin gücü belirleyicidir. Madde bağımlılığına karşı duruşta aileyi güçlendirmek, doğru şekilde yönlendirmek, bilinçlendirmek bataklığı kurutmada en güçlü araçlarımızdır. Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak madde bağımlılığına karşı yürüttüğümüz mücadele başlığımızın adını, ‘Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi’ olarak belirledik."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.