MAHKEME MUĞLA’DA ÇED'SİZ MADEN OCAĞINA “DUR” DEDİ, AVUKAT ATAL: "ÇEVRE BAKANLIĞI HİLELİ İŞLEMLERE ORTAK OLUYOR"
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde yapılmak istenen olvin ocağına verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay’ın...
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde yapılmak istenen olvin ocağına verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay’ın açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Avukat İsmail Hakkı Atal, mahkemenin kararında maddenin çevreye vereceği zararı anlattığını açıklayarak, “Bu madencilik şirketlerinin hileli işlemlerine Çevre Bakanlığı ortak oluyor” dedi.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde yapılmak istenen olvin ocağına verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay’ın açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Muğla 3. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararda, bilirkişi raporuna atıf yapılarak, şu tespitte bulunuldu:
“Çevresel etkilerinin genel geçer kabullerle belirlenen standartlar üzerine kurgulandığı, faaliyet sahası flora ve fauna açısından özel öneme sahip endemik bitki türü çeşitliliği yoğun olduğundan Sandras Dağı'nda yer aldığı faaliyet sahası ve etki alanlarına ait flora ve faunanın ayrıntılı olarak irdelenmemiş olmasından ve florafaunaya ait somut koruma tedbirlerine yer verilmediğinden, biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik dengenin korunması açısından kararın biyolojik açısından uygun değil. Maden ocağının su kaynaklarına etkisinin bir ÇED raporu ile ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi gerek. Çalışma poligonları yüzde 60-65 değerlerine varan eğimlere sahip olduklarından dolayı özellikle yoğun yağışlarda oluşacak.
“NASIL ÖNLENECEĞİ SOMUT VERİLERLE AÇIKLANMALI”
Aşkın durumlarında ayrıntılı bir şekilde istinat yapılarının nasıl gerçekleştirileceği ve dere yatağına malzeme akmasının nasıl önleneceği somut veriler ve projeler ile açıklanması gerek. Kırma ve eleme tesisinde kullanılacak günlük 20 metreküp suyun nasıl temin edileceği ve nasıl tahliye edileceği ve ayrıca tahliye durumunda fiziksel ve kimyasal olarak dere yatağına karışmasında bir sorun oluşup oluşmayacağı yönünden de ÇED raporu gerekliliği hasıl oldu. Dava konusu yerlerde yeni orman gelişinceye kadar toprak içinde kalan köklerin sağladığı toprağı tutma özelliğini ortadan kalkmasına ve yüzeysel, derin erozyonlara, toprağın su tutma özelliğini azalmasına sebep olabilecek.”
“RAPOR HAZIRLANMALI”
“Tüm bu verilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; çevresel etki değerlendirilmesi raporu hazırlanmasın uygun olacağı kanaatine varılarak, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, hukuka aykırılığı tespit edilen işlemin uygulanmaya devam etmesi halinde, ortaya çıkacak doğal tahribatın telafisi güç ve imkansız zararlar doğurabileceği kanaatine varılmıştır.”
Erbay’ın bu davadaki avukatı İsmail Hakkı Atal, bu maden ile Köyceğiz’in “içme suyunun zehirlenmesinin planlandığını” ileri sürerek, mahkemenin verdiği kararın gerekçesini anlattı.
“ÇEVRE BAKANLIĞI HİLEYE ORTAK OLUYOR”
“Bütün madencilik projelerinde maden şirketleri ve Çevre Bakanlığı ortak hileli işlem yapıyorlar” diyen Atal, 25 hektarın altındaki projelerin ÇED’e tabi tutulmadığını anımsatarak, “24,75 hektar olarak gösterip, 25 hektarın altında ‘ÇED gerekli değildir’ kararı alıyorlar. Halbuki mevcut alanları bin, bin 500 hektar olmalarına rağmen madencilik şirketleri hileli işlem yapıyor ve bu madencilik şirketlerinin hileli işlemlerine Çevre Bakanlığı ortak oluyor” diye konuştu.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.