TAMER ARDA ERŞİN - GÜRKAN DEMİRTAŞ

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Metin Gürcan hakkındaki iddianameye göre Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Gürcan’ın yabancı devlet görevlileriyle paylaştıklarının “devletin gizli kalması gereken bilgileri olduğunu” teyit etti. İddianamede ayrıca, gizli bilgilerin yazılmadığı, bazı bölümlerin gizlendiği, ortam dinleme kayıtlarının CD içinde zarfa konularak dosyaya eklendiği de bildirildi. 

DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi, emekli yüzbaşı Metin Gürcan hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın Türk Ceza Kanunu'nun 328'inci maddesi gereğince "siyasal ve askeri casusluk' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırladığı iddianame, Ankara 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

İddianamede MİT, “İhbar eden” sıfatıyla yer alırken; iddianamede Gürcan’ın görüştüğü kişilere ilişkin MİT’in bilgi verdiği ve bu kişilerin İspanyol görevli Rafael Antonio Prats Leon ve İtalyan Antonio Natoli olduğu belirtildi.

İddianameye göre Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Gürcan’ın Leon ve Natoli ile görüşmesinde “devlet sırrı içeren bilgilerin bulunup bulunmadığı”nı MİT’e sordu. MİT, savcılığa 25 Ağustos 2021 tarihinde “10.2.001.01.000.520.421-1542/1140-127985894” sayılı cevap yazısı gönderdi. MİT yazısında özetle şunları belirtti:

-Doğu Akdeniz, Libya, Cezayir, S-400 Hava Savunma Sistemi alımı ve Azerbaycan/Karabağ gibi bölgesel çıkarlarımızı ilgilendiren konular başta olmak üzere iç politik gelişmeler dahil Türkiye'nin bölgesel politikaları ve çıkarları ile devletlerarası ilişkilerini etkiyecek nitelikte bilgilerin aktarıldığı,

-S-400 Hava Savunma Sistemlerinin kullanımı hakkında ülkemizin milli güvenliği ve yabancı ülkelerle ilişkilerine tesir edecek bilgilerin paylaşıldığı,

-Pandemi sürecinde tedarik edilen aşılar konusunda dönem itibariyle devlet büyüklerimiz itibarsızlaştırmaya yönelik asılsız beyanlarda bulunulduğu,

-Türkiye'deki yabancı ekonomik yatırımları olumsuz etkileyecek yorum ve bilgiler paylaşıldığı, anlaşılmış olup söz konusu bilgilerin Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu, bu kapsamda yabancı devlet görevlileri veya istihbarat teşkilatı mensupları ile paylaşılmasının devletin milli güvenliği ve dış siyaseti açısından sakıncalı olduğu değerlendirilmektedir. ... "

“YAZI İÇERİĞİ BAŞKA DELİLLERLE DESTEKLENMELİ”

İstihbarat raporları tek başına delil olarak kullanılamadığı için MİT savcılığa gönderdiği bilgi notuna “Yazı içeriğinin başka delillerle desteklenmesi gerek” notunu da düştü. MİT’in iddiasına göre Gürcan 2016 yılından itibaren yabancı ülkelerin büyükelçiliklerinde çalışan devlet görevlileriyle düzenli görüşerek “Türkiye’nin iç ve dış siyasi, askeri gelişmelerine yönelik ücret karşılığı bilgi aktarıyordu”.

MİT’e göre Gürcan Kasım 2017’de yabancı devlet görevlilerine “Irak/Zaho'da Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait bir irtibat bürosunun koordinasyon için olduğu" yönünde bilginin yanı sıra Türkiye’nin Afrin operasyonuna nasıl başlayacağı ve operasyon sırasında neler yapacağı konusunda da yabancılara bilgi verdi.

“AĞIR TOPÇU BİRLİKLERİ HENÜZ KONUŞLANMADI”

Gürcan, yabancılara “Afrin sınırındaki Türkiye tarafından oluşturulan sınır duvarının bazı bölümlerinin çıkarıldığı, bunun Ankara'nın Afrin operasyonunu başlatma girişimi olduğunu, Türkiye'nin Suriye'ye ağır topçu birliklerini henüz konuşlandırmadığı” bilgisini paylaştığı da ileri sürüldü.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI GÖRÜŞMESİ

MİT’e göre Şubat 2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemin ABD Dışişleri Bakanı Rex Tıllerson ile görüşmesine ilişkin olarak da Gürcan bilgi paylaşımında bulunarak, “Dışişleri Bakanlığı’nın ABD'den Münbiç ve Afrin'de bulunan PKK/KCK-PYD/YPG unsurlarının Fırat'ın doğusuna aktarılmasını talep ettiğini” anlattı.

“ERDOĞAN MÜNBİÇ’E YÖNELİK FIRSATLARI KOLLUYOR”

MİT’e göre, Gürcan’ın verdiği ileri sürülen bazı bilgiler iddianamede şöyle anlatıldı:

“-Mart 2018'de ‘Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve Polis Özel Harekat (PÖH) üç gün önce Afrin'e konuşlandırıldı. Bu birimlerin Rajo ve Jinderes merkezlerinde kullanılacak, bunun da 6-7 gün içerisinde başlaması beklenen çatışmaların Türk Ordusu'nun kent savaşı kapasitesi ve operasyonel etkinliğinin ilk testi olacağı anlamına geliyor. Suriye'nin kuzeyindeki gösteriyi devam ettirmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan Münbiç'e yönelik fırsatları kolluyor’.

- Ağustos 2019'da, ‘Başarısız darbe girişimi akabinde TSK içerisinde muhafazakarlar, Adalet Savunucuları Derneği üyeleri, mukaddesatçılar, Adnan Tanrıverdi destekçileri, neo milliyetçiler, Atlantikçiler, Avrasyacılar ve Perinçekçiler arasında kamplaşma var’.

-Ekim 2019'da, ‘Türk istihbaratı Süleymaniye kent merkezinde son derece aktif. Yerel kaynaklarından derledikleri PKK/KCK liderlerinin konumlarına ilişkin bilgileri TSK'ya bildirdikleri. KYB'nin PKK/KCK'nın bölgedeki etkinliğini azaltmak için Türk istihbaratına Humınt'e dayalı bilgi aktarımında bulunduğunu düşünüyorum’.

 -Aralık 2019'da, ‘Kaynağımdan edindiği bilgilere göre Türkiye'nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)'ne yönelik askeri destek, eğitim ve donanım programları artacak, yaklaşık 50 UMH harp okulu öğrencisi Türkiye'de eğitildi, bu sayı ilerleyen süreçte artacak.”

AFRİN OPERASYONUNA YÖNELİK BİLGİLER

MİT’in iddianamede aktarılan iddialarına göre Gürcan, Ocak 2018’de Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonu öncesinde de yabancı devlet görevlilerine bilgi paylaştı. MİT’in iddiasına göre Şubat 2021’de görüştüğü yabancı bir devlet görevlisine şu bilgileri verdi:

“-Türkiye Suriye'ye ilave askeri birlikler göndermeyecek, orada yaklaşık sekiz bin Türk askeri var. Askeri rotasyon amacıyla konumları değiştirildi. İşin aslına bakıldığında Suriye'de Türk kuvvetleri sayısı azaltıldı. Birçok görev yeri kapatıldı ve askerler Türkiye'ye döndü. Bunun nedeni Rusların güneyden zorlaması.

- İdlib'deki birçok kişinin 2021 yılının sonuna kadar Rusya'nın Esad Kuvvetleriyle koordineli bir operasyon yapacağından endişe duyuyorum. 2021 içerisinde İdlib'de her şeyin son bulacağını, İdlib'e yatırım yapılmadı, herkes bu operasyonu bekliyor.

-S-400 Ankara'da bir depoda tutuluyor ve Ankara dışına çıkarmak imkansız görülüyor. Sadece sistemleri test edildi. Bu rutin bir test ve anlaşmanın bir parçası. Test atışları yapılmazsa ödeme yapılmayacak. Her iki bataryadan bir tanesi şu anda Ankara'da bulunuyor. Bataryalardan bir tanesi bile operasyonel amaçla Ankara dışına çıkartılması ABD için ilk kırmızı çizgi olacak. İkinci kırmızı çizgi ise sistem radarlarının çalıştırılması olacak.

-Libya'da çok sayıda Türk askeri var. Özellikle operasyonel bağlamda Türkiye'nin çok sayıda hava savunma sistemi, elektronik savaş sistemi ve denizle ilgili unsurları bulunuyor. Ankara bu milis güçlerini sabit/sürekli bir orduya dönüştürmek istedi.”

“KUZEY IRAK OPERASYONU’NUN BİLGİSİNİ ANLATTI”

MİT’in iddiasına göre Gürcan, Mayıs 2021’de yabancı bir devlet görevlisiyle yaptığı başka bir görüşmede şunları paylaştı:

“-Batman Hava Üssü, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki operasyonlarını sürdürdüğü asıl üs. F-16'lar Diyarbakır askeri üssünü kullanıyor. Şırnak 23. Komuta bölgesi Kuzey Irak operasyonlarını koordinasyonu için kullanıyor.

-BAYKAR tarafından üretilen İnsansız Hava Araçları ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (İHA/SİHA) hakkında muhatabına (yabancı devlet görevlisi) bir rapor verecek. Hazırlayacağı raporların özel içerikli olması nedeniyle 1000 ABD doları ücret istedi.”

GÜRCAN BAYKAR’DAKİ ARKADAŞINDAN ALDIĞI BİLGİYİ PAYLAŞTI

MİT iddiasına göre Gürcan’ın BAYKAR’da bir arkadaşı var ve bu arkadaşından “Sırbistan'ın Türkiye'den İHA/SİHA almak için girişimde bulunduğunu ve 20'den fazla ülkenin Türkiye'den İHA/SİHA almak istediğini, Sırbistan ve Fas'ın aynı zamanda Çin'den de İHA/SİHA almakla ilgilendiklerini, bu ülkelerin aynı zamanda Türk İHA/SİHA'ları ile ilgilenerek Çin ürünlerinin fiyatını düşürmeye çalıştıklarını” öğrendi. MİT’e göre Gürcan bu bilgileri yabancı devlet görevlisine verdi.

MİT’in iddiasına göre Gürcan, bir arkadaşı aracılığıyla edindiği “İstanbul'da PKK/KCK'lı iki şahsın yakalanması olayında polisin valizleri sahipleri ile eşleştirilmesine yönelik lazer sistemi kullanması hakkındaki çalışmasını” yabancı devlet görevlisi ile paylaştı.

“NİTELİĞİ İTİBARIYLA GİZLİ KALMASI GEREKEN BİLGİLERDEN OLDUĞU”

İddianamede, Gürcan’ın paylaştığı bilgilere ilişkin “ Söz konusu istihbari tespitler bütün olarak değerlendirildiğinde; Metin Gürcan'ın yabancı devlet görevlileri ile paylaştığı bilgilerin Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu, bu kapsamda yabancı devlet görevlileri veya istihbarat teşkilatı mensupları ile paylaşmasının, devletin milli güvenliği ve dış siyaseti açısından sakıncalı olduğu mütalaa edilmektedir” denildi.

MİT TEYİT EDİNCE “GİZLİ BİLGİ” İDDİANAMEDE GİZLENDİ, GÖRÜŞME ZARF İÇİNDEKİ CD’DE KALDI

İddianamede ayrıca, gizli bilgilerin yazılmadığı, bazı bölümlerin gizlendiği, ortam dinleme kayıtlarının CD içinde zarfa konularak dosyaya eklendiği de bildirildi. İddianamede bu durum şöyle ifade edildi:

“Şüphelinin, İspanyol İstihbaratçı ile otelde yaptığı görüşmeye dair ortam dinlemesi kayıtlarının, siyasal veya askeri sır kapsamında olduğu hususunun, Milli İstihbarat Teşkilat tarafından bildirilmesi nedeniyle görüşme içeriğinin tamamının iddianameye derc edilmediği, fiziki takip esnasında elde edilen ortam dinleme kaydı içeriğinde, devlet sırrı teşkil eden, siyasal veya askeri casusluk suçuna vücut veren bilgiler bulunması nedeniyle, ortam dinleme CD kaydının, Ceza Muhakemesi Kanunu madde 47 uyarınca, Adli Emanete teslim edildiği, ortam dinleme kaydı çözüm ve tercüme tutanağının mühürlü zarf içerisinde dosyaya eklendiği anlaşılmıştır.”