MURATPAŞA BELEDİYE BAŞKANI ÜMİT UYSAL: “UZUN YILLARDIR TÜRKİYE OLARAK GİDERİMİZ, GELİRİMİZDEN FAZLA”
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Uzun yıllardır Türkiye olarak giderimiz, gelirimizden fazla. Bu çok uzun yıllardır böyle. Gideriniz gelirinizden fazlaysa...
ALTAN YAĞCI
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Uzun yıllardır Türkiye olarak giderimiz, gelirimizden fazla. Bu çok uzun yıllardır böyle. Gideriniz gelirinizden fazlaysa iki şey yapmanız lazım: Bir durumunuzu, yaptığınız işi, işin kalitesini, satışını değiştirirsiniz. Niteliğini yükseltirsiniz ki, geliriniz, giderinizden fazla olsun. Ya da hazır para bulmaya çalışırsınız. Galiba birincisini pek yapamadık” dedi.
Antalya’ya bağlı Muratpaşa İlçe Belediye Başkanı Ümit Uysal ANKA Haber Ajansı’nın ekonomi, turizm, tarım ve Muratpaşa ile ilgili sorularını yanıtladı. Ümit Uysal şunları söyledi:
“UZUN YILLARDIR TÜRKİYE OLARAK GİDERİMİZ, GELİRİMİZDEN FAZLA: Uzun yıllardır Türkiye olarak giderimiz, gelirimizden fazla. Bu çok uzun yıllardır böyle. Gideriniz gelirinizden fazlaysa iki şey yapmanız lazım: Bir durumunuzu, yaptığınız işi, işin kalitesini, satışını değiştirirsiniz. Niteliğini yükseltirsiniz ki, geliriniz, giderinizden fazla olsun. Ya da hazır para bulmaya çalışırsınız. Galiba birincisini pek yapamadık. Nitelikli, yüksek katma değeri olan bir ihracat yapısı oluşturup gelirimizi arttırma konusunda ilerleyemedik. Öyle olunca hazır para bulmaya çalıştık, çalışıyoruz. Tabii bir şeyler satıyorsunuz, sonra başka işte kestirmeden ne para bulabilirim, o ilişkilere giriyorsunuz, işte onlar da tükenince en son banka mevduatlarındaki özel fonları nasıl çekebilirim? Özel hesapları nasıl çekebilirim diye tedbir alıyorsunuz. Böyle bir aşamadayız. Tabii bir gün mutlaka, ivedilikle yapısal olarak ekonomimizi yüksek katma değerli ürünlere odaklayan güncel ürünleri yüksek teknoloji içerikli ürünleri üreten ve geliri giderinden fazla olan bir iktisat bir ekonomi kurduğumuz zaman kalıcı çözmüş olacağız. Şu an sıkıştığımız nokta sürekli sıcak para bulma stratejisi itibariyle geldiğimiz nokta.
GALİBA BU KABUK DEĞİŞİMİ BİRAZ ZOR OLACAK: Biraz da gelirimizin üstünde yaşıyoruz. Genel olarak buna alıştık. Yaşlılarımıza yabancılar bakıyor, dağlarda hayvancılıkla uğraşan insanlar bile Afganistan'dan çoban buluyor. O standart finanse edilmek zorunda tabii sıcak para bulunması lazım. O doğru bir standart değil. Oralardan da biraz geri çekilip kendi iş gücümüze dayanır hale gelmemiz lazım düzelebilmek için. Galiba bu kabuk değişimi biraz zor olacak. Hepimizi hırpalayacak, hepimizi zorlayacak. Umarım bir an önce inşallah çok doğru tedbirlerle, çok düzgün tedbirlerle ekonomimizi yapısal olarak düzeltecek bir süreç başlar ve ilerler.
BÜYÜK KATMA DEĞER ÜRETİYORUZ: Evet, iki tip turizm var ana başlık olarak. Birisi kitle turizmi. Hani Almanya'daki işte Fransa'daki, Avrupa'daki yorulmuş ağır çalışan insanlar gelir dinlenirler. Hesaplı fiyatlara tatillerini geçirirler. Bu kitle turizmi. Ya da Rusya'da yeni turizm yapmaya başlayan orta sınıf kitlesel olarak en hesaplı, en güzel, en servis kalitesi yüksek yer olarak bize gelirler. Turizm yaparız bu şekilde. Seyahat acentelerimizin ve otelcilerimizin sırtında giden bir süre. Çok kahramanca çalışıyorlar. Büyük katma değer üretiyoruz. Bu havaalanıyla otel arasında olup biten bir şey. Aslında bir çeşit otelcilik faaliyeti seyahat acentelerimiz operasyonuyla yapılan bir kitlesel otelcilik faaliyeti. Tam böyle turizmin bir alt başlığı gibi. Bir de normal bildiğimiz turizm kolları var. Spor turizmi, kanyon, spor, doğa turizmi arkeoloji turizmi, kültür alanları turizmi, şehirlerin turist alması. Bu ikinci başlık da çok problemliyiz. Çünkü güvenli algılanmanız lazım yeterince. Kaliteli algılanmanız lazım.
DÜNYANIN DEĞİŞİK ÜLKELERİNDE KIZ ARKADAŞININ ELİNDEN TUTTUĞU İÇİN, DAVAYA MARUZ KALINAN ÜLKELER VAR: Dünyanın değişik ülkelerinde kız arkadaşının elinden tuttuğu için, davaya maruz kalınan ülkeler var biliyorsunuz. Hani bu kategoriye yakın algılanmamak gerekiyor. Akredite, rahat, huzurlu, keyifli, ticari güvenlik içinde, asayiş güvenliği içinde ne harcayacağını ne yiyeceğini ne içeceğini, nereleri ziyaret edeceğini büyük bir huzurla planlayarak turizm yapmaları lazım. Buralarda çok biz uzun yıllardır zayıfız. Ama genel olarak turizmde fiyat rekabetimize Türk lirasının değer kaybetmesi fiyat rekabeti açısından olumlu etkileyecek denebilir. Ama zaten biz bütün rakiplerimizden daha ucuzduk. İtalya’dan İspanya’dan Yunanistan’dan daha ucuzuz. Biraz daha ucuzlamış olacağız. Bu umarım doluluk oranlarımızı yükseltebilir yazın. Katma değerli turizm anlamında sorunlu ama sayısal artışa neden olabilir. Sırf turizm olarak düşünürsek. Ama aynı anda tarımı da konuşmamız lazım. Çünkü turizmin lojistiğini iki yüz kadar sektör sağlar. Herkese katkısı var. Ama en çok tarıma var. Tarımın da turizme var. Hani domatesin yetiştirilebilmesi lazım. Bunun için gübrenin satın alınabilmesi lazım. İlacın satın alınabilmesi lazım. İthalata bağımlıyız biliyorsunuz o alanlarda hep. İşte oraları olumsuz etkiler kur dalgalanmaları. Tarım girdilerini çok olumsuz etkileyeceği için tarımsal ürün rekoltesini çeşitliliğini ve kalitesini olumsuz etkileyecektir. Bu işten hani bir gıda daralması çıkacak tedbirleri almamız lazım.
TAHIL İTHALATÇISIYIZ: Tahıl ithalatçısıyız. Oralarda sıkıntılar yaşanmamasını ben temenni ediyorum. Çünkü Kaleiçi Festivalimiz kapsamında iadeyi ziyarette bulunduğumuz Rostov'da tarım ithalatçısı arkadaşlarla görüşmüştük yaklaşık yirmi gün önce. Hepsi çok sıkıntılıydı. Fiyat oluşturamıyoruz. Küspe almamız lazım. Yem almamız lazım. Buğday almamız lazım. Alamıyoruz nasıl olacak? Ne yapacağız bilmiyoruz noktasındalardı. Yüksekçe bir fiyattan da olsa bu stabilizasyon şu andaki durgunluk oturursa planlanabilir, öngörülebilir bir iktisadi temele dönüşürse bu sorunlar da aşılabilir.
DALGALANMALAR DEVAM EDERSE YİNE CİDDİ BİR TARIM GİRDİLERİ SORUNU DA BİZİ BEKLİYOR: Bir süre sonra dalgalanmalar devam ederse yine ciddi bir tarım girdileri sorunu da bizi bekliyor. Hem ithalatta hem de gübre ilaç diğer girdiler anlamında olumsuz etkiler. Dolayısıyla turizmimizde olumsuz etkileyebilecek bir tehdit oluştur maalesef.
BUNU ASLA YABANCI DÜŞMANLIĞINA DÖNÜŞTÜRMEDEN ATLATMAMIZ LAZIM: Şimdi tabii yabancıların gayrimenkul edinme mevzuatı Türkiye Büyük Millet Meclisince çıkarılmış yasalarla oluşturuluyor. Bunu asla yabancı düşmanlığına dönüştürmeden atlatmamız lazım. Ülkemiz için daha sosyo-ekonomik, sosyo-psikolojik, daha ağır sıkıntılara yol açar. Ama çok ucuzladığınız zaman böyle kitlesel yabancı alımları olur. Çok ucuzlamayacaksınız. Yani iktisadınız iyi olacak. Dozunda olacak. Sizin o ülkelerde alabildiğiniz kadar belki sizin kontrolünüzde belli bir noktaya kadar yabancı alımları sizin iktisadi kararlarınızla şekillenecek.
BİRDENBİRE BİR KİTLE DÖNÜŞÜMÜ BİN BİR TÜRLÜ SORUNU BERABERİNDE GETİREBİLİR: Birdenbire bir kitle dönüşümü bin bir türlü sorunu beraberinde getirebilir. Ama biz onu ev sahibi, misafir ayrımını koruyarak sağduyulu, düzgün, barışçı bizim kültürümüze yakışan bir şekilde yönetebilmemiz lazım.
SATIŞLARIMIZIN ÇOK BÜYÜK BÖLÜMÜ YABANCILARA: Satışlarımızın çok büyük bölümü yabancılara. Daha çok Rusya, Türki Cumhuriyetleri, eski Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), İran ana ülkeler. Hızla kitlesel alımlar oluyor. Yani bizim en genel anlamda ana gündem maddemiz komşularımızın hayat standardını yüksek tutmak. Belediyecilik hizmetlerine erişimlerini yüksek standartta sürdürebilmek. Sıcak gündem olarak şehrimizin tam ortasında şehirleşmeden kalmış bir kır camisi bölgemiz var. Oranın imar planı sorunu. Ona odaklanmış durumdayız. Çünkü komşularımızın kırk yıllık problemi, şehrimizin de bir problemine dönüşmüş durumda. Şehirleşme açısından da bir büyük soruna dönüşmüş durumda. Üç yüz altmış derece kentleştiği için çevresi ortada kalmış vaziyette. İnşallah önümüzdeki süreçte büyük çabalarla onu da aşarız.
BÜTÇEMİZ BÜYÜK ORANDA ÇÖP OLDU: Tabii bu enflasyonist süreç işte asgari ücretlilerin beklenenden rakamsal olarak yüksek açıklanması tabii bu enflasyon da çok doğal bu. Keşke daha da yüksek olabilse. Ancak bütçe tekniği açısından sorun. Hani biz ekim ayında bütçemizi geçirirken meclisimizden, geçmiş yıla işte enflasyon kadar, yüzde yirmi kadar bir artış hesapladık. Ona göre gelir kaynaklarımızı ve gider kaynaklarımızı hesapladık. Böyle bir bütçe yaptık ve meclisimizden geçirdik. Şimdi tabii bu gelişmelerle beraber aslında bütçemiz büyük oranda çöp oldu. Yeniden ek bütçe yapmamız lazım. Yeniden kaynak bulmamız lazım. Yeniden rakamların değişmesi lazım. Gelirlerimiz o kadar değişir mi? Değişmez. Çünkü vergi oranına gelir ve gayrimenkul vergilerini dört yılda bir belli kurallarla oluşturup belli oransal artışlarla ilerliyoruz. Bu yıl da açıklandı zaten değerleme oranları. Hani gelirleri belediyenin umulandan çok fazla yükselmez ama giderleri umulandan çok fazla yükselmiş oldu. Şu anda büyük bir bütçe sorununu bütün idareler, bütün belediyeler yaşıyordur. Biz de yaşıyoruz. Belli bir açık oluştu. O açığı nereden kapatırız? Nasıl bir ek bütçe yaparız? Onun çalışmalarını şu anda yapmak zorundayız.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.