AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’a istifa çağrısı yaptı. Akbaşoğlu, “Lütfü Türkkan, milletvekilliğinden istifa etmelidir. Kendisini vatan için feda eden şehide açıkça küfreden birisinin Gazi Meclis çatısı altında bulunması siyaseten mümkün değildir. Bunun da gereği yapılmalıdır” dedi.
Muhammet Emin Akbaşoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akbaşoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
KARABAĞ ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN: “Bugün, gerçekten çok önemli bir gün. Zira 30 yıl Ermenistan’ın işgali altında kalmış olan Karabağ’ın, işgalden kurtulmak suretiyle özgürlüğüne kavuştuğu ve tekrar Azerbaycan’ın öz toprakları olduğu büyük zaferin birinci yıl dönümü. Karabağ zaferimiz kutlu olsun. Hem Türkiye hem Azerbaycan’ın kutlu günüdür. ‘Tek millet, iki devlet’ anlayışı içinde hareket eden bir yaklaşım içindeyiz.
OLAYIN ÜSTÜNÜN KAPATILMAYA ÇALIŞILMASI KABUL EDİLEMEZ: 3 Kasım, AK Parti’nin iktidara gelişinin 19. yıldönümüydü. Hafta sonu yaşadıklarımız gündemi tamamen değiştirdi. Hepimizi milletçe üzen bir hadise vuku buldu. Hadise böyleyken bu, bizzat Lütfü Türkkan ve İYİ Parti çevresince bir takım troll ordularıyla nasıl lanse edildi? Lütfü Türkkan ‘Ben küfretmedim, şehidin yakını küfretti’ dedi ama gerçek ortaya çıktı; tam tersi bir durum. Nezaketiyle düşüncesini ifade eden, bağrı yanmış, teröristlerce maalesef paramparça edilmiş bir şehidimiz söz konusuyken bununla ilgili şehidimizin kız kardeşine ilişkin apaçık Lütfü Türkkan tarafından küfredildiği duyuldu. Türkiye’de kaotik bir ortam çıkarılmasına dönük muhalefetin bu tür yaklaşımlarda da bu hadiselerin nasıl çarpıtılarak verildiğine hep şahit olmuştur. Lütfü Türkkan’ı grup başkanvekilliğinden istifa ettirmek suretiyle samimiyetsizce bu olayın üstünün kapatılmaya çalışılması kabul edilemez.
LÜTFÜ TÜRKKAN MİLLETVEKİLLİĞİNDEN İSTİFA ETMELİDİR: Lütfü Türkkan, kendi genel başkanı ve kamuoyundan özür diledi ancak şehidimizin bacısından, şehidimizden ve şehitlerimizden özür dilemedi. Özür dileme erdemini dahi gösteremedi. Yapılması gereken, Sayın Meral Akşener’in derhal bu kişi ile ilgili parti disiplin kurulunu toplayıp, partiden ihracıyla ilgili disiplin kurullarını devreye sokmasıydı. Ancak üç gün geçmiş olmasına rağmen Sayın Akşener’den ne bir beyanat ne bir işlem duyulmadı, görülmedi. Gazi Meclis’te bu duygu ve düşüncelerle hareket etmesi gereken, milletimizin ırz ve namusunu korumakla mükellef olan bu kişinin böyle galiz bir küfürle şehidimizi, şehidimizin yakınlarını ve tüm bir milleti rencide etmesi kabul edilemez. Lütfü Türkkan, milletvekilliğinden istifa etmelidir. Hem İYİ Parti’nin kurumsal tavrı hem milletimizin beklentisi siyaseten yerine gelmiş olabilir. Böyle bir menfur olaydan Sayın Akşener’in, açıklama ve ilgili tavrı ve neticeyi ortaya koyması acil olarak beklenmektedir. Kendisini vatan için feda eden şehide açıkça küfreden birisinin Gazi Meclis çatısı altında bulunması siyaseten mümkün değildir. Bunun da gereği yapılmalıdır.
BU MEKTUP ÇÖP SEPETİNE ATILMIŞ BİR MEKTUPTUR: Sayın Kılıçdaroğlu’nun büyükelçilere yazmış olduğu mektup. Şu mektubu görüyorsunuz değil mi? Bu mektubun anlamı içler acısı durumu ifade ediyor. CHP’nin kurucu lideri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu lideri, ilk Cumhurbaşkanı ve ilk Meclis Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Manda ve himaye kabul edilemez’ hedefleri doğrultusunda hep birlikte istiklal mücadelemizi verdik. Elhamdülillah hep birlikte kurduk. Mustafa Kemal Paşa, ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ demişti. 100 yıl sonra biz de aynı cümleleri aynı ruhla ifa ediyoruz. 100 yıl sonra CHP’nin başında olan Sayın Kılıçdaroğlu ve Türkiye’yi yönetmeye talip olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, büyükelçilere Türkiye’yi şikayet ederek, gambazlayarak ifade etmeye çalışıyor. Bu mektup, tarih önünde çöp sepetine atılmış bir mektuptur. Bu mektupta ifade edilen hususlar ilk defa ifade ediliyor değil.
MİLLİ İRADEYE İHANET DEĞİL Mİ: CHP Grup Başkanvekili Sayın Engin Özkoç ne demişti? ‘Başka bir egemen gücün müdahalesine gerek kalmadan parlamenter sisteme geçilmelidir.’ Bu apaçık emperyalistlere çağrı değil midir? Türkiye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, milli iradeye ihanet değil midir? Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz ne diyordu? Türkiye’nin Mavi Vatanı ile ilgili Türkiye’yi yayılmacılıkla suçlayan bir ağızla suçluyordu. Bugünkü CHP yönetiminin içinde bulunduğu durum, Türkiye için tehdit arz etmektedir. Bunun cevabını aziz milletimiz mutlaka verecektir. Bu, demokratik anlaşmanın tarihidir. Emperyalistlerden yardım bekleyenler… Bunlara gereken cevap, milletimiz tarafından verilecektir. Türkiye’nin milli ve yerli politikalarıyla milletimizin ve devletimizin hak, alaka ve menfaatlerini sonuna kadar muhafaza edeceğimizi, bu konuda en ufak bir taviz verilmeyeceğini ifade etmek isterim.
ABD TARAFINDAN DESTEKLENİYOR MU: Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül, bazı muhalefet partilerinin ABD tarafından desteklendiğini ifade ediyor. Böyle bir konu mutlaka ortaya çıkmalıdır, çıkarılmalıdır. Muhalefetin gerekli açıklamaları yapmaları, kamuoyunun beklentisidir.”
Lütfü Türkkan’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin gelen soruya Akbaşoğlu, “Anayasa çok açıktır. Bu konuda şehit ailesi de hukuki yollara başvuracağını net bir şekilde ifade etmiştir. Hem hakaret ve aleni küfür hem birtakım tacizlerin olduğu net şekilde görülmektedir. Hukuki süreç neyi ortaya koyuyorsa ilgili mevzuat sonuç olarak uygulanmış olacaktır” yanıtı verdi.