SAĞLIKÇILAR SÖZLEŞMEYE SAHİP ÇIKTI: "KADINLARIN KAZANCIDIR, BUNU ÖYLE KOLAY BIRAKMAYACAĞIZ"
Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) yöneticileri Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde buluşarak İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktı....
Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) yöneticileri Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde buluşarak İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktı. Sağlık emekçileri, öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı eylemde, “İstanbul Sözleşmesi kimsenin bize bahşettiği bir şey değil. Ülkedeki kadınların, mücadele verenlerin kazancıdır. O yüzden bunu öyle kolay bırakmayacağız” mesajı verildi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde bu öğlen yapılan protestoda, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların bir kazancı olduğu ve bu kazancın terk edilmeyeceği söylendi. Siyasi pazarlıklar nedeniyle kadınların bu kazanımının feda edildiği belirtilirken açıklama metnini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rana Karabudak okudu. Basın açıklamasında verilen mesajlar şöyle:
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MÜCADELE VEREN KADINLARIN KAZANIMIDIR”
Ankara Tabip Odası adına konuşan Dr. Laleş Tunç: “İstanbul Sözleşmesi; kadını ev içinde, aile içinde değilken de koruması sebebiyle önemli olan bir sözleşmedir. İstanbul Sözleşmesi kimsenin bize bahşettiği bir şey değil. Ülkedeki kadınların, mücadele verenlerin kazancıdır. O yüzden bunu öyle kolay bırakmayacağız.”
“OY DEVŞİREBİLMEK İÇİN KADINLARIN BUNCA YILLIK EMEĞİ HİÇE SAYILDI”
TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Deniz Erdoğdu: “İstanbul Sözleşmesi, 100-200 yıllık kadın hareketinin elde ettiği toplumsal bir kazanımdı ve hayatiydi. Fakat siyasi pazarlıklar için, Saadet Partisi’nden birkaç oy devşirebilmek için ya da yüzde birkaç oyluk artış için bu kazanımlar feda edildi. Kadınların bunca yıl verdiği mücadele, emekler hiçe sayıldı. Ama kadınlar inatçıdır. Kadınlar sorunlarının sahibidir, peşindedir. Çıkarılan bu karar bizce yok hükmündedir. Bu ülkede her gün bir ya da iki kadın namus cinayeti bahanesiyle bir yakını tarafından katlediliyor. Artık bir cinsiyet kırımından söz ediyoruz. Peki devlet koruyor mu? Hayır. Başvurulduğu zaman etkin takip etmiyor. Erkek, kadından uzaklaştırılmıyor ve sonucunda cinayetlerle karşılaşıyoruz. Bunlar olurken, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması kabul edilemez."
“PEKİ KADIN CİNAYETLERİ, TECAVÜZCÜLER AİLE YAPIMIZA UYGUN MU?”
SES Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli: "İstanbul Sözleşmesi’nin toplumun yarısını oluşturan kadınlar için ne kadar önemli olduğu yapılan çalışmalarda, anketlerde ortaya konulmuş olmasına rağmen bunun bizim geleneksel aile yapımıza uygun olmadığı yönünde beyanla sözleşme ortadan kaldırıldı. Bunu kabul etmiyoruz. Sözleşme için ‘toplumsal yapımıza uygun değil’ deniyor. Peki kadın cinayetleri toplumsal yapımıza, geleneksel aile yapımıza uygun mudur? Tecavüzcüler bizim aile yapımıza uygun mudur? Biz gereken yerlere başvuracağız. Biz kadınlar olarak bu konuda sessiz kalmayacağız."
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rana Karabudak: “TBMM’de tüm partilerin desteğiyle onaylanan sözleşme kadınların şiddetten korunmasının güvencesidir. Sözleşme kadınları her türlü şiddete karşı korumayı amaçlar. Bu sözleşmeden vazgeçmek, kadınlara verilmiş olan şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri adil bir şekilde yargılama sözünden vazgeçilmesi anlamına gelir. Sağlık emekçileri olarak bizler, toplumsal barış için, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir anlayışı hayata geçirmek için, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğimizi duyurmak için buradayız. Kadına yönelik şiddete, ayrımcılığa karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ulusal ve uluslararası kazanımlarımızın hiçbirinden vazgeçmeyeceğiz, geri adım atmayacağız, attırmayacağız."
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.