ODUNPAZARI'NDA DOSTOYEVSKİ’NİN 200. DOĞUM YILI KUTLAMALARI DEVAM ETTİ
Odunpazarı Belediyesi tarafından düzenlenen 200. Doğum Yılında Dostoyevski Etkinliği, ikinci gününde resim sergisi ve söyleşi ile devam etti.
Odunpazarı Belediyesi tarafından düzenlenen 200. Doğum Yılında Dostoyevski Etkinliği, ikinci gününde resim sergisi ve söyleşi ile devam etti.
Odunpazarı Belediyesi Ataol Behramoğlu Kitaplığı ve Edebiyat Müzesi tarafından Ankara Rusya Bilim ve Kültür Merkezi, Eskişehir Rus Dili Derneği ve Yeni Yol Okulları iş birliği ile “200. Doğum Yılında Dostoyevski” etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında, 2 gün boyunca resim sergileri, sempozyum ve söyleşiler yapıldı.
İkinci gününde etkinliğin adresi, Tarihi Bölgede bulunan Ataol Behramoğlu Kitaplığı ve Edebiyat Müzesi oldu. Klasik Rus Yazarları Portre Sergisi ile başlayan etkinlik, Rus Edebiyatı çevirmenlerinin katıldığı söyleşi ile devam etti. Ataol Behramoğlu Kitaplığı ve Müzesi’nin önünde bulunan avluda gerekleşen Klasik Rus Yazarları Portre Sergisi, katılımcılardan tam not aldı.
Dans gösterisinin de yapıldığı sergiye, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Ataol Behramoğlu, Rus Edebiyatı Çevirmenleri Mehmet Yılmaz, Dr. Hülya Arslan, Uğur Büke, Rus Dili ve Edebiyatı akademisyenleri ve öğrencilerinin yanı sıra ile çok sayıda Dostoyevski okuru katıldı.
RUS EDEBİYATI VE DOSTOYEVSKİ KİTAPLARI KONUŞULDU
Serginin ardından söyleşinin yapılacağı salona geçildi. Söyleşi öncesinde Yeni Yol Okulları IB öğrencileri Tuana Karaca ve Sami Serkan Erol, Dostoyevski’nin ünlü eseri Suç ve Ceza’dan bir diyalogu canlandırdı. Piyesin hemen ardından da moderatörlüğünü Ataol Behramoğlu’nun yaptığı söyleşi başladı. Rus Edebiyatı Çevirmenleri Mehmet Yılmaz, Dr. Hülya Arslan, Uğur Büke’nin konuşmacı olarak katıldığı söyleşide, Rus Edebiyatı, Dostoyevski Kitapları ve çeviri konuşuldu.
Söyleşide konuşan Ataol Behramoğlu, çevirmenlik emeğinin yazarlık emeğinden ayrı tutulamayacağını söyledi. Çevirmenliğin bir yaratı olduğunu belirten Behramoğlu, “Yazarlık nasıl bir organik bir yaratı ise, çevirmenlik de bazen daha organik olabiliyor. Çünkü yazarlığın esinle alakası var. Bazen sanki biri sizin kulağınıza fısıldar ve yazarsınız. Ama çevirme işi öyle değil. Karşınızda iki dil var. İki canlı organizma gibi… Birinde olan bir yapıyı diğer dile aktarmak gerçekten büyük bir olaydır” dedi.
Söyleşide ilk sözü meslek hayatında 40 yılı geride bırakan ve bu sürede 25 bin sayfa çeviri yapan Uğur Büke aldı. Dostoyevski kitaplarının çevirisini yapmadığını belirten Büke, Dostoyevski’yi aya benzetti. Büke, Dostoyevski’nin ay gibi aydınlık ve karanlık yüzü olduğunu söyledi. Büke’den sonra Dostoyevski’nin Suç ve Ceza Kitabının çevirmenlerinden Dr. Hülya Arslan konuştu. Dil ve anadil üzerine bir konuşma yapan Arslan, çeviri yaparken yaşadığı sorunlara değindi. Çeviri yaparken kitabın yazarını tanımak zorunda olduklarını belirten Arslan, çevirmen olarak da görünmez olmak zorunda olduklarını söyledi.
Arslan’dan sonra söz alan kişi çevirmen Mehmet Yılmaz oldu. Dostoyevski kitaplarını çevirirken içerikle ilgili ve Türkçe'ye aktarırken yaşadıkları zorlukları anlattı. Kendisi de Eskişehirli olan Yılmaz, konukseverliği ve ayrıca böyle bir organizasyonu hayata geçirdiği için Başkan Kurt’a teşekkür etti.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.