30. Uluslararası Adana Altın Koza FilmFestivali, ikinci gün programıyla devam etti. Sinemaseverlerin yoğun ilgigösterdiği festivalin ikinci gününde, ulusal yarışma filmlerinden “Yüzleşme”,“Cam Perde” ve “Öte” seyirci ile buluştu.
Yönetmen Reis Çelik, Lal Gece filminin özelgösterimi sonrası söyleşi gerçekleştirdi. Yoğun program, Çukurova Altın KozaFilm Akademisi’nin düzenlediği özel söyleşiler, Belgesel Film Yarışması ve KısaFilm Yarışması finalist filmlerinin gösterimi ile devam etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 30. kezsinemaseverlerle buluşan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’ninikinci gününde, yönetmen Reis Çelik ‘’Lal Gece’’ filminin gösterimine katıldı.Yönetmen, gösterimin ardından Adanalılarla interaktif söyleşide bir arayageldi.
Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu veSinematek Adana iş birliğiyle, Adana Başkent Hastanesi Kışla Yerleşkesi’ndegerçekleşen sohbette Reis Çelik, soruları cevapladı. Çelik ‘’Cengiz Aytmatov’unBeyaz Gemi kitabını okuduktan sonra filmini izledim ve o gün, ben yönetmenolacağım, dedim. Niye yapmak istedim? Çünkü ben 11 yaşından itibaren kendimiifade etme derdiyle yaşadım. İnsanlar kendi gerçekleriyle yüzleşmedikçe kendiniyenileyemez. Kendi realitesini ortaya koymayan ve kendi derdiyle yüzleşmeyentoplumlar gelişemez. Her şeyi halının altına koyarsanız o halı kokar. Sanatıniki özelliği var. Birincisi. sanat, insanlık tarihi boyunca söylenmeyenisöyleyen, cesaret eden, aykırı bir kavramdır. İkincisi ise sanat; yüzleştirir.Bir romanı okuyunca o toplumla yüzleşirsiniz. Bu her sanat dalı içingeçerli. Toplum ne ile karşı karşıya, toplum neyden etkileniyor, sanatlagörürsünüz. Ben de yüzleşme kavramını sinemada işlemek istedim’’ dedi.
SİZ OLSANIZ NE YAPARDINIZ; “YÜZLEŞME”
Yönetmen Filiz Kuka: “Ölüye saygımız sonsuzdurgarip bir şekilde. Ama canlıya saygımız yok.”
Festivalin Ulusal Yarışma filmlerinden“Yüzleşme” seyirci karşısına çıktı. Senarist ve yönetmen Filiz Kuka’nın ilkfilmi olan Yüzleşme’ye, filmin oyuncuları Asiye Dinçsoy, Okan Urun, NilayErdönmez ve Güney Sayın katıldı. Gösterim sonrası seyircilerin sorularınıyanıtlayan yönetmen Filiz Kuka, “İnsanın kendini öldürme isteğini her zamanmerak etmiştim. Yüzleşme bir nevi yüzleşememeyi de anlatıyor. Aslında yüzleşemiyorlar,şimdi başlıyor her şey. İnsanlar yüzleşemiyor aslında bu filmde” dedi. Babasınıçok erken kaybettiğini, bu filmin kendisini iyileştirmediğini söyleyenyönetmen, “Sadece böyle bir durumla ben karşılaşsam ne yaparım diye düşündüm.Garip bir hissiyatım var. Ölüye saygımız sonsuzdur garip bir şekilde. Amacanlıya saygımız yoktur. Farklı bir hissi var bu filmin bende” dedi.
“Yüzleşme”nin başrol oyuncularından AsiyeDinçsoy da, “Senaryo çok değişik geldi bana. Konu itibariyle işlenmemiş birhikaye. Oyuncu arkadaşlarımla göz göze anlaşabilmek çok önemliydi. Yüzleşmeler,dertler, sorunlar, sıkıntılar, aile olmak böyle bir şey” dedi. Oyunculuğun her çeşidi zor ama seyirciye geçirebilmek, yönetmenin amaçladığıduyguyu aktarabilmek kolay değil de diyen Dinçsoy, “Yüzleşmeleri hayatımızdaher zaman yaşıyor muyuz, diye düşünüyorum bazen. Ne olaylar oluyor hayatımızdada ama üzerini kapattığımız da çok oluyor ” dedi.
Filmin diğer başrol oyuncusu Nilay Erdönmez defilm ile ilgili olarak; “Ölüm üstüne düşünmek kaçınılmaz oluyor kimi zaman. Bufilmin etrafında düşünmek, tartışmak, okumak önemliydi benim için de… İsterhasta olsun, ister yaşlı olsun birinci dereceden bağlı olduğumuz insanlarınorada duruyor fikri çok enteresan. His değil, fikir bu. O fikir sende kalsınistiyorsun. Filmde de bu var” diyerek düşüncelerini aktardı.
BIÇAK SIRTI BİR HİKAYE; “CAM PERDE”
Yönetmen Fikret Reyhan: “Sıkıntılı, bıçak sırtıbir konu. Bunu doğru karakterleri kurarak aşabileceğimi düşündüm. Sisli birkadın hikayesi anlatmaya çalıştım.”
Yarışma filmlerinden bir diğeri olan “CamPerde”nin gösterimi de senarist ve yönetmen Fikret Reyhan ile oyuncular; SelenKurtaran, Uğur Karabulut, Alper Çankaya ve Fatih Sönmez’in katılımıylagerçekleşti.
Gösterim sonrasında yapılan söyleşide yönetmenFikret Reyhan: “Gazetede bir haber okumuştum. Sinemacı olarak bir şeyleryapmamız gerekir diye düşündüm. Youtube’da izlediğim bir videodan da çoketkilendim. Çok fazla haberdar oluyor insanlar ama o işin içinde olmak başkabir şey. Onları yaşayanlar, onların faillerini düşündüğünüzde durum çok çokfarklı. Kadınlar tarafından hissetmeye anlamaya çalıştım. Karakterleriyaratırken çok fazla röportaj yaptım, bu durumu yaşayanlarla. Zihni bir sorunolduğunu fark ettim. Cinsiyetçi kodlar yeniden üretiliyordu. Farkında olmadankodlar içinde gidip geliyordu. Ben nasıl bunları mikro bir dünyadan makro birdünyaya ulaştırabilirim onu düşündüm. Nasıl bu zihniyete ulaştırabilirimdiye düşününce, kareler oluşmaya başladı. Büyük resme ihtiyacım olan büyük karakterlerzamanla oluştu. Öncelikle Selim ve Ömer karakterlerini oluşturdum” dedi.
Kolay bir süreç olmadığını da söyleyen Reyhan,“En acısı da bir noktadan sonra hayatımız normalleşiyordu. O stresin içindeyaşamayı öğrendiğimiz zaman aslında biliyorduk ki o gölgeler her yerdenkarşımıza çıkabiliyor, zarar görebiliyor insanlar” dedi.
Filmin başrolün oyuncusu Selen Kurtaran ise“Senaryoyu ilk okuduğumda bir erkeğin böyle bir hikayeyi yazması beni çoketkiledi. Böyle bir konuya kafa yorulması hoşuma gitti. Senaryoyu okuduğumdaNesrin’i oynamak istedim. Her şey çok tanıdık geldi ama o hissi sürekli her günsırtınızda hissetmek, tedirgin olmak ve bunu benimsemiş olmak… Hepsi karmaşıkhissiyatlar. Çok içimize işlemiş bir duygu. Farkında olmadannormalleştirebiliyoruz duyguları” diye rolünü anlattı.
BİR KADININ YOL HİKAYESİ “ÖTE”
İlk günün üçüncü yarışma filmi olarak seyircikarşısına çıkan “Öte” ise yönetmen Malik Isasis ile Esra Saydam’ın imzasınıtaşıyor. Film ekibinden Esra Saydam, İlkin Kitapçı, Osman Ada, Gülsüm Ölgen,Eda Çarıkçı ve Eren Acili’nin katılımıyla gerçekleşen gösterinin ardından sorucevap yapıldı.
Esra Saydam; “Arkadaşım Malik Türkiye’de filmçekmek istiyordu, dolayısıyla çok küçük bir ekiple film çekmek istedik. Siyahibir kadın olursa, ikimizde o karaktere bir şeyler ekleyebiliriz dedik. Maliksiyahi, ben bir kadın, yalnız bir kadının dolaşmasının ne anlama geldiğinibiliyordum. O da siyahi bir kadın olarak dolaşmanın ne anlama geldiğinibiliyordu. Filmin öyküsü buradan çıktı” diyerek filmin çıkış öyküsünü anlattı.
‘’Belgesel Film Yarışması’’ finalistleri seyirciile buluştu
30. Uluslararası Adana Altın Koza FilmFestivali’nin Yarışması’nın ‘’Belgesel Film Yarışması’’ bölümünde yarışan Tuba Deniz’in yönetmenliğindeki ‘’Hayal Eyler Gönül Geçmiş Zaman’’ ve KeremSoyyılmaz’ın yönetmenliğindeki ‘’Rodakis’i Ararken’’ filmleriAdana’da seyirci karşısına çıktı.
Festival kapsamında ayrıca, ‘’Kim Mihri’’ ve‘’Bilge Ana Mevlüde Genç’’ belgeselleri de özel gösterimle sinemaseverlerlebuluştu.
‘’Kısa Film Yarışması’’ finalistlerigösterildi.
Uluslararası Kısa Film Yarışması’nınfinalistlerinden; Zeynep Demirhan’ınyönettiği Yüzler, Halime Usta’nın yönettiği Soğuk, Uzak ve Kirli Leonardo Martinelli’ninyönettiği A Bird Called Memory, George Todria’nin yönettiği Amaia’sGuests, Angélica Restrepo’nınyönettiği All My Scars, Carlos Velandia’nın yönettiği Vanish in the Wind, Anson Chu’nun yönettiğiNo Place for Old Men ve Ahmad Alyaseer’in yönettiği Our Males and Females beyazperdeye çıktı. Yüzler filminin yönetmeni Zeynep Demirhan ve Soğuk, Uzak veKirli’nin yönetmeni Halime Usta, film gösterimi sonrası gelen sorularıcevapladı.
Ulusal Öğrenci Kısa Film Yarışması’nınfinalistlerinden; İclal Yiğitoğlu’nunyönettiği Behind The Curtain, Mustafa Mert Yağcı’nın yönettiği Akşamüstü Rüyası, Arif Canpolat’ınyönettiği Kuşlar İşer mi, Ercem Metin’in yönettiği Şöhret, Ümit Güç’ün yönettiğiKarıncanın Ayak İzleri, Ali Alkım Duman’ın yönettiği Bir İhtimal Daha ve Can Baran’ın yönettiğiApartman Boşluğu filmleri de gösterildi.
Pelikülden Dijitale Sinemada Tasarım
Festival kapsamında Çukurova Altın Koza FilmAkademisi’nin düzenlediği, ‘’Pelikülden Dijitale Sinemada Tasarım’’ konulukonuşmada Dr. Öğretim Üyesi Emre Ahmet Seçmen, sinema bölümü öğrencileri vesinemaseverlerle bir araya geldi. Esas 01 Burda AVM Cinemapink’te düzenlenenkonuşmada Seçmen, kurgudan sese, renkten bilgisayara, dijital döneminilklerini, dijital dönemin analog denemelerini ve dijital sinemayla birliktegelen dönüşümü anlattı. Seçmen, “Geleneksel üretimde bazı filmleri gördüktensonra, bana göre sinema salonlarının önemi bitmeyecektir. Sinemalara kalitelifilmler gelirse eskiden olduğu gibi salonlara dönüş olacaktır” dedi.
‘’Küçük Ekipman Büyük Yaratıcılık’’
Çukurova Altın Koza Film Akademisi’nindüzenlediği ‘’Küçük Ekipman Büyük Yaratıcılık’’ başlıklı konuşmadaise Görüntü Yönetmenleri Derneği’nden görüntü yönetmeni Nusret Emre Bilginsinemaseverlerle tecrübelerini paylaştı. Esas 01 Burda AVM Cinemapink’tedüzenlenen konuşmada Bilgin, teknolojinin ilerlemesiyle kamera sistemininküçülmesi ve kameraya erişimin kolaylaşmasına değindi. Teknolojininilerlemesiyle üretkenliğin arttığına dikkat çeken Bilgin, ışık, kameratekniklerini uygulamaları olarak anlattı.
GÖRÜNTÜ LİNKİ:
https://wetransfer.com/downloads/a650882641e2943158965b569a49dcda20230919220312/eeaff60107b5902f22306e914556336d20230919220432/1578a3