MUSKİ GENEL MÜDÜRÜÜLGEN: ŞEBEKELERİMİZİ SAĞLIKLI OLARAK DEZENFEKTE ETTİK
Muğla Su ve Kanalizasyon İşleri (MUSKİ) Genel Müdürü Baki Ülgen, Muğla’da sağanak yağış sonrası, yangın bölgelerindeki köylerde musluklardan akan çamurlu...
ESMA TURAN
Muğla Su ve Kanalizasyon İşleri (MUSKİ) Genel Müdürü Baki Ülgen, Muğla’da sağanak yağış sonrası, yangın bölgelerindeki köylerde musluklardan akan çamurlu su ile ilgili olarak “Depolarımızı tamamen temizledik, hijyen haline getirdik ve şebekelerimizi sağlıklı olarak dezenfekte ederek, sularımızı vermiş durumdayız" açıklamasını yaptı.
Muğla Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürü Baki Ülgen, Muğla’da yaşanan sağanak yağış sonrası, yangın bölgesindeki köylerde musluklardan çamurlu su akması ile ilgili açıklama yaptı. Ülgen, şunları söyledi:
“DOĞANIN YANGIN SONRASINDA OLUŞTURDUĞU BİR YAPI”
“Geçen hafta yağışlarla beraber ilimizde 20 kilogram ile 50 kilogram arasında bir yağış düştü. Özellikle bölgemizin 30 kilogram ile 40 kilogram arasında Kavaklıdere, Menteşe ve Yatağan bölgesinde yağış oldu. Bu yağışların sonrasın da bilindiğiniz üzere ağustos ayının ilk haftasında yaşanan orman yangınlarında birinci haftanın sonunda, Kavaklıdere ve Menteşe bölgesinde de geniş sahalara yayılan orman yangınları oldu.
Bu yağışlar sezonun ilk yağışlarıydı. Bu yağışlar ile ilgili birçok akademik açıklama da var. Özellikle incelemeler açısından TMMOB'un yaptığıçalışmalar, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin yaptığıçalışmalar sonrasında, geniş orman yangınlarından sonra ormanın yanması ile beraber humuslu tabakanın da yanması burada tamamen humusu küle çevirmiş durumda. Dolayısıyla daha önceden fizibilitasyon etkisi gören, yağışlardan sonra süzülme oranları ile beraber yaklaşık olarak yüzde 75 yanık sahadan aşağı inen su, filtre edilmeden kaynaklara karıştı. Bu kaynaklara karışan suların ilk yağışla beraber normal cazibeli olarak aldığımız sular kaynaklarımızdan borular aracılığıyla depolarımızı geldi. Maalesef çeşmelerimizden böyle filtre edilmemiş bir su geldi. Biz hemen buna müdahale ettik. Şebekelerimizi tahliyeye başladık. Bu tamamen doğanın yangın sonrasında oluşturduğu bir yapı. Normalde ilk yağışlar ile beraber de yine böyle kısmi bir bulanıklık yaşanır. Fakat bu düzeyde bir şey yaşanmamıştı.
Bu tamamen orman yangınlarına bağlı olarak genelde Salihpaşalar bölgemiz, Yatağan, Menteşe’nin Kozağaç bölgesinde beslenen, yani yangın sahasında olan yerlerde bunu yaşadık. Diğer bölgelerde böyle bir sorun olmadı. Tamamen doğal hayatın olağan akışında bir süreç geçirdik. Tahliyelerden sonra depolarımızı tamamen temizledik, hijyen haline getirdik ve şebekelerimizi sağlıklı olarak dezenfekte ederek, sularımızı vermiş durumdayız.
“KISMİ BİR BULANIKLIK YİNE YAŞANABİLİR”
Ağır bir yağış da gelse, büyük bir filtrasyon gerçekleşti zaten. Bundan sonra düşük oranda yaşanacağını düşünüyoruz ama bu sadece bu bölgeler için geçerli. Özellikle Köyceğiz ve Marmaris yangınlarında yeraltı suyu çekicilerinde şu an da çok az bir bulanıklık görmeye başladık. Ama yağışların etkisiyle aşağı doğru süzülmeler yaşandı. Orman Genel Müdürlüğü'müz burada ormanın kesimlerini gerçekleştirdi. Yangın sonrasında tahribatlarda herkes, ben dere yataklarını temizledim. Koruyucularını aldık, zeminleri düzenledik. Kısmi bir bulanıklık yine yaşanabilir ama bu düzeyde kaynak suyunda, özellikle hemen karıştığı için kaynak gibi olmaz. Köyceğiz, Kavaklıdere ve Menteşe bölgesinde bu durum yaşanabilir.
“BURASI ÜNİVERSİTE’NİN SORUMLULUK ALANINDA”
Bu süreç 2001 yılında başlayan kampüs alanının su ihtiyacını karşılaması yani Muğla Sıtkı Koçman Üniversite’miz (MSKÜ) ve yurtlarımızın İl Özel İdaresi ile yaptığı protokolden başlamak istiyorum. Bu protokolle 45 litre saniyenin 15 litresi köylere 30 litre saniyesi de Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) ile üniversitenin kampüs içerisindeki ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenlendi. Bu su, 2013 yılına kadar bu şekilde dağıtımı ile devam etti. 2013 yılında kaynakta azalmalar başlayınca daha büyükşehir olmadan önce, Kredi Yurtlar Kurumu 10 litrelik su hattını alamamaya başlayınca, belediyeye başvurarak aşağıda Kötekli mahallemizdeki önceki yurtlarına 10 litre hakları için belediyeden su çekmeye başladı. Bu sular da abone yapılarak şu ana kadar da kullanılıyor. Pandemi dönemi hariç, 350 bin ton suyu belediyeden alarak kullandı ve kullanmaya da devam ediyorlar. Bu sırada yeni yurdumuz, 2 bin kişilik Turgut Reis Öğrenci Yurdumuzun Kötekli’nin üst kısmında yer alan kampüs üzerindeki alanının yapılması kararı verildi. Bu esnada kurumlar yazışmalarını yaptılar. Burası kampüs alanı olunca devir tasfiyeyle bize devrilmiş bir hatta yok, burası kampüs alanında, üniversitemizin sorumluluk alanında, Üniversitenin kendi suyuyla üniversite ve yurtları besliyor. Bizim şebekemizde yok içeri de tamamen üniversiteye ait. Üniversitemiz işlettiği sahada kendi alanından yurtlara feragat ederek geri teslim ediyor. Bu alanda Kredi Yurtlar Kurumu da bize yazıyı yazdığında ‘Üniversitemizin alanında su hatları buradan karşılanmak üzere’ diye. Biz hem üniversite hem de yurtlara zaten su veriyoruz. Üniversitenin atık suyunu da Belediye olarak biz hizmetlendiriyoruz. Sonrasında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü buraya bir proje düzenledi ve projesinde görüşmeler yapıldıktan sonra şöyle bir karar alınmış, ‘sularını sondaj kutusuyla atık sularını da paket arıtma tesisi yapmak suretiyle’ çözme kararı almışlar ve bu şekilde ihaleye çıkmışlar. Sonra inşaat ruhsatlarını da bu yönde almışlar. Yani inşaat ruhsatı bölümlerine baktığınızda aslında taşıma suyu ve foseptik olarak ruhsatlandırılmış durumda.
“İŞLETEMEYECEKLERİNİ ANLAYINCA ÜNİVERSİTE’DEN HAKLARINI İSTEDİLER”
Sonrasında inşaat başladıktan sonra burada yereldeki yüklenici firma, yapıcı firma ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü’müz işletmeyeceklerini, sondaj da su olmadığını anlayınca üniversitede olan haklarını karşılamak istediler. Sayın Valimizin kararıyla bizim de üye olduğumuz, İl Koordinasyon Kurulu kuruldu. Konu buraya taşındı. Toplantıda Devlet Su İşleri’mizin yetkilileri, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve üniversite olarak katıldık toplantıya. Rektör hocamızın teklifi ile de burada, Sandras hattının MUSKİ’ye devredilmesi bunun kapasite artışının, tamiratlarının yapılması, yurtlara 10 litre su, üniversiteye 20 litre su verilmek suretiyle, buradaki sorunun çözülmesi kararı verildi.
“TEKLİFİ VEREN ÜNİVERSİTEMİZ İMZALAMADI”
Sonrasında biz bunu hazırladık. Bunu tutanağa tuttuk. Koordinasyon Kurulu’na da bildirdik. MUSKİ Genel Müdürü olarak imzaladım. Gençlik ve Spor il Müdürümüzde imzaladı. Teklif getiren Üniversitemiz ne hikmetse imzalamadı. Teklif onlardan gelmesine rağmen imzalamadı. 2021 yılına kadar bu süreç halen imzalanmadığı için bekleniyor. Şu anda işletme yetkisi yine üniversitemizde. Buradaki bakım, onarımlara biz sonuna kadar destek olmaya devam edeceğiz. Ama yurdumuz burada eskiden beri hakkı olan 10 litre saniyeyi alamadığı için şu an da bizden talep etti suyu. Bizde kampüs alanı dışında bir yer gösterdik kendilerine hat çekmek için. Şu anda o hattıçektiler ve yurdumuz devreye alındı. Yine bizim su kaynağımızdan kendilerine çektikleri hatla. Kampüste sadece kendilerinin yararlanacağı hat yaptılar. Sadece yurt. Başka kullanıcısı yok. Herhangi bir sorunumuz da o bölge de yok. Yurdumuzun 10 litre su olan hakkı yine üniversitede kalmış oldu.
“PROTOKOL İMZALANMIŞ OLSAYDI BİRÇOK KONU ÇÖZÜLECEKTİ”
Protokol imzalanmış olsaydı, hem yurdumuzun 10 litre suyu olmuş olacaktı, bakım onarımı yapılmış olacaktı hem de yeşil alan sulaması gibi birçok konu da protokol çerçevesinde çözülmüş olacaktı. Son günlerde bu tartışma platformunda aslında üniversitemizin suyunun 2013'ten beri yetmediğini biliyoruz. İhtiyaçlar şu anda da devam ediyor. Üniversitemiz de büyümeye devam ettikçe önümüzdeki yıllarda her yapılan yapı daha büyük sorunları tetiklemeye devam edecek. Bu da sürdürülebilir bir üniversite olmaktan çıkartacak gibi görünüyor.
Arıtma Tesisi, orada Paket Artırma Tesisi olarak dizayn edilmiş. Aslında yine içme suyundaki aynı mantık. Biliyorsunuz, öğrenci yurtlarımızın bunu işletmek için teknik bir kadrosu oluşturması gerekiyor. Tabi Artırma Tesisi yapma nedenleri, belki burada gri su, kaliteli bir su çıkartarak yeşil sulama için kullanmak olabilir. Böyle bir proje ise özellikle Paris Anlaşması’ndan sonra çok verimli bir çalışma. Fakat bunu işletebilecek teknik kadrolar çok fazla yok. Yaklaşık olarak bizim 1 kilometre aşağıdaki kanalizasyon hattımız, var. Buraya bağlanırsa neticede bizim kanalizasyon hizmetimize gelecek. Bizim orada da arıtma tesisimiz çalışır ve bertaraf edilebilir. Fakat paket arıtma tesisinde özellikle kış aylarında sulama olmayacağı için deşarj suyunu nereye boşaltacaklar arıttıktan sonra. Bununda ilgili il müdürlüklerimizin değerlendirmesi lazım.
“SU DURUM BELGESİ ALMAYAN KURULUŞLAR KAÇAK YAPIDIR”
Eğer bir şey yapılmazsa tekrardan görüşüp tesisimizi getirmek için gerekli yatırımları yaparlarsa, onu da tekrardan değerlendiririz. Önemli olan burada özellikle yurtların, biliyorsunuz bizim kanunumuzda 2 bin 560'ın 18'inci maddesi ruhsat almalarıönemli değil, su durum belgesi almayan kuruluşların yapıları kaçak yapı sayılıyor. Önce su durum belgeleri almaları gerekiyor. Su durum belgesi almamış yapı kaçaktır. Yani inşaat ruhsatı, yapı kullanma izni alsa bile kaçak anlamı taşır. Onun için başta böyle bir yapı kurulduğu için üniversitenin, ilk başta biz çok dahil olmadık sonra da bunların işletilemeyeceği ve üniversiteye su verilemeyeceği ortaya çıkınca, bu çok fazla kamuoyunda dile getirilmeye başlandı. Ondan sonra talepler bize gelmeye başladı aslında. Bu proje uzun zamandır çalışılan bir proje. ‘İçme suyunu üniversitenin bünyesinde toplayacağız’ diye karar alınmış ve paket arıtmayla yapılmış. İnşaat şartnameleri de bu şekilde, ihaleye de bu şekilde çıkılmış. Şimdi ihale şartnameleri, kendi dizaynlarını bir kenara bırakıp, Gençlik ve Sporun kendi yaptığı bir sistemi kenara bırakıp, ‘belediye suyumuzu vermedi atık suyumuzu almadı’ gibi şeyler çok doğru değil. Çünkü çok önceden 2017’de, 2018 de yapılan projeler hep bu yönde yapılmış.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.