SERKAN İYİGÜN
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir, Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına ayrımcılık yapıldığını, en çok aşıyı yaptıkları halde hiçbir ek ödeme almadıklarını söyleyerek, hekimlerin aşı planlarına Sağlık Bakanlığı’nın müdahale etmeyi bırakıp, aşı merkezlerinin bulaş merkezine çevrilmemesini, Bilim Kurulu’nda aile hekimlerinin de bulunmasını istedi.
Son dönemlerde Sağlık Bakanlığı’nın aşılanma sürecini hızlandırmak için uyguladığı politikalar nedeniyle, hastane ve sağlık merkezleri önünde oluşan kalabalıklar tepkilere yol açtı. Vatandaşlar daha aşı olmadan hastalığa yakalanma korkusu taşıdıklarını belirtirken, aile hekimleri de bu durumdan rahatsız olduklarını bildirdi.
"ÖNEMLİ OLAN UZUN VADELİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR PLANLAMA"
ANKA Haber Ajansı'na konuşan İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir, önemli olanın kısa sürede ciddi rakamlarda aşı değil, uzun vadeli sürdürülebilir bir planlama olduğunu söyledi. Demir, şunları söyleri:
"Pandemiyle mücadelemizin 16’ncı ayını yaşarken, tüm vatandaşlarımızın tüm ülkemizin bildiği gibi bu konuda sağlık çalışanları elinden gelen gayreti göstermeye devam edecek. Bu konuda kimsenin şüphesi olmamalı. Bizler önemli bir dönemden geçtik, çok ciddi hasta sayıları ve çok ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldık. O dönemde ne yazık ki aşılama hızımız da çok düşüktü. Sinovac aşısının ülkemize tedarik edilememesi nedeniyle, biz 2-2 buçuk ay boyunca günlük 100-150 bin bandında aşılama yapabildik. Aile sağlığı merkezinde Biontech aşısı da olmadığı, izin verilemediği için o dönem yapamadık. Sonra Biontech tedariği sağlandıktan sonra aşılama hızımızın ciddi derecede arttığını gördük. Önemli olan kısa sürede ciddi rakamlarda aşı yapmak değil, uzun süreli sürdürülebilir günlük belki 1-1,5 milyon doz aralığında aşı yapmamız. Bununla ilgili ciddi bir planlama yapılması.”
“POLİKLİNİK HİZMETLERİNE EK YAPTIĞIMI AŞILAMA HİZMETİİÇİN EK ÜCRET ALMIYORUZ"
Dr. Kudbettin Demir, koronavirüs aşılarının hekimler ve diğer sağlık çalışanlarına aslında birer ek iş olduğunu fakat herhangi bir ek ödeme almadıklarını, gönüllü olarak bu süreci devam ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Planlama konusunda ne yazık ki bir sıkıntı içindeyiz. Sağlık Bakanlığıçok hızlı hareket etmekten kaynaklı ya da sahanın şartlarını bilmediği için bazı yanlışlar yapıyor. Bu yanlışların düzeltilmesi gerekiyor. Her şeyden önce Aile Sağlığı Merkezleri Mart 2020’den itibaren hiçbir zaman kapanmadı ve poliklinik hizmetleri ile beraber, normal bütün hizmetlerini aksatmadan yerine getirdi ve bunu ciddi bir başarıyla yaptı diğer ülkelere kıyasla. Ve bu başarıyı Sağlık Bakanlığı aynı zamanda ifade etti zaten. Sağlık çalışanları olarak bizim 4 bin kayıtlı hastamız var. Aile Sağlığı Merkezi'nde her birimin, her hekim ve hemşirenin 4 bin - 4 bin 500 aralığında kayıtlı hastası var. Bu hastalar değişmedi, ek personel de vrelmedi. Dolayısıyla korona aşıları bizim için ek bir iş. Biz bunu gönüllü olarak gerçekleştiriyoruz. Bu dönemdeki toplumsal koruyucu sağlık hizmetleri, İşçi Sağlık Müdürlüklerinde olmasını bilmemize rağmen, biz bunu gönüllü olarak hizmet olarak vermeye devam edeceğiz.”
“YENİ BİR VİRÜS DALGASINA DAVETİYE ÇIKARIYORUSUNUZ”
Her Aile Sağlığı Merkezi'nin şartlarının ve personel sayısının, fiziki yeterliliğinin farklı olduğunun altınıçizerek bu merkezleri bulaş merkezine çevirdiklerini belirten Dr. Demir, şöyle konuştu:
“Bizim açtığımız randevulara son dönemde Sağlık Bakanlığı tarafından müdahale edildiğini görüyoruz ve bu çok ciddi riskli, yanlış bir uygulama. Her Aile Sağlığı Merkezi'nin kendi özel şartları var, kendi belli çalışma saatleri var. Ve diğer hastalarla sadece aşılama için gelen hastalarla iç içe geçirilmeden bir planlama yapmaya çalışıyor hekimler. Ama siz onların planlarında randevularına müdahale edersiniz aynı anda yüzlerce kişinin, aslında çok bekleme alanı olmayan Aile Sağlığı Merkezlerinin dolmasına neden oluyorsunuz ve bulaş merkezi haline getiriyorsunuz. Bizim istemediğimiz bir şey bu. Yeni bir dalgaya davetiye çıkarmak demek. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi lazım. Hekimlerin açtığı randevu planlanmasına Sağlık Bakanlığı müdahale edip değiştirmemeli. Çünkü herkesin her birimin her merkezin fiziksel şartları farklı, personel çalışma saatleri farklı, personel eksikliği olup olmaması farklı. Burada çok önemli bir konu var, Aile Sağlığı Merkezleri bir hekim, hemşireden ya da ebeden oluşuyor. Oysa biz sadece İstanbul’da 450 tane birimin aile sağlığıçalışanı yok. Hemşiresi yok. Sadece İstanbul’da 1,5-2 milyon vatandaşımız hemşiresi olmayan birimlerde hizmet almak zorunda kalıyor."
“HEMŞİRE AÇIĞIMIZ VAR”
Bütçelerine hemşire ücretlerinin de eklendiğini fakat dışarıdan veya özelde çalışan bir hemşire alamadıklarını söyleyen Demir, sadece devletten hemşire veya ebe alabildiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Ücretleri bütçeye eklenmiş ama sadece devletten bir hemşire ya da ebeyle anlaşabiliyoruz. Özelden çalışan, dışardan bir hemşireyle anlaşma yapamıyoruz. Buna Maliye Bakanlığı izin vermiyor. Sağlık Bakanlığı’nın ve Maliye Bakanlığı’nın bu konuda ivedilikle karar alıp eksikliği gidermesi lazım. Personel eksikliğinin giderilmeden bu aşıların düzgün yapılması mümkün değil. Buradan çağrı yapıyorum. Tüm Türkiye’de binlerce hemşire açığı var bu hemşirelerin atanması gerekiyor. Bunda bütçeleri ayrılmış durumda bu konuda herhangi bir sıkıntı yok. Aile Sağlığı Merkezlerinde fiziksel şartların bazılarında kötü olduğunu biliyoruz. Bekleme alanlarının dar olduğunu biliyoruz. Aynı anda 5-10 kişinin bile bulunmasının sıkıntı yaratacağını biliyoruz ama Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği randevu cetveline baktığımız zaman aynı dakikada aynı saatte 50-60 tane randevu verildiğini görüyoruz. Bazı Aile Sağlığı Merkezlerinde 100-150 kişinin aynı anda kuyruk oluşturduğunu ve büyük bir kaosun oluştuğunu görebiliyoruz. Lütfen aile sağlığı merkezlerimizi bulaş merkezleri haline getirmeyin."
“BU ŞEKİLDE AŞILAMA YAPAMAYIZ"
Dr. Kudbettin Demir, günlük bir milyon dozun üzerinde aşılama yapmanın şartları zorlaştırmadan da mümkün olduğunu söyledi. Dr. Demir, şöyle konuştu:
“Bizler düzenli bir şekilde aşılamalarımıza devam edeceğiz. Ama sadece bu şekilde aşılama yapamayız. Aşı merkezleri kurulmalı. Tüm gelişmişülkelerde olduğu gibi belli yerlerde aşı merkezleri kurulmalı. Mobil aşılama yapılmalı. Yine evden çıkamayan vatandaşlarımız için evde aşılama hizmeti getirilmeli. Sokak aralarında, parklarda, eğer uygunsa okullarda ve bahçelerinde belli yerlerde aşı merkezleri kurulmalı. Tüm hastaneler özel ve devlet hiçbir ayrım olmadan ve Aile Sağlığı Merkezi'nde aşılamalar devam etmeli. Bu şekilde kısa süreli değil uzun süreli günlük 1 milyon dozun üzerinde aşılama yapabiliriz ve herhangi bir sorun yaşanmadan bunları gerçekleştirebiliriz. Merkezlerimizdeki önemli bir sorun da malzeme açığı bunun da giderilmesi gerekiyor."
“AİLE HEKİMLERİ DE BİLİM KURULU'NDA YER ALMALI, SÖZÜ DİNLENMELİ”
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir, son olarak sağlıkta şiddetin önüne geçilmediğini, sağlık çalışanları olarak motivasyon kaybına uğradıklarını belirterek, Bilim Kurulu'nda aile hekimlerinin sözünün de dinlenmesini isteyerek şunları söyledi:
“Evet bizler yorulduk, sağlık çalışanları olarak 16 aydır yorulduk. İzin kullanmadık, istifa ve emeklilik hakkımız yok, temel haklarımız aslında özel bir dönem olduğu için elimizden alındı. Biz çalışmaya devam ediyoruz, bu konuda bir sorun yok ama bir motivasyon kaybına uğradık. Hala güvenli bir çalışma ortamında çalışamıyoruz, hala sağlıkta şiddeti konuşuyoruz. Bu sorunlar çözülmedi. Çözülmek için de ortada bir irade göremiyoruz. Bu sorunun ivedilikle çözülmesi lazım. Yine motivasyon artırmak için ek ödeme getirildi ama belli yerlere verildi. Biz Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına hiçbir ek ödeme yapılmadı. Şartlı bir ek ödeme getirilmişti eskiden o da ortadan kalktı. Şimdi de başka bir ayrımcılık yapılıyor ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler ya da hastanedeki aşı birimlerinde ek ödeme getirilirken, en çok aşıyı yapan Aile Sağlığı Merkezi'ndeki hemşirelere, ebelere ve hekimlere ek ödeme verilmediğini görüyoruz. Bu ayrımcılık çok kötü. Bu sahip çıkmama çok kötü. Bu personellerine değer vermemek çok kötü. Sağlık Bakanlığı bir an önce sorunlarıçözmesi için sahanın sesine kulak vermeye ve sahayı bilen insanlarla konuşmaya davet ediyorum. Mart 2020’den beri söylüyoruz. Evet salgın hastanede tedavi edilmez, sahada tedavi edilir. Koruyucu sağlık hizmeti veren, sahada çalışan insanların sesine kulak verin. Aile hekimleri de Bilim Kurulu'nda olmalı. Aile hekimi sözü dinlenmeli."