SAADET PARTİLİ KARADUMAN: “FAİZ BAKANLIĞI KURMALARI ŞANLARINA YAKIŞAN BİR HADİSE OLACAKTIR”

SAADET PARTİLİ KARADUMAN: “FAİZ BAKANLIĞI KURMALARI ŞANLARINA YAKIŞAN BİR HADİSE OLACAKTIR”

Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, “16 bakanlıktan daha fazla parayı faiz verdiklerine göre bir faiz bakanlığını kurmaları şanlarına yakışır...

Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, “16 bakanlıktan daha fazla parayı faiz verdiklerine göre bir faiz bakanlığını kurmaları şanlarına yakışır bir hadise olacaktır” dedi.

Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, TBMM’de düzenlediği basın toplantısı ile 2022 yılı bütçesini değerlendirdi. Karaduman, şunları söyledi:

“Toplumun özellikle bu yaşadığımız ekonomideki zor şartlar içerisinde 2022 yılı bütçesine dair herkesin büyük bir umutla, büyük bir heyecanla, ‘Acaba yaşadığımız sorunlara, yaşadığımız problemlere bir çare olabilir mi’ diye beklediği ama Meclis’in adeta arenaya dönüştüğü, adeta bir ring alanına dönüştürüldüğü bir süreci takip ediyoruz.

“KOMİSYONDAN, GENEL KURUL’A GELENE KADAR BÜTÇENİN ÜÇ’TE BİRİ ERİDİ”

Açıklanan orta vadeli programda 2022 yılı için, tahmin edilen dolar kuru 9 lira 27 kuruştu. Yani buna göre 2022 yılı bütçe gelirimiz, 178 milyar 540 milyon dolar olarak tahmin edilmekteydi. Ancak şu anda dolar 13 lira 88 kuruş. Gelirimiz ne kadar? 119 milyar 417 milyon dolara yola çıkarken zaten gerilediğimizi açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bakın komisyona geldiği ilk günden 2022 yılı bütçe kanun teklifinin komisyona geldiği ilk günden genel kurula geldiği güne kadar ne olmuş bir de buna bakalım. Komisyona geldiği 20 Ekim tarihinde dolar kuru 9 lira 33 kuruş yani bütçe görüşülmeye başlandığındaki değeri 177 milyar 392 milyon dolar. Genel Kurul’a geldiği 6 Aralık’ta dolar kaç lira? 13 lira 80 kuruş… Yani aslında bütçenin bütününe baktığımız zaman komisyona geldiği günden genel kurula geldiği güne kadar geçen süre zarfı içerisinde bütçenin üçte biri tamamen erimiştir. Bu bile bu bütçenin aslında nasıl neticeler doğurabileceğini görmemiz bakımından son derece önemli bir rakamdır. Bu daha fazla borç, daha fazla faiz ve daha fazla vergi ile milletimizin rızkından keseceksiniz, faiz lobilerine ve modern tefecilere ve rantiyeye bu kaynakları vereceksiniz.

Bakınız 1 trilyon 751 milyar lira olarak hazırlanan 2022 yılı bütçesinde en önemli gider kalemlerinin başında 240 milyar TL ile faiz ödemeleri gelmektedir. Özellikle AK Parti iktidarlarının, iktidara geldiği ilk günden bugüne toplam ödediği faiz miktarı, 522 milyar doları aşmış. Bu da her bir saat başı ülkemizin kaynaklarından insanlarımızın cebinden her bir saat başı 3 milyon dolar paranın faize aktarıldığının açık bir göstergesidir. Dolayısıyla bu bütçe, bir faiz bütçesidir. 240 milyar liranın faize ayrıldığı bir bütçede, ‘aslan payını eğitime ayırdık’ demek, emin olun herhalde komik olmayan bir fıkradan ibaret olacaktır. Bu bütçede faize ayrılan para, milli eğitim dahil 16 bakanlığın ve bağlı kuruluşlarının bütçesinden daha da fazladır. Dolayısıyla bugün iktidarın bu başarılı iktisat yönetiminin neticesinde yapması gereken, bu bütçeyi göz önünde bulundurduğumuzda kendi sistemleri içerisinde yapmaları gereken, 16 bakanlıktan daha fazla parayı faiz verdiklerine göre bir faiz bakanlığını kurmaları şanlarına yakışır bir hadise olacaktır.

Sayıştay raporuna göre, ülkemizde 150 bine yakın öğretmen açığı var. 460 bin ise ataması yapılmayan öğretmenlerimiz var. Bunu ne için söylüyorum? Bunu özellikle milli eğitime ayırdıkları paranın bütçeden aslan payı olarak ayırdıklarını söyledikleri için ifade ediyorum. Bu rakamın, tespit edilmeyenlerle birlikte ataması yapılmayan 700 bin civarında mezunun olduğu biliniyor. Hal böyleyken maalesef atama tahminleri, bu rakamın oldukça altında seyretmektedir. Dolayısıyla bu bütçede ataması yapılmayan öğretmenler yoktur.

“PİYASA YÜZDE 15 FAİZLE BORÇLANIRKEN EN SON 7 ARALIK’TA DEVLET, YÜZDE 22,7 FAİZLE BORÇLANDIRILMIŞTIR”

Özellikle, politika faizi düşerken kamunun borçlanma faizinin yükselmesi meselesidir. Merkez Bankası, piyasaya düşük faizle borç verirken hazine yani devlet, yüksek faizle borçlandırılmaktadır. Bugün piyasa yüzde 15 faizle borçlanırken en son 7 Aralık’ta devlet, yüzde 22,7 faizle borçlandırılmıştır. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur?

Peki, bu büyük rakamlar, milletin cebinden faiz lobilerine aktarılırken yatırıma ayrılan ülkemizde 2022 yılı bütçesinde yatırıma ayırdıkları miktara baktığımızda da bu sadece 131 milyar liraya tekabül etmektedir. Yani bu bütçede faize kaynak var, rantiyeye kaynak var, dış güçler diye her gün şikayet ettikleri dış güçlere kaynak var ama yatırıma bu bütçeden kaynak yoktur.

“FAKİRDEN ALMAKTAN UTANMAYAN, ZENGİNE KAZANDIRMAKTAN USANMAYAN BÜTÇE”

Bu bütçe; fakirden almaktan utanmayan, zengine kazandırmaktan usanmayan iktidarın bütçesidir. Bu bütçe; vatandaş için sofrada yokluk, vergide bolluk üretecektir. Peki, vatandaştan toplanacak bu vergi vatandaşa geri dönecek mi? Maalesef bir kez daha hayır! Çünkü hükümet, vergi gelirlerini vatandaşa döndürmekte değil, yandaşları için gelire dönüştürmekte kararlı!

Milletin cebinden adeta hortumlanan bu vergiler, kamu hizmetlerinin sayısını ve kalitesini artırmak, vatandaşın daha fazla hak ve imkândan yararlanmasını sağlamak için değil; en az 278 milyar lira olacağı öngörülen bütçe açığını kapatmaya, nas’a aykırı denildiği halde her sene artan, 240 milyar liralık faiz borcunu ifaya harcanacak. Bu vergiler, KÖİ projeleri kapsamındaki 42 milyar liralık garanti ödemeler sayesinde fakirden alıp zengine verme hedefini gerçekleştirmeye yarayacak. Maalesef bu bütçede milli gelirden hakkını almayı bekleyen vatandaş yok!

“DAHA KAZANCI ELİNE GEÇMEDEN 751 LİRA 65 KURUŞ VATANDAŞIN ELİNDEN ALINIYOR”

2022 yılı asgari ücret görüşmelerinin 3’üncüsü yapıldı. Umuyoruz ki, çalışanın enflasyona ezdirilmediği, işverenin de vergi yükünün altında kıvranmadığı makul bir rakam belirlensin ve mevcut durum yapısal iyileştirmelerle desteklensin. 2021 yılı brüt asgari ücreti 3 bin 577 lira 50 kuruş. Bunun içerisinden SGK Primi, İşsizlik Sigortası Primi, Gelir Vergisi, Damga Vergisi derken kesintiler yapıldığında AGİ dâhil bir işçinin kazandığı ücret sadece ama sadece 2 bin 825 lira 90 kuruş oluyor. Daha kazancı eline geçmeden 751 lira 65 kuruş vatandaşın elinden alınıyor. İşverenin yükünü saymıyorum bile. Peki ne diye? Vergi diye. Yazık değil mi? Günah değil mi? Emeği böyle sömürmek haram değil mi?”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.