Ankara Tabip Odası (ATO) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Emek Bizim Söz Bizim" sloganı ile ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Covid-19 için meslek hastalığı yasası çıkarılmasını talep ediyoruz. Tüm sağlık çalışanlarına Türkiye’de ilk vakanın ilan edildiği 11 Mart 2020’den itibaren, pandeminin sonlandığı zamana kadar her yıla 120 gün yıpranma payı, fiili hizmet süresi zammı istiyoruz" denildi.
Açıklama metnini Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gülseren Çeliksöz okudu. Covid-19'un meslek hastalığı kabul edilebilmesi için hekimlerden illiyet bağı istendiği belirtilen açıklamada, "489 kaybettiğimiz meslektaşımız illiyet bağı değil mi?" diye soruldu. Çeliksöz şunları söyledi:
"KAHRAMANLAR YORULMAZ" GİBİ BÜYÜK BİR DUYGUSAL YÜKE MARUZ BIRAKILDIK"
"Mart 2020’den itibaren meslek örgütlerinin, bilim insanlarının uyarılarını dinlemeyenlerin pandeminin yükünü yalnızca bizlerin üzerine bırakacağı anlaşılmıştı. Bizler mesleğimizin gereklerini elbette yapacaktık ve yaptık, ancak sürecin tüm yükünün üzerimize yıkılmaması için şeffaf, akılcı ve bilimsel bir salgın yönetimi talep ettik. Buna rağmen salgın değil, algı yönetildi. Bu algı yönetiminde de biz sağlık çalışanlarına yalnızca kahramanlık güzellemeleri, balkonlardan alkışlar, hakkınızı ödeyemeyiz tesellileri düştü. Uzunca bir süre "of" bile diyemedik, çünkü "kahramanlar yorulmaz' gibi büyük bir duygusal yüke maruz bırakıldık.
"BİZLER ÖLÜRKEN, ÇALIŞMA BAKANI'NIN AĞZINDAN "EVDE HASTALANANLAR VAR" SÖZLERİ DÖKÜLDÜ"
Halbuki "kahramanlar" bu süreçte nitelikli bir maskeye dahi ulaşamadı. Kahramanlara dağıtılan maskeler korumak bir yana tam tersi korunuyor hissi yaratarak daha fazla hastalanmamıza neden oldu. Kahramanların işyerlerinde bulaştan koruyacak düzenlemeler yapılmadı, kış aylarına gireceğimiz bu günlerde ise işyerlerimizin havalandırma sistemlerinin yeterliliğine dair bile en ufak bir bilgiye sahip değiliz. İzin, istifa, emeklilik ve rapor haklarımız hukuksuzca engellendi. Sonra birer birer hastalanmaya, arkadaşlarımızı kaybetmeye başladık. Bizler mesleğimizden dolayı ölürken, ekranlarda "Hastaneden aldığını nerden biliyoruz, evde hastalananlar var" sözleri Çalışma Bakanı’nın ağzından döküldü.
"489 KAYBETTİĞİMİZ MESLEKTAŞIMIZ İLLİYET BAĞI DEĞİL Mİ?"
Bugüne kadar 489 sağlık çalışanını kaybettik. Mesleki maruziyetimizi Cumhurbaşkanı'nın, Sağlık Bakanı'nın dilinden dökülen itiraflar ile de duyduk ancak konu yasal bir hak olarak meslek hastalığı yasası talebimize geldiğinde bu sözler unutuldu. Meslektaşlarımızdan başvuru şartı ve illiyet bağı istendi. Yani bizlere pandemide, "Hekimlik yaptığınız için riskli olduğunuzu, hekimlik yaptığınız için hastalandığınızı, mesleğinizden kaynaklı öldüğünüzü" kanıtlayın dendi. Bir kere daha soruyoruz: Madem işyerlerimiz riskli değil neden tedavi olmaya gittiğiniz hastane katlarını boşalttırıyorsunuz, bu bir illiyet bağı değil mi? Evde kal çağrıları yaptığınızda evde kalamayanlar olmamız illiyet bağı değil mi? En önemli korunma yöntemi maske ve mesafeyken mesleğimiz gereği koyamadığımız mesafe, yaptığımız riskli işlemler illiyet bağı değil mi? 489 kaybettiğimiz meslektaşımız illiyet bağı değil mi?
"HEKİMLER, "BU TOPRAKLARDA HEKİMLİK YAPMAK İSTEMİYORUZ" DİYORLAR"
Hekimler ölürken dahi mesleki onurları verilmediği için istifa ediyor. Hekimler birçok ülkede Covid-19 meslek hastalığı sayılırken bizim ülkemizde hala daha yasal düzenlemesi yapılmadığı için göç ediyor. Kısacası emeğimiz görmezden gelindiği için hekimler, "Bu topraklarda hekimlik yapmak istemiyoruz" diyorlar.
"HAKLARIMIZI İSTİYORUZ"
Bu gidişata dur demek için haklarımızı bir an önce istiyoruz. Covid-19 için meslek hastalığı yasası çıkarılmasını talep ediyoruz.
Tüm sağlık çalışanlarına Türkiye’de ilk vakanın ilan edildiği 11 Mart 2020’den itibaren, pandeminin sonlandığı zamana kadar her yıla 120 gün yıpranma payı, fiili hizmet süresi zammı istiyoruz. Her hafta bir talebimizi yükselttiğimiz bu süreçte 175 bin hekimin sözcüsü olarak 23 Kasım’da İstanbul’dan başlatacağımız "Beyaz Yürüyüş’ün ardından 27 Kasım günü Ankara’da ülkenin dört bir yanından gelen hekimler ve sağlık emekçileri ile "Beyaz Forum'da buluşacağımız. Taleplerimizin kabul edilmemesi halinde bu forumda alacağımız kararlar ile mücadelemizin büyüyeceğinden ve sonuç alıncaya kadar devam edeceğinden de kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini bir kere daha hatırlatıyoruz."