Haber: DİLAN KUTLU - Kamera: ÜNAL AYDIN
Ankara’daki pazarcılar, plastik kasaların kendilerine parayla satılmasını, hale girişte ücret alınmasını ve hamallık parasının kendilerinden istenmesini protesto ederek pazara çıkmama kararı aldı. Pazarcı Cemal Ayhan, “‘O plastiği alacaksın, daranı sana düşmüyorum, parasını bana vereceksin" diyor. ‘Geri dönüşümü olmayan plastiği çöpe atacaksın’ diyor. Pazarcı da patlıcan 3 liraysa 4 lira satmak zorunda kalıyor" dedi. Bir başka pazar esnafı, "Hal esnafının depozitolu, iadeli kasaları var. Petrol hammaddesi yükselince bunların da maliyetleri çok yükseldi. Bunların amacı bu kasaları iadesiz yapıp, ‘Nasıl olsa ben bunun parasını alıyorum’ deyip o parayı ödememek" diye konuştu.
Ankara’daki pazarcılar, sebze ve meyvelerin konulduğu plastik kasalar için kendilerinden ücret istenmeye başlanmasını, hale girişte ücret alınmasını ve hamallık parasının kendilerinden istenmesini protesto etti. İki gündür pazara çıkmayan esnaf, yaşanılan durumdan hal yönetimi suçladı. Hal yönetiminin keyfi fiyatlar belirlediğini öne süren pazarcılar, sorunlar çözülene kadar pazara çıkmayacaklarını söyledi.
"GERİ DÖNÜŞÜMÜ OLMAYAN PLASTİĞİ BİZE PARAYLA SATIYORLAR"
ANKA Haber Ajansı’na konuşan pazarcılar, yaşadıkları sıkıntıları şöyle aktardı:
Pazarcı Cemal Ayhan: “Hal yönetimi tarafından, komisyoncular tarafından gayri meşru işler adapte ettiriliyor. Bugün patlıcanın kilosu 20 liradır, en kötü 1 kiloya yakın o plastik geliyor. "O plastiği alacaksın, daranı sana düşmüyorum, parasını bana vereceksin" diyor. ‘Geri dönüşümü olmayan plastiği çöpe atacaksın’ diyor. Pazarcı da patlıcan 3 liraysa 4 liraya satmak zorunda kalıyor. Burada baronlar avara, isteği zaman istediği paraya esnafa satıyor. Hamaliye parasını da pazarcıdan alıyorlar. Biz diyoruz ki ‘Benden giriş-çıkış parası alamazsın’. Bugün 5 defa esnaf hale girdiği zaman 50 lira gideri var. Ortalama 30 lira günlük, ayda bin lira yapar. Yazık değil mi bu insanlara?”
"7 LİRAYA ALDIĞIM DOMATESİ 8 LİRAYA SATMAK ZORUNDAYIM"
Yaşar Arduç: “5 liraya aldığımız domatesin darası düşürülmediği zaman bize 7 liraya mal oluyor. Ben, bu domatesi 7 liraya aldığım zaman 8 liraya satmak zorundayım. Komisyoncular bize dara düşmüyorlar. Diyorlar ki ‘Mecbursunuz alacaksınız’.”
"PETROLÜN FİYATI YÜKSELİNCE KASANIN DA FİYATI YÜKSELDİ"
Pazar esnafı: “Hal esnafının depozitolu, iadeli kasaları var. Petrol hammaddesi yükselince bunların da maliyetleri çok yükseldi. Bunların amacı, bu kasaları iadesiz yapıp, ‘Nasıl olsa ben bunun parasını alıyorum’ deyip o parayı ödememek. Petrolün fiyatı yükselince kasaların da fiyatları yükseldi. Zaten bu parayı malın maliyetine yansıtıyor. Bugün domatesi ben 10 liraya alıyorum. Bu kasanın maliyeti bunun içerisinde zaten.”
"BU PLASTİK KASALAR HANGİ FABRİKALARDA ÜRETİLECEK, PARALAR KİMİN CEBİNE GİDİYOR"
Onur Ömer Dara: “Bu işin çevresel boyutu da vardır. Bize dayatılan tek kullanımlık plastik kasalar. Daha önceden kullanıldığı gibi çok kullanımlık plastik kasalar var. Biz, bunları kullanmak istiyoruz. Bize fahiş fiyatla satıp çöpe atılmasını istiyorlar. Bu paralar kimin cebine gidiyor? Bu plastik kasalar hangi fabrikalarda üretilecek? Ankara toptancı halini boykot ediyoruz.”
"195 KOMİSYONCU ZOR DURUMDA"
Komisyonculuk yapan Sadık Yıldız: “İki gündür pazarcılarımız pazara çıkamıyor ve bu krizi Ankara Pazarcılar Odası Başkanı ve Hal Başkanı çözemiyor. Büyükşehirle daha önceden sözleşme yapmışlar. Sözleşme yaptıkları için protokol imzalamışlar. Protokole imza attıkları için bu defa geri dönemiyorlar. Ankara Pazarcılar Odası Başkanı da bundan 10 gün önce Hal Başkanı’yla görüşmüş, o da bu ücretler üzerine bir imza atmış. Burada 195 komisyoncu da zor durumda kaldı. Ankara geneli 200 tane günlük kurulan pazarlarımız var. Dün saat 4’te markette yok satıldı. Portakal 2 liraysa dün markette 10 liraya çıktı. Biz pazara çıkamayınca vatandaş markete hücum ediyor.”