“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU'NA” EĞİTİMCİ BOZDOĞAN'DAN ELEŞTİRİ: "ADAYLIK KALDIRMA KOMİSYONU, AYNI ÖĞRETMEN ALIMINDA OLDUĞU GİBİ KİMİ KISTASLARLA ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIMIZIN İŞ AKDİNE SON VEREBİLİR”

“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU'NA” EĞİTİMCİ BOZDOĞAN'DAN ELEŞTİRİ: "ADAYLIK KALDIRMA KOMİSYONU, AYNI ÖĞRETMEN ALIMINDA OLDUĞU GİBİ KİMİ KISTASLARLA ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIMIZIN İŞ AKDİNE SON VEREBİLİR”

Eski Eğitim Sen yöneticisi Özgür Bozdoğan, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifindeki “Adaylık Kaldırma Komisyonu” düzenlemesini eleştirdi. Bozdağan, “KPSS’den...

DİLAN KUTLU 

Eski Eğitim Sen yöneticisi Özgür Bozdoğan, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifindeki “Adaylık Kaldırma Komisyonu” düzenlemesini eleştirdi. Bozdağan, “KPSS’den çok yüksek puan alan dereceye giren öğretmen arkadaşlarımızın mülakatlarda nasıl düşük puanlar vererek elendiğini hep beraber gördük. Benzer bir durumun adaylık kaldırma komisyonu tarafından yapılmamasını sağlayacak hiçbir mekanizma yok. Komisyon aynı öğretmen alımında olduğu gibi benzer bir şekilde kimi kıstaslarla öğretmen arkadaşlarımızın iş akdine son verebilir" dedi. 

Yıllardır hazırlanacağı söylenen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi, 2021 yılının son günü TBMM Başkanlığı’na sunuldu. AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, teklifi; “Öğretmenlik mesleğini kariyer haline getiriyoruz” sözleri ile değerlendirdi.

59 milletvekilinin imza attığı 12 maddelik kanun teklifinde, “özel bir ihtisas mesleği” olarak tanımlanan öğretmenlik mesleği; “öğretmen, uzman öğretmen, baş öğretmen” olarak üç kariyer basamağına ayırıldı.

Eğitimciler, öğretmenliğin hem kariyer hem de ihtisas mesleği olarak değerlendirilmesinin çelişkili olduğunu belirtti.

Teklifle; KPSS’yi kazanan bir öğretmenin asli öğretmenliğe geçiş yapmak için 1 yılın sonunda girdiği Adaylık Kaldırma Sınavı da (AKS) kaldırıldı. Sınav yerine, Adaylık Kaldırma Komisyonu’nun kurulması öngörüldü.

Öğretmenlikte kariyer basamakları 2006 yılında eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik döneminde getirilmiş, 1 defa uygulanmıştı. Teklifle, yeniden düzenlenen kariyer basamaklarına göre; öğretmenlikte en az 10 yılını doldurarak uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar uzman öğretmenin maaşında bin TL artış olacağı, öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti bulunan başöğretmen unvanı için yapılan yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlara başöğretmenin maaşında ise 2 bin TL artış olacağı belirtildi.

Bunun yanı sıra, yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen; doktora eğitimini tamamlayanlar ise başöğretmenlik sınavından muaf tutulacak.

Meslek kanunundan beklenti içerisinde olan bir diğer kesim de ücretli öğretmenlerdi. Yıllardır eşlerinden ve ailesinden ayrı kalan ücretli öğretmenlerin “can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere” aile birliği mazeret hakkı da kanunda yer almadı. 

"ADAY ÖĞRETMENLİK ÜZERİNDE EN FAZLA DURULMASI GEREKEN MADDE”

"Eğitim başarısını bire bir öğretmenlerle eşleştirişseniz öğretmenleri toplum nezdinde hedef haline getirisiniz" diyerek kanunun çok fazla eksiliklerinin ve sorunlu yanlarının olduğunu söyleyen eski Eğitim Sen MYK üyesi Özgür Bozdoğan, Öğretmenlik Meslek Kanun teklifini ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. 

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik döneminde 2006 yılında öğretmenliğin ilk defa kariyer basamaklarına ayırıldığını anımsatan, “Yargı kimi maddeleri iptal ettiği için kariyer basamakları bir daha uygulanmadı" diyen Bozdoğan, “Aday öğretmenlik” maddesinin en fazla tartışılması gereken madde olduğunu söyledi. Bozdoğan, şunları söyledi:

"ADAYLIK KALDIRMA KOMİSYONU ÖĞRETMENLERİN İŞ AKDİNE SON VEREBİLİR" 

“Adaylığın kaldırılması için bir Adaylık Kaldırma Komisyonu tarif ediyor. Adaylığı kaldırılmazsa, adaylığı bir sene daha devam edecek. Yine kaldırılmazsa öğretmenlik mesleğine son verilecek. KPSS’den çok yüksek puan alan, dereceye giren öğretmen arkadaşlarımızın mülakatlarda nasıl düşük puanlar vererek elendiğini hep beraber gördük. Bu kadar emek harcayan arkadaşlar muhalif oldukları için elendiler. Şimdi benzer bir durumun adaylık kaldırma komisyon tarafından yapılmamasını sağlayacak, bunu garanti edecek hiçbir mekanizma yok. Bir adaylık kaldırma komisyonu oluştuğunda bu komisyon aynı öğretmen alımında olduğu gibi benzer bir şekilde kimi kıstaslarla öğretmen arkadaşlarımızın iş akdine son verebilir. Komisyonun yapacağı iş ölçülebilir bir iş değil.

Aday öğretmenin adaylığı süresince yapacağı şeylerden kaynaklı öğretmenlik mesleğine son verilmesi düzenlenmiş. Buradaki en sıkıntılı bölüm ise aday öğretmenin adaylığı sırasında aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ya da ceza alması halinde öğretmenlik mesleğine son verilecek olması. Bunun sonucunda öğretmenin bunu yargıya taşıması ve yargı sonucunu bekleme gibi bir düzenleme de yapılmamış. Bu maddeyle öğretmen arkadaşlarımızın üzerinde çok ciddi baskı oluşturacak, öğretmen arkadaşlarımız mobinge uğrasa dahi, buna ses çıkaramayacak.

"KARİYER BASAMAKLARINDA KOTA VAR, SINAVLA UZMAN ÖĞRETMEN OLABİLECEKLERİN SAYISI ZATEN AZALACAK" 

Neden öğretmenlik mesleğini kariyer basamaklarına ayırırsınız? Uzman öğretmenlik baş öğretmenlik meselesinin sadece ücretle değerlendirilmesi öğretmenlik mesleği açısından yıpratıcı olduğunu düşünüyoruz. 2006 yılında öğretmenlikle ilgili bazı kotalar belirlendi. Uzman öğretmenlik hakkını kazanan yüzde 10’nu geçmeyecek şekilde bir kota düzenlendi. Kotanın öncelikle yüksek lisans mezunlarının, uzman öğretmenlik sınavından muaf olduğunu düşündüğümüzde, kotanın belli bir bölümünü onlar dolduracaklar. Sınavla uzman öğretmen olabileceklerin sayısı zaten azalacak. Bundan dolayı bu uzman öğretmenlik baş öğretmenlik mesleği, öğretmenlerin yaptığı işe herhangi bir katkı sunmayacağı gibi, olası bir erken seçim için yapılmış bir yatırım olarak şu an karşımızda duruyor.

"3600 EK GÖSTERGE SEÇİM YATIRIMI" 

3600 ek gösterenin uygulanması eğer bu yasa tasarısı yasalaşırsa 15 Ocak 2023’te hayata geçecek. 3600 ek gösterge lütuf değil, emekçilerin hakkıdır.  Bu haliyle bu kanun tasarısının kendisi 3600 ek gösterge hem uzman baş öğretmenlik meselesi açısından bakıldığında tam bir seçim yatırımı görülmeli diyebilirim.

"SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİN AİLE BİRLİĞİ BEKLENTİSİ DE KANUNDA YER ALMADI"

Bu kanunun kamuoyuna tanıtılma biçimi sözleşmeli öğretmenlerle kadrolu öğretmenlerin farklılıklarının tamamen ortadan kaldırılacağı anlamındaydı. Sözleşmeli öğretmen ve kadrolu öğretmenlerin arasındaki en büyük fark mazeret tayinlerinde ortaya çıkıyor. Özür tayinlerinin en önemli gerekçesi eşlerin farklı kentlerde yaşıyor olması. 9. maddede sadece “can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere” aile birliği bu mazeretler içerisinde yer almadı. Bu anlamıyla sözleşmeli öğretmenlerin de beklentilerinin karşılanmadığını ifade edebilirim. Bu kanunun o kadar çok eksiği var ki, özel öğretim kurumlarında çalışan hiç izin yapmadan asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalan, yüzbinlerce öğretmen arkadaşımız var. Kanun tasarısı onları hiç göz önüne alışmamış bile.”

 

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.